Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Kadro dışı bırakıldıktan sonra Fenerbahçe ile sözleşmesi karşılıklı olarak feshedilen Alex de Sozua, son bir hafta içinde çok üzüldüğünü belirterek, ''Geçen ay 35 yaşına bastım, çocukken bile son hafta ağladığım kadar ağlamamıştım'' dedi.

Ataşehir'deki Marriott İstanbul Asia Otel'de düzenlenen basın toplantısına basın mensuplarına teşekkür ederek başlayan Alex, ''Beraber geçirdiğimiz bu süre için sizlere kalbimin en derin yerlerinden teşekkür ediyorum. İlk geldiğim günden itibaren bana olan davranışları nedeniyle Fenerbahçe taraftarlarına çok teşekkür ediyorum'' şeklinde konuştu.

''Pazartesi günü sözleşmemi feshettikten sonra evimin önünde, sokakta, çocuğumun okulunda taraftarın gösterdiği reaksiyonu rüyalarımda bile göremezdim'' diyen Brezilyalı futbolcu, ''Onlara çok teşekkür ediyorum. 35 yaşına bastım geçen ay çocukken bile son hafta ağladım kadar ağlamamışımdır. Hayatım boyunca bu kadar duygulu bir hafta geçirmedim. En içten dileklerim bunlar. Fenerbahçe taraftarının bundan sonraki süreçte mutlu olmasını istiyorum. Çünkü geldiğimden beri bana çok iyi davrandılar'' ifadelerini kullandı.

Kendisine destek olan kulübün tercümanı Samet Güzel'e de teşekkür eden Alex, ''Samet'in geçen hafta havaalanındaki basın toplantısından istifa etmesine kadar geçen sürede zor bir süreç geçirdiğini tahmin ediyorum. Sonuçta onu Fenerbahçe formasına imza almak isteyen bir çocuk olarak tanıdım. Bu duruma geldi. Hiç kolay günler geçirmedi'' şeklinde konuştu.

Brezilyalı futbolcu, basın toplantısı yapıp yapmamayı düşündüğünü, takımın Borussia Mönchengladbach ve Beşiktaş ile yapacağı iki önemli maçın geçmesini beklediğini dile getirerek, ''Çok şükür ki maçlar bizim lehimize sonuçlandı. Yönetimin cuma gününe basın toplantısı koyduğu için benim bugüne aldığımı söylediler. Ama önemli olan takımdır, takımın bu iki maçı atlatmasını istedim. Kulübün toplantısında ne söyleyeceği beni hiç endişelendirmiyor. Kendi sorunlarımı Aykut Hoca ve başkanla konuştum, öyle ya da böyle çözdük. Fenerbahçe'de başarılı bir dönem geçirdiğimi, takıma faydalı olduğumu düşünüyorum'' dedi.

-''Twitter;ı yanlış bir şekilde kullandım''-

Basın toplantısında ilk olarak bu süreçte kendi yaptığı hataları anlatarak başlayacağını belirten Alex, ''Bu olayın 5 bacağı var. Kendim, Aykut Kocaman, Ali Yıldırım, Aziz Yıldırım ve basın ayağı'' dedi.

Bu süreçte kendi hatalarının da olduğunu kaydeden Alex, şöyle devam etti:

''En büyük hatam kulübü bazı anlarda yaralayacak davranışlarda bulunmuş olmam. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara SMS'ler gönderdim. Göndermeseydim belki daha iyiydi. Mesajın içeriğinde bir hata yoktu ama gönderdiğim kişilere göndermeyip, bende kalsaydı daha doğru olurdu. Mahmut (tercüman) tarafından bana verilen federasyondan tarafından kulübe gönderilen 'Borcu yoktur; yazısı var. O konuda Ali Yıldırım ile ufak bir tartışmamız oldu. O konuda da öyle olmasaydı m daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Özellikle bundan dolayı 'para için oynuyor, parayı birinci planda tutuyor; suçlamalarına maruz kaldım. Ben kaptan olarak özellikle primlerin eşit dağıtılmasını konusunda görevim olduğunu düşünüyordum. Bizler için çok önemli şeyler değil ama kulüpte düşük maaşla çalışanlar için önemli. Zamanında bu belgeyi imzalamış olsaydım bu düşünceyi de engellemiş olabilirdim. Eğer para düşkünü bir insan olsaydım, kulüp tarafından ayrı çalış ya da git önerisini ayrı çalışarak karar verirdim. Mayıs ayına kadar maaşımı tıkır tıkır alırdım. Ama bence insanlar hak ettiği parayı almalı. Bunlar benim içtenlikle kabul ettiğim hatalarım.''

