Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Bundan 5 yıl önce kendisini büyük bir ekonomik krizin içerisinde bulan ve neredeyse iflasın eşiğine gelen İzlanda'nın Başbakanı Johanna Sigurdardottir, ülkesinin 2008 yılından bu yana krizden neler öğrendiğini BloombergHT.com editörü Akın Aytekin'e değerlendirdi.

2008 yılının Eylül ayından itibaren ülkenin en büyük 3 bankasında yaşanan finansman yetersizliğiyle başlayan krizin boyutu yalnızca 1 hafta sonra ortaya çıkarak, dönemin Başbakanı Geir Haarde'ye "ulusal iflas" yaşanabileceği itirafını yaptırmıştı.

Krizin başlamasından 1 yıl sonra 2009'da seçimleri kazanarak Başbakanlığa gelen Sigurdardottir, ülke ekonomisinin kriz sonrasındaki durumu ve krizin sebepleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Ülkenin 2008 yılında içine düştüğü krizin sonuçları ile hâlâ mücadele ettiğinin altını çizen Sigurdardottir, “Kriz sonrasında finansal sistemin genelde ve üst düzeyde nasıl yönetileceği üzerine farklı metodlara giderek artan bir önem verildi. Hedef, sistemin tamamına bir istikrar kazandırmak, onu oluşturan oyuncuların finansal gücünün ne kadar güvenilir olduğuna bakmak değil” ifadelerini kullandı.

“2004’ten 2007 yılına kadar üç bankanın bilançosu 7 kat büyüdü ve İzlanda’nın ekonomik krize yakalandığı sonbahar 2008’de bu oran bizim gayrı safi yurt içi hasılamızın (GSYH) 10 katına eşitti” diyen Sigurdardottir, bankacılık sisteminin o dönemde geldiği noktanın, ülke merkez bankasının son seçenek olarak elinde tuttuğu rezervler tarafından da kurtarılamayacağını sözlerine ekledi. İzlanda Başbakanı, kriz sonrasında bu 3 “büyük” banka yerine 3 “küçük” banka kurulduğunu ve bunların “neredeyse tamamen yerel pazara” hitap ettiğini dile getirdi.  

2009’da yaklaşık 38 bin dolara gerileyen kişi başı GSYH ve harcanabilir gelir için hedeflerinin, krizin üç yıl öncesinde 2005’teki rakamlara (54 bin 885 dolar) geri dönmek olduğunu belirten Sigurdardottir, Moody's tarafından Baaa3 olan kredi notunun görünümünün de geçtiğimiz ay negatiften durağana yükseltildiğini hatırlattı. Baaa3 notu “yatırım yapılabilir” seviyesinin bir basamak üzerinde bulunurken, Türkiye'nin Moody's tarafından notu olan Ba1 ise bu seviyenin bir basamak altında kalıyor.

Yaklaşık olarak 320 binlik nüfusa sahip olan İzlanda’nın 4 yıldır başbakanlığını yapan Sigurdardottir, toplumun düşük gelirli kesiminin yeterince desteklenmesi gerektiğinin altını çizerek, “Kazançları özelleştiren, kayıpları tüm topluma ödeten bir finansal sisteme sahip olamayız” dedi.

Akın Aytekin
aaytekin@bloomberght.com