Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Mitt Romney, ''Ortadoğu'da çatışma riskinin, ABD Başkanı Barack Obama'nın göreve ilk başladığı döneme göre daha yüksek olduğunu'' söyledi.

Virginia Askeri Enstitüsü'nde ''dış politika'' konulu konuşma yapan Romney, Obama yönetimindeki ABD'nin, Ortadoğu ve dünya genelinde daha güçlü bir liderlik göstermesi gerektiğini, özellikle Ortadoğu'da ''Amerika'nın liderliğine yönelik hasret duyulduğunu'' vurguladı.

''Ortadoğu konusunda izlenen yolu değiştirmenin zamanı'' diyen ve Obama'yı ''pasiflikle'' suçlayan Romney, Obama'nın Irak'tan askerlerini ''acele biçimde'' çekmesinin de Amerika'nın bu ülkedeki gelişmeleri kendi çıkarına etkileme yeteneğini zayıflattığını ve bir önceki Başkan George W. Bush döneminde başlatılan savaşta bedeller ödenerek elde edilen kazanımların aşındığını savundu.

ABD'nin Ortadoğu'daki bazı diplomatik temsilciliklerine düzenlenen saldırılara da değinen ve Obama'nın bu olaylara dair idaresini eleştiren Romney, bu saldırıların ''rastgele eylemler'' olarak görülemeyeceğini belirterek, ''(Bingazi Konsolosluğu'na düzenlenen) son saldırının sorumluluğu, Obama yönetiminin uzun süre bizi buna inandırma gayretlerine rağmen İslam dinine hakaret eden menfur bir videoya yüklenemez. Yönetimin de en sonunda kabul ettiği gibi bu saldırılar, kendi karanlık ideolojilerini diğerlerine empoze etmek için şiddete başvuran teröristlerin kasıtlı ürünü'' diye konuştu.



-''Müttefikimiz Türkiye saldırıya uğradı''

''Malesef, Başkan Obama'nın politikaları, dünyadaki liderliğimizin en iyi örneklerini yansıtmıyor. Bu durumun en belirgin olduğu yer de Ortadoğu'' ifadesini kullanan Romney, ''Başkan'ın sorumluluğu, Amerika'nın sahip olduğu büyük gücü geriden takip edip, kaderimizi olayların insafına bırakmak için değil, tarihi şekillendirmek için kullanmaktır'' dedi.

Obama'yı ise Ortadoğu'da ''ABD'ye geriden takip eden'' bir ülke konumuna sokmakla suçlayan Romney, Suriye konusunda da Obama'yı ''liderlik edememekle''eleştirerek, ''Son 20 ayda 30 binden fazla erkek, kadın ve çocuk Esed rejimi tarafından katledildi. Şiddet yanlısı radikaller savaşa akıyor. Müttefikimiz Türkiye saldırıya uğradı. Ve çatışma bölgenin istikrarını tehdit ediyor'' diye konuştu

Romney, Obama'nın ''savaş dalgası geriliyor'' sözüne atıfta bulunarak, ''Ona ben de herkes gibi inanmak istiyorum. Ama bugün Ortadoğu'ya baktığımızda, İran'ın nükleer silah kapasitesine hiç olmadığı kadar yakın olması, Suriye'deki krizin bölgeyi istikrarsızlaştırma tehdidi ve şiddet yanlısı radikallerin harekete geçmesi ve şimdi bir de Amerikan büyükelçisi ve diğer üç Amerikalı'nın muhtemelen El Kaide ile ilişkili gruplarca öldürülmesiyle şu nokta çok net ki bölgede çatışma riski Başkan'ın göreve ilk başladığı zamana göre daha yüksek'' dedi.



-''Ortadoğu'da yol değiştirmenin zamanı''

Obama'nın daha emniyetli, özgün ve zengin bir Ortadoğu umudunu kendisinin de paylaştığını ifade eden Romney, şöyle devam etti:

''Ancak umut strateji değildir. Sözlerimizi icraata dökmediğimizde, savunma harcamalarımızda keyfi biçimde ve derin kesintilere gittiğimizde, bahsedeceğimiz bir ticaret gündemimiz olmadığında, stratejimize yönelik algı ortaklık değil de pasiflik şeklinde olduğunda Ortadoğu'da dostlarımızı destekleyip, düşmanlarımızı yenilgiye uğratamayız.