-''Kocaman teknik direktör olduğunda problemlerimiz başladı''-

Alex de Souza, Aykut Kocaman ile problemlerinin teknik direktör olmasının ardından başladığını belirterek, ''Aykut Kocaman teknik direktör olduğunda problemlerimiz başladı'' dedi.

Teknik direktör olmasından sonra Kocaman ile birçok kez futbol üzerine görüştüklerini anlatan Alex, şöyle devam etti:

''Bu kararların hepsini kabul ettim, ama hiçbirine katılmadığımı kendisine söyledim. Futbol görüşümüz çok farklıydı. Benim görüşüme göre futbol takımı sürekli gelişmesi gereken takımdır. Bu da antrenmanlarla sağlanır. 3 sene boyunca bir oyuncu aynı performansıyla devam ediyor ya da geriye gidiyorsa yanlışlık vardır. Bunu kendisine de söyledim. 'Burası Türkiye, burada antrenmanlar gelişmek için değil' diye bir yanıt verdi. Bir önceki cümlesine ek olarak söyleyeceğim. Bu da kulübün içindeki yerimi sorgulamama neden olmuştu. Özellikle takımın gol attığında hocanın bu sevince katılmaması benim kafamda soru işaretleri oluşturmuştu, bende huzursuzluk yaratmıştı. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün, son derece coşkulu bir taraftara sahip olan bir kulübün teknik direktörünün atılan gollerden sonra sakinliğini koruması kafama girmedi. Birçok insan bana bunun hocanın tarzı olduğunu söyledi. Dün gördüğüm şeyle de çok mutlu oldum. Gökhan Gönül'ün çok güzel golünden sonra bu sevince ortak olması bana bir şeylerin değişebileceğini gösterdi. Sonra hocanın sözleşmesini 3 sene uzattılar. Bu da demek oluyor ki hocanın yaptığı işe güveniyorlardı. Güvenmeseler 3 sene uzatmazlardı. Sözleşmesini uzattıktan sonra artık kulübün futbola bakış açısında bir takım değişiklikler yapacağını söylemişti. Benim gördüğüm kadarıyla hiçbir değişiklik olmadı.''

-''En çok üzüldüğüm maç, geçen seneki Galatasaray maçı''

Alex , Fenerbahçe'de oynadığı süreçte en çok üzüldüğü maçın geçen sezon Süper Final'in son haftasında Galatasaray ile yaptıkları derbi karşılaşması olduğunu kaydetti.

Maçtan önce sol ayağındaki problem nedeniyle Trabzonspor maçında forma giyemediğini ve takımın o maçta çok iyi oynadığını vurgulayan Brezilyalı futbolcu, şunları söyledi:

