Bloomberght
Bloomberg HT Haberler TBB/ Aydın: Bankaların çok fazla kazandığı doğru değil

TBB/ Aydın: Bankaların çok fazla kazandığı savı doğru değil

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, "Sektöre doğrudan ve dolaylı ek yük getirilmesini istemiyoruz. Geçici olarak getirilen yüklerin kalıcı olmasını istemiyoruz. Gri alanların netleştirilmesini istiyoruz, bu bizim enerjimizi alır. Net ve açık olunması lazım" açıklamasında bulundu

Giriş: 29 Mayıs 2014, Perşembe 12:28
Güncelleme: 30 Mayıs 2014, Cuma 09:46

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, "Türk bankacılık sektörü hem sorunlu kredi yönetimini biliyor, hem aktif kalitesini biliyor hem de kredi vermeyi biliyor. Bu kadar kredi vermemize rağmen tahsili gecikmiş alacaklarımızın makul bir düzeyde olduğunun tekrar altını çiziyoruz" dedi.

Aydın, TBB 57. Olağan Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada bankacılık sektörü performansı ve büyümeye yönelik konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son bir yılda gerek dışsal, gerek içsel olarak yaşanan sıkıntıların büyüme performansı üzerindeki etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Aydın, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politika değişikliği, bölgedeki olaylar ve Türkiye'yi istikrarsızlaştırma çabalarının son dönemde yaşanılan sıkıntılardan olduğunu anlattı.

Aydın, tüm bu sıkıntıların siyasi ve ekonomik istikrar, uyumlu para ve maliye politikaları, ihtiyatlı bankacılık yaklaşımı ve sağlıklı işleyen bankacılık sistemiyle aşıldığını aktararak, "Son beş yıllık süreçte, Türkiye dünya ortalamasının üzerinde yüzde 4'lük bir büyüme yakalamıştır. Siyasi ve ekonomik istikrarın olmadığı, sağlıklı işleyen bankacılık sisteminin bulunmadığı 1993-2002 yıllarında ise dünyadan daha az büyüdüğümüzü hep birlikte görüyoruz" diye konuştu.

Reel olarak toplam aktiflerin büyüdüğünü ancak Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payının ilk defa yüzde 100'ü aşarak yüzde 112'ye geldiğine işaret eden Aydın, bunun finansal sektörün hem büyüdüğünü hem de derinleştiğini gösterdiğini söyledi.

Aydın, kredilerin GSYH içindeki payının da yüzde 42'den yüzde 68'e ulaştığını dile getirerek, "Kredilerdeki reel büyümenin en büyük nedenlerinden biri Türkiye'nin büyümesi, siyasi ve ekonomik istikrar ile kamu borç yönetiminin sağlıklı yapılmasıdır. Ülke iyi yönetildiğinde, bankalar geçmişte salt veya ağırlıklı olarak kamuya borç verirken, artık bankalar reel sektöre borç verir hale gelmiştir" değerlendirmesini yaptı.

- "Türk bankacılık sektörü sorunlu kredi yönetimini biliyor"

Büyük miktarlı projeleri de finanse ettiklerini vurgulayan Aydın, sektörün üretimini ve istihdamı artırmaya, cari açığı daraltıcı sektörleri de finanse etmeye devam edeceklerini kaydetti.

Aydın, tahsili gecikmiş alacakların toplam kredilere oranının yaklaşık yüzde 3 civarında ve yönetilebilir bir düzeyde bulunduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Türk bankacılık sektörü hem sorunlu kredi yönetimini biliyor, hem aktif kalitesini biliyor hem de kredi vermeyi biliyor. Bu kadar kredi vermemize rağmen tahsili gecikmiş alacaklarımızın makul bir düzeyde olduğunun tekrar altını çiziyoruz. Bu kadar kredi verebilmek için kaynak gerekiyor. Türkiye'de tasarrufların kıt olduğunu hepimiz biliyoruz.

Türkiye'de hem mevduat kıt hem vadesi son derece kısa. Buna rağmen hem borcu çevirebilmişiz hem daha fazla borçlanabilmişiz. Bu sayede hem vadeyi uzatabiliyoruz hem mevduat üzerindeki baskıyı azaltabiliyoruz, maliyetleri aşağı çekebiliyoruz. Burada dikkat çeken bir husus öz kaynakların aşağı yönlü oluşu. Türk bankacılık sektörü her ahval ve şeraitte kaynak sorununu çözebiliyor ama kaynağın niteliği ve fiyatı farklı olabiliyor."

