Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Nabucco projesine ilişkin, ''Bizden sonra hangi firmanın projenin devam edeceğine karar verecek olan, Şahdeniz 2 Konsorsiyumu'nun kendisidir. Türkiye burada tek başına karar verecek pozisyonda değildir. Bunun sorumluluğunu da tek başına omuzlarında hissetmemektedir'' dedi.

Bakan Yıldız, Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin, ''Hazar Gazı ve Avrupa Enerji Güvenliği'' konulu oturumunda, Türkiye'nin bulunduğu bölgenin primal enerji kaynaklarıyla dünyada önemli bir tedarik noktası olduğunu belirterek, Türkiye'de siyasetin sürdürülebilir hale gelmesi ve ekonominin kazandığı dinamizmle birlikte bu istikrarı bölgesine yayma eğilimi oluştuğunu kaydetti.

Türkiye'nin uluslararası siyasetten arındırılamayacak kadar birçok projeyi geliştirme imkanının bulunduğunu ifade eden Yıldız, ''Bunu hemen hemen her komşu ülkeyle yapmak durumundayız. Bir komşumuzla proje yaparken diğer bir projeye engel olmayacak şekilde geliştirebileceğimizi gördük'' dedi.

Yıldız, Türkiye'nin yaptığı ya da bir parçası olduğu petrol boru hatları ve anlaşmalarına ilişkin bilgi vererek, şunları söyledi:

''Türkiye son 2 yılda yalnızca doğalgazda yüzde 25'ler civarında büyüdü. Bu bizim de öngörümüzün üzerinde bir rakamdır. Son yılda yüzde 17'lik bir kapasite artışı zorunlu hale geldi. Gerek kaynak ülkeleri gerekse o kaynak ülkelerin tedarik noktalarında güzergah çeşitliğinde daha da kalkınma niyetimiz var. Bizim Nabucco, ITGI ve TANAP gibi projelerde yalnızca kendi ülkesine değil, AB üyesi ülkelerinin de doğalgazdaki arz güvenliği probleminin çözümünü bir parçası olması adına bu projeleri geliştiriyoruz. Karadeniz'den geçecek güney akımında Türkiye'nin münhasır ekonomik sahasından geçiyor olması hasebiyle bu projeye sıcak baktığımızı, bunların birbirine mani olmadığını söyleyebilirim. Birbirine rakip gibi görünen bu projelerin, orta ve uzun vadede birbirinin rakibi değil, tam tersi birbirini destekleyen projeler olduğunu bilmemiz lazım.''



-''Türkiye sorumluluğu tek başına omuzlarında hissetmemektedir''

Yıldız, Avrupa'nın gaz ihtiyacının, bütün bu projelerin toplam arzından daha fazla olduğuna dikkati çekerek, tabii ki fizibilitelerin bu projelerin hangisinin daha öncelikli yapılacağını zamanla açısından da önemli olduğunu belirterek, gerçekleşen projelerin zamanında yapılamaz denilen noktayı aştığının görüldüğünü belirtti.

Bu tür büyük projelerin her zaman tehdit ve fırsatları barındırdığını, gerek bürokrasi gerekse hükümetin bu konuda bütün uluslararası ilişkileri değerlendirdiğini dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:

''Ben şuna inanıyorum; Nabucco, ITGI ve TANAP gibi Hazar kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak projelerin artı ve eksileri var. Biz Azeri kardeşlerimize; beraber geliştirdiğimiz projeyle Türkiye'nin doğusundan batısına kadar en önemli parçasını oluşturan 1800-2 bin kilometrelik kısmını kanal projesiyle geçilmesinin daha doğru olacağına karar verdik. Madem bütünün tamamını çözmekte zorlanıyor ya da gecikiyorsa, önemli bir parçasını çözüyor olmamızın Nabucco, ITGI, TANAP gibi projelere yardımcı olacağını düşünüyorum. Bizden sonra hangi firmanın projenin devam edeceğine karar verecek olan, Şahdeniz 2 Konsorsiyum'un kendisidir. Türkiye burada tek başına karar verecek pozisyonda değildir. Bunun sorumluluğunu da tek başına omuzlarında hissetmemektedir. Şahdeniz 2 projesinin ortaklarının bu konuda vereceği karar önemlidir. Ama bizim için en önemlisi TANAP gibi blok bir projeyi devreye almış olmamızdır.''



-''Türkiye, kilit nokta olduğunun farkındadır''

Bakan Yıldız, Türkiye'nin, AB'ye giriş sürecinde, enerji başlığının açılmamasına rağmen bu tür projelere girmesinin AB'yi düşünceye sevk etmesi gerektiğine inandığını belirterek, ''Türkiye'nin büyüklüğünü göz ardı edici karar alınması doğru değil. AB ile ilgili enerji başlığının açılmamış olması, enerji projelerine bakışımızı değiştirmeyecek. Biz her zaman doğru olanı yapmaya çalışıyoruz. Hangi proje olursa olsun Türkiye hep pozitif yanında kalmaya devam edecektir. Türkiye, doğalgaz ile kilit noktada olduğunun farkındadır. Özellikle 2013 yılı için siyasi istikrarsızlıkların tahrik edilmesiyle ilgili beklentilerin enerjiyi çok fazla etkileyeceği kanaatindeyim. Arz ve talep dengesizliğinden kaynaklandığına inanmıyorum. Enerjiyi uluslararası gerginliğin aracı olarak kullanmamamız gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Türkmenistan gazına ilişkin olarak, tıkanan sürecin bir şekilde aşılması gerektiğini ifade eden Yıldız, bunu aşacak en büyük garantörün istikrar olduğunu söyledi.

Bakan Yıldız, piyasalarını serbestleştirmeye çalışan ülkelerin genelde stratejik yaklaşımlara yakın olamadığını aktararak, ''Her stratejik proje ekonomik olmayabilir. ABD'nin serbestleşen ekonomisinin zaman zaman frenlenmesi gerektiğine inanıyorum'' dedi.