Ortadoğu'da izlenen yolu değiştirmenin zamanı. Bu yol, şu sağlam prensipler üzerinde kurulmalı: Amerika, davamızdan emin, hedefimizde net ve gücümüzde kararlı olmalı. Amerika'nın hiçbir dostu, onlara destek taahhüdümüzü sorgulamamalı. Amerika'ya saldıran hiçbir düşmanın kafasında, onları yenilgiye uğratma kararlılığımıza dair soru işareti bulunmamalı. Ve dost ya da düşman hiç kimse Amerika'nın sözlerinin arkasını getirme kapasitesinden şüphe duymamalı''.

''Ortadoğu'da Amerika'nın liderliğine hasret var ve bu durum sadece bu bölgeye özgü değil. Dünyanın diğer kesimlerinde de bu hasret ABD'nin dost ve müttefikleri tarafından duyulmakta'' ifadesini kullanan Romney, ''Eğer Amerika liderlik etmezse çıkarlarımız ve değerlerimizi paylaşmayan diğerleri eder ve dünya dostlarımız ve bizim için daha karanlık hale gelir'' dedi.



-''İran'a yaptırımları sertleştireceğim''

Başkan olması halinde belli başlı konularda izleyeceği politikalara değinen Romney, İran'a yeni yaptırımlar getirmekte tereddüt etmeyeceğini ve mevcut yaptırımları daha da sertleştireceğini bildirerek, ''İran'a sadece sözlerle değil eylemlerimizle de nükleer emellerine hoşgörü gösterilmeyeceğini net olarak ortaya koymalıyız'' dedi.

ABD'nin İsrail'e yönelik askeri yardım ve koordinasyonunu artırmak için bu ülkeyle birlikte çalışacağını kaydeden Romney, ''İsrail'le tarihi bağlarımızı ve bu ülkenin güvenliğine ebedi bağlılığımızı yeniden teyit edeceğim. Dünya, bu iki ülke arasında hiçbir zaman bir ayrılık görmemeli'' dedi.

Romney, İsrail-Filistin meselesiyle ilgili olarak da ''demokratik, zengin bir Filistin devletinin, Yahudi İsrail devletiyle barış ve güvenlik içinde yan yana yaşaması hedefine olan bağlılığını'' dile getirerek, Obama'nın bu konuda başarısız olduğunu ve müzakere süreci olması gereken bir sürecin, BM'de sıcak tartışmalar dizisine dönüştüğünü savundu.



-''Suriyeli muhaliflere ihtiyaç duydukları silahlar...''

Romney, Obama'nın Suriye konusunda da daha sağlam ve güçlü bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Suriye konusunda, değerlerimizi paylaşan muhalefet üyelerini tanımlamak ve organize etmek için ve daha sonra bunların Esed'in tank, helikopter ve savaş uçaklarını yenilgiye uğratmak için ihtiyaç duydukları silahları edinmelerini sağlamak için ortaklarımızla beraber çalışacağım. İran, Esed'e silah gönderiyor çünkü Esed'in düşüşünün kendileri için stratejik bir yenilgi olacağını biliyorlar. Bir kenarda oturmak yerine, bu yenilgiyi İran'a tattıracak olan çok sayıda Suriyeli'yi desteklemek için uluslararası ortaklarımızla aktif bir çalışma içinde olmalıyız. Bir gün Ortadoğu'nun kalbindeki bir ülkeyi yönetecek olan Suriye'deki bu güçler üzerinde etki geliştirmemiz çok önemli.''

Romney, ABD'nin dış yardımlarında yeni reformlar yapacağını belirterek, ''Yardımlarımızı alanlara şunu net olarak dile getireceğim, maddi desteğimiz karşılığında, kadın ve azınlıklar dahil tüm vatandaşlarının haklarına saygı göstermek, sivil topluma, özgür medyaya, siyasi partilere ve bağımsız yargıya yer verme, diplomatlarımızı ve mülkümüzü korumaya dönük uluslararası yükümlülüklere uyma gibi, her modern hükümetin sahip olması gereken sorumlulukları yerine getirmeliler'' diye konuştu.

ABD'nin Ortadoğu genelinde değerlerini paylaşan ancak bu değerleri ve egemenliklerini ortak düşmanlara karşı savunmak için yardıma ihtiyacı olan dostlarına destek vereceğinin altını çizen Romney, Mısır'a yardımları da koşula bağlayacağını belirterek, ''bu ülkeye Amerikan yardımlarına net koşullar koyulması da dahil olmak üzere, yeni hükümetin tüm Mısırlıları temsil etmesi, demokratik kurumların oluşturulması ve İsrail'le barış anlaşmasını koruması için ABD'nin bu ülke üzerindeki etkisini kullanacağını'' söyledi.