Darphane/Parmaksız: Siparişlerde bu artışı beklemiyorduk

Üretim kapasitesini iki katına çıkaracaklarını, hiç bir aşamada darboğaz oluşmayacağını dile getiren Parmaksız, söz konusu yatırım çalışmalarına 2011 yılında başladıklarını anlattı.

Haftalık ortalama 1,5 ton civarında bir üretim kapasiteleri olduğunu aktaran Parmaksız, talep durumuna göre salı günü aldıkları siparişleri perşembe gününe yetiştirmeye çalıştıklarını, ancak sipariş miktarında aşırı artış olduğunda bu sürelerin aşıldığını kaydetti.

Darphane'ye yılbaşından bu yana 77 ton 722 kilogramlık 24 ayar külçe altının geldiği bilgisini veren Parmaksız, bu altının 63 ton 475 kilogramını işleyip Cumhuriyet Altını olarak talep sahiplerine verdiklerini ifade etti.

Bu yıl özellikle son aylarda siparişlerin tesliminde gecikmeler olduğuna dikkati çeken Parmaksız, "Sipariş miktarındaki bu artışı ve dalgalanmayı beklemiyorduk" dedi.

Geçen yıl, tüm yıl boyunca toplam 7,9 milyon adet, bu sene ise daha yılın yarısında 12.2 milyon adet çeyrek altını piyasaya verdiklerini aktaran Parmaksız, "Bu yılın yarısında geçen yılın aynı döneminin 2 katı ürünü piyasaya vermiş olmamıza rağmen piyasada 'Çeyrek altın yok' şeklinde serzenişler var. Buna sadece Cumhuriyet altınına olan talebin arttığı şeklinde bir cevap verilebilir" ifadelerini kullandı.

2011 yılında çeyrek altın fiyatının artması üzerine takı amaçlı kullanılması amacıyla Cumhuriyet altını serisi dışında gram altın üretmek için çalışma başlattıklarına dikkati çeken Parmaksız, "Talep gelmesi halinde yarım gram ve 1 gram Darphane altınını yeni bir ürün olarak 2013 yılında piyasaya sunmayı planlamıştık ve yatırımlarımızı tamamladık. Önümüzdeki dönemde talep gelmesi halinde üretime başlayabilecek durumdayız" dedi.

-"Bir altının sahte olup olmadığını anlayabilmek için 2-3 unsuru birlikte değerlendirmek gerek"-

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Parmaksız, her iyi ürünün her zaman taklidinin yapıldığını belirterek, "Eğer cumhuriyet altını alıyorsanız, bildiğiniz, tanıdığınız, sürekli alışveriş yaptığınız kuyumculardan, güvenilir yerlerden altın almanız lazım" dedi.

Web sitelerinde Cumhuriyet altınlarının görsel özellikleri ile ilgili detaylı bilgilerin yer aldığını aktaran Parmaksız, halkın nasıl ayrım yapabileceğini buradan öğrenebileceğini söyledi.

Bir altının sahte olup olmadığını anlayabilmek için 2-3 unsuru birlikte değerlendirmek gerektiğini kaydeden Parmaksız, bunlardan bir tanesinin ağırlık olduğunu, diğerinin ayar, bir diğerinin de görsellik olduğunu dile getirdi. Üretikleri cumhuriyet altınının kırmızıya çalan sarı renkte olduğunu anlatan Parmaksız, piyasadaki altınların sahte ya da gerçek olduğunun fiziksel ve kimyasal analizlerle sağlıklı bir şekilde tespit edilebileceğini kaydetti.

Darphane'nin üretimi karşılığında belli bir ücret aldığını kaydeden Parmaksız, sözlerine şöyle devam etti:

"Darphane, 1998 yılından beri değişmeyen ve en maliyetli çeyrek altında bile yüzde 1,4'ü geçmeyen işçilik fire bedeli karşılığında Cumhuriyet altını üretimi yapıyor. Bu oranın içinde üretimde kullanılan enerji, malzeme, ücret, fire ve amortisman giderleri bulunmakta, en ileri teknoloji ile üretim yapılmakta, Cumhuriyet altını türlerine göre değişmekle birlikte bu maliyet ortalamada yüzde 1'I geçmemekte. Başka bir ifade ile Darphane tüm bu işlemler karşılığında ortalama yüzde 1 ücret alıyor. Şu anda en son üretim tekniklerini kullanmaktayız. Bu da en az maliyeti olan üretim tekniklerinden bir tanesidir."

