Yunan halkının 'seçim'i, AB'yi memnun etmedi
Yunanistan'da siyasi deprem yaratan dünkü seçimler, Avrupa Birliği'nin hesaplarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu
Seçim öncesinde siyasi yelpazenin sağ ve solundaki iki büyük partiden (Yeni Demokrasi ve Sosyalistler) AB IMF programına bağlı kalacakları konusunda yazılı taahhüt alan Brüksel, 2009'daki seçimlerden toplam yüzde 78 alan partilere son seçimde desteğin yüzde 32'ye kadar gerileyebileceğini hesaba katmamıştı.
Yeni Demokrasi hareketinin dünkü seçimlerde birinci sırada çıktığı için fazladan kazandığı 50 sandalyeye rağmen Sosyalistlerin de destek vereceği bir AB-IMF programı yanlısı 2 partili muhtemel bir koalisyonun parlamentoda çoğunluğu bulunmuyor.
Henüz kesinleşmeyen seçim sonuçlarına göre, Yunanistan'da 300 üyeli parlamentoya girmeye hak kazanan partilerden Yeni Demokrasi'nin yüzde 18,9 oyla 108, aşırı sol SYRIZA'nın yüzde 16,8 oyla 52, Sosyalist PASOK'un yüzde 13,2 oyla 41, milliyetçi Bağımsız Yunanlılar hareketinin yüzde 10,6 oyla 33, Komünist Parti'nin yüzde 8,5 oyla 26, neo-Nazi Altın Şafak partisinin yüzde 7 oyla 21 ve Demokratik Sol'un yüzde 6,1 oyla 19 koltuk kazandı.
Bu durumda Brüksel'in beklentilerini karşılayabilecek tek koalisyon hükümeti, Yeni Demokrasi ve PASOK'a Demokratik Sol'un destek vermesiyle mümkün olabilecek.
Demokratik Sol partisinin lideri Fotis Kouvelis'in henüz seçim akşamından böyle bir ihtimali reddetmesi bu yöndeki beklentileri zayıflatırken, seçimlerden çıkan siyasi tablo, AB IMF paketine karşı çıkan radikal sağ ve sol partilerin de parlamento çoğunluğuna sahip bir koalisyon çıkarmalarını neredeyse imkansız kılıyor.
Bu durumda yeni bir seçim ya da milli birlik hükümeti ihtimalleri sırada beklerken, AB'nin takınacağı tavır Atina'da siyasi hesapları değiştirebilir.
-"Sorumluluklarını yerine getir"-
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Yunan seçimleriyle ilgili açıklamasında, "AB'ye verilen taahhütlere bağlı bir koalisyon hükümetinin kurulması"nın amaçlanmasını istedi.
Schulz, "Yunanistan seçimleri sakin kafayla analiz edilmeli ve neyin uygulanabilir olduğu bulunmalıdır. Seçim sonuçları aşırı tepkiyi hak etmiyor" dedi.
AB Komisyonu sözcüleri de seçim sonuçlarının ardından Yunanistan'a AB IMF paketinde değişiklik yapılmasının söz konusu olmadığını vurguladılar.
AB Komisyonu, Yunanistan'ın Euro Bölgesinde kalmasından yana olduğunu, ancak bunun için Atina'nın sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini bildirdi.
-Seçim sonuçları AB'nin işine geliyor-
Yunanistan'daki mevcut ekonomik enkaz tablosundan 40 yıla yakın süredir yaygın yolsuzluk düzeniyle ülkeyi yöneten Muhafazakarlar ve Sosyalistleri sorumlu tutan AB, demokrasi açığına neden olacağı şeklindeki eleştirilere rağmen seçim öncesinde Lukas Papadimos başkanlığında teknokrat hükümetine büyük destek vermişti.
Bu yolla Yunanistan'daki mevcut siyasi elitleri tasfiye etmeyi planlayan AB'nin mevcut seçim sonuçlarıyla amacına büyük ölçüde ulaştığı görülüyor.
Bu süreçte Yunanistan'da AB IMF programı karşıtı aşırı sağ ve sol partilerin oylarını artırmaları, Brüksel'i çok fazla rahatsız etmiyor. Çünkü AB'nin açtığı kredilerle ayakta durabilen ülkede birlik üyeliğini sorgulayan kimse bulunmazken, Euro Bölgesi'nden çıkılmasını isteyenler kamuoyu yoklamalarında hala azınlıkta kalıyor.
Önceki kurtarma paketleriyle uluslararası bankaların Yunanistan'dan alacaklarının büyük oranda silinmesi nedeniyle Atina'nın muhtemel bir eurodan çıkma kararının fazla yankı yapması beklenmiyor.
AB, Yunanistan'da siyasi deprem yaratan mevcut seçim sonuçlarını, teknokrat hükümetin devamı için kullamaya hazırlanıyor.