Babacan: Bankalar % 15 kredi hedefinin ciddi olduğunu anlamalı
Başbakan Yardımcısı Babacan, bankaların yüzde 15'lik kredi hacmi büyüme hedefinin ciddi olduğunu anlaması gerektiğini söyledi
Başbakan yardımcısı Ali Babacan Davos'ta Bloomberg HT Ekonomi Müdürü Özlem Dalga ve Didem Arslanoğlu'nun sorularını yanıtlıyor.
Babacan, Kabine'de yapılan değişikliklere ilişkin soru üzerine, "Yeni kabine arkadaşlarımız ile eskisi gibi çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'ye olan ilginin her yıl arttığının görüldüğünü ve Türkiye'nin başarılı bir ülke olduğunun tescil edilmiş olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin kredi notu konusunda değerlendirmede bulunan Babacan, "Not artışının etkisi son derece marjinal. Fonlar çok eski dönemde koyduğu kurallar çerçevesinde yatırım yapamıyor. Kredi notu kuruluşlarının etkisi eskisi kadar yüksek değil. Türkiye zaten yatırımcıların gözdesi konumunda. Not artırımının katkısı elbette iyi olur, ancak etkisi marjinaldir. G20'de kredi derecelendirme kuruluşlarına yönelik düzenleme hazırlığı başladı. Bugün hala bir not açıklandığında piyasaları etkiliyor. Türkiye'nin notu ülke içinde daha çok konuşuluyor" dedi.
"Bankalar % 15 kredi artışı hedefinin ciddi olduğunu anlamalı"
Yüzde 15'lik kredi büyümesi konusunda sorulan soru üzerine Babacan, yüzde 15'lik kredi büyüme hedefiyle, yüzde 4'lük büyüme hedefinin uyumlu olduğunu söyledi ve önemli olanın genel dengeleri korumak ve Orta Vadeli Program hedeflerine ilerlemek olduğunu sözlerine ekledi.
Herkesin Merkez Bankası'nın ve ekonomik programın hakkını teslim etmiş olduğunu belirten Babacan, "Eylül'de hazırladığımız programda kredilerdeki gelişmeleri öngörmüştük. Bankalar yüzde 15'lik kredi hacmi büyüme hedefinin ciddi olduğunu anlamalı. BDDK'nın elinde kredi genişlemesine karşı önlemler var.
"Merkez Bankası'nın temel önceliği fiyat istikrarı"
Merkez Bankası'nın politikalarına da değinen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Merkez Bankası'nın temel önceliği fiyat istikrarı. Bu konuda taviz yok. Ana hedeflerin yanında, büyüme ve istihdam da Merkez Bankası'nın hedefleri arasında. Hiçbir ülkede merkez bankası ve hükümet kamuoyu önünde karşı karşıya gelmemeli," dedi. Japonya örneğinden de bahseden Babacan, "Japonya'da ekonomi politikaları konusunda 'gürültü' var. Japonya'da tartışmanın yapılış şekli, yatırımcılar nezdinde güvensizlik yaratıyor" şeklinde görüş bildirdi.
"Avrupa'da kriz bitmedi"
Avrupa'daki borç krizine ilişkin ise Babacan, "Avrupa'da kriz henüz bitmiş değil. Ancak problemlerin odak noktası, Avrupa'dan Japonya'ya kaymış durumda" yorumunda bulundu.
"Sermaye piyasalarının gelişmesini istiyoruz"
Yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun 114'ncü maddesine ilişkin endişeler konusundaki soruya karşılık Babacan, "SPK bu konuda açıklama yaptı ve duruma açıklık getirdi. Yeni madde
öncekine göre daha somut. Zaten artık bu konuda endişeler azaldı," dedi ve "Biz sermaye piyasalarının gelişmesini istiyoruz. Neden yatırımcıları endişelendirelim? Yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile kötü niyetlilerin ve istismarcıların önüne geçmek istiyoruz" dedi.
"TÜİK işsizlik oranı hesap yöntemini değiştiriyor"
TÜİK'in ekonomik veri hesaplamlarına yönelik soruya ise Babacan, TÜİK, cari açık ve işsizlik konusunda hesaplamalar üzerinde çalışıyor. TÜİK işsizlik oranı hesap yönetmini değiştiriyor. İşsizlikte yeni hesaplama yönetemi ile işsizlik oranı 1 puan daha düşük çıkabilir" dedi ve anket yöntemiyle turizm geliri hesaplanmasının da değişeceğini ve turizm gelirinin artacağını sözlerine ekledi.
2014'ten itibaren cari açığın ve net hata noksan kaleminin daha düşük olacağını kaydeden Babacan, turizm gelirinin hesaplama yöntemindeki değişikliğin gelirleri 3 ila 5 milyar dolar artırabileceğine dikkat çekti. Babacan, "Yenilenmiş hesaplama yöntemi 2014'ten itibaren kullanılacak" dedi.
"Özelleştirme projelerine büyük ilgi var"
Özelleştirme konusunda da görüşlerini açıklayan Babacan, "Özelleştirme projelerine farklı ülkelerden büyük ilgi var. Yoğunlaşma yok" dedi. Babacan, ekonomide istikrarı artırmanın yolunun güveni sağlamak olduğunu söyleyerek, "Her ülke güveni sağlamak üzere kendi kararlarını vermeli. Avrupa'da pek çok ülke güven kaybı yaşadı" değerlendirmesinde bulundu.