Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İş Bankası ve Yapı Kredi kâr analizi

İş Bankası ve Yapı Kredi kâr analizi

BloombergHT Araştırma bölümünden Cihan Başkal, İş Bankası ve Yapı Kredi Bank'ın kâr verilerini analiz etti

Giriş: 07 Mayıs 2013, Salı 19:22
Güncelleme: 07 Mayıs 2013, Salı 19:22

İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası 1ç13 dönemine ilişkin finansallarını açıklaması ile yılın ilk çeyreğinde borsada işlem gören 6 büyük bankanın konsolide olmayan bilanço dönemi sona erdi. Yapı Kredi Bankası 462mln TL olan ortalama analist beklentisinin üzerinde 541mln TL net açıklarken, benzer olarak İş Bankası'nın karı da tahminin üzerinde oldu. Beklenti 926mln TL iken açıklanan net kar 1,03mlrTL idi.

Sektörün kredi büyümesi çeyrek dönemde %5,1 iken, iki banka da kredi arzı artışı konusunda, sektörü geriden takip etti. İş Bankası'nın ve Yapı Kredi Bankası'nın kredi arzları sırası ile %3,6 ve %3,3 artış gösterdi. İş Bankası'nda kredi arzı artışı, sektördeki eğilimin tersine ticari ve kurumsal kredi temelinde oldu. Bu iki kredi grubunun çeyrek dönemlik kredi arz değişimi %6,4 ve %4,8 oldu. Artışta YP cinsi krediler etkili oldu. İhtiyaç kredileri yatay kalırken, konut kredilerindeki %6,4'lük artış tüketici kredilerine %3,1 büyümeyi getirdi. Yapı Kredi'de ise kredi büyümesi ihtiyaç ve konut kredileri ile oldu. Kurumsal kredi artışı ise %1,9'da kaldı. Bu verilerle birlikte kredilerin mevduatlara oranı İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası'nda sırasıyla %106 ve %112 oldu. Bu dönemde iki bankanın menkul kıymet portföyü azalış kaydetti. Bankalar arasında mevduat değişimindeki ayrışma bu iki banka arasında da görüldü. Yapı Kredi mevduatlarını %4,6 arttırırken, İş Bankası %0,5 arttırdı.

Bankaların bu dönem için net faiz marjındaki gelişmeye bakıldığında, İş Bankası'nın net faiz marjı önceki çeyreğe kıyasla 4 baz puan azaldı, %4,68 oldu. Diğer bankalara kıyasla kredi - mevduat makasında bu dönem genişleme görülmedi. Yapı Kredi Bankası'nın net faiz marjı ise 32 baz puan azalarak %4,69 oldu. Menkul kıymet getirisindeki 90 baz puanlık azalış bunda başlıca role sahipti.

İki bankanın da takipteki kredi oranında hemen hemen 10 baz puanlık bir artış görüldü. Takipteki kredilerin toplam kredilere oranı bu artışlar ile birlikte İş Bankası'nda %2,0, Yapı Kredi'de %3,4 oldu. Yapı Kredi'deki oranın yüksek olması tabii ki, tüketici kredilerinin ve kredi kartı alacaklarının daha fazla olması. Kredi değer düşüş karşılıkları ise önceki dönem olduğu gibi iki bankanın karlılığını aşağı çekti. Brüt Kredi Riski Yapı Kredi'de %1,46 ile önceki dönemki %2'nin üzeri seviyeden aşağı inerken, %1'in üzerindeki seyrini sürdürdü. İş Bankası'nda ise Brüt kredi riski %1,22 ile önceki çeyreğe göre 0,1 puan azalış gösterdi.

İki bankanın komisyon gelirleri yıllık bazda %20'nin üzerinde artış kaydederek, toplam gelirleri desteklemeye devam etti. Giderler ise iki bankada da gelirlerin %40'nın bir miktar üzerinde seyrini devam ettirdi. Komisyon gelirleri Yapı Kredi'de giderlerin %60'ı seviyesinde olurken, İş Bankası %40'taki yatay eğilimini sürdürdü.

6 büyük bankanın finansallarının açıklanması ile ilk çeyrek bilançolarında ortaya çıkan resim şöyle oldu: Kredi faizlerindeki geri çekilmeye karşın, mevduat maliyetindeki geri çekilmenin daha yüksek oluşu net faiz marjını destekledi. Komisyon gelirler her bankada ortalama yıllık %20'nin üzerinde arttı. Bu artış geçtiğimiz yıl BDDK düzenlemesi ile negatif etkilenen komisyon gelirleri bu dönem düzenlemenin ilk seferlik etkisi ortadan kalktığından gerçekleşti.

Aktif kalitesindeki bozulma bankaları gecikmeli de olsa yakalamış görünüyor. İç talebin 2012'de baskılı seyri, yılın sonunda ve bu yılın ilk çeyreğinde takipteki kredi oranını arttırdı. Ayrıca bankaların henüz takibe düşmeyen ancak yakın izlemedeki ikinci grup kredi artışı devam ediyor. İyi olan gelişme ise Mart ayında takipteki kredilerin artışının hız kesmesi oldu. Dolayısı ile değer düşüş karşılıkları 4ç12 ve 1ç13'de geri dönüş olarak karı destekleyebilir. Mevduat faizlerinin rekor düşük seviyeye gerilemesi bu anlamda özellikle ticari kurum mevduat bölümünde rekabeti arttırmış durumda. Ticari kredilerler de alakalı olan bu durum, düşük faiz döneminde sektörde fonlama çeşitliliğinin pozitif katkısının yanında, esas fonlama kaynağı olan mevduattaki artan rekabeti öne çıkarıyor. Diğer taraftan bir süredir bankaların menkul kıymet sermaye karının net karı yukarı çektiğini görmeye alışmıştık. Aktif içerisinde menkul kıymet payı bazı bankalar için aktif-pasif yönetimi dahilinde belli bir seviyeye geldiği için 2ç13'te bu etkinin azalmasını, yılın geri kalanında da etkinin majör etkisini yitirmesini bekleyebiliriz.

Cihan Başkal

BloombergHT Araştırma

cbaskal@bloomberght.com