- "Bankaların çok fazla kazandığı savı doğru değil"

Aydın, bankaların güçlülüğünün özkaynakla ölçüldüğünü dile getirerek, ilk defa bankacılık sektörü özkaynaklarının 100 milyar doları aştığını ifade etti.

Özkaynaklar büyürken, sermaye yeterliliğinde ise aşağı yönlü bir hareket görüldüğüne dikkati çeken Aydın, "Yüzde 15,8 kötü bir rasyo değil ama bankacılık sektörünün büyümesi bu şekilde devam ederse sermaye yeterlilik rasyosunda herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmamak için sermaye tamponlarından geçmişte alınmış olanları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan talep ediyoruz. Sayın Başkanımızın bu konuda 'Tamponlarımız var verebiliriz' ifadesi var. Biz bunun takipçisi olacağız. Bugün için çok acil olmamakla birlikte böyle bir talebimizi ifade etmek istiyoruz" şeklinde konuştu.

TBB Başkanı Aydın, Türkiye'de bankaların kazandıkları parayı özkaynağa eklediklerini, onu da hem bireylere hem de firmalara kredi olarak kullandırdıklarını aktararak, sonuçta ülke büyümesi ve istihdamına katkıda bulunduklarını ifade etti.

- "Sektöre doğrudan ve dolaylı ek yük getirilmesini istemiyoruz."

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, sektöre doğrudan ve dolaylı ek yük getirilmesini istemediklerini belirterek, "Geçici olarak getirilen yüklerin kalıcı olmasını istemiyoruz, tıpkı şube açımında olduğu gibi. Gri alanların netleştirilmesini istiyoruz, bu bizim enerjimizi alır. Net ve açık olunması lazım" dedi.

Aydın, TBB 57. Olağan Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, bankacılık sektörü özkaynaklarının güçlü kalması için taleplerini dile getirerek, yapılan düzenlemelerin sermaye yeterliliğini aşağı çekmemesi ve uluslararası uygulamalardan sapmaması gerektiğini vurguladı.

Sektöre doğrudan ve dolaylı ek yük getirilmesini istemediklerini vurgulayan Aydın, "Geçici olarak getirilen yüklerin kalıcı olmasını istemiyoruz, tıpkı şube açımında olduğu gibi. Gri alanların netleştirilmesini istiyoruz, bu bizim enerjimizi alır. Net ve açık olunması lazım" diye konuştu.

Hüseyin Aydın, herkesin kötü gittiği bir dönemde bankacılık sektörünün iyi olduğu, hep kazandığı iddiasının kesinlikle doğru olmadığına dikkati çekerek, sektör olarak ekonominin çıkarlarını, sektör çıkarlarının üzerinde tuttuklarını söyledi.

Bilançolarının 3'te 2'sini Türkiye'de vatandaşlara veya firmalara kredi olarak verdiklerine işaret eden Aydın, "Doğal olarak bizim istikrara, dengeli büyümeye ve risklilik performansına duyarlı olmamız kaçınılmazdır. Kamuoyunda da bunun böyle bilinmesini arzuluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

- "Bazı üyelerimizin kamuoyundaki söylem ve eylemleriyle, bizden talepleri çelişiyor"

Aydın, son yasal düzenleme yapılmadan önce Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve TBB'nin ortak yaptığı çalışmanın sonuçlarına atıfta bulunarak, burada hiçbir müşteriye bilgi vermeden ücret ve masraf alınmayacağı hususunun düzenlendiğini anımsattı.

Şikayetlerin, TBB bünyesinde oluşturulan ve içinde BDDK temsilcisinin de bulunduğu hakem heyetlerinde sonuca bağlanmasına karar verildiğini hatırlatan Aydın, heyetin 2 bin 148 liraya kadar olan kararlarının bankalar için bağlayıcı olduğu kısmının düzenlendiğini belirtti.

Aydın, buradaki nihai çözümün sigortacılık sektöründe uygulandığı gibi bir tahkim müessesinde olduğu yönündeki düşüncelerini dile getirerek, böyle bir müessesenin biran önce oluşturulmasının bankacılık sektörünün talebi olduğunu söyledi.