Parmaksız, işçilik ücretleri konusunda 15 yıldan bu yana eleştiriler aldıklarını belirterek, " 'Altının onsu 900 dolarken siz 10 gram altın alıyordunuz, altının onsu 2000 dolar oldu hala 10 gram altın alıyorusunuz. Dolayısıyla 5 gram almanız lazım' gibi düz mantıkla ilk bakışta mantıklı gibi gözüken gerekçelerle fiyatı, işçilik oranını yüksek aldığımızı söylerler" dedi.

Bunun tamamen bir yanılgı olduğunu aktaran Parmaksız, son 15 yıldır işçilik, malzeme ve enerji maliyetlerinin her yıl artmasına ragmen, yüksek teknoloji ve sürekli iyileştirmeler ile bu maliyetleri sabit tuttuklarını ve vatandaşa ilave maliyet yansıtmadıklarını söyledi.

-"Aşırı miktarda sürekli talep gelmesi durumunda mutlaka gecikmeler yaşanmaktadır ve yaşanacaktır"-

Sadettin Parmaksız, Darphane'nin piyasaya vereceği ürünleri geciktirdiğine yönelik yapılan eleştirilere ilişkin de, "Neticede fiziki bir kapasiteyle çalışıyoruz. Konrolümüz dışındaki sipariş miktarında meydana gelebilecek belli dalgalanmaları dengeleyebiliyoruz. Ancak bu yıl olduğu gibi aşırı miktarda sürekli talep gelmesi durumunda mutlaka gecikmeler yaşanmaktadır ve yaşanacaktır. Böyle durumlarda bu süreyi mümkün olduğunca kısaltmaya çalışıyoruz" dedi.

Bugüne kadar altında böyle yüksek miktarda bir talep olmadığını ve dalgalanmaları öngörmelerinin mümkün olmadığını kaydeden Parmaksız, 2011 yılında piyasaya yeni ürünler sunmak ve fiyatlardaki olası dalgalanmalarla karşılaşırlarsa kendilerinin sigortası olması için alt yapı yatırımlarına başladıklarını ve bir kaç ay içinde bunların üretim hattına dahil edilebileceğini söyledi.

Darphanenin yıl sonu altın üretimi ile ilgili bir tahmin yapmanın zor olduğunu vurgulayan Parmaksız, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mesela Ramazan ayına girdik diyoruz; düğün mevsimi, sünnet mevsimi değil diyoruz ve takı amaçlı kullanılacak Cumhuriyet Altını talebinin az olacağını öngörüyoruz. Ancak hafta başı gelen sipariş miktarı 6,6 ton oldu. Bu miktar bu güne kadar gelen haftalık en büyük sipariştir. Dolayısıyla belli kriterlere bakıp talebi tahmin etmek nerdeyse imkansız. Ancak şunu söyleyebilirim bu trend devam ederse yıl sonunda 100 tonu geçeriz. Darphane'ye 'Hazırlık yapmıyor musunuz?' gibi şeyler söylüyorlar. Tabiki de hazırlığımızı yapıyoruz. Bugün itibariyle eldeki mevcut imkanlarla üretim rakamlarımız bizim açımızdan bakıldığında oldukça başarılı. Daha iyisi olur mu? Kesinlikle olur. Kesinlikle daha iyisini de yaparız."

Parmaksız, başlayan grev ile ilgili de şunları kaydetti:

"Biz sendikalı işçi istihdam eden bir kurumuz. İşçilerin ücret başta olmak üzere tüm hak ve hukuku iki yılda bir kez yapılan bu toplu iş sözleşmeleriyle belirleniyor. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işveren olarak bizim tarafımızı Kamu-İş temsil ediyor. Bu süreç yıl başında başladı. İlk toplantıları da şubat ayında yapıldı. Bugün geldiğimiz aşama ise toplu sözleşmenin bir parçası olup, konu detaylı biçimde Kamu-İş tarafından yakından takip edilmektedir."

AA