Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

(14:00'te güncellendi)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki iyileşme devam edecek" dedi.

Denizli Ticaret Odası ve Denizli Sanayi Odası koordinatörlüğünde Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen Para Politikaları Konferansı, Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde başladı.

Para Piyasası Kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda konuşan Başçı, çeşitli kentlerde 3 ayda bir konjonktür değerlendirmesi yaptıklarını söyledi. Konuşmasının başında yapacağı sunumun özetini aktaran Başçı, enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmeye devam etmesi yönünde olduğunu, bunu en son kur toplantısında da kayda geçirdiklerini, ekim ayı sonunda yayınlanacak enflasyon raporunda da bunu sayısal olarak belirteceklerini ifade etti.

Bundan önce yayınlanması muhtemel olan orta vadeli programın kendileriyle istişare edildiğini aktaran Başçı, şunları kaydetti:

"Bizim de onayımız alınarak orada enflasyon ile ilgili belki ekim raporuna varmadan orta vadeli programda bir rakam görebilirsiniz. Yurtdışı nihai talep ve ihracat ılımlı büyüme eğilimini korumaktadır. Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki iyileşme devam edecek. Merkez Bankası fiyat istikrarı konusundaki gelişmeleri yakından takip ederek gereken tedbirleri almaya devam edecektir."

Sunumunda küresel ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Başçı, hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızlarının yavaşladığını, Lehman Krizi öncesi gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 2,5 olan büyüme oranlarının yüzde 1'ler seviyesine kadar düştüğünü, gelişmekte olan ülkelerde de ortalama 8'lerden 4'lere indiğine değindi.

İş adamlarının bunu bilerek politika yürütmesi gerektiğine dikkati çeken Erdem Başçı, bu sürecin hemen geçecek bir hadise gibi görünmediğini, dünyada önümüzdeki yıllarda düşük büyüme dönemine girilmiş gözüktüğünü dile getirdi.

İşsizlik oranlarında da tablonun değişmediğini, ABD'deki nisbi iyileşmenin ümidini kaybetmiş işsizlireni iş iş aramaktan vazgeçerek işgücü piyasasından çekilmesinden kaynaklandığını aktaran Başçı, dünyada mal ticaretindeki düşüşün de devam ettiğini, burada bir süre daha sürecin yavaşlama eğiliminde olacağını kaydetti.

Ekonomistlerin yaptığı tahminlerin ortalaması alındığında büyüme tahminlerinde 2013 yılı için düşüşler öngörülse de 2014 yılı için resmin biraz daha olumlu gözüktüğünü anlatan Başçı, Türkiye için 3,9 olarak beklenen büyümenin 3,5'e çekildiğini, gelecek yıl için ise yüzde 4'lük tahminin yapıldığını bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Başçı, gelişmekte olan ülkelerdeki en az aşağı yönlü büyüme revizyonunun Türkiye'de göründüğünü sözlerine ekledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, uzun vadeli faiz ile döviz kurunun piyasa şartlarında belirleneceğini, kısa vadeli faizde kontrolün kendilerinde olduğunu söyledi.

Başçı, Denizli Ticaret Odası ve Denizli Sanayi Odası koordinatörlüğünde Dünya Gazetesi işbirliğiyle Denizli Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Para Politikaları Konferansı'nda yaptığı konuşmada, FED'in kararıyla özellikle gelişmekte olan ülkelerde başlayan dalgalanmanın FOMC üyelerinin Politika Faizi Projeksiyonları ile durulmaya başlandığını ifade etti.

ABD para politikalarında olumlu gelişmelerin yavaş yavaş geldiğini anlatan Başçı, bunu FOMC üyelerinin "Gelecekte ABD'de faizler ne olacak, nasıl bir seyir izleyecek" yönündeki açıklamalarına dayandırdığını dile getirdi.

ABD'de Lehman Krizinden bu yana kısa vadeli faizlerin 0-025 aralığında seyrettiğini hatırlatan Başçı, "ABD Merkez Bankası para polikikaları yapıcıları üyeleri açıklamalarda bulunuyor. Diyorlar ki 'uzun süre faizler sıfır civarında kalacak'. Peki ne zaman bitecek? 2014 sonuna kadar sıfır seviyelerinde olacağını öngörüyor üyeler. 2015'te 1 civarında olmasını bu üyeler öngörüyor. Bu çok önemli bir bilgi. Daha sonra da uzun vadede 'ne olur' deniyor. Yüzde 4 civarına odaklanılmış" diye konuştu.

