Şimşek: Yeni not artışının etkisi büyük olur
Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin kredi notunda yeni bir artışın ülkeye etkisinin büyük olacağını belirti
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuoyunda tartışılan, erken emeklilik çalışmaları iddialarına ilişkin, "Hangi üst düzey bürokrat ne açıklama yapıyor bilemiyorum ama açık ve net olarak söylüyorum, bu ne Türkiye'nin hayrınadır ne de Türkiye bu yükü kaldırabilir. Maliye Bakanlığı olarak bu konudaki tutumumuz açık ve nettir" dedi.
Şimşek, Bakanlık toplantı salonunda düzenlediği "Makro ekonomik gelişmeler ve 2013 yılı ilk çeyrek bütçe gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısının ardından soruları da yanıtladı.
Erken emeklilik tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, sosyal güvenlik sisteminin yeni ilave yükleri kaldıracak noktada olmadığını söyledi.
Şimşek, 2012 yıl sonu itibariyle Türkiye'de 10,4 milyon emeklinin bulunduğunu, bunlar arasında erkekler için ortalama yaşın 44,9 olduğunu ifade etti.
OECD ülkelerindeki emeklilerin ortalama yaşının ise 63,6 olduğuna işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
"Kadınlar için ortalama emeklilik yaşı 41. OECD ülkelerinde 61,9. Şu anda Türkiye'de bugün, 2013 yılında kadınlar en erken 49, erkekler 50 yaşında emekli olabilecekler. OECD ülkelerinde benim bildiğim kadarıyla ortalamada şu anda 65'in altında emekliliğe izin veren yok ama ülkemizde 2013 yılında vatandaşlarımız 49 yaşında ve 50 yaşında emekli olabilmektedirler en erken. Dünyada ben böyle bir ülke bilmiyorum, olabilir ama ben bilmiyorum.
Bu sene sadece emeklilerimize, öngörülen rakam, aşılabilir, 121 milyar lira ödeme yapacağız. Emeklilerin aylığı bu yıl 121 milyar lira. Bu ülkede toplam yatırım bütçesi ise 38,6 milyar lira. Bu ülkede ilaveten bir de bütçeden personel gideri olarak yaptığımız harcama da 115 milyar lira. Toplam 236 milyar lira. Yatırımlara yapılan tüm harcamalar 38,6 milyar lira."
Bunun dışında, "emeklilikte yaş bekleyen" diye bir şeyin de olamayacağını çünkü emekli olmak için birkaç koşulun bulunduğunu belirten Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
"Yani sadece prim gün sayısı olsaydı, o zaman biz 90'lı yılların başına dönerdik. Milletin 36 yaşında emekli olmasına izin verirdik. Nitekim 1999 yılındaki hükümet, bu sorunu görmüş, 90'lı yılların başında yapılan vahim hatayı görmüş ve rasyonel bir adım atılarak aşamalı bir düzeltmeye gitmiştir. Dolayısıyla açık ve net olarak söylüyorum, ne bizim bütçemiz ne de Sosyal Güvenlik Kurumu'nun mevcut yapısı böyle bir adımı kaldıramaz. Dolayısıyla hangi üst düzey bürokrat ne açıklama yapıyor bilemiyorum ama açık ve net olarak söylüyorum, bu ne Türkiye'nin hayrınadır ne de Türkiye bu yükü kaldırabilir. Maliye Bakanlığı olarak bu konudaki tutumumuz açık ve nettir."
-"Asıl derdimiz sorunu çözmek"-
Soru üzerine 2B'lere ilişkin de bilgi veren Şimşek, burada asıl dertlerinin sorunu çözmek olduğunu söyledi.
Bu süreçte Maliye Bakanlığı olarak her zaman vatandaşın lehine olan düzenlemeleri güçlü bir şekilde desteklediklerinin ve büyük kolaylıklar sağladıklarının altını çizen Şimşek, henüz tahsilatla ilgili bir değerlendirme yapma noktasında olunmadığını ifade etti.
Bakan Şimşek, satışların yeni başladığını, yoğun ilgi olduğunu ve rakamların iyi gittiğini bildirdi.
-"Gündemimizde vergi artışı da indirimi de yok"-
Bir gazetecinin, "Konuşmanızda, 'Gerektiğinde her türü tedbiri alırız' dediniz. Bundan vergi artışları mı anlamamız lazım?" sorusu üzerine Şimşek, ekonomilerin canlı organizmalar olduğuna dikkati çekti.
Bazen ekonomiyi canlandırma ihtiyacı duyulacağını bazen de mali disiplinin çok ön plana çıkabileceğini belirten Şimşek, "Ben onu kastettim. Şu anda gündemimizde ilave herhangi bir tedbir yoktur. Bu sene için gündemimizde ne vergi indirimi var ne de vergi artışı var" dedi.
-"Bu ülke fırlar gider"-
Bakan Mehmet Şimşek, çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmeler de bulundu.
Bu sürecin, uzun vadede Türkiye'nin iddialı hedeflerini gerçekleştirmesi için olmazsa olmaz bir unsur olduğunu vurgulayan Şimşek, ülkenin uzun bir süre boyunca enerjisini de kamu kaynaklarını da terörle mücadeleye harcadığını ifade etti.
