Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Başçı: Enflasyon 2014'te yüzde 6.6 olur

Başçı: Enflasyon 2014'te yüzde 6.6 olur

Merkez Bankası Başkanı Başçı, 2014'te orta noktası yüzde 6.6 olmak üzere enflasyonun yüzde 5.2 ile yüzde 8 arasında kalacağını açıkladı

Giriş: 28 Ocak 2014, Salı 10:18
Güncelleme: 28 Ocak 2014, Salı 11:51

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Para Politikası Kurulu üyemiz Prof. Dr. Abdullah Yavaş, Amerika'dan bugün akşam saatlerinde Ankara'ya gelecek. O yüzden sizlerle birlikte olamadı. Para Politikası Kurulu toplantısını akşam saatlerinde yapmamızın tek sebebi bir Kurul üyemizin eksik olmasıdır. Onun katılımını bekliyoruz" dedi.

Başçı, Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda, sunumu öncesi bir bilgi vermek istediğini söyledi.

Para Politikası Kurulu toplantısının bugün akşam saatlerinde yapılacağını anımsatan Başçı, "Para Politikası Kurulu üyemiz Prof. Dr. Abdullah Yavaş, Amerika'dan bugün akşam saatlerinde Ankara'ya gelecek. O yüzden sizlerle birlikte olamadı. Para Politikası Kurulu toplantısını akşam saatlerinde yapmamızın tek sebebi bir Kurul üyemizin eksik olmasıdır. Onun katılımını bekliyoruz" diye konuştu.

Başçı, Enflasyon Raporu'na ilişkin sunumunda son aylarda iktisadi konjonktüre damgasını vuran en önemli gelişmenin Amerikan Merkez Bankası'nın nicel genişleme politikasından çıkış süreciyle gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında gözlenen belirgin yavaşlama olduğunu ifade etti. Geçen yıl mayıs ayından itibaren zayıf bir görünüm sergileyen sermaye akımlarının 2013 yılının son çeyreğinde de benzer seyrini devam ettirdiğini belirten Başçı, özellikle portföy akımlarındaki çıkış eğiliminin sürdüğünü, diğer taraftan giderek artan oranlarda borçlanmaların devam ettiğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "İç belirsizliğin uzun süre yüksek seyretmesi durumunda döviz kurundaki değer kayıplarının enflasyon üzerinde ek baskı oluşturma riski bulunuyor. Öte yandan böyle bir durumda toplam talep koşullarının enflasyonu düşürücü bir etkisi olacaktır. Dolayısı ile son dönemde yaşadığımız süreç, para politikasının göreli olarak daha esnek bir duruşa sahip olmasını gerekli kılıyor" dedi.

Başçı, Enflasyon Raporu tanıtımına yönelik toplantıda yaptığı sunumda, cari açığın finansmanının ağırlıklı olarak banka ve özel kesimin borçlanmalarıyla yapıldığını belirtti.

Nicel genişlemeden çıkış stratejisinin açıklandığı ilk dönemde finansal varlıklardaki yeniden fiyatlamanın büyük kısmının yaşanmış olması nedeniyle çıkış uygulamasında daha sınırlı fiyatlama hareketleri gözlemlediklerine işaret eden Başçı, "Ocak ayında başlayan süreçte daha sınırlı bir fiyat hareketi gözlendi. Özellikle Amerikan kıymetlerinde bunu gözledik. Bu gelişme küresel para politikalarına dair belirsizlik algılamalarının kısmen hafiflediğini gösterse de önümüzdeki dönemde küresel ekonominin toparlanma hızına dair risklerin sürmesi nicel genişlemeden çıkış süreci ile para politikasının sözle yönlendirme gibi diğer bileşenlerine dair belirsizlikleri canlı tutuyor" diye konuştu.

Bu gelişmelerin yurt içi belirsizliklerle birleştiğinde son dönemde finansal piyasalarda önemli bir oynaklık artışına neden olduğunu anlatan Başçı, enflasyon ve para politikasının görünümünde önemli güncellemeler yapmak durumunda kaldıklarını da kaydetti.

