Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında binaların yıkımının da ciddi istihdam ve üretim yaratacağını belirterek, ''Bu 'yıkım' lafı çok itici. İleride bizim başımızı yakabilir. Yani 'yıkım' değil de 'riskli binaların dönüştürülmesi' demek lazım. 'Yıkım' lafından kurtulalım'' dedi.

Yıkım Müteahitleri Derneği (YMD) düzenlenen ''Kentsel Dönüşüm Yıkımları ve Profesyonel Yıkım Teknikleri'' konulu sempozyumda konuşan Bayraktar, Ramazan ayının ülkeye ve millete hayırlar getirmesini diledi.

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de şehirlerin ihtiyaç duyulan şekilde yenilenmesi, güzelleştirilmesi ve daha yaşanabilir hale getirilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, dünyanın her tarafında binaların afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilmesi ve konforlu yapılması için hareket başladığını anlattı.

Bayraktar, 7 milyarı aşan dünya nüfusunun hızlı şekilde arttığını, dünyada şehirleşmenin yüzde 50, Türkiye'de ise yüzde 75'in üzerine çıktığını kaydederek, şehirleşmenin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Türkiye'den deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Bayraktar, Türkiye nüfusunun yüzde 90-92'sinin deprem fay hattı üzerinde yaşadığını söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''1939 Erzincan, 1999 Gölcük-Marmara-Düzce depremleri, en son 23 Ekim 2011 Van depremiyle ülkemiz bu acı gerçekleri ve travmaları yaşadı. Bu tür deprem, yangın, çığ gibi afetler karşısında binalarımız yerleşim birimlerimiz daha duyarlı ve sağlam olsun. Geldiğimiz nokta bu. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak son 9,5 yılda ciddi bir gayret gösterdik. Türkiye'de kentsel dönüşüm ve binaların yenilenmesi noktasında çok ciddi hamle ve mesaj verdik. Sadece devlet olarak 500 bin civarında konut yaptık. Özel sektörde bundan etkilendi ve yeni yerleşim yerleri üretme doğrultusunda Türkiye'de 5 milyonun üzerinde konut üretildi. Bu konutlar ve yerleşim birimleri göreceli olarak mühendislik hizmeti alan, mimarlık disipliniyle üretilen sağlam binalardır. Türkiye'deki konut stokunun 20 milyon civarında olduğunu ve yenilenen konutları hesap edersek, deprem fay ve aksı üzerinde olan binalarımızda yaptığımız değerlendirmelere ve hesaplamalara göre, yaklaşık 6-6,5 milyon konutun acilen elden geçirilmesi ve yenilenmesi gerektiği çok açık bir şekilde ortadadır. Ama bunu bugünden yarına hemen yapma imkanı yoktur.''



-''Yıkım değil de riskli binaların dönüştürülmesi''

Türkiye'de binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi ve yenilenmesinin 2, 5, 7, 10, 15 ve 20 yıllık periyot içerisinde yapılması gerektiğini vurgulayan Bakan Bayraktar, şöyle devam etti:

''Afete ve depreme dayanamayacak derecede riskli binaları ortadan kaldırma, yıkma konularını bu süre içerisinde nasıl ve hangi sistemle yapacağız? En kolay ve en faydalı, pratik şekilde nasıl yapabiliriz? Bunun adımlarını atmamız lazım. Dernek kurduğunuz için sizlere teşekkür ederim. Avrupa'dan da gerekli destekler var. Örneğin, İspanya da geçtiğimiz dönemde önemli bir kentsel dönüşüm ve gecekondulardan kurtulma faaliyetleri yürüttü. En canlı örnek İspanya'dır. İspanya'ya, belki Romanya'ya, Almanya'ya bakarak, yenileme faaliyetlerinden tecrübe edebiliriz. Binaların yıkımında enkazlar, molozlar, hacim tutacak, bunların bertarafı nasıl olacak? Buna da kafamızı yormamız lazım.

Binaların yıkımı da ciddi istihdam ve üretim yaratacak. Yıkım Müteahitleri Derneği... Bu 'yıkım' lafı çok itici. İleride bizim başımızı yakabilir. Yani 'yıkım' değil de 'riskli binaların dönüştürülmesi' demek lazım. 'Yıkım' lafından kurtulalım. Yıkmak değil, biz riskli binaları izole ediyoruz, değiştiriyoruz. Yıkımın değil, yapımının önünü açacağız.''



-''Vatandaşları bilinçlendirmek için her yolu deniyoruz''

Bakan Bayraktar, kentsel dönüşümle ilgili yasanın vatandaşların bilinçlenmesi konusunu da ele aldığını ifade ederek, ''Vatandaşları bilinçlendirmek için her yolu deniyoruz. Aktörlerimizi ve aktristlerimizi, basını, televizyonları kullanıyoruz. Sempozyumlar hazırlıyoruz, akademisyenlerle görüşüyoruz. 'Artık riskli binalarda oturmayın. Depreme dayanıksız binalarda oturmayın. Binanınızı gidip test ettirin' diyoruz'' dedi.

Vatandaş, arkasından belediyeler, TOKİ ve bakanlığın hep beraber el birliğiyle kentsel dönüşüme sarılmasını isteyen Bayraktar, ''Yoksa bizim elimizde sihirli değnek yok. Bu iş zor ve meşakkatli bir iş. Mücadele ve azim gerektiriyor. Bu işin üzerine cesaretle, azimle, ilkeli bir şekilde gitmeliyiz. Türkiye'nin şehirlerinin, kaçak ve depreme dayanıksız yapılardan kurtulması için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz'' şeklinde konuştu.

Can ve yaşama hakkını korurken mal hakkını da koruduklarını vurgulayan Bayraktar, ''İstanbul'da olası bir 6,5 şiddetindeki depremde rakam olarak ifade etmiyorum ama ciddi anlamda ekonomik kayıplarımız olacağını görüyoruz'' dedi.

Türkiye'de deprem olunca insanların ölmemesi gerektiğini anlatan Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:

''Japonya'da 40 sene evvel deprem olduğu zaman yüzlerce insan hayatını kaybediyordu. Artık o bölgelerde deprem olduğu zaman avizeyle beraber kendileri de sallanıyorlar. Adeta depremle şakalaşıyorlar. Bizim de artık 8,5-9,0 şiddetindeki depreme dayanıklı binaları yapmamız lazım. Kaçak ve riskli binalardan, mühendislik hizmeti almamış, depreme dayanıksız binalardan kurtarmamız lazım. Bunun için uç beyleri, takım komutanları yıkım gerçekleştirecek olan sizlersiniz. Yıkım yaparken kimsenin canı yanmadan daha emniyetle yıkımın gerçekleşmesi gerekir. Bakanlık olarak bunun için kaynak da oluşturacağız.''

 

AA