Bloomberght
Bloomberg HT Haberler MB: Altın ithalatı cari açık artışının temel nedeni

MB: Altın ithalatı cari açık artışının temel nedeni

TCMB Raporu: Altın ithalatının tarihsel ortalamalarının üzerinde seyretmeye devam etmesi, cari açıktaki artışın temel nedenini oluşturdu

Giriş: 02 Ocak 2014, Perşembe 15:56
Güncelleme: 03 Ocak 2014, Cuma 12:48

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2013 yılı 3. çeyrek Ödemeler Dengesi Raporu'nda, altın ithalatının tarihsel ortalamalarının üzerinde seyretmeye devam etmesinin, cari açıktaki artışın temel nedenini oluşturduğu kaydedildi.

TCMB, 2013 yılı 3. çeyrek dönemine ilişkin Ödemeler Dengesi Raporu'nu yayımladı.

Rapora göre, cari işlemler açığı, 2013 yılı üçüncü çeyreğinde artış gösterdi. Altın ithalatının tarihsel ortalamalarının üzerinde seyretmeye devam etmesi, cari açıktaki artışın temel nedenini oluşturdu. Altın hariç bakıldığında, cari açık üçüncü çeyrekte de daralma eğilimini sürdürdü. İç talep unsurlarının ılımlı bir seyir izlemesi nedeniyle ithalat artışının düşük oranda gerçekleşmesi, ihracatın ise Avrupa Birliği (AB) kaynaklı talepteki canlanma nedeniyle artış eğilimi göstermesi, altın hariç dış ticaret açığının iyileşmesine neden oldu. Türk lirasının değerinin, özellikle gelişmekte olan ülkelere kıyasla rekabetçi seviyelere gerilemesi, altın hariç dış ticaret açığındaki daralmayı destekleyen diğer bir unsur olarak değerlendirildi.

Turizm gelirlerindeki artış eğilimi, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) geriye yönelik yaptığı revizyon nedeniyle geriledi. Buna rağmen hizmet gelirleri, 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 9,5 büyüyerek cari işlemler dengesine verdiği olumlu katkıyı sürdürdü.

Altın hariç tutulduğunda, ihracat yılın üçüncü çeyreğinde artış eğiliminde oldu. AB ülkelerinde krizin etkilerinin hafiflemesi ile iç talebin toparlanma eğilimi göstermesi, rekabetçi seyreden kur düzeyi ve yurt içi otomotiv sektöründe ihracata yönelik üretilen yeni modellerin devreye alınması, bu dönemde ihracat artışına katkı yapan temel faktörler olarak değerlendirildi. Öte yandan, ödemeler dengesi tanımlı ihracat kalemi içinde yer alan bavul ticareti gelirleri artış eğilimini bu dönemde de korudu.

İthalat harcamalarında 2012 yılı son çeyreğinde başlayan sınırlı artış eğiliminin yılın üçüncü çeyreğinde de devam ettiği gözlendi. Bu dönemde, iç talep unsurlarının ılımlı bir toparlanma göstermiş olması ve enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle enerji ithalatının gerilemesi ithalat artış hızını sınırlayan temel faktörler oldu. Yılın ikinci çeyreğinde, fiyatının hızlı bir şekilde gerilemesine paralel olarak yüksek seviyelerde artan altın ithalatı, bu çeyrekte gerileyerek tarihsel ortalamalarına dönme eğilimi gösterdi.

Cari işlemler dengesinin dış ticaretten sonra en önemli belirleyicisi olan hizmetler kalemi, yılın üçüncü çeyreğinde cari dengeye yaptığı olumlu katkıyı devam ettirdi. TÜİK tarafından Suriye'deki dört sınır kapısından ülkeye giriş yapanların "turist" statüsünden çıkarılması ve bu nedenle turizm istatistiklerinde gerçekleştirilen güncelleme, turizm gelirlerindeki artış hızını sınırlasa da turizm, hizmetler kaleminin temel belirleyicisi olmayı sürdürdü. Benzer şekilde, turizm sektörüne bağlı hareket eden diğer taşımacılık gelirlerinin hızlı artış eğilimini sürdürmesi, hizmetler kalemi içinde cari açığa olumlu katkı yapan diğer önemli faktör oldu.

-Cari işlemler dengesinin finansmanı-

Rapora göre, 2013 Mayıs ayı içinde ABD Merkez Bankasının (Federal Reserve Bank - Fed) küresel kriz sonrası izlemeye başladığı genişlemeci para politikasını yakın zamanda değiştireceği yönünde beklentilerin ortaya çıkması ile gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı başladı.