Şimşek, şöyle konuştu:
"Türkiye, çözüm sürecinde başarılı olursa, ki bu noktada çok iyi gidiyor. Vatandaşın çözüm sürecini sahiplenmesi anlamında, bizim siyasi irademiz anlamında söylüyorum. İlk defa bu kadar güçlü bir şansa sahibiz. Türkiye uzun vadede yeni bir çıkış sürecine girecek, bölgesel kalkınmışlık farkları azalacak. Bunlar azalırken örneğin nasıl ki Batman, diyelim ki Gaziantep'le, Bursa'yla arayı kapatacak, Türkiye de hızlı bir şekilde Almanya ile arayı kapatmaya devam edecek.
Daha önce terörle mücadeleye harcanan kaynaklar, bu ülkenin eğitimine, alt yapısına, Ar-Ge'sine, ihracatçıya, yatırıma, desteğe giderse bu ülke fırlar gider. Üçüncü konu, biz hem bu bölgede hem de dünyada çok daha saygın noktaya geliriz. Çok önemli, zor bir konuyu ileri demokrasi içinde ve daha çok temel hak ve özgürlükler çerçevesinde çözerek, sadece bu bölge için değil, dünya için ilham kaynağı olabilir bu ülke. Türkiye güçlenir, Türkiye'nin birliği, kardeşliği, bütünlüğü daha da pekişir."
-"Yeni MTV sisteminde son aşamaya gelindi"-
Motorlu araçların çevreye duyarlı bir şekilde vergilendirilmesi konusunda da çalışmalarının son aşamada olduğunu bildiren Şimşek, bu konuda Ekonomi Koordinasyon Kuruluna (EKK) bir sunum yapacaklarını söyledi.
-"Doğrudan gelirlerin payını artırmak istiyoruz"-
Gelir Vergisi reformuna ilişkin soruyu da yanıtlayan Şimşek, uzun vadede doğrudan gelirlerin payını artırmak istediklerini bildirdi.
Bakan Şimşek, şu anda Gelir Vergisinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranının yüzde 4 olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Çok düşük bir rakam. Hep örnek veriyorum, bir uçta biz varız bir uçta Danimarka var. Danimarka'da Kurumlar ile Gelir vergilerinin toplamının milli gelire oranı yüzde 29'lar, 30'lar civarında. Türkiye'de ise yüzde 6 civarı. Dolayısıyla bu sistemde bir düzeltme yapmamız lazım. Ancak bu sistemde düzeltme yaparken biz yeni bir vergi öngörmüyoruz. Vergi oranlarında bir artış da öngörmüyoruz ama bazı imtiyazların, bazı istisnaların azaltılmasını, kaldırılmasını öngörüyoruz. Beyanname kapsamındakilerin sayısının artırılmasını, daha modern bir sisteme geçilmesini öngörüyoruz."
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin kredi notunda yeni bir artışın ülkeye etkisinin büyük olacağını belirterek, özellikle özel sektörün bu sayede daha uzun vadeli ve ucuz kaynaklara erişebileceğini bildirdi.
Şimşek, Bakanlık toplantı salonunda düzenlediği "Makro ekonomik gelişmeler ve 2013 yılı ilk çeyrek bütçe gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısının ardından soruları da yanıtladı.
Bakan Şimşek, "Devlet Memurları Yasası"ndaki değişikliğe ilişkin, bu konuda bir taslak olduğunu söyledi. Kamu görevi yapanların ülkenin her tarafında çalışmakla mükellef olduğunu, bu konuda herhangi bir teşvik sistemini doğru bulmadığını vurgulayan Şimşek, "Bizim milliyetçiliğimiz, ülke ve vatan sevgimiz sadece söylemde ve kağıt üzerinde olmamalıdır. Biz bu ülkeyi seviyorsak bu ülkenin dört bir köşesinde gönüllü olarak çalışmamız lazım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın defalarca işçi ve memur ayrımının kaldırılmasına değindiğini anımsatan Şimşek, bu durumun anayasa değişikliği ile söz konusu olabileceğini ama mevcut sistemde millete hizmetin kalitesini artırmak gerektiğini söyledi.
Mehmet Şimşek, kamunun verimli çalışıp çalışmadığına bakılması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Vatandaş memnuniyeti kamuda ne düzeyde? Kamu hizmetleri kaliteli bir şekilde veriliyor mu? Kaliteli hizmet verme noktasında eksikliği olanlara bir müeyyide olmalı mı? Tabi ki olmalı. Başka türlü nasıl verimli çalıştıracaksınız. Bu nedenle olaya büyük resimden bakmak lazım. Türkiye bu açıdan da dünya ile karşılaştırıldığında yine birtakım eksiklikleri olan bir ülkedir. Bu konuda son yıllarda sayısal olarak önemli iyileştirmelere gittik ama hizmeti vermede yeterince iyi performans göstermeyenler tabi ki bir şekilde müeyyideye tabi olmalı."