FOMC üyelerinin öngörüsünün önemli bir iletişim aracı olduğunu anlatan Erdem Başçı, buna "sözle yönlendirme" dediklerini ifade etti.

Başçı, şöyle devam etti:

"Sözle yönlendirme bir nevi aslında söz veriyorlar. Uzun vadede faiz artırmayacağız sözünü veriyor. O verdikleri sözle de 5 yıl vadeli tahvil faizlerini etkiliyor. Belli bir yere oturuyor. Bu ABD Merkez Bankası'nın elindeki en güçlü araç. Para muslukları denilen araçlardan daha etkili. Buradaki netlik ciddi bir biçimde fiyat oluşumunda fayda sağlıyor. Dalgalanmayı da azaltıyor. Üyelerin büyük bölümü "2015'ten itibaren faizleri artırırız demiş."

Başçı, FED'in açıklamalarıyla küresel ölçekte başlayan dalgalanmanın beklentiden kaynaklandığını dile getirerek, "Mayıs ve haziran aylarında beklenti satın alındı, şu anda bunun ilave bir haber değeri yok" dedi.

Dalgalanmanın özellikle cari açığı olan ülkelerde etkisinin daha fazla olduğunu aktaran Erdem Başçı, bunların arasında Türkiye'nin de bulunduğunu söyledi.

Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de cari açık veriyoruz uzun süredir. Nasıl etki yaptı diye bakarsak faiz oranlarındaki değişime bakalım. Burada Türkiye'de, Hindistan'da, Endonezya'da ve Brezilya'da politika tepkisi verildi. Politika tepkisi demek 'ben cari açığımı yavaşlatsam iyi olur', bütün yükü döviz kurlarına bırakmayacağım. Bütün yükü döviz kurlarına bırakırsam enflasyon üzerinde yükü artar. Bir miktarını faiz aracıyla yumuşatılması doğru bir tercihtir. 4 ülkede bunu görüyoruz. Burada Türkiye'ye bakarsak güçlü bir politika temsili verdi. Bizim kendimise has likidite politikamız sayesinde."

- Yabancı döviz girişi yeniden başladı-

Erdem Başçı, "Para politikalarında kısa vadeli kontrol bizde, Merkez Bankası'ndadır. Bunu enflasyon öngörüsüne göre ayarlarız. Enflasyon öngörüsünde bir tehlike görürsek ayarlarız. Enflasyonda bir tehlike görürsek artırırız, bir tehlike olmazsa düşüş devam edecek. Uzun vadeli faizler piyasada belirlenir. Döviz kurları piyasada belirlenir. Bu serbest kur rejiminde olan senaryodur" şeklinde konuştu.

Tahvil piyasasında işlem hacminin arttığına işaret eden Başçı, bunun "yabancılar geri geliyor" anlamını taşıdığını kaydetti.

Başçı, "Tahvil piyasasında net girişleri yavaş yavaş görüyoruz. Gün gün değişmekle beraber dövizde ortalama bayağı kuvvetli yabancı girişi var. Buna rağmen döviz neden düşmüyor diyorsanız firmalarımız hala döviz alıyor. Yabancı satıyor, yerlilerimiz alıyor. Açık pozisyonları var kapatmak istiyorlar. Saygı duyuyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Gelecek sene sermaye akımları tekrar güçlenirse, para politikası belirliliği sonucunda sermaye akımları tekrar başlarsa 'Başkan, aşırı değerlendi. İhracatçı olarak zor durumdayız. Bir şeyler yap, bunun 1,80'e gelmesini engelle.' Böyle bir senaryoyu dışlayamayız. Böyle bir ihtimal var" dedi.

Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde Denizli Ticaret Odası ve Denizli Sanayi Odası koordinatörlüğünde Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen Para Politikaları Konferansı'nda konuşan Başçı, döviz kuru oynaklığı bakımından son dönemde gelişmekte olan ülkelerin oynaklığında bir artışın gözlendiğini ancak geçmiş türbülanslara göre bunun çok önemli seviyede olmadığını, alınan tedbirlerle oynaklığın düşmeye başladığını ifade etti.

