Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla harekete geçen ekonomi yönetimi, gerçek ve tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, Döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan Varlık Barışı için hummalı bir çalışmaya girdi.

İlki 2008 yılında çıkarılan ve kamuoyunda "Varlık Barışı" olarak bilinen "Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun", Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi.

Ana çalışmalarını Maliye Bakanlığı'nın üstlendiği Varlık Barışı'nda teknik çalışmalar hızla sürüyor.

Çalışma belli bir noktaya ulaştığında ise ekonomi yönetimi değerlendirmesini yapacak ve konuyu Başbakan Erdoğan'a sunacak. Erdoğan'ın da "olur" vermesiyle Türkiye, yeni bir Varlık Barışı'yla tanışacak.

Konuya ilişkin geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türk iş dünyasından hem şahısların hem de tüzel kişilerin yurt dışında ciddi miktarda finansal varlıkları olduğunu ve bu varlıkların önümüzdeki günlerde Türkiye'ye daha fazla gelmesini arzu ettiklerini bildirmişti.

Babacan, kesin bir şey söylemenin zor olduğunu ancak yasanın 1-2 ay içinde çıkabileceğini ifade etmişti.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise konu üzerinde çok hızlı bir çalışma yapacaklarını, belki önümüzdeki birkaç gün içerisinde bunun taslağının hazır olabileceğini kaydetmişti.

-İlk varlık barışında ne oldu?-

Kamuoyunda ''Varlık Barışı'' olarak bilinen "Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun", Türkiye'de 22 Kasım 2008 tarihinde uygulamaya konulmuştu. 2 Mart 2009 tarihinde sona eren başvuru süresi, 10 Temmuz 2009 tarihinde uygulamaya giren 2. Varlık Barışı'yla önce 30 Eylül 2009 tarihine, daha sonra da 31 Aralık 2009 tarihine kadar uzatılmıştı.

İlgili Kanun ile Varlık Barışı için başvuranlardan yurt içi varlıklar için yüzde 5, yurt dışı varlıklar için de yüzde 2 vergi alınmıştı.

Uygulamanın 22 Kasım 2008-2 Mart 2009 tarihlerini kapsayan ilk döneminde, yurt dışından 10 milyar 748 milyon 738 bin lira, yurt içinden de 4 milyar 83 milyon 331 bin lira kaynak beyanında bulunulmuştu. İlk dönemde toplam 14 milyar 832 milyon 69 bin liralık kaynak üzerinden 419 milyon 141 bin lira vergi tahakkuk etmişti.

10 Temmuz 2009 tarihinde başlayıp 31 Aralık 2009'da sona eren 2. uygulama döneminde ise 16 milyar 201 milyon 199 bin lirası yurt dışından, 16 milyar 269 milyon 276 bin lirası da yurt içinden olmak üzere toplam 32 milyar 470 milyon 475 bin liralık kaynak varlık barışına konu edilmişti. Bu varlıklara da 1 milyar 137 milyon 487 bin lira vergi tahakkuk ettirilmişti.

Varlık Barışı uygulaması kapsamında 26 milyar 949 milyon 937 bin lirası yurt dışından, 20 milyar 352 milyon 608 bin lirası da yurt içinden olmak üzere toplam 47 milyar 302 milyon 545 bin liralık kaynak Varlık Barışı'na konu edilmek üzere beyan edilmişti. Bu beyanlar üzerinden 1 milyar 556 milyon 629 bin lira vergi tahakkuk ettirilmişti.

-Beyan edilen tutarın yarısı döviz olmuştu-

Uygulama kapsamında vergi dairelerine yaklaşık 64 bin adet beyanname verilmiş, beyan edilen tutarların yüzde 50,4'ü döviz, yüzde 29,6'sı Türk lirası, yüzde 7'si altın, yüzde 6,6'sı menkul değerler, yüzde 6,4'ü de taşınmaz olmuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, o dönemde varlık barışı uygulamasıyla ilgili, "Varlık barışı, küresel krizin, en azından finansman kaynakları itibariyle etkisini hafifletmeye yönelik bir uygulamadır. Dolayısıyla başarılı olmuştur" demişti.