-"Bankalar arası piyasada faiz tam olarak 7,75 seviyesinde oluştu"-

Ekim Enflasyon Raporu döneminden bu yana enflasyon görünümünü etkileyen gelişmeler ve para politikası uygulamalarına da değinen Başçı, 2013 yılının son çeyreğinde, ağırlıklı olarak gıda enflasyonunun beklenenden yüksek seyretmesi ve döviz kurundaki oynaklığa bağlı olarak enflasyonun ekim ayındaki tahminlerinin üzerinde gerçekleştiğini anımsattı. Başçı, enflasyondaki bu seyrin fiyatlama davranışlarını bozmaması amacıyla para politikasındaki temkinli duruşu güçlendirdiklerini, bu kapsamda 1 ay vadeli repo ihalelerine son vererek ortalama fonlama faizinin yüzde 6,75 seviyesinin üzerinde seyretmesini sağladıklarını anlattı.

BIST bankalar arası para piyasasındaki gecelik faiz oranları yüzde 7,75 düzeyine yakın oluşacak şekilde bir likidite politikası izlediklerini belirten Başçı, "Dolayısıyla bankalar arası piyasada faiz tam olarak 7,75 seviyesinde oluştu" ifadesini kullandı.

Son Enflasyon Raporu'ndan bu yana TCMB olarak piyasaya döviz satım ihaleleri yoluyla döviz likiditesi sağlamaya devam ettiklerini ifade eden Başçı, yapılan döviz satım ihalelerini sterilize etmemeleri neticesinde finansal sistemin likidite ihtiyacının arttığını, bunun yanında sağladıkları ortalama fonlamanın vadesini de kısalttıklarını söyledi.

-"Risk primi göreli olarak arttı"-

Tüketici kredilerinin büyüme oranı üzerindeki etkisini hemen görmeye başladıklarını vurgulayan Başçı, "Şu anda tüketici kredilerinin büyüme hızı ticari kredilerin büyüme hızına göre daha yavaşladı. Ticari krediler kısa vadeli, tüketici kredileri uzun vadeli. Bankacılık sektöründe fonlamanın kısa vadeye kayması ve fonlama ihtiyacının artması böyle bir sonuç doğurdu" şeklinde konuştu.

Yakın dönemde yaşanan iç gelişmeler sonrasında Türkiye'nin benzer diğer ülkelerden bir miktar ayrıştığına işaret eden Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bahsi geçen dönemde, benzer ekonomik koşullardaki ülkelere kıyasla Türkiye'nin hem döviz kuru, ABD doları karşısında daha çok değer kaybetti hem de risk primi göreli olarak arttı. İç belirsizliğin uzun süre yüksek seyretmesi durumunda döviz kurundaki değer kayıplarının enflasyon üzerinde ek baskı oluşturma riski bulunuyor. Öte yandan böyle bir durumda toplam talep koşullarının enflasyonu düşürücü bir etkisi olacaktır. Dolayısıyla son dönemde yaşadığımız süreç para politikasının göreli olarak daha esnek bir duruşa sahip olmasını gerekli kılıyor. Bu şartlar altında en son yaptığımız Para Politikası Kurulu toplantısında gerekli görüldüğünde devreye sokulabilecek esnek bir mekanizmanın tasarlanmasının daha uygun olacağı değerlendirmesinde bulunduk.

Bu doğrultuda, ek parasal sıkılaştırma uygulanmasını gerekli gördüğümüz günlerde, bankalar arası piyasadaki faizlerin yüzde 7,75 (marjinal fonlama oranı) yerine yüzde 9 civarında oluşmasını sağlamayı kararlaştırdık. Diğer bir ifadeyle önceki döneme göre daha esnek bir politika çerçevesi tasarlayarak olası risklerdeki gerçekleşmelere daha hızlı tepki verme imkanına sahip olduk. Son 3 aylık dönemde, para politikasındaki temkinli duruşumuz, Fed'in nicel genişleme hızını azaltması ve iç belirsizliklerin de etkisiyle faiz oranları tüm vadelerde artış gösterdi. Bunun yanında nominal faiz oranlarının enflasyon oranlarına göre daha fazla artması sonucunda 2 yıllık reel faiz oranlarında da artış gözlemledik."