Başçı, "Burada alarmist olmaya hiç gerek yok. 12'sinde Giresun'da bir konuşma yaptık. 16'sında ABD Merkez Bankası, ciddi bir politika değişikliği sinyali verdi ve türbülans durdu. Şu anda tam tersine kademeli bir şekilde belirlilik artacak diye düşünüyoruz. Bundan sonra işler daha sakinleşecek ve rayına girecek diye tahmin ediyoruz. Her zaman için ufak bir yanılma payı bulunabilir. Ama her zaman için bizim baz senaryomuz ve esas görüşümüz bu yönde" dedi.

Türk Lirasının son dalgalanmadaki değer kaybının yüzde 10 civarında olduğunu, bunun da serbest kur rejimi nedeniyle doğal karşılanması gerektiğini dile getiren Başçı, "Gelişmeler herhangi bir özel sektör firmasının tedirgin olmasını gerektirecek seviyede değil. Şu ana kadar da değildi bundan sonra da olmayacak diye düşünüyoruz' diye konuştu.

- "Reel efektif döviz kuru göstergesinden faydalandım"-

Başçı, serbest kura rağmen yıl sonu için doların 1,92'nin altında olacağı tahmini yaparken reel efektif döviz kuru göstergesinden faydalandığını, Türkiye'nin ticaret yaptığı ülkelerle ağırlıklandırılmış döviz kurlarının bir nevi özeti olan bu göstergede 120 sınırının TL'nin aşırı değerli olduğunu gösterdiğini, bugün için ise 110 seviyesinde yani aşırı değersiz bir pozisyonda olunduğunu belirtti.

Piyasa şartlarının bunu kendi içinde düzelteceğini, buradaki aşırı tepkinin piyasa şartları içinde döneceğini ifade eden Başçı, şöyle konuştu:

"Döndüğü zaman nereye döner, üstteki çizgiye dönse, kabaca bugünkü avro/dolar paritesine bakarsan 1,80. Olur mu böyle bir şey. Olma ihtimali var. Gelecek sene sermaye akımları tekrar güçlenirse, para politikası belirliliği sonucunda sermaye akımları tekrar başlarsa 'Başkan aşırı değerlendi. İhracatçı olarak zor durumdayız. Bir şeyler yap. Bunun 1,80'e gelmesini engelle.' Böyle bir senaryoyu dışlayamayız. Böyle bir ihtimal var. Bu piyasa şartları içinde kendiliğinden olur. Olmaz mı? Olmayabilir. O zaman da döndüğü noktada ortalarda bir yerde olur, orta noktalar da 1,92 civarında bir yer. Bu noktadan bakarsak aslında bu konuşmayı yapmak benim için o kadar da riskli değil.

Başçı, Bursa'da geçen yıl da döviz piyasasında aşırı reaksiyonun olduğu bir dönemde yaptığı konuşmada, TL olarak dövizi yeneceklerini söylediğini, yıl sonunda TL'nin dolara karşı bir miktar değer kazandığını hatırlattı.

Bu tür konuşmaları yapmanın vatandaşın kafasındaki soru işaretlerini gidermek anlamında önemli olduğunu, MB'nin görüşünün bilinmesinin bir yön duygusunu geliştireceğini dile getiren Başçı, "Kurlar gün gün çok değişiyor ama bizim şu anki tahminiz içinde bulunduğumuz ay için bu rakam 110 çizgisinin hafif altında olabilir. Dolayısıyla burada bir düzeltme beklemek mümkün ve gerçekçi olur" dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, cari açığın finansmanında ciddi bir problem yaşanmayacağını, temkinli para politikası duruşuna devam ettiklerini belirterek, "Bizden faiz artışı da beklemeyin. Peki ya indirim. Yakın planda indirim de beklemeyin. Enflasyon düşene kadar bu şekilde sağlam duracağız. O zaman döviz kurları kura muhakkak olumlu yönde tepki verecektir" dedi.

Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde Denizli Ticaret Odası ve Denizli Sanayi Odası koordinatörlüğünde Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen Para Politikaları Konferansı'nda konuşan Başçı, cari işlemler dengesinde son dönemdeki yukarı yönlü hareketin önemli ölçüde altın ithalatından kaynaklandığını, altın hariç tutulduğunda cari işlemler dengesindeki gelişmenin yavaş ve kademeli olarak devam ettiğinin gözlenebileceğini bildirdi.

