Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Evren'in "sesli ve görüntülü" ifadesi istendi

Evren'in "sesli ve görüntülü" ifadesi istendi

12 Eylül davasında savcı, Evren ve Şahinkaya'nın ifadelerinin sesli ve görüntülü iletişim tekniği kullanılarak alınmasını istedi

Giriş: 14 Eylül 2012, Cuma 16:19
Güncelleme: 14 Eylül 2012, Cuma 17:35

12 Eylül askeri darbesine ilişkin davada Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın ifadelerinin sesli ve görüntülü iletişim tekniği kullanılarak alınmasını istedi.

Davanın görülmesine Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Sanıkların hazır bulunmadığı duruşmaya, sanıkların avukatları ile müdahiller, müdahil olma talebinde bulunanlar ve avukatları katıldı.

Duruşmada, öncelikle dosyaya giren belgeler tutanağa geçirildi. Evren ve Şahinkaya'nın duruşmada hazır bulunmasının hayati tehlikeye yol açıp açmayacağına üniversite hastanelerinin raporlarının dosyaya ulaştığı belirtildi.

Kenan Evren'in Genelkurmay Başkanlığı dönemini kapsayan Genelkurmay Başkanlığı ziyaretçi defterinin aslının veya onaylı suretinin istendiği müzekkereye cevap verildiği, Genelkurmay Başkanlığı'nın, bu tür bir bilgi ve belgeye rastlanmadığını bildirdiği açıklandı.

Sanıkların mal varlığının araştırılması istenen MASAK'ın da cevabını 2 klasör olarak mahkemeye ilettiği kaydedildi.

Müdahil avukatlardan Ömer Kavili, sanıkların bir an önce sorgularının yapılmasından yana olduklarını ifade ederek, sanıkların mahkemeye getirilmesini istedi. Kavili, sanıkların ifadelerinin telekonferans yöntemiyle alınması durumunda en az 2 avukatın yedek hakimle birlikte sanıkların bulunduğu yerde olmalarını talep etti.

Avukat Arif Ali Cangı, Kenan Evren'in hastaneye sevk edilmediğini, üniversite hastanesi doktorlarınca halen bulunduğu GATA'da görüldüğünü anlatarak, sağlık durumuyla ilgili üniversite hastanesi raporunun usulsüz olduğunu savundu.

Raporların tartışılacak çok yönü bulunduğunu ve kamuoyunu tatmin etmediğini ifade eden Cangı, ''Davanın açılmasından bu yana 9 ay geçmesine karşın sanık savunmalarının henüz alınmamış olması, davaya duyulan güvenin her geçen gün azalmasına yol açmaktadır. Bu güvensizliğinin önemsenmesi gerekir. Sanıklar, hiçbir duraksamaya yer vermeden mahkemeye getirilebilir, sorguları yapılabilir, savunmaları yapılabilirdi. Bu, sanıkların suçlarından tarifsiz acılar yaşayan müdahillerin acılarını bir nebze dindirmiş olabilirdi. Şahinkaya'nın zaman geçirilmeden mahkemeye getirilerek, Kenan Evren'in de doğrudan sorgu yapmamızı sağlayacak biçimde bir an önce sorgularının yapılmasını istiyoruz'' diye konuştu.

Avukat Kazım Genç de sorguya bir an önce başlanmasını istedi.

Avukat Fikret Babaoğlu ise sanıklarla ilgili, ''Bir zamanlar kudretlerinden sual edilmezdi. Buraya çıkıp tarih önünde hesap vermeliler'' dedi.

Avukat Mehmet Horuş da TBMM'de kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun 12 Eylül ile ilgili 180 kişiyi dinleyeceğinin basına yansıdığını kaydederek, bu listenin komisyondan talep edilmesini istedi.

Horuş, ''Meclis sanıkları burada sorgulamak varken, misafir olmaya gidiyor. Bunun sanıklar açısından fiili hukuk duvarı yarattığı kaygımız var. Bu koruma duvarı nedeniyle sanıklar sanık olamadılar. Talebimiz, sanıkları sanık yapmanız'' dedi.