Fed'in miktarsal genişleme politikasından ne zaman çıkacağı yönündeki belirsizliklerin devam etmesi, küresel düzeyde finansal varlıkların yeniden fiyatlanması sürecinin üçüncü çeyrekte de devam etmesine neden oldu. İlave olarak ABD'de borç tavanının çözümüne ilişkin sorunlar, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy girişlerindeki azalma eğilimini destekleyen diğer bir unsur oldu.

Ödemeler dengesi finans hesaplarına ana başlıklar itibarıyla bakıldığında, 2013 yılı üçüncü çeyreğinde doğrudan yatırımların payı tarihsel ortalamalarına göre düşük düzeyde seyretmeye devam ederken, portföy tarafında önceki çeyrekte başlayan gerileme eğilimi hızlandı. Diğer yatırım girişlerinde ise gerek bankacılık gerek diğer sektörün borç çevirme oranları bir miktar azalmasına rağmen, 100 düzeyinin üstündeki seviyelerini korudu. Öte yandan, yükümlülük ayağında yer alan mevduatlardaki çıkış diğer yatırımların ikinci çeyreğe göre gerilemesindeki temel faktör oldu.

Finansman unsurlarının kalitesi yönünden bakıldığında, yılın üçüncü çeyreğinde bankacılık ve diğer sektörlerin borç çevirme oranlarında bir önceki çeyreğe göre bir miktar gerileme görülürken, portföyün vade yapısı ve rezerv yeterlilik oranlarında geçmiş dönemlere kıyasla olumlu görünüm gözlendi. Öte yandan, gelişmekte olan ülkelere yönelen uluslararası sermaye akımları içinde ülkenin aldığı pay geçmiş döneme ve bir önceki yılın aynı dönemine göre geriledi.

Doğrudan yatırım girişleri, bir önceki çeyreğe göre artış gösterse de, işlemler genele yayılmadı ve düzey olarak da tarihsel ortalamalarının altında kalmaya devam etti. Türkiye'ye yönelik gerçekleşen doğrudan yatırımlarda en önemli paya sahip Avro bölgesinde gerçekleşen göreli iktisadi toparlanmaya rağmen, yatırım iştahının hala zayıf seyretmesi doğrudan yatırımların tarihsel ortalamaların altındaki son dönem seyrini açıkladığı düşünüldü.

- "2013 yılı 3. çeyrekte küresel risk iştahı dalgalı seyretti"-

Yılın üçüncü çeyreği küresel risk iştahının dalgalı seyrettiği bir dönem oldu. Bu dönemde gelişen Suriye krizi, portföy girişleri yönünden Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelerden negatif yönlü ayrışmasına neden oldu.

2013 Temmuz ayında Suriye krizinin de etkisi ile görülen Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ağırlıklı portföy çıkışları, çeyreğin diğer aylarında gerek Suriye krizinin hafiflemesi gerek Fed'in varlık alımlarını yakın dönemde azaltacağına yönelik beklentilerin zayıflaması ile yerini portföy girişlerine bıraktı.

Portföy girişlerinde görülen gerilemeye rağmen yatırım yapılan araçların vade yapısında bir önceki çeyreğe göre kötüleşme olmadı. Bankaların ve diğer sektörün yurt dışında tahvil ihraçlarını, bu çeyrekte de sürdürdüğü gözlendi. Gerek bankacılık sektörünün gerek diğer sektörlerin yurt dışından kredi türü borçlanmalarında, 2013 yılı üçüncü çeyreğinde arz yönlü bir kısıt gözlenmedi.

Bankaların tahvil cinsi borçlanmaları dahil edildiğinde, bankacılık sektörü borç çevirme oranının 100 seviyesinin oldukça üzerinde gerçekleştiği görüldü. Diğer sektörün temelde yatırımlarının finansmanı için kullandığı yurt dışından uzun vadeli kredileri yılın üçüncü çeyreğinde -net bazda- giriş yönlü oldu. Tahvil ihraçları da dahil edildiğinde diğer sektörün borç çevirme oranının da 100'ün oldukça üzerinde gerçekleştiği görüldü.

Sermaye girişlerinde bir önceki çeyreğe göre düşüş olmasına rağmen Merkez Bankası resmi rezervleri, özellikle ağustos ayı içinde artış gösterdi. Bu dönem içerisinde ilk uygulama dönemi sona eren Varlık Barışı uygulamasının döviz girişlerini destekleyerek rezerv artışına katkı yaptığı düşünüldü.

AA