Avro bölgesi borç krizi sonrası ihracatçının pazar çeşitlendirmesinde başarı sağladığını, bundan sonra AB'ye ihracatın artmaya başlayacağını, bu yönde işaretlerin bulunduğunu ifade eden Başçı, 2011 yılındaki ihracat artış seviyelerinin ise küresel ticaretteki zayıflama nedeniyle yakalanmasının zor olduğunu, bu nedenle BDDK ile ihracatçıyı destekleyen programlar açıkladıklarını ifade etti.

Döviz kurları oynaklığı bakımından Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelere göre en düşük seviyede olduğunu, oynaklıkta eylül ayından bu yana iyileşme gözüktüğünü anlatan Başçı, yılın ilk aylarında çok kuvvetli olan protföy girişlerinin cari açığın fazlasıyla finanse edilmesinin sağlandığını, bu dönemde rezerv biriktirdiklerini söyledi.

Son aylarda ise özellikle temmuz ağırlıklı olmak üzere bir miktar çıkış gözüktüğünü anlatan Erdem Başçı, "Peki böyle bir durumda Türkiye artık cari açığını finanse edemez mi? Hayır, gayet güzel idare eder. Bankaların, büyük firmaların yurt dışı borçlanmalarında hiçbir sıkıntı yok. Yüzde 100'ün üzerinde borçlarını döndürmeye devam ediyorlar. Doğrudan yatırımlar yavaşlayarak da olsa devam ediyor. Bunlar devam ettiği sürece Türkiye cari açığı finanse eder" diye konuştu.

Kamu maliyesi bütçe disiplini devam ettiği sürece bankalar ve firmaların yurt dışından rahatlıkla borçlanabileceğine işaret eden Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cari açığın finansmanında ciddi bir problem görmeyeceğiz. Pek çok analist burada yanılıyor. Cari açıkta çok sert bir düzeltme için döviz kurları ne kadar değer kaybetmeli diye bir hesap yapıyorlar. Bu doğru bir hesap değil. O kadar büyük bir ayarlama olmayacak. Cari açık yavaş ve kademeli şekilde iyileşecek. Peki çok sert bir portföy çıkışı olursa ne yaparız. MB, biriktirdiği rezervlerini dikkatli şekilde kullanır ve döviz kurundaki oynaklığı azaltır. Ani çıkışlara karşı yumuşatıcı bir emniyet sübabımız var."

Kamu borcunun GSMH'ye oranının azaldığını, buna paralel dövize olan hassasiyetin azaldığına değinen Başçı, Türkiye'nin Avrupa'ya göre çok iyi, gelişmekte olan ülkeler arasında orta noktalarda bulunduğunu söyledi.

Reel faizde olağanüstü bir artışı gözlenmediğini, enflasyonun da temmuz ayındaki tahminle uyumlu gittiğini, düşüşün devam etmesini beklediklerini vurgulayan Başçı, "Temmuz enflasyon raporundaki döviz kuru varsayımımız 1,92. Eğer dolar 1,92'de sabit kalsaydı, biz enflasyonda 6,2'yi yıl sonu itibarıyla rahatlıkla yakalardık. Şimdi geçici olarak yükseldiği için oradan bir miktar tortu gelecek 6,2'nin bir miktar üzerinde bitireceğiz. Fakat bizim anket beklentileri 7,44, Consensus Forecast beklentileri 7,4. Bunun da altında bitirmeyi öngörüyoruz. Yani 6,2 ile 7,4 arasında bir tahmin büyük ihtimalle Orta Vadeli Program verecek yakında. Biz de ona yakın bir tahmin enflasyon raporunda vereceğiz. Ufak tefek ayarlamalar yapılabilir ama fikir bu. Dolar kuru 1,92'ye ne kadar yakın olursa enflasyon tahminimiz de 6,2'ye o kadar yakın olur, fiili gerçekleşme de o kadar yakın olur. O yüzden döviz kurlarındaki bu artışın geçici olmasını arzu ederiz. Bu yüzden de sıkıntı, temkinli bir para politikası duruşuna geçtik. Diyoruz ki enflasyon tahminlerle uyumlu hale gelene kadar sağlam, temkinli para politikası duruşuna devam edeceğiz. Bizden faiz artışı da beklemeyin. 6,75-7,75, bu parametrelerde bir değişiklik beklemeyin. Peki ya indirim. Yakın planda indirim de beklemeyin. Enflasyon düşene kadar biz bu şekilde sağlam duracağız. O zaman döviz kurları kura muhakkak olumlu yönde tepki verecektir."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "gerekenin ötesinde, ciddi bir sıkılaştırma yaptıklarını", bunun yakın dönemde gelebilecek risklere karşı yeterli olduğunu düşündüklerini, ilave sıkılaştırma planının bulunmadığını söyledi.

Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde Denizli Ticaret Odası ve Denizli Sanayi Odası koordinatörlüğünde Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen Para Politikaları Konferansı'nda konuşan Başçı, döviz rezervlerinin önemli bir emniyet sübabı işlevi gördüğünü, şu anda 127 milyar dolarlık brüt toplam rezerv bulunduğunu, bunun tamamının kullanabileceğini belirtti.

Döviz kuru hareketlerini yumuşatmak amaçlı kullanımda temmuz ayında bir artış görüldüğünü, ağustos ile düşüşe geçtiğini, rezerv opsiyonlarında da 30 milyar dolar kullanılabilir rezervin bulunduğunu aktaran Başçı, bu opsiyonun otomatik dengeleyici özelliğinin bugüne kadar görevini yerine getirdiğini ifade etti.

Yatırımlarda artışın devam ettiğini ancak bunun dışarıdan gelen tasarrufla gerçekleştiğini bildiren Başçı, "Bireysel Emeklilik Reformu" gibi yapısal önlemlerin yanında genç kuşaklara tasarrufun öneminin anlatılmasının uzun vadede fayda sağlayacağına inandığını kaydetti.

Çalışma çağındaki nüfusun işgücüne katılım oranının da yüzde 41'den yüzde 46'ya yükseldiğini, bunun kadınların işgücüne daha fazla katılımının bir sonucu olduğuna işaret eden Erdem Başçı, işsizlik oranlarında Lehman Krizi öncesi dönemlere göre daha iyi durumda olduklarını, hafif yatay ve yukarı doğru bir eğilimin bulunduğunu ancak bunun ne kadar kalıcı olacağını izleyeceklerini kaydetti.

Merkez Bankası Başkanı Başçı, istihdam artış hızında Türkiye'nin 5 yıllık vadede yüzde 4 artış sağladığını, kriz dönemlerine rağmen bu artışın kendilerini dahi şaşırttığını, dünyada bu veride başı çeken ülkelerden biri olduklarını dile getirdi.

Tahsili gecikmiş alacaklar ve karşılıksız çeklerde olumlu yönde bir seyir izlendiğini aktaran Başçı, kredi faiz oranlarının halen Avro bölgesi borç krizinin yaşandığı dönemin altında olduğunu, firma ve tüketici kredilerindeki faiz artışlarının aşırı düzeylerde olmadığını belirtti.

- "Tüketici kredilerine dikkat"-

Hacim olarak tüketici kredilerinin geçmiş yıllar ortalamasının halen üzerinde artmaya devam ettiğini, ticari kredilerde ise geçmiş yıllar ortalamasının hafif altında bir artış hızının bulunduğunu söyleyen Başçı, "En son BDDK'nın aldığı tedbirler buna yönelikti. 'Ticari kredilere teşvik verelim tüketici kredilerini yavaşlatalım'. Bu düzenlemenin faydalı olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye önce üretmeli sonra tüketmeli, önce kazanmalı sonra harcamalı. Aşırı borçlanarak hiçbir zaman mutluluk, refah olmaz. O yüzden tüketici kredileri konusunda biraz dikkatli olmakta fayda var. Ama artış hızı şu an gayet kuvvetli" diye konuştu.

Sanayi üretiminde artış trendinin ılımlı bir şekilde devam ettiğini, Avrupa'da Polonya ile yüzde 4'ler seviyesinde artış kaydeden iki ülkeden biri olduklarını, kapasite kullanım oranlarının bu seyri desteklediğini, yatırım harcama beklentisinin eskisi kadar kuvvetli olmasa da artı bölgede yer aldığını anlatan Başçı, ihracat ve iç piyasa siparişlerinde artış gözlendiğine değindi.

- "Büyüme devam ediyor"-

Erdem Başçı, büyümenin ılımlı bir şekilde devam ettiğini düşündüklerini, özel tüketim ve kamunun katkısının biraz fazla olduğunu belirterek, "Buradaki gelişmeleri biraz izlemek gerekecek. Bundan sonra net ihracatın katkısının artmasını bekliyoruz ve bunun doğru olacağını düşünüyoruz" dedi.

