Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Fatih Sultan Mehmed'in 1463 yılında fethettiği ve 1878 Berlin Kongresi'ne dek Osmanlı topraklarında kalan Bosna Hersek, günümüze kadar korumayı başardığı Osmanlı'ya ait cami, köprü, han, hamam, medrese gibi yüzlerce eserin yanı sıra doğal güzellikleriyle turistleri bekliyor.
Balkanlar'da Osmanlı'ya ait en fazla eserin bulunduğu Bosna Hersek'in Türkiye'ye vize uygulamaması ve haftanın her günü İstanbul-Saraybosna arasında uçak seferlerinin yapılıyor olması da Bosna Hersek'i Türk turistlerin gözünde cazip bir tatil merkezi haline getiriyor.
Kış aylarının soğuk geçtiği Bosna Hersek'te nisan ayından itibaren havaların ısınıp doğal güzelliklerin farklı renklerde kendini insanlara sunmasıyla birlikte, ülkenin kış aylarında kar altında kalan doğal güzellikleri de gün yüzüne çıkmaya başladı.

-İlk adres Saraybosna-

Gerek direkt İstanbul'dan uçuşların olması, gerekse ülkenin en büyük kenti olması açısından, Bosna Hersek'te öncelikli olarak görülmesi gereken şehir Saraybosna.
Bir çok ünlü yazarın "Avrupa'nın Kudüs'ü" olarak nitelendirdiği Saraybosna, hem Avrupa'nın merkezinde olması hem de içerisinde barındırdığı Osmanlı izleriyle ülkeyi ziyaret eden turistlerin ilk adresi oluyor.
İlkbaharın da gelmesiyle birlikte, adeta yemyeşil dağlarla kuşatılmış bir şehir görünümüne bürünen kent, ortasından geçen Milyaçka Nehri tarafından ikiye bölünüyor.
İçinde barındırdığı yüzlerce Osmanlı eseriyle şehrin kalbi konumundaki Başçarşı, Saraybosna turunun olmazsa olmazlarından. Tek katlı dükkanları, Osmanlı'dan kalma taş camileri, çeşmeleri ve sebili ile Başçarşı, her adımınızda sizi tarihin derinliklerine götürüyor.
Saraybosna'ya gelip, "Börek" ve "Çevapi" yememek yapılacak en büyük hatalardan olur. Türkiye'deki İnegöl köftesine de benzeyen Çevapi, kendine özel ekmeği ve kaymağıyla Saraybosna'da denenmesi gereken lezzetler sıralamasında ilk sırada yer alıyor. Bu arada, yemeğin üzerine Boşnak kahvesi içmeyi de unutmayın.
16. yüzyılda Bosna Sancakbeyliği yapmış olan, Sultan 2. Bayezid'in torunu Gazi Hüsrev Bey'in şehre kazandırdığı külliye, cami, medrese, kütüphanenin yanı sıra, Moriça Han ve bedesten de Saraybosna'da gezilebilecek tarihi mekanlardan sadece birkaçı.
Şehrin 1878 Berlin Kongresi'yle Osmanlı hakimiyetinden çıkmasının ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde "Avrupa'nın ilk tramvayı"nın faaliyete geçtiği Saraybosna'da, Türkiye'ye kıyasla tarihi denilebilecek tramvaylarla kısa bir şehir turu da yapılabilir.
Bosna'daki savaş zamanında başkentlilerin 3 yıl boyunca dünyayla tek bağlantıları olan Ilıca'daki "Umut Tüneli" de Saraybosna'da gezilmesi gereken yerler arasında gösterilebilir.
Saraybosna'dan yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Bosna Nehri'nin kaynağının çıktığı İgman Dağı eteklerinde bulunan Vrelo Bosne'de ise tabiatla baş başa kalınabilir. Nehrin kaynağının billur gibi suyu, çevresindeki ördekleri ve kuğuları, ağaçları ve yeşilliğiyle adeta cennetten bir köşe olan Vrelo Bosne, kısa süreli Saraybosna'ya gelenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerin başında bulunuyor.

-Bosna'daki ikinci adres Mostar-

Bosna Hersek'in güney kesimindeki tarihi ve turistik Mostar kenti, ülkeyi ziyaret eden turistlerin, Saraybosna'dan sonra en fazla ziyaret ettiği ikinci şehir konumunda.
Tarihi Mostar Köprüsü ile ünlü bu şehir, köprünün yanı sıra içinde barındırdığı tarihi evler, camiler ve konaklarla turistlerin en gözde mekanlarından biri.