-"BOTAŞ, 2 milyar lira ödedi"-
Şimşek, BOTAŞ'ın bu sene için yaptığı ödemelerin 2 milyar lira olduğuna dikkati çekerek, "Bunun yaklaşık 700 milyon lirası cari vergi ödemeleri, 1,3 milyar lirası da geçmişten kalan borçlarının ödemesi" bilgisini verdi.
Bu durumun devam edeceğine olan inancını dile getiren Şimşek, ÖTV'lerdeki artışın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
-"Ortadoğu ve Afrika'ya açılım inanılmaz düzeyde büyük bir başarıdır"-
Şimşek, son 10 yıl içinde Türkiye'nin ihracatta, özellikle de ihracatı çeşitlendirmede çok büyük başarı yakaladığını belirtti.
Bu durumun çaba gerektirdiğine ve tesadüf sonucu oluşmadığına işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
"Özellikle Avrupa'da sıkıntıların etkisini azaltmaya yönelik olarak Ortadoğu ve Afrika'ya açılım inanılmaz düzeyde büyük bir başarıdır. 2002 yılında bizim Ortadoğu, Afrika bölgesine ihracatımızın toplam ihracat içindeki payı yüzde 12 iken, bu rakam neredeyse yüzde 32'ye ulaştı. 10 sene içerisinde bu kadar büyük bir dönüşüm yaşanmış. Bu dönüşüm yaşanmasaydı, Avrupa'nın Türkiye üzerindeki etkisi çok daha büyük olurdu."
Şimşek, ihracatçılara inandığını ifade ederek, dünyada özellikle de Avrupa'da iç talepte toparlanma gerektiğini, bunun olmaması durumunda zorlanmanın devam edeceğini söyledi.
-"Kredi derecelendirme kuruluşları en çok özel sektörü olumsuz etkiliyor"-
Bakan Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarından yeni bir not artışı bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine de söz konusu kuruluşların geriden geldiğini, Türkiye'nin daha iyisini hak ettiğini kaydetti.
Bütün bunlara rağmen kredi notu artışının Türkiye'ye etkisinin çok büyük olacağını vurgulayan Şimşek, "Bunu söylerken Hazinenin borçlanma maliyeti bazında bakmıyorum. Hazinenin borçlanma maliyetinin piyasalar tarafından 'yatırım yapılabilir' seviyesinin çok üzerinde fiyatlandırıldığını biz zaten biliyoruz. Bizim için önemli olan özel sektörün uzun vadeli ucuz kaynaklara erişimidir" diye konuştu.
Yeni bir not artışıyla, özel sektörün daha uzun vadeli ve ucuz kaynaklara erişebileceğine işaret eden Şimşek, "Bizim şuanda bütün derdimiz, Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin uluslararası piyasalardan 10-20 yıllık çok düşük faizlerle borçlanabilmesi, kaynak bulması ve bu kaynağı yatırımlar için kullanarak ölçek büyütmesi, dünyada rekabet gücünü artırmasıdır. O nedenle bu kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye karşı ihtiyatlı tavrı en fazla özel sektörümüzü olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının OECD ülkeleri ortalamasının 3'te 1'i olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Buna da artık bir miktar prim vermek lazım" dedi.
-Büyümenin yüksek çıkması için henüz erken-
Maliye Bakanı Şimşek, "Şubat ayı bütçe rakamlarını açıklarken, 'faiz dışı giderler yüksek seyretti, bunu mercek altına alacağız' demiştiniz. Mart ayına geldiğimizde, tedbir almayı gerekecek noktaya gelindi mi?" sorusu üzerine de faiz dışı harcamalarda mart ayındaki artışın makul düzeyde olduğunu bildirdi.
Şuan itibariyle yıl sonu hedeflerini aşacak bir trend görmediğini dile getiren Şimşek, "Bir bütçe yapmışız ve yıl sonu için hedef koymuşuz. Bizim derdimiz bütçe disiplini ve mali disiplin derken söz konusu hedefler çerçevesinde rakamları götürmek. Ben gözden geçirme ve tedbiri, o hedefleri aşacak noktaya bir kalemde gelmemiz durumunda kullandım, doğrusu da o" diye konuştu.
-Köprü ve otoyol özelleştirme sürecinin başındayız-
Bakan Şimşek, köprü ve otoyolların özelleştirilmesine ilişkin ne tür bir yol haritaları bulunduğu üzerine de bu konuda Otoyol AŞ gibi bir şirketin kurulması ve bunun için yasal düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti.
Bu noktada halka arz seçeneğini değerlendirdiklerini belirten Şimşek, bu durumun bir süreç gerektireceğini ve kendilerinin bu sürecin başında olduklarını söyledi.
Şimşek, Türk Telekom hisselerine yönelik soru üzerine de söz konusu şirketin halka açık olduğunu, prensip olarak halka açık şirketlerin özelleştirilmesine ilişkin açıklama yapmadığını vurguladı.
Şimşek ayrıca, halka arza ilişkin konuların Özelleştirme Yüksek Kurulunun takdirinde olduğunun altını çizdi.
AA