Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Geçen hafta yapılan seçimlerin ardından Yunanistan’da hükümetin kurulamaması ve Haziran ayında bir kez daha seçimlere gidilecek olması sonrasında piyasalarda sert bir satış görüldü.

Haziran’daki seçimlerde, ülkenin AB’den aldığı yardımların sürmesi için şart olan tasarruf tedbirlerini uygulamaya karşı olan partilerin daha da güçlenmesi olasığı yüksek. Bu ise piyasalarda, Yunanistan’ın Euro birliğinden de çıkacağı beklentisi yaratıyor.

Öncelikle Yunanistan’ın neden Euro’da vazgeçmek isteyeceğini anlamamız gerek. Çünkü Yunanistan, borcunun nerdeyse yarı yarıya silinmiş olmasına rağmen, asla ödeyemeyeceği ağır bir borç yükünün altında eziliyor. Eğer para birimini devalüe edebilseydi, hem ekonomisine rekabetçilik kazandırabilir, hem de bu borç yükünü azaltabilirdi. Üstelik ülke, 5 yıldır süren resesyon ve kurtarma planları karşılığında uygulamak zorunda olduğu tasarruf tedbirleri nedeniyle ciddi bir sosyal patlamanın eşiğinde.

Yunanistan'ın Euro’yu terketmesini ne tetikleyecek? Yeni hükümet önce, büyük olasılıkla, mevcut kurtarma paketinin şartlarını pazarlık edecek. Eğer pazarlık olmaz ya da arzu edilen sonuçlar alınmazsa Yunanistan borcunu ödemeyecek ve bu Euro bölgesinin ilk iflası olacak.

Euro’dan çıkmak için bir mekanizma yok. 1999’da tasarlanan Euro birliğinde, bir çıkışa ihtiyaç duyulabileceği düşünülmediğinden, bu sürecin nasıl olacağını bilen yok. Muhtemelen Yunanistan hem para birliğinden hem de siyasi birlikten çıkacak ve ekonomisi bir gün düzelir ise o zaman yeniden müzakerelere başlayacak. Öte yandan AB’den çıksa bile bu Yunanistan için dünyanın sonu olmayacak. Yunanistan birlik dışında kalsa da, yine AB ile yakın ilişkiler içinde olacak. Mesela İsviçre ve Norveç AB üyesi olmamalarına rağmen, pratikte ekonomik olarak da siyasi olarak da AB ile çok içiçe durumdalar.

Yunanistan para birliğinden ayrıldığında EUR yerine başka bir para birimi kullanmak zorunda kalacak. Büyük olasılıkla bu “Yeni Drahmi” olacak. Ancak birçok para birimini basan İngiliz De La Rue şirketine göre yeni bir para biriminin tanıtılması ve basılması en hızlı şekilde bile yapılsa 4 ay sürecek. Yani, eğer şu anda bu yeni para biriminin basımına başlanmadıysa, piyasaları bundan daha uzun ve sancılı bir süreç bekliyor demek.

Yeni Drahmiye geçince ne olacak? Öncelikle bankalar tatil edilecek ve halkın bankalara hücum ederek Euro mevduatlarını çekmeleri engellenecek. Daha önceki örneklerden hareketle, Yunanlılar ellerindeki bu yeni para biriminden bir an önce kurtulmak ve EUR ya da USD almak isteyecekler. Yani Drahmi hızla değer kaybedecek. Devalüasyon ister istemez, çok kısa bir süre sonra çok yüksek bir enflasyon yaratacak. Yunanistan sermaye kontrolleri koyacak ve ülke dışına Döviz çıkışını durdurmak isteyecek.

Bankalar ne olacak? Zaten daha önce ellerindeki tahvil portföyünün %70’ini silmeye “gönüllü” olan bankaların bu sefer drahmideki devalüasyon ile birlikte aktifleri daha da eriyecek. Bu durumdaki bankalara kimse borç da vermek istemeyecek. Bu arada organik olarak oldukça güçlü bağların bulunduğu ve çok yüksek kaldıraç oranlarına sahip Güney Kıbrıs bankalarının da batma noktasına geleceğini belirtelim.

Peki Yunanistan devalüasyondan nasıl faydalanacak? Üretim tarafında öne çıkacak bir sektör bulmak güç, ancak turizm sektörü ucuzlayan fiyatlarla en karlı çıkacak sektör olacak. Ama turizm tek başına Yunanistan’ı kurtaramaz. Buna ek olarak ülkenin en önemli sektörlerinden biri olan deniz taşımacılığı da ucuzlayan fiyatlardan olumlu etkilenebilir. Ancak bu iki ihracat kalemi ile ülkenin hızla büyümesi mümkün değil.

Piyasaları asıl korkutan Yunanistan değil. Diğer ülkelerin Euro’dan çıkış için sıraya girmeleri. Yunan ekonomisinin büyüklüğü yaklaşık 300 milyar dolar, Avrupa Birliği’nin içinde oldukça düşük bir payı var. Ancak Yunanistan yukarıdaki senaryoya uygun hareket ederse, yatırımcılar İspanya, İtalya, Portekiz piyasalarından kaçacaklar.

Krizin başlarına dönüp hatırlayalım; 2010’daki ilk kurtarma paketi öncesinde siyasetçiler ve ECB yetkilileri, bu yardımın Yunanistan’a mahsus, bir seferlik bir durum olduğunu söylüyorlardı. Sonrasında İrlanda ve Portekiz kurtarıldı, İspanya ve İtalya’ya ise resmen olmasa da ECB’nin sağladığı bol likidite ile yardım edildi. Yani Yunanistan’da işlerin daha da kötüleşmesi durumunda, bu ülkelerdeki yatırımcılar paralarını daha güvenli ülkelere götürmek için fazla beklemeyeceklerdir. Şu anda dahi bu ülkelerden çıkışlar sürüyor. Paranın kaçtığı ülkeler ise Almanya, Hollanda, Lüksemburg ve Finlandiya.

Yunanistan’ın gerçekten de Euro kullanmayı terk etmesi durumunda piyasalarda panik olacak. Bu paniği yatıştırmak için ECB’nin piyasalara yüksek miktarda likidite enjekte etmesi gerekecek. Yani ECB LTRO’ya devam edecek ve tekrar piyasaya girip bu sefer çok daha yüksek miktarlarda tahvil almak zorunda kalacak. Bunun sonucunda EUR değer kaybedecek ve Euro birliğinin geri kalanı hiç rekabetçi olmayan bir kur ile başbaşa kalacaklar.

"EN KÖTÜ SENARYO FİYATLANMADI"

Rapora göre şu ana kadar piyasalarda bu en kötü senaryo fiyatlanmadı. Ancak olasılığın güçlenmesi durumunda tüm Borsalarda sert satışlar, USD’de değer kazancı ve sorunlu ülke tahvillerinde hızlı yükselişler görülecek. Böyle bir ortamda TL cinsi varlıklar da olumsuz etkilenecek. Öncelikle TL’de değer kaybı görülecek. Panik ortamında TL’nin faizinin kaç olduğu, özellikle yabancı yatırımcıyı ilgilendirmeyecek ve güvenli para birimleri kabul edilen USD ve CHF’e kaçış olacak. Yurtiçi tahvil faizlerinde de TL’deki değer kaybına paralel olarak yükseliş görülecek.

Garanti Yatırım şimdilik bu senaryonun gerçekleşme olasılığını düşük görüyor. Buna göre, seçimlerin ardından, yeni Yunan hükümetinin AB konusunda daha sağduyulu bir yaklaşım sergilemesi durumunda, piyasalarda ciddi bir rahatlama olacak.