Müşterilerin olduğu gibi sektör oyuncularının da talepleri olduğunu aktaran Aydın, şunları kaydetti:

"Müşteri şikayetleri öncelikle ilgili bankada çözüme kavuşturulması lazım. TBB'nin ilgili bankalara ait şikayetleri tek başına çözme yetkisi de yoktur, görevi de. Bir başka husus, birlikten bir takım beklentiler oluyor ücret ve komisyonlar gibi. Bu doğal ve tabiidir. Ama bazı üyelerimizin kamuoyundaki söylem ve eylemleriyle, bizden talepleri çelişiyor. O zaman kamuoyunda farklı bir algı yaratılıyor. Buna bankalarımızın hassasiyet göstermesini rica ediyorum. Bir başka husus çok sayıda banka ve çalışanımız var. Farklı davranışlar olabilir. Hangi banka, kim, hangi yanlışı yapıyorsa sınırlandırma ve cezalandırmanın ona yönelik yapılması lazım."

Aydın, bankaların yaptığı yatırımları salt kredi kullananlara yansıtılması durumunda haksızlık oluşacağını ve bunun kendilerinden hizmet alanlara da yansıtılması gerektiğine dikkati çekerek, "Faiz dışı gelirlerin, faiz dışı giderleri karşılama oranının en düşük olduğu ülkelerden biriyiz" dedi.

Teminatsız kredi vermediklerine yönelik eleştirilerin de yüksek olduğuna değinen Aydın, talebi geri çevirmemek adına teminat almanın bir zorunluluk haline geldiğini ve belli düzenlemelerin de bunu zorunlu kıldığını aktardı.

- "(Risk bilgileri) Bugüne kadar silindi bir faydası olmadı. Bundan sonra da bir faydasının olacağını düşünmüyoruz"

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, risk bilgilerinin silinmesi talebine yönelik şunları söyledi:

"Eskisinden farklı olarak salt negatif bilgileri değil pozitif bilgileri de tutuyoruz. Sırf negatif bilgiler var diye kişinin kredibilitesi negatif olmuyor. Bu kredibiliteyle ilgili parametrelerden sadece biri oluyor. Ancak bütün edinimlerini yerine getirenlerle, edinimlerini yerine getirmemiş olanı ayırmak da bir görev. Riski düşük olan müşteriye, riski yüksek olan müşteriye nispetle daya uygun koşullarda kredi vermek, hem düzenlemelerin hem de hak ve adaletin bir gereğidir. Bugüne kadar silindi bir faydası olmadı. Bundan sonra da bir faydasının olacağını düşünmüyoruz. Bundan sonra asıl olan risklerin iyi yönetilmesi hususunda gereken gayreti hep birlikte göstermemizdir."

Aydın, TBB olarak küresel ekonomide en kötünün geride kaldığını, toparlanmanın yavaş da olsa dünya geneline yayılmaya başladığını düşündüklerini dile getirerek, şunları ifade etti:

"Geleceğe yönelik beklentilerimizi oluştururken, dünyada olup biteni yani küresel gelişmeleri, bankacılıkta giderek sıkılaşmakta ve ağırlaşmakta olan uluslararası kuralları, 2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı'nda yer verilen genel strateji ve hedefleri, finansal sektöre ilişkin politika önerilerini dikkatle değerlendiriyoruz. Bankacılık sektörü, yurtiçi tasarrufların artmasına, kıt olan yurtiçi kaynakların istihdam ve yüksek katma değer yaratan üretim ve yatırımın finansmanda kullanılması yolunda ve büyümeye destek olunmasında devam etmeye kararlıdır.

Bankacılık sektörü makul ölçüde risklere dayanabilecek, büyümeyi destekleyebilecek güçte sağlıklı bir bilanço yapısı ile tecrübeli yönetime, ülkemizin ihtiyaç duyduğu finansal ürün ve hizmetleri dünya kalitesinde sunabilecek insan gücüne, teknolojiye ve faaliyet ağına sahiptir. Biz, yanlış hata yapmıyoruz demiyoruz. Elbette eksiğimiz, noksanımız vardır. Ancak, bilhassa bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuzun moral desteği olduğunu ifade etmek istiyoruz. Yapıcı yöndeki tüm eleştirileri çalışmalarımızda dikkate alıyoruz, almaya da devam edeceğiz."