Çağlayan'dan bankalara faiz eleştirisi
Çağlayan, "Bir taraftan faizler, bir taraftan risk algılaması düşüyor ama diğer taraftan da bankalar, 'Dediğimiz dedik çaldığımız düdük' şeklinde devam etmek istiyor. Böyle bir lükse müsaade edemeyiz" dedi
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Bir taraftan faizler, bir taraftan risk algılaması düşüyor ama diğer taraftan da bankalar, 'Dediğimiz dedik çaldığımız düdük' şeklinde devam etmek istiyor. Böyle bir lükse müsaade edemeyiz" dedi.
Bakan Çağlayan, ekonomi basınıyla bir araya geldiği toplantıda, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nda Türkiye'nin haksız rekabetle karşı karşı kaldığını ifade etti.
Çağlayan, "Sen bana Gümrük Birliği ile tam üyeliğin bütün yaptırımlarını yükledin. İkincisi, benim iş adamama vize uyguluyorsun. Üçüncüsü, nakliye araçlarıma kota uyguluyorsun, mallarımı serbest dolaştırmıyorsun. Dördüncüsü, AB'ye üye yapacağın ülkelerle müzakere masasına gözlemci olarak bile Türkiye'yi oturtmuyorsun. Beşincisi de serbest ticaret anlaşması yapıyorsun, ben bu işin tarafı olamıyorum. Bunları düzenleyelim, Gümrük Birliği Anlaşması devam etsin" diye konuştu.
Gümrük Birliği'nin Türk sanayisine ciddi kazanımlar da getirdiğine işaret eden Çağlayan, "Ama bugün ibre ters çalışmaya başladı. Serbest ticaret anlaşması yaptığın ülkeye Türkiye'yi de al demek sana ne kaybettirir. Olursa bu şekliyle, olmuyorsa o zaman biz Gümrük Birliğini kaldıralım, sizinle Serbest Ticaret Anlaşması yapalım" değerlendirmesinde bulundu.
AB ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında görüşmelerine başlanacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması'na Türkiye'nin de taraf olması konusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile gittikleri ABD ziyaretinde de gündeme geldiğini anlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
"AB ile Japonya arasında da serbest ticaret anlaşması müzakereleri var. Bu ülkelerle serbest ticaret anlaşması olmaz ise diğer ülkelerin konumunda olduğu gibi onlar Avrupa pazarına, oradan da benim ülkeme rahat bir şekilde girerken ben bu ülkelerin ürünlerine gümrük vergisi uygulayamadığım gibi benim ülkeme de sıfır gümrükle girme imkanına sahip olacaklar. ABD ziyareti bu iş için bir kırılma noktası oldu ve iyi bir sonuç aldık.
Başbakanımız, Başkan Obama başkanlığındaki heyetler arası görüşmelerde Türkiye ile ABD arasındaki müttefikliğin ticaretimizle bağdaşmadığını ve Türkiye'nin ABD ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerine bir an önce başlamasını net bir şekilde ifade etti. Başkan Obama da 'Bu konuda Türkiye'nin ekonomik açıdan zarara uğrayacağını biliyoruz' dedi. Onun için bu müzakerelere başlamak bizim için önemli."
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın da ziyaret kapsamında katıldıkları iş forumunda "Belki de Türkiye ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması AB'den daha önce gerçekleşecek" dediğini aktaran Çağlayan, görüşmelerde konu ile ilgili Yüksek Düzeyli Çalışma Komitesi'nin kurulmasının kararlaştırıldığını ifade etti.
-"Lobi şirketiyle anlaşacağız"
Çağlayan, konuya ilişkin sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin şunları kaydetti:
"Bu süreçte Çalışma Komitesi ile sadece biz çalışmayacağız. Zaman zaman özel sektörümüzün de yapacağı temaslar olacak. Diğer taraftan bir lobi şirketiyle anlaşacağız. Amerika'nın serbest ticaret anlaşmasındaki hukuki süreç de farklı. Amerika'da serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlamanın yolu Kongre'den geçiyor. Kongre'ye bildirim yapılıyor. Kongre'de 90 günlük bir itiraz süresi var. 90 günlük itiraz süresinden sonra müzakere faslı başlayabiliyor. Bizim için de böyle bir süreç olacak.