Avukat Medeni Ayhan, ''Tahsin Şahinkaya, Hüsnü Mübarek gibi yatakta yargılanmalı. Pinochet 91 yaşında yargılandı ve tutuklandı. Bunların yaşı da yargılanmalarına engel değil'' ifadelerini kullandı.

Avukat Yaşar Kaya da halen sanık sorgularının yapılmamasını eleştirerek, ''Diğer özel yetkili mahkemelerde son bir yılda binlerce kişinin ifadesi alınmış, bu iki sanığın ifadesi alınamamış. Bu nedenle reddihakim talebinde bulunuyoruz. Sanıklar, mahkemede ifade verirken harcayacakları enerjinin 3-4 katını hastanede harcamışlar. Toplum vicdanının düzeltilmesi için sanıkların tutuklanarak, getirilmesini talep ediyoruz'' diye konuştu.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin özel yetkilerinin 6352 sayılı Yasa'yla kaldırıldığını anlatan Kaya, mahkemeden, buna ilişkin düzenlemeyi iptal için Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini istedi.

Avukat Şenal Sarıhan da 7 Kasım 1980'de gözaltına alındıktan sonra Mamak Cezaevi'nde öldürülen İlhan Erdost'un ailesi adına müdahillik talebinde bulundu.

Sanık avukatlarından Bülent Acar ise yetkili ve görevli olarak kamusal savunma makamında bulunduklarını söyleyerek, ''Bu herkes tarafından bu şekilde bilinmeli ve anlaşılmalı'' dedi.

Acar, müvekkillerinin ifadelerinin sesli ve görüntülü iletişim teknikleriyle alınmasına yönelik talebini tekrarladığını bildirdi.

TBMM avukatı Yıldız Bezginli söz alarak, Darbeleri Araştırma Komisyonu'na yönelik eleştirileri yanıtladı. Bezginli, TBMM'nin yasama görevi yanında anayasadan kaynaklanan denetim görevi de bulunduğuna dikkati çekerek, ''Bunlardan biri de araştırma komisyonu kurulmasına ilişkindir. Darbeleri Araştırma Komisyonu da TBMM Genel Kurulu kararıyla kurulmuştur. Bu anlamda, yargı yetkisinin alınması olarak değerlendirilmemelidir'' dedi.

Avukat Kerem Dikmen de Siyah Pembe Üçgen Derneği adına müdahillik talebinde bulundu. Dikmen, 12 Eylül darbesinden sonra transseksüellerin topluluk olarak haklarının ihlal edilmesi nedeniyle müdahil olmayı istediklerini ifade etti.

12 Eylül'ün ardından idam edilen Ali Aktaş'ın annesi Ganime Aktaş da müdahil olmayı talep ederek, ''Davacıyım. Oğlumun hakkını helal etmiyorum. Oğlum 12 Eylül ihtilali sonrasında haksız yere idam edildi'' dedi.

-Savcının görüşü-

Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, soruşturmanın genişletilmesi ve bazı belgelerin istenmesine yönelik taleplerin, sanıkların savunmalarının alınmasından sonra değerlendirilmesini istedi.

Yüksel, dosyaya gelen üniversite ve adli tıp raporları dikkate alındığında, sanıkların CMK 196/4. madde gereğince sesli ve görüntülü iletişim tekniği kullanılarak, savunmalarının alınmasını talep etti. Yüksel, bu sırada en az 2 avukatın bulunmasına ilişkin talebin mahkemenin düzen ve denetiminin sağlanmasıyla ilgili olduğu gerekçesiyle bu konuda mahkemenin karar vermesi talebinde bulundu.

Duruşmaya arızi çıkması nedeniyle müdahillik taleplerine ilişkin dilekçelerin bu aşamada doğrudan incelenemediğini kaydeden Yüksel, dilekçe içeriklerinde suçtan zarar gördüklerine ilişkin belge bulunması halinde, müdahillik taleplerinin kabulüne karar verilmesini istedi.

Yüksel, bazı avukatların Anayasa'ya aykırılık iddiasını ''ciddi bulunmadığı'' gerekçesiyle reddini istedi. Yüksel, reddihakim talebinin ise CMK'nın 31(b) maddesi kapsamında derhal reddini talep etti.

Mahkeme heyeti, daha sonra duruşmaya bir saat süreyle ara verdi.