-"Getiri eğrisinin eğimi yataylaştı"-

Getiri eğrisinin eğimine de değinen Başçı, bu eğride son dönemde yataylaşma olduğunu söyledi.

Başçı, "Kısa vadeli faizlerin uzun vadeli faizlerin üzerinde olması para politikasında güçlü bir sıkı duruş olduğu anlamına gelmektedir. Şu anda kısa vadeli faizlerle uzun vadeli faizler birbirine oldukça yakın seyrediyor. Faiz koridoru sistemi bu eğimi kısa süre içinde etkileyebilmemize olanak tanıdığından geçmişte oldukça güçlü ve etkili bir araç olarak işlev görmüştü" değerlendirmesinde bulundu.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2014 yıl sonunda orta noktası yüzde 6,6 olmak üzere yüzde 5,2 ile yüzde 8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2015 yıl sonu tahminimiz ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,1 ile yüzde 6,9 aralığında" dedi.

Başçı, Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda, orta vadeli tahminleri oluştururken para politikasının daha da sıkılaştırıldığını ve alınan makro ihtiyati tedbirlerin de katkısıyla yıllık kredi büyüme oranın yılın ikinci yarısından itibaren yüzde 15 referans değerine yakınsadığını varsaydıklarını belirtti.

Bu çerçevede, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2014 yıl sonunda orta noktası yüzde 6,6 olmak üzere yüzde 5,2 ile yüzde 8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildiren Başçı, "2015 yıl sonu tahminimiz ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,1 ile yüzde 6,9 aralığında yer alıyor. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanmasını öngörüyoruz. Sonuç olarak, temelde gıda ve döviz kuru gelişmeleriyle, vergi ayarlamalarına bağlı olarak Ekim Enflasyon Raporu'na göre 2014 yılı sonu enflasyon tahminimizi 1,3 puan yukarı yönlü güncellemiş bulunuyoruz. Bu doğrultuda, enflasyonun kısa vadede yüzde 5 hedefinin, belirgin bir şekilde üzerinde seyredeceğini öngörüyoruz" diye konuştu.

Aldıkları ve alacakları politika tedbirleriyle, döviz kuru gelişmelerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalacağını ve enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren düşerek yıl sonunda yüzde 6,6 düzeyine ineceğini tahmin ettiklerini kaydeden Başçı, şöyle devam etti:

"Cari dengeler tarafında, 2014 yılında daha olumlu gelişmeler gözlenmesini bekliyoruz. Kredilerin büyüme hızının yüzde 15 düzeyine indiği bir senaryo altında, cari açığımızın yıl sonunda yüzde 5'in altına düşebileceğini düşünüyoruz. Veriler gecikmeli açıklandığı için bu gelişmeleri görmemiz zaman alacaktır.

Enflasyon üzerinde ise yukarı yönlü riskler son dönemde belirginleşmiştir. Merkez Bankası olarak son gelişmelerin, enflasyon üzerindeki etkisine odaklanmış durumdayız. Bu konudaki yakın dönem gelişmeleri değerlendirmek ve fiyat istikrarı için gerekli politika tedbirleri ele almak için bu akşam takvim dışı bir Para Politikası Kurulu toplantısı yapacağız. Amacımız, fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı engelleyerek, fiyat istikrarını sağlayacak adımları atmak olacaktır. Fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek için üzerimize düşeni yapacağımızı tekrar vurgulamak istiyorum."

Temel görevlerinin 2002'den bu yana enflasyonla mücadelede elde ettikleri kazanımları koruyarak, daha da ileriye götürmek olduğunu ifade eden Başçı, bu doğrultuda, Merkez Bankasının enflasyonu kontrol altına alarak, yüzde 5 hedefine doğru getirmek için elindeki bütün araçları etkin bir şekilde kullanacağından kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini vurguladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyon raporunda tahminleri üretirken yurt içi talep gelişmelerinin, yakın dönemde gözlenen maliyet yönlü fiyat baskılarını kısmen sınırlandıracağını varsaydıklarını belirterek, "Önümüzdeki dönem için toplam talebin enflasyonu düşürücü yönde etkileyeceği ve talep bileşenlerinin olumlu yönde dengeleneceği bir görünümü esas aldık" dedi.