''İlk antrenmanda Aykut hocanın odasına gittim, 'Takım çok iyi oynadı, tebrik ediyorum' dedim. Ona kendi ayağımdaki şişlikten ve ağrılardan bahsettim . Galatasaray maçında çok oynamak istememe rağmen büyük ihtimalle oynayamayacağımı söyledim. 'Daha çok erken, maç saatine kadar seni bekleyeceğim. Sana güveniyorum' dedi. Sonra sağlık ekibiyle program yaptık ve neredeyse 7-24 saat Samandıra'da tedaviye devam ettik. Maçtan iki gün önce doktor Ertuğrul ayağıma anestezi uygulamak istedi. Kabul etmedim, 'Anestezi olmadan ayağımın antrenmana nasıl tepki vereceğini görmek istedim. Antrenmandan sonra hocanın odasına gittim, Ali Yıldırım ve Hasan Çetinkaya da vardı. 'Çok mutluyum antrenman iyi geçti' dedim. O da bana teşekkür etti. Maç günü öğle yemeğinde benle konuştu, maç için bir stratejisi olduğunu, yedek başlatacağını 70. dakika civarında oyuna alacağı ve maçı alacağımız söyledi. Ben de ona 'Umarım bu planlarında yanılırsın, 70. dakikaya kadar biz işi bitirmiş oluruz bana da ihtiyaç kalmadan şampiyon oluruz' dedim. Gerisini siz takip ettiniz. Sonra bir finalden başka finale gittik, Bursa maçına. Kulüp zor şartlar altındaydı. Başkanımız hapisteydi, 30 senedir kupayı almıyorduk ve en büyük rakibimize kupa kaybetmiştik. Sonra maçı herkes hatırlıyordur. Fenerbahçe için 30 yıllık tabuyu yıkmış olduk. Fenerbahçe forması altında en mutlu olduğum maçlardan biriydi. Maçtan sonra hocamız bizi tebrik etmedi, takımla birlikte İstanbul'a dönmedi. Bu da bana ilk tanıştığımızda 5 gün geç gelmem konusunu hatırlattı. Uçakta düşünürken '30 yıl sonra kupa kazanıyoruz, ama hoca takımla dönmüyor' diye düşündüm. Özellikle tanıştığımız ilk gün benim 5 günlük gecikmemden bahsettikten 3 sene sonra bu davranışta bulunması bana garip geldi.

-''Vaslui maçından önce yaptığımız tartışma işi sonlandıran konuşma oldu''

Geçen sezonun ardından tatile gittiğinde Aykut Kocaman'ın basına tatilden döndükten sonra kendisiyle konuşacağını, 35 yaşında olduğunu, fizik olarak belli noktalara geldiğini her maçta oynayamayacağını, kendisinin bir takım planlarını paylaşacağını söylediğini dile getiren Alex, ''Ama tatilden döndüm, bu konuşma gerçekleşmedi'' dedi.

Tatilden sonra Bolu ve Avusturya kampında Aykut Kocaman'ın kendisiyle konuşmadığını anlatan Brezilyalı futbolcu, ''Avusturya kampının son gününde yapacağım basın toplantısından önce bana Bolu ve Avusturya'da konuşmaya fırsat bulamadığını, dönünce İstanbul'da konuşacağını söyledi. Avusturya kampında MTK maçında frikikten gol attım, Brezilya'dan arkadaşlarım 'Yedek kulübesinde hocanın haline bakılırsa golü kendi kalene attın sandık' diye takıldılar. İstanbul'a döndüğümüzde artık biraz moralim bozulmaya başlamıştı. 4 haftadır beraberdik ve benimle konuşmamıştı. Buna canım sıkılıyordu. Vaslui maçını oynadık, takım olarak kötüydük. Bir hafta sonra Romanya'da Vaslui maçından 1 gün önce konuşmak için çağırdı. Bana 'Çözülmesi gereken bir sorun var mı?' diye sordu. Orada ben de patlama yaşadım. Kendisiyle ilk tanıştığımız günden bu yana kendisi hakkında ne düşünüyorsam açık yüreklilikle söyledim. O da benim hakkında ne düşündüğünü açık bir şekilde söyledi. Tahmin ediyorum işi sonlandıran konuşma da o oldu. 18 yıllık kariyerim boyunca birçok insanla tartışma yaşadım, en ağır yaşadığım tartışma buydu. Tartışma sonunda 'Birbirimize birçok şey söyledik, şimdi ne olacak?' diye bitti. Ben de kendisine 'Şu ana kadar nasıl olduysa öyle devam edecek, sen teknik direktörsün ben oyuncuyum, sen ne diyorsan ben onu yapacağım' dedim'' ifadelerini kullandı.

