Analiz: Çin ekonomisi "yeni normal" ile yine mercek altında
-
Çin'de "yeni normal" sürecinde hangi zayıflıklar dikkat çekiyor ve IMF'nin "sert düşüş" iddiası önlenebilir mi?
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, ülkenin son 1 yıldır yavaşlayan büyüme sürecine alışılması ve bu durumun "yeni normal" olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Peki Çin’de “yeni normal” sürecinde hangi zayıflıklar dikkat çekiyor ve IMF’nin “sert düşüş” iddiası önlenebilir mi?
Zayıf büyüme;
Öncelikle 2012 yılının başında %8,25 seviyelerinde olan Çin büyümesi, 2013’ün ikinci çeyreğinden bu yana %7,40 seviyelerine kadar geriledi. Analistlere göre ise Çin, bu yıl %7.3 ile 1990 yılından beri en düşük büyüme oranını kaydedecek. Öte yandan 56 seviyesinden 50 seviyelerine gerileyen resmi imalat PMI ve 52’den 48,1 seviyesine gerileyen HSBC İmalat PMI verileri de Çin ekonomisindeki daralmayı işaret ediyor.
Yüksek kaldıraç oranı;
Yaşanan kredi patlaması krizi tetikleyen bir diğer unsur fakat gelişmekte olan ülkeler ile kıyaslandığında aynı krizin yaşandığı görünüyor. Örneğin Borç/GSYH oranı yüksek olan Çin ile benzer sepette olan Güney Kore, Tayland ve Singapur gibi birçok Asya ekonomisi var fakat Çin’de tasarruf oranı daha yüksek olduğu için yüksek Borç/GSYH oranının ekonomik kriz tetiklemesi daha az olasılık olarak görülüyor.
Kredi patlaması ve krediler ile mevduat arasındaki vade uyumsuzluğu;
Çin'in diğer bir sorunu da önü alınamayan kredi patlaması. Çin Merkez Bankası'ndan bir yetkiliye göre aşırı kredi büyümesi finansal sisteme tehdit oluşturuyor. Diğer taraftan önümüzdeki dönemlerde analistler Çin bankacılık sisteminin kredi mevduat makasındaki vade uyumsuzluğundan kaynaklanan risklerle karşı karşıya kalabileceğini düşünüyor. Oran olarak baktığımızda ise şuan orta ve uzun vadeli kredilerin payı, ödenmemiş kredilerin toplamının yarısı kadar. Bankalardaki mevduatın ortalama vadesi ise yaklaşık 9-10 ay arası değişiyor.
Sınır ötesi sermaye akımları;
Çin’de sınır ötesi sermaye akımları ile ilgili kısıtlamaların hafifletilmesi bekleniyor. Fakat küresel kriz ortamında özellikle FED’de gelebilecek olası bir faiz artırımı gibi hamlelerle beklenmedik bir şok yaşanırsa, büyük ölçekli sermaye kaçışını tetikleyerek mali sistemi tehdit edebilir. Dolayısıyla Çin’in kısa vadeli sınır ötesi sermaye akımları üzerindeki kontrolü kısa vadede oldukça önemli.
Hastalık belli reçete ne?
İşte bu noktada Çinli yetkililer, ekonomik büyümenin bu yıl resmi hedef olan yüzde 7.5'in altına düşmemesi için gayret ederken, Xi Jinping de Çin’in hala kayda değer bir stratejik fırsat döneminde olduğunu belirtti. Çin hükümetinden vergiler tarafında sınırlamaya gitmesi ve özellikle gölge bankacılık için yeni adımların atılması bekleniyor.
Sonuç olarak Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler ve ABD, Avrupa ve Japonya gibi gelişmiş ülke ekonomileri için de tehdit unsuru olan Çin’deki krizin derinleşmesine engel olmak için çözümler masada, anahtar hükümette.
Bloomberg HT Araştırma
Güzem Yılmaz
gyilmaz@bloomberght.com