Başçı, Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla Merkez Bankasında düzenlenen basın toplantısında, son dönemde artan piyasa faiz oranlarına paralel olarak bankacılık fonlama maliyetlerinin de arttığını, bu artışın tüketici ve ticari kredi faiz oranlarına yansımaya başladığını söyledi. Kredi faizlerinin ve ekonomideki risklerin artmasının, hem kredi talebini hem de kredi arzını etkilediğini belirten Başçı, bu kapsamda özellikle tüketici kredilerinin büyümesinin son dönemde bir miktar yavaşlamakla beraber referans değerin hala üzerinde olduğunu ifade etti. Referans değeri yüzde 15 olarak duyurduklarını hatırlatan Başçı, yüzde 15'in üzerinde ancak eğilim olarak bakıldığında kademeli olarak yüzde 15'e doğru inen bir kredi büyüme hızı gözlendiğini kaydetti.

Reel döviz kurunun ise 2013 mayıs sonrası dönemden bugüne önemli oranda değer kaybettiğini vurgulayan Başçı, ocak ayının reel efektif döviz kuru tahmininin 100'ün biraz üzerinde göründüğünü söyledi.

Fed'in kararlarının iki farklı kanaldan iki farklı şekilde çalıştığını belirten Başçı, kararların krediler üzerinde genişletici, ancak portföy kanalında ise ters etki yaptığının görüldüğünü ifade etti. Başçı, kararların fiyatlama etkisinin olduğunu, borçlanmada ve fonlamada herhangi bir yavaşlatıcı etkinin görülmediğini, bunun da cari açığın devam etmesine ancak finansman kaynağının değişmesine yol açtığını dile getirdi.

- Makroekonomik gelişmeler ve temel varsayımlar-

2013 yılında tüketici enflasyonunun önceki yıla kıyasla 1,2 puan yükselerek yüzde 7,4 oranı ile hedef etrafındaki belirsizlik aralığının üzerinde gerçekleştiğini ifade eden Başçı, yılın başında tütün ürünlerindeki vergi ayarlamalarının da etkisiyle yükselen enflasyonun, sonraki dönemde işlenmemiş gıda ve enerji grubu fiyat gelişmelerine bağlı olarak dalgalı seyrettiğine işaret etti.

Yılın ikinci yarısında ise Türk lirasındaki değer kaybının özellikle temel mal grubu kanalıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin yükselmesine neden olduğunu vurgulayan Başçı şunları kaydetti:

"Bunun yanında gıda fiyatlarında varsayılanın ötesinde gerçekleşen yıllık artış da enflasyon üzerinde etkili oldu. Yıl genelinde enflasyondaki yükselişi sınırlayan ana unsurlar ise ABD doları bazlı ithalat fiyatlarındaki görece yatay seyir ve yönetilen enerji fiyatlarının ılımlı seyri oldu. 2013 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyet Ekim Enflasyon Raporu'nda ortaya koyulan görünümle büyük ölçüde uyumlu gerçekleşti.

Nihai yurt içi talep ise üçüncü çeyrekte ılımlı bir artış kaydetti. Nihai yurt içi talebin bileşenleri incelendiğinde, özel kesim talebinin istikrarlı artış eğilimini sürdürdüğü, ilk çeyrekte oldukça güçlü bir artış kaydeden kamu kesimi talebinin ise ikinci çeyrekte olduğu gibi üçüncü çeyrekte de gerilediği görüldü. Bu dönemde net ihracat dönemlik büyümeye olumlu katkı yaptı.

2013 yılının son çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyetin ılımlı bir şekilde artmaya devam ettiğine işaret ediyor. Üretim tarafından değerlendirildiğinde, sanayi üretim endeksi Ekim-Kasım döneminde bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşmiş ve dönemlik bazdaki istikrarlı artış eğilimini devam ettirdi. Harcama tarafından incelendiğinde de gerek tüketim gerekse yatırım mallarına ilişkin üretim, ithalat ve anket verileri özel kesim talebinin istikrarlı artış eğilimini son çeyrekte koruduğunu gösteriyor. Diğer yandan, altın hariç mal ticareti olarak değerlendirildiğinde dengelenme süreci yılın son çeyreğinde de devam etti. Söz konusu dönemde cari dengeye ilişkin veriler beklentilerle uyumlu bir şekilde gerçekleşti."