Zümrüt yeşili Neretva Nehri'nin iki kenarına kurulu bu kentte, Koski Mehmet Paşa Camisi gezilebilir ve arka bahçesinden Mostar Köprüsü'nün güzelliği seyredilebilir. Öte yandan, eğer şansınız da yaver giderse, Bosnalı gençlerin Mostar Köprüsü'nden atlayışına da tanık olabilirsiniz.
Mostar'dan sadece 15 dakika uzaklıktaki Blagay köyündeki Alperenler Tekkesi de ülkenin bu kesiminde mutlaka görmeniz gereken tarihi yapılardan biri. Burayı özel kılan, henüz Bosna Osmanlı tarafından fethedilmeden önce Balkanlar'ın İslamlaşmasında önemli etkisi olan Anadolu erenlerinden Sarı Saltuk'a atfedilen tekke ve mezar. Geçtiğimiz yıl, orijinaline uygun bir şekilde yenilenerek yeniden hizmete açılan Alperenler Tekkesi, bahçesindeki restoran ve çay bahçesiyle güzel bir manzara eşliğinde dinlenmenizi sağlıyor.
Blagay'daki ziyaretinizi tamamladıktan sonra, ülkenin güneyine doğru yaklaşık 30 kilometre devam ettiğiniz takdirde, bir zamanlar Türklerin yaşadığı ve taş evleriyle ünlü Poçitely'e varacaksınız. Osmanlı döneminde kurulan köyde, taş evler yenilenerek turizme kazandırılmaya çalışılıyor.
Bosna topraklarında Türklerin kurduğu ilk köy olma özelliğini taşıyan Poçitely'deki taş evler, ünlü ressamlara ilham olması açısından eski Yugoslavya döneminde senede 15 gün ressamlara tahsis edilmiş.
Ülkenin güney kesimlerine inen turistler ayrıca, Neretva Nehri'nde rafting de yapabilir. Rafting yapmak için Saraybosna ile Mostar arasındaki Konyits'ten Boraçko Gölü'ne doğru gidilmesi halinde, göl kenarında balık yenilebilir ve ardından Neretva'nın zümrüt yeşili sularında yapılacak raftingle, çevrenin doğal güzellikleri görülebilir.

-Vezirler kenti Travnik-

Türk turist acentelerinin genellikle Saraybosna ve Mostar ziyaretleriyle sınırlı tuttuğu Bosna Hersek, özellikle orta ve kuzeybatı kesimlerinde de birçok tarihi ve doğal güzelliğe sahip. Saraybosna'dan yaklaşık 45 dakika uzaklıkta yeşilliği ve termal sularıyla ünlü Foynitsa kentinde, Fatih Sultan Mehmed'in 1463'te Bosna-Hersek'i fethi sırasında, bu ülkede yaşayan azınlıktaki Fransisken tarikatı mensuplarına "özgürlük" bahşeden fermanının aslı buradaki manastırda görülebilir.
Ülkenin orta ve kuzeybatısını görmeden tamamlanacak Bosna Hersek gezisi ise yarım kalmış demektir. Saraybosna'dan yaklaşık 1 saat uzaklıkta Travnik kenti ziyaret edilebilir. Osmanlı'ya onlarca vezir yetiştiren, Bosna Hersek'in tam ortasında bulunan bu şehirde, Elçi İbrahim Paşa Medresesi, şehre hakim kalesi başta olmak üzere, aynı anda tarihi camilere ait 7-8 minarenin görüldüğü şehirde çok sayıda Osmanlı eseri de gezilebilir.

Köftesi ve kahvesiyle de ünlü Travnik ziyaretinin ardından, kuzeybatı istikametine hareket edilmesi halinde Yaytse kentinde mola verilebilir. Avrupa'nın en önemli şelalesini bünyesinde barındıran, tarihi Türk evleriyle ünlü Yaytse kenti ziyaretinin ardından, kuzeybatı istikametine gidilmesi halinde yaklaşık 15 dakika sonra ise Plivsko Gölü ve çevresindeki şelaleler görülebilir. Cennetten bir köşe olan bu bölgedeki otellerde ve bungalov evlerde ise gece uygun fiyata kalınabilir.
Saraybosna'ya yaklaşık 4 saat uzaklıkta bulunan ülkenin doğusunda yer alan Srebrenitsa'ya gidilmesi halinde, Potoçari Mezarlığı'nda doğum tarihleri farklı, ancak ölüm tarihleri aynı olan binlerce kişinin mezarı karşısında gözyaşı dökmemek elde değil. Srebrenitsa gezisi, Bosna Hersek tatilini tamamlayabilecek acı, ancak anlamlı bir ziyaret olabilir.

Bosna Hersek, bir yandan doğal ve tarihi güzellikleri bir yandan da yakın zamanda yaşanan acıların izlerini hala barındırıyor.

AA