Bosna'nın yaylaları Anadolu'yu aratmıyor
Bosna-Hersek, tarihi zenginliğinin yanı sıra "cennet" gibi doğal güzelliklere sahip yaylalarıyla da dikkati çekiyor
Osmanlı'ya ait cami, köprü, han, hamam, kütüphane, medrese gibi yüzlerce eserin bulunduğu Bosna-Hersek, bu tarihi zenginliğinin yanı sıra "cennet" gibi doğal güzelliklere sahip yaylalarıyla da dikkati çekiyor.
Türkiye'den son yıllarda kültür turizmi kapsamında Osmanlı dönemi tarihi eserleri ziyaret amacıyla yoğun ilginin olduğu Bosna Hersek, doğal güzellikleriyle de ayrı bir zenginliği bünyesinde taşıyor. Ülkenin orta kesimlerindeki Travnik şehrine sadece yarım saat mesafede olan ünlü Vlaşiç Dağı'nın yüksek kesimleri, temiz havası, ormanı, yaylaları ve yılın 5 ayını burada geçiren yaylacılarıyla bir başka güzelliğe sahip. Yıl boyunca birçok yaban hayvanına, yaz aylarında ise büyük ve küçük baş hayvanları otlatan çobanlara ev sahipliği yapan Vlaşiç yaylaları, aynı zamanda yılın 5 ayını bu doğal ve serin yerde geçiren insanları da ağırlıyor. Vlaşiç Dağı'nın yüksek kesimlerinde, ev yapımı peynir kokusu, koyun sesleri ve yeşilin her tonuna sahip ormanlara sahip yaylada yaşayanlar, doğanın kendilerine sunduğu güzelliklerin tadını çıkartıyor. İnsanların gözünden uzakta, doğanın tüm güzellikleriyle iç içe, hiçkimsenin yaşamayacağı düşünülen bu yaylalarda yaşayan ailelerden birisi de Fuşko ailesi...
Fuad Fuşko, eşi Medina, kızları Şeyma ve Meryem ile her yazı 1547 rakımlı Vlaşiç yaylalarında geçiriyor. Avrupa'nın ortasında, teknolojinin hakim olduğu bir dönemde, su ve elektriğin dahi bulunmadığı bu yaylada yaşanan Fuşko ailesi, en huzurlu oldukları dönemi yaylada geçirdiklerini söylüyor. Her yaz yaylaya çıktıklarını, burada koyunlarını otlattıklarını ve peynir yaptıklarını kaydeden Fuad Fuşko, havaların durumuna bağlı olarak yılın yaklaşık 5-6 ayını yaylada geçirdiklerini belirtti. Koyunculuğun aile geleneği olduğunu söyleyen Fuad Fuşko, kendisinin bu işi babasından devraldığını, babasının da daha önce dedesinden devraldığını ve bunun böyle geçmişe doğru devam ettiğini söyledi.
Kendini bildiğinden beri her yıl yaylaya çıktıklarını kaydeden Fuad Fuşko, ''Nesiller geçtikçe, buraya gelenler de değişiyor. Babam da daha önce buraya gelirdi. Ben 35 yıldır buraya geliyorum, koyunları bekliyorum, onları sağıp peynir yapıyorum'' dedi.
Her yıl Nisan ayında Vlaşiç yaylalarına çıktıklarını ve Ekim ayına kadar burada kaldıklarını söyleyen Fuat Fuşko, çocukların okulu nedeniyle Eylül'de şehre indiklerini kendisinin ise ilk kar yağana dek yaylada kaldığını belirtti. Fuad Fuşko, yayladayken ürettikleri koyun peynirini, kışın şehirde sattıklarını ve yıllık geçimlerini böyle sağladıklarını ifade etti.
Yazı yaylada geçirmekten son derece keyif aldıklarını söyleyen Şeyma ve Meryem Fuşko ise, koyunları beklemekten, annelerine yardım etmeye kadar her işi büyük keyif alarak yaptıklarını dile getirdi.