Galatasaray ile yaptıkları Süper Kupa maçı öncesi Aykut Kocaman'ın kendisini antrenmanda yedek takımda çalıştırdığını vurgulayan Alex, şunları anlattı:

''Maç toplantısında karşılaşma ile ilgili bir şeyler söylemek istediğimi söyledim. O da benim duruşumu övdü, takımın yararına bildiklerimi söylememi olumlu bulduğunu söyledi. Galatasaray maçının Spartak Moskova maçı için açık bir prova olduğunu söyledi. Odaya giderken oynayıp, oynamayacağımı bilmiyordum. Odadan çıktığımda otobüse binerken Samet bana oynayacağımı söylediğinde şaşırdım. Bir gün önce bensiz bir çalışma yaptırmıştı, oynamayacağımı düşünüyordum. Süper Kupa'yı kaybettik. Elazığ maçından sonra Moskova'ya gittik. Salı günü öğlen toplantıda görüntü izlerken, görüntüyü durdurup 'Bu arada Alex bugün oynamayacak' dedi. Burada benim yedek kalmam sorun değil. Kariyerim boyunca yedek kaldığım da oldu. Biraz daha futbol oynayacağım, bu sürede yedek kalacağım zamanlar olacaktır. Ben bunu bir iletişim, saygı eksikliği olarak görüyorum. Ben bu takımın kaptanıyım, 8 sene ilk 11 oyuncusuydum. Beni maçtan önce kenara alıp bunu izah edebilirdi, ama maçtan önce görüntüler izlerken söyledi. Bundan sonra voleybolda smaçöre top kaldıran pasör gibi bir hata yaptım. Gaziantepspor maçının antrenmanında Samet ve hocanın Cristian ile görüşmek istediği, benim ilk 11'de olmayacağım bilgisi geldi. İlk 11'e girmek girmemek benim canımı sıkan şeyler değil. Hocamın 'Alex'in kafası karışık' cümlesi benim canımı sıktı. Benimle konuşmadan nereden bunu bilebilir. Bundan sonra son görüşmem geçen pazartesi günü kadro dışı kaldığımı bildirdiği görüşme oldu.''

-''Ali Yıldırım 'En ufak hatasını bekleyeceğim' demiş''

Alex, kulüp asbaşkanı Ali Yıldırım ile başkan hapse girdikten sonra görüşmelerinin arttığını söyledi.

Başkan hapse girdikten sonra Ali Yıldırım'ın takımla toplantı yaptığını kaydeden Brezilyalı futbolcu, şunları kaydetti:

''Bu toplantıdan kulübün bundan sonra çok zor süreç geçireceğini, ekonomik anlamda da zor olacağını takımdan ayrılmak isteyen varsa önce kendilerine söylemesi gerektiğini ifade etti ve bazı oyuncular gitti. Toplantından sonra Ali Yıldırım ile yaptığım görüşmede, Fenerbahçe ikinci, üçüncü ligde de olsa sokakta da olsa kalacağımı, böyle bir durumda takımı asla bırakmayacağımı söyledim. Kendisinden sadece ödemelerle ilgili nasıl yapmayı uygun görüyorlarsa önümü görebilmem için bir plan istedim. Çünkü burada da Brezilya'da da benim elime, maaşıma bakan bir sürü insan var.''

Türkiye Kupası finali öncesinde basın toplantısında kendisine sorulan soru üzerine, ''Süper Final'in son maçında Galatasaray'a karşı oynamak için hazırdım, tamamen hocamın kararı'' dediğini hatırlatan Alex, ''Kupadan sonra tatile gittik, döndüğümde Samet ile görüştüm. Ali Yıldırım, Samet'e 'Galatasaray maçında oynamaya hazırdım' diyerek Aykut hocayı basın mensuplarının önüne attığımı söylemiş. Hiçbir şekilde amacım kimseyi kimsenin önüne atmak değildi. Doğruları söyledim. Ali Yıldırım'ın bana özellikle 'borcu yoktur' kağıdını imzalamadığımdan dolayı çok kızgın olduğunu söyledi. Ayrıca Ali Yıldırım'ın 'Taraftarlar ve halkla çok iyi ilişkileri var, çok seviliyor ama onunla ilgili karar almak için onun en ufak hatasını bekleyeceğim' demiş. Bu söyledikleri için üzülmedim. Her gün yüz yüze bakıyor olmamıza rağmen arkamdan mesajla göndermesi üzdü'' şeklinde konuştu.