Özel sektörümüzle önümüzdeki günlerde bir araya gelerek neler yapmaları gerektiğini konuşacağız. Özel sektörümüz bu konuda bir lobi şirketiyle anlaşacak. Bunu biz bakanlık, devlet olarak yapmayacağız. Bunu Amerikan Kogresi'nde Türkiye'nin aleyhine bir karar çıkmayacak hale dönüştürmek zorundayız. ABD ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşmasından Türkiye'nin nasıl zarara uğrayacağını ortaya koymalı ve Amerikan Kongresi'ni ve ilgili kesimlerini ikna etmeliyiz. Eğer işler yolunda giderse biz Avrupa'dan evvel bu işi bitiririz."
-"Bankacılık sisteminin faiz düşüşüne aynı şekilde uyması gerekiyor"
Çağlayan, faizlerdeki düşüşün kredilere yansımamasını içeren bir soruya "Bugün Türkiye, tarihinin en düşük borçlanma faizini yaşıyor. Bu Türkiye'deki siyasi ve ekonomik istikrar, makro ekonomik başarılar ve risk algılamasının düşük olmasının göstergesi. Diğer taraftan da Merkez Bankası sonunda hidayete erdi ve faiz indirimi yaptı. Tebrik ediyorum ama geç kaldılar. Merkez Bankası bağımsız ama Türkiye ekonomisinden bağımsız olacak lükse sahip değil. Keşke direnmese ve bunu daha önce yapsaydı. Türkiye, Güney Kore'den farklı bir ülke değil. Bugün Güney Korede faizler yüzde 2,5'a düştü, biz de bu rakamlara düşebilecek yapıya sahibiz" yanıtını verdi.
Yeni teşvik sistemin hazırladıkları bir ortamda bütün kurumların hareketlerinin senkronize olması gerektiğine işaret eden Çağlayan, "Ben teşvik sistemini ortaya koymuşum. Bundan faydalanacak KOBİ'lerin, yatırımcının uygun finansman bulması lazım. Bunun için de bankacılık sisteminin bu faiz düşüşüne aynı şekilde uyması gerekiyor. Bir taraftan faizler düşüyor, bir taraftan risk algılaması düşüyor ama diğer taraftan da bankalar, 'Dediğimiz dedik çaldığımız düdük' şeklinde devam etmek istiyor. Böyle bir lükse müsaade edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Bundan sonraki regülasyon görevinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) görevi olduğunu dile getiren Çağlayan, "BDDK, bankaların hak etmedikleri aracı maliyetlerini ve bu fahiş faizlerini kontrol etme yetkisine sahip. Ticaretle, piyasayla ve ahlakla bağdaşmayan faiz uygulaması yapan bankaların kazancı helal değildir. BDDK'nın aktif olması lazım" dedi.
Çağlayan, konut kredilerinde kapama komisyonlarında bir tavan bulunduğunu ama ticari ve tüketici kredilerinde bir tavan olmadığını belirterek, Başbakan Erdoğan'ın Meclis'te olan yasaya bununla ilgili bir hüküm koyulması talimatı verdiğini ve sınırlama getireceklerini söyledi.
Büyüme için iç piyasanın devreye girmesi, iç piyasanın devreye girmesi için de faizlerin düşmesi gerektiğine dikkati çeken Çağlayan, "Bankaların da bu faiz düşüşüne ayak uydurması gerekiyor. Allah gözlerini doyursun. Bunların çoğunun insafı yok. Kazansın elbette ama bu işin bir haddi hududu olmalı. Faiz bütün kötülüklerin anasıdır. Enflasyon faizin sonucudur" diye konuştu.