- Temkinli para politikası duruşu-

Konferansın sonunda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Başçı, dolar kurundaki 1,92 tahmininin nasıl gerçekleştirileceğinin sorulması üzerine reel efektif döviz kuru endeksindeki aşırı satışların uzun sürmeyeceği, geçici olacağı tahmininden yola çıktıklarını, önümüzdeki dönemde daha temkinli bir para politikası duruşunun bu hedefe katkı vereceğini söyledi.

Ellerinde çeşitli araçların bulunduğunu, neden ve nasıl sonuçlarına bu sayede net cevaplar verebildiklerini ifade eden Başçı, doların 1,80 olabileceği tahmininin açıklanmasını isteyen bir soru üzerine ise şöyle konuştu:

"Bu tahminden ziyade olasılık, bir senaryo. Gelecek sene için böyle bir şey olabilir. Sermaye akımları tekrar kuvvetlenirse o zaman biz bunu tekrar tartışıyor noktasına geliriz. Reel efektif döviz kurunda aşırı oynaklık istemiyoruz. Değer kaybına karşı bugün nasıl tedbir alıyorsak aşırı değer kazanması noktasına gelirsek o zaman bunları tekrar konuşmaya başlayacağız. Sanayici ve işadamlarımız buna zaten kendileri zorlayacaklar.

Bugün reel efektif döviz kuru 120'de değil de 130'da olsaydı piyasa düzeltmesinde çok daha sert bir değer kaybıyla karşı karşıya kalırdık. O yüzden oynaklığı baştan önlemiş oluyoruz. Aşırı değer kazancını önlerseniz aşırı değer kaybıyla da karşı karşıya kalmıyorsunuz. Serbest dalgalı kur rejimi makul seviyeler içinde devam ediyor" şeklinde konuştu.

- "Kısırdgöngüyü kırmak"-

Erdem Başçı, piyasaları sözle yönlendirme konusundaki bir soru üzerine ise bunu kısa dönem için kullandıklarını belirterek, "Kısırdöngüyü kırmak, döviz kurlarına tepki veriyor algısını kırmak için kısa vadeli bir yönlendirme yaptık. Türkiye'nin ekonomik gerçekleri neyi gerektiriyorsa, enflasyon dinamiklerinin tekrar aşağı dönmesi ve yüzde 5e doğru ilerlememiz neyi gerektiriyorsa Para Politikası Kurulu o tedbirler alır" ifadelerini kullandı.

ABD Merkez Bankası'nın (FED) aralık ayında sıkılaştırma politikasına geçip geçmeyeceğiyle ilgili bir soru üzerine Başçı, herkesin FED'den daha berrak ve net açıklamalar yapılmasını beklediğini, bu yönde adımlar atılacağını düşündüğünü belirterek "Ne kadar net ve berrak olurlarsa piyasalarda o kadar oynaklık daha az olur" dedi.

FED'in olası sıkılaştırma kararının Türkiye'yi nasıl etkileyeceği yönündeki soru üzerine ise Erdem Başçı, şunları kaydetti:

"Diğer ülkelerde olduğu kadar bir etki zaten yaşandı. Bundan sonra bunun kademeli olarak azalmasını bekliyoruz. İki faktör var. Birincisi biz politika belirsizliğimizi iyice azalttık. Faizlerde herkes ne yapacağımızı öngörebiliyor. ABD Merkez Bankası da bir miktar öngörülebilirlik getirdiği için iki faktör biraraya gelince sakinleştirici bir etki yaptı."

Başçı, sterilize edilmemiş döviz satışları konusunda ne yapılacağının tam olarak söylenmesi halinde etkisinin kalmayacağını, bu konuda etki yapabilmek için sürpriz yapılması gerektiğini ifade ederek, "Sterilize edilmemiş döviz satışı aracını zaman zaman kullanabiliriz. Gerektiği kadar ve gerektikçe" dedi.

- "Türbünasta açık pozisyon kapatmak karlı olmayabilir"-

Tahvil piyasasındaki hareketlilikle ilgili bir soru üzerine de Başçı, tahvil piyasasında yeniden fiyatlama sürecinin yaşandığını, yabancıların Türk tahvil piyasasındaki varlıklarında ciddi bir düşüş görüldüğünü ancak bunun önemli bir kısmının fiyat ayarlamasından kaynaklandığını dile getirdi.

Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani tahvillerin fiyatı düştü, döviz kurlarındaki değer kaybından dolayı orada bir fiyat ayarlaması var. Çıkış da bir miktar var ama öyle aşırı düzeylerde değil. Bizim döviz satışlarından bir kısım bu şekildeki çıkışları karşıladı, bir kısmı da Türkiye'de yerleşik firmaların talebini karşıladı. O talep devam etti. Türkiye'deki firmaların döviz talebi devam etti. Temmuz'da vardı, Ağustos ve Eylül'de de devam etti. DTH artışının bir kısmı bu. Kurumsal bir DTH artışı gözüküyor. Burada firmalarımızın bir kısmı açık pozisyonlarını kapatmak istiyor. Açık pozisyonları kapatmanın doğru zamanı sakin zamanlardır. Orada Merkez Bankası'ndan bir uyarı gelirse bunu dinlemekte fayda var. Döviz kurları üzerinde değerlenme baskısı olduğu zaman firmalara açık pozisyonları kapatmak için iyi bir zaman. Türbülansın çok yüksek olduğu bir dönemde açık pozisyon kapatmak çok karlı olmayabilir. Döviz piyasasına ilişkin geçici verilere göre eylül başından beri döviz girişi oldukça kuvvetli. Ona karşı da oldukça bir firma talebi olduğunu görüyoruz."

Türkiye gibi cari açık veren ülkelerin sermaye giriş çıkışlarına karşı daha hassas olduğunu, buradaki kırılganlığın yapısal reformlarla giderilebileceğini, 5 yıllık Kalkınma Planı'nda nelerin yapılması gerektiğinin belirtildiğini, bunlar uygulandıkça cari açık probleminin kademeli biçimde azalacağını kaydetti.

- "Kısa vadeli faizlerin kontrolü bizde"-

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, piyasaya faiz tepkisini sadece enflasyon görünümüne yönelik bir tehdit hissedilmesi durumunda ancak 24 ay sonraki görünümde ciddi bir etki yapması halinde kullanacaklarına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"İlave parasal sıkılaştırma yapılabilir. Ama şu anda biz gerekenin ötesinde ciddi bir şekilde sıkılaştırma yaptığımız düşünüyoruz. Yakın dönemde gelebilecek risklere karşı bu yeterli diye düşünüyoruz. O yüzden çok yakın dönemde böyle bir planımız yok. Ama elimiz kolumuz bağlı değil kesinlikle eğer bir adım atmak gerekirse ilerleyen aylarda Para Politikası Kurulu'nda değerlendiririz. Türkiye'nin iç dinamikleri gerekçesiyle yaparız, ABD verisi gerekçesiyle yapmayız. Çünkü ABD verisi günde üç defa açıklanıyor, orada üyeler günde 3 defa konuşma yapıyor. Her birisinin mutlaka bir miktar etkisi oluyor. Her birine tepki vereceğiz beklentisine girerse piyasa o zaman piyasa bizi yönlendirmiş olur. Halbuki bizim piyasayı yönlendirmemiz gerekir. Kısa vadeli faizlerin kontrolü bizdedir."

Sermaye akımlarının seyrine güvenerek politika yapılamayacağını, ellerindeki araç setini geliştirmeye çalıştıklarını, geliştirdikleri rezerv opsiyonu mekanizmasının kendisinden beklenen görevi yerine getirdiğini, bankaların dış finansmanında hiç sorun yaşanmamasına katkı sağladığını belirten Başçı, "Asimetrik, geniş faiz koridoru da sermaye akımlarına karşı etkili bir araç. Rezervleri kullanma aracını da sayarsak elimizde 3 tane araç var. Bu araçları ne kadar etkili hale getirirsek o kadar sermaye akımı etkilerini aza indirgeriz. Sıfıra indiremeyiz. Çünkü küresel bir dünyada yaşıyoruz. Sermaye hesabı açık olmak durumunda. Sermaye giriş çıkışlarının her zaman etkileri olacak. TL ile borçlanmak dövizle borçlanmaktan her zaman için daha iyidir. Zamanlama konusunda sadece dikkat ediyoruz. Bizim yapmaya çalıştığımız etkileri olabildiğince azaltmak. En önemli tedbir ise yapısal reformlardır" şeklinde konuştu.

Başçı, dünyada düşük büyüme sürecinin bir süre daha devam edeceğini, verimlilik artışlarında da azalma görüldüğünü, bunlar üzerinde çalışılması gerektiğini, bu sorunların para politikalarıyla çözülemeyeceğini de sözlerine ekledi.