Başçı, son dönemde altın ticaretindeki geçici oynak seyir dışlandığında, cari dengede ana eğilimi yansıtan 12 ay birikimli altın hariç açık iyileşme eğilimini sürdürdüğünü ifade etti.

Yakın dönemde Türk lirası değer kaybederken, kredi faizlerinde artışın, tüketici güveninde ise düşüşün görüldüğüne dikkati çeken Başçı, "Bu çerçevede döviz kuru, finansman ve güven koşullarına duyarlı olan dayanıklı tüketim ve yatırım harcamalarındaki düşüş ile birlikte ilk çeyrekte özel kesim talebinin gerileyeceği öngörülmektedir. Takip eden dönemde ise özel kesim talebinin seyri, döviz kuru ve faizler ile tüketici ve yatırımcı güveninin ne kadar sürede ve hangi seviyede dengeye geleceğine bağlı olacaktır" diye konuştu.

Enflasyon raporunda tahminleri üretirken yurt içi talep gelişmelerinin, yakın dönemde gözlenen maliyet yönlü fiyat baskılarını kısmen sınırlandıracağını varsaydıklarını bildiren Başçı, iç talepte bekledikleri yavaşlamanın aynı zamanda cari açıkta ve dengelenme sürecinde son dönemde gözlemledikleri iyileşmeye katkı vereceğini kaydetti. Başçı, ayrıca Avrupa ülkelerinin talebindeki toparlanmanın da desteğiyle önümüzdeki dönemde ihracatta da kısmi bir hızlanma beklediklerini belirtti. Başçı, sonuç olarak önümüzdeki dönem için toplam talebin enflasyonu düşürücü yönde etkileyeceği ve talep bileşenlerinin olumlu yönde dengeleneceği bir görünümü esas aldıklarını söyledi.

- Enerji ve gıda fiyatları-

Enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının önemli rol oynadığını hatırlatan Başçı, şöyle konuştu:

"Yılın son çeyreğinde ABD doları bazlı ithalat fiyatları Ekim Enflasyon Raporu'ndaki varsayımların bir miktar altında seyrederken, petrol fiyatları öngörülerle uyumlu gerçekleşti. 2014 yılı ortalama ABD doları bazlı ithalat fiyat artışı varsayımı sınırlı ölçüde yukarı yönlü güncellendi. Öte yandan, 2014 yılı ortalama petrol fiyatı varsayımı için Ekim Enflasyon Raporu'ndaki seviyeler korundu. Diğer bir ifadeyle 2014 yılında enflasyon üzerinde ABD doları bazlı ithalat fiyatları kaynaklı önemli bir baskı olmadığı bir çerçeve esas alındı. Bununla birlikte, Ekim Enflasyon Raporu'nun yayımlandığı dönemden itibaren yurt dışı gelişmelere bağlı olarak gözlenen döviz kuru hareketlerinin 2014 yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki ilave etkisinin 0,5 puan olacağı varsayıldı.

Yakın dönemde gıda fiyatlarında gözlenen olumsuz fiyat hareketleri ve tarihsel ortalamalar dikkate alınarak 2014 sonu gıda fiyat artış oranına dair varsayım yüzde 8 düzeyine çekildi. Bu güncellemenin 2014 sonu enflasyon tahminine etkisi yaklaşık 0,3 puan yukarı yönlü oldu. Maliye Politikası ve Vergi Ayarlamaları Ocak ayı başında otomobil ve tütün fiyatlarında yapılan vergi ayarlamalarının 2014 sonu enflasyonunu yaklaşık 0,5 puan artırıcı yönde etkileyeceği öngörülmektedir. Bu fiyatlarda yılın geri kalanında ek bir düzenleme olmayacağı, elektrik ve doğalgaz fiyatlarında ise enflasyon hedefiyle uyumlu artışlar olacağı varsayılmaktadır. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2014-2016 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) projeksiyonları temel alınmıştır. Bu çerçevede, temkinli mali duruşun devam edeceği ve faiz dışı harcamaların kontrol altında tutulacağı varsayılmıştır."