Analiz - Merkez Bankası ne demek istedi?
Bloomberg HT Araştırma Bölümü, Merkez Bankası'nın bugünkü kararlarını inceledi
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, karar metninde ifade değişikliğine gitmesine karşın, geçtiğimiz ayki Kurul toplantısına benzer bir karar aldı. Politika faizi değişmedi, faiz koridoru 25 baz puan aşağı çekildi ve zorunlu karşılıklar artırıldı. TL cinsi 1 yıla kadar vadeli yükümlülüklerde 25 baz puan, yabancı para cinsi 1 yıla kadar vadeli yükümlülüklerde ise 50 baz puan oranında zorunlu karşılık oranları yukarı çekildi. Kararın ardından piyasa tepkisine baktığımızda, İMKB-100, bankalara alım gelmesi ile 78,000'in üzerine bir kez daha yerleşti. Dolar/TL 1,77’den 1,78’e yöneldi. Tahvil piyasasında getiri eğrisi ise dikleşti.
Kredi arzındaki sert yükseliş sonrası MB’nin konuya ilişkin Karar metninde vurgusunun ölçüsü piyasalar tarafından merakla bekleniyordu. Metinde, “Sermaye girişlerinin güçlü seyrettiği mevcut konjonktürde kredilerde kayda değer bir ivmelenme dikkat çekmiştir” gibi güçlü sayılabilecek bir vurgu yer aldı. Ancak zorunlu karşılık artırım kararı bu vurgu ile aynı ölçüde olmadı. Geçtiğimiz ayki “öngörülen daha hızlı” olduğu yönündeki görüşe kıyasla, bu ayki toplantıda daha sert bir tonlama yapılmasına rağmen, karşılık kararı önceki aya kıyasla benzer oldu.
Öncelikle bu kararın Banka karlarına olan etkisine baktığımızda, bu kararın 2013 yılı banka karını ortalama % 0,7-0,8 aşağıya çekeceği beklenebilir. Pasif taraftan fonlamanın bir kısmının daha MB nezdinde tutulmasının hemen hemen bu oranda bir fırsat maliyeti yaratacağını söylemek mümkün. Diğer taraftan faiz koridorunun 25 baz puan aşağı çekilmesi, para piyasasında gecelik fonlama ve MB’den ortalama fonlama maliyetini aşağı çekeceğinden, kısa vadede koridor indirim kararının faiz marjına pozitif bir etkisi olacaktır. Ortalama mevduat faizinde bu indirimin ne derece yansıyacağını aylık bankacılık verilerinde göreceğiz. Bu beklentinin arkasındaki gerekçe, faiz oranlarındaki dramatik geri çekilmenin sektörde pazar paylarındaki değişim için uygun ortamı yaratmış olması. Dolayısı ile mevduat rekabetinin kızışmasının doğal sonucu olarak, kararın mevduat faizine etkisinin daha kısıtlı olması beklenebilir.
Ancak kredi artışının ivmelenerek devam etmesine ve MB’nin konuya ilişkin rahatsızlığının artmasına karşın, zorunlu karşılık kararının ılımlı sayılabilecek seviyede gelmesi akla bazı seçenekleri getiriyor. Olasılığın ilki; Banka, kredi talebinin faizlerdeki düşüşe tepki mahiyetinde konjonktürel olduğunu ve yılın kalanına yansımayacağını düşünüyor. Ekonomide net canlanmadan söz etmek mümkün değilken, sadece hareketin kredi tarafında ve tüketici kredileri ağırlığında olması bu olasılığı destekler mahiyette. Diğer olasılık ise, MB karşılıkları artırarak rahatsızlığını dile getirdi ve belki de Banka olarak konuya ilişkin daha fazla önlem almak istemediğini gösterdi. Dolayısı ile topu BDDK’ya attı. Hatırlanacağı üzere 2011 yılındaki sıkılaştırma 6 ay sonra eşgüdümlü olmuştu. BDDK’nın ihtiyaç kredilerinde genel karşılığı % 4’ten % 8’e artırması, banka kredi arzındaki baskıyı güçlendirmişti. Bu seçeneğin ne derece doğru olduğunu, önümüzdeki aylarda, arz artmaya devam ederse göreceğiz.
Bloomberg HT Araştırma Bölümü
Cihan Başkal
cbaskal@bloomberght.com