Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB'nin Türkiye'yi müzakere süreçleri dışında tutmasını eleştirerek, ''Eğer AB bu samimiyetsiz tavrına devam edecekse, Türkiye'yi sürecin dışında bırakmaya devam edecekse, o zaman AB ile Serbest Ticaret Anlaşması yapalım'' dedi.

Bakan Çağlayan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK) faiz koridorunun üst bandındaki indiriminin ise, bilhassa bankaların kredi faiz oranlarını aşağı çekici etki yaratacağını, bu anlamda kararı olumlu bulduğunu belirtti.

Çağlayan, TUSKON tarafından düzenlenen Türkiye-Kamerun Ticaret ve Yatırım Forumu'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Faiz koridoruna ilişkin kendisinin bir kaç ay önce uyarıda bulunduğunu hatırlatan Çağlayan, gelinen seviyenin önemli olduğunu vurguladı.

Koridorun üst seviyesindeki azalmanın, bilhassa bankaların kredi faiz oranlarını aşağı çekici etki yaratacağını dile getiren Çağlayan, ''Bu anlamda olumlu buluyorum. Bankaların kredi faizlerini aşağı çekmesi, krediler konusunda artan endişeleri ortadan kaldıracak ve yatırımcının yatırım yapmak konusundaki finansman ihtiyacında önemli bir unsur olacak. Keşke bunu daha önce yapabilseydik, keşke daha önce bugünkü gibi cesur davranabilseydik'' diye konuştu.

-''Rekabet Kurulu'nun bankalara yönelik 'rekabet' cezası''-

Çağlayan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun, bankaların artan 1 maliyetlerini, karşıya 5 olarak yansıttıklarına ilişkin sözlerine bankaların verdiği cevabın hatırlatılması üzerine ise şu değerlendirmede bulundu:

''Türkiye'de bankaların kredi faizinin yüksekte olduğunu herkes söylüyor. Bankalar tabi bir şekilde kendilerini savunacaklar. Amaçları kar etmek, ama bu konuda bazen kantarın topuzu kaçabiliyor. Bazen insaf unsuru elden gidebiliyor. Geçmişte bankaların faiz uygulamasıyla ilgili bir takım değerlendirmelerde bulunan biri olarak, buradan bankaları biraz daha insaflı olmaya davet ediyorum.

Bu konuda bankalarımızın şu an Rekabet Kurulu'nda bir dosyaları mevcut. Bununla ilgili hukuki süreç sanırım başladı. Rekabet Kurulu, kişi ve kuruluşların hakim durumu kötüye kullanması durumunda ortaya çıkar. Rekabet Kurulu bunun için kuruldu, saksı yetiştirmek için kurulmadı. Rekabet Kurulu bankalara, hiç davranmadığı kadar insaflı davrandı. Keşke bankalar da Rekabet Kurulu'nun kendisine davrandığı gibi, kredi alanlara aynı insafı gösterebilse.''

-ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması ve Gümrük Birliği-

ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşmasına ilişkin bir soru üzerine Çağlayan, Gümrük Birliği konusunda, özellikle serbest ticaret anlaşmalarından dolayı Türkiye'nin elinin giderek zayıfladığını söyledi.

Çağlayan, 1995 yılında yapılan müzakerelerde yaşanan süreci anımsatarak, dönemin hükümetinin sudan sebeplerle o dönemde atlama yaptığını dile getirdi.

AB'nin ikiyüzlü tutum ve samimi olmayan davranış içinde olduğu yorumunu yapan Çağlayan, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin yapılan anlaşmalara taraf olması gerektiğini ifade etmiyor, bütün ısrarlarımıza rağmen... Türkiye ciddi bir haksız rekabetle karşı karşıyadır. Biz Amerika'yla olan ticaretimizde bir satıp üç alıyoruz. Eğer Türkiye AB-ABD arasındaki Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin dışında kalırsa, bu durum daha da Türkiye aleyhine tersine dönecek. Türkiye'ye gümrüklü giren ABD ürünleri, elini kolunu sallaya sallaya Avrupa üzerinden Türkiye'ye girecek ve haksız bir rekabet oluşacak.

ABD'nin ticarette Türkiye'nin haksızlığa uğramasını istemeyeceğini ümit ediyoruz. Dün Amerika sermayeli şirketlerin üst yöneticileriyle kapalı toplantıda görüştük ve bu konuyu dile getirdik. Her biri bu konuda Türkiye'nin son derece haklı olduğunu ve gerekli lobi çalışmalarını yapacaklarını ifade ettiler.''

-Japonya-AB Serbest Ticaret Anlaşması-

AB'nin benzer çalışmayı Japonya ile de yaptığını anımsatan Çağlayan, Japonya konusunun Türkiye için daha da vahim olduğunu vurguladı.

Çağlayan, Türkiye'nin Japonya'ya bir satıp on aldığını ifade ederek, ''Ticarette çok büyük bir dengesizlikle karşı karşıyayız. Japonya-AB Serbest Ticaret Anlaşması'nda Türkiye sürecin dışında kalırsa, bu Türkiye açısından çok daha ciddi ticaret bağlantısının bozulması sonucunu ortaya çıkarır'' dedi.

-''Mutlak surette Gümrük Birliği'nin revize edilmesini istiyoruz''-

AB'nin Serbest Ticaret Anlaşması yaptıktan sonra, Türkiye'nin müzakere talep eden taraf olduğu için zaten olaya mağlup başladığına işaret eden Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı:

''Talep eden taraf olduğumuz için, karşı taraf bizden çok daha farklı tavizler isteyebiliyor. Bizim talebimiz, mutlak surette Gümrük Birliği'nin revize edilmesidir. AB ile Gümrük Birliği Anlaşması tamamen Türkiye'nin aleyhine işlemeye başlamıştır. Böyle bir ortamda, o zaman Serbest Ticaret Anlaşması'na geçiş Türkiye'nin daha büyük menfaatine olacaktır.

Eğer AB bu samimiyetsiz tavrına devam edecekse, Türkiye'yi sürecin dışında bırakmaya devam edecekse, o zaman Serbest Ticaret Anlaşması yapalım, zaten sanayi ürünlerimizi karşılıklı sıfırlamışız, hiç olmazsa AB'nin Türkiye'ye Gümrük Birliği'nden dolayı yüklemiş olduğu mevzuat ve diğer mükellefiyetleri ortadan kaldıralım. Böyle bir çağrıyı sizler vasıtasıyla yapmak istiyorum.''

AA