Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İngiltere Başbakanı Cameron: "Biz bir aileyiz, bu aileyi ayırmayın"

İngiltere Başbakanı Cameron: "Biz bir aileyiz, bu aileyi ayırmayın"

  • İngiltere Başbakanı David Cameron, İskoçya'nın ayrılması durumunda Birleşik Krallık emekliliği, pasaportu ve Birleşik Krallık poundu olmayacağını söyledi

Giriş: 16 Eylül 2014, Salı 06:30
Güncelleme: 16 Eylül 2014, Salı 10:13

İngiltere Başbakanı David Cameron, İskoçya referandumu öncesinde halka "hayır" oyu vermeleri çağrısında bulunarak, "Biz bir aileyiz, bu aileyi ayırmayın" dedi.

Referanduma sadece üç gün kala İskoçya'nı Aberdeen kentinde düzenlenen "Birlikte Daha İyiyiz" kampanyasını toplantısında son kez halka seslenen Cameron, "Referandum Birleşik Krallığı tamamen değiştirebilir. Üstelik bildiğimiz Birleşik Krallığı'nın sonu olabilir. Cuma günü insanlar başka bir ülkede, dünyanın farklı bir yerinde önlerinde farklı bir gelecekle karşılaşabilir. Bu bizim milletle ailemizi parçalayabilecek ve İskoçya'yı Birleşik Krallık'ın geri kalanından koparabilecek bir karar. Bir konuda net olmalıyım. Bunun geri dönüşü yok. Yeniden yapılmayacak" dedi.

Cameron, "Eğer İskoçya 'evet' oyu verirse Birleşik Krallık ayrılacak ve sonsuza kadar kendi ayrı yollarımıza gideceğiz. Perşembe oy kullananlar sadece kendileri için değil, çocukları, torunları ve bunların ötesindeki nesiller için oy kullanıyor olacaklar," uyarısında bulundu.

Birleşik Krallık'ta yaşayan halkın referandum sonrasında İskoçya'nın ayrılmış olduğunu öğrenmekten büyük bir "üzüntü" yaşayacakların belirten Cameron, ayrılık kararının verilmesin halinde artık Birleşik Krallık bütününde anma törenlerinin ve kutlamaların yapılamayacağını, olimpiyatlarda birlikte mücadele edilemeyeceğini belirtti.

Cameron konuşmasında açık bir şekilde İskoçya'nın referandumda ayrılığa "evet" demesi durumunda, "Birleşik Krallık emekliliği olmayacak, Birleşik Krallık pasaportu olmayacak, Birleşik Krallık poundu olmayacak" uyarısında bulundu.

"Bu evi birlikte inşa ettik"

İskoçya'daki seçmenlere referandumda "hayır" oyu vererek Birleşik Krallık'ta kalmaları çağrısında bulunan Cameron, "Bu evi birlikte inşa ettik. Biz İskoçya'nın büyüklüğü ile Büyük Britanya olduk. Bu bizim ülkemiz. Bizi gerçekten büyük yapan ne biliyor musunuz? Ekonomik ya da askeri gücümüz değil. Bizim Britanya değerlerimiz" ifadelerini kullandı.

Konuşmasında insanların neden bağımsızlık fikrini çekici bulduğunu anlayabildiğini fakat ayrılık kararının bazı sonuçları da olacağını vurgulayan Cameron, "Bu, aynı para birimini paylaşmayacağız anlamına gelir. Bu, yüzyıllar boyunca birlikte kurduğumuz silahlı kuvvetlerin sonsuza kadar ayrılması anlamına gelir. Bu, aramızdaki sınırın uluslararası sınır haline gelmesi ve kolaylıkla geçilememesi anlamında gelir" şeklinde konuştu.

"Sizin kalmanızı istiyoruz"

Bağımsızlığın "sancılı bir boşanma" olabileceğine dikkati çeken Cameron, "Paylaştığımız şeylerin sona ermesi. İskoçya halkı son kararlarını vermeden önce bu gerçekleri bilmek zorunda" dedi.

Cameron konuşmasında hiçbir ülkenin mükemmel olmadığın belirterek, Birleşik Krallık'ın da insanların hayatları geliştikçe durmadan değişmek zorunda olduğunun altını çizdi.

İskoçya'nın bağımsızlık referandumunda "hayır" kararı vermesi durumunda İskoçya Parlamentosu'na büyük ve bu zamana kadar görülmemiş bir yetki devri yapılacağını vaat eden Cameron, vergilendirme, harcama ve sosyal refah hizmetlerinde yeni yetkilerin verileceğini kaydetti.

Cameron İskoçya'daki seçmenlere siyasi konularla bağımsızlık konusunu ayrı tutmalarını belirterek, "Biz sizin kalmanızı istiyoruz. Kafamızla kalbimizle ruhumuzla sizin kalmanızı istiyoruz. Eğer beni sevmiyorsanız, ben burada sonsuz kadar kalmayacağım. Eğer hükümeti sevmiyorsanız, o da sonsuza kadar kalmayacak. Evet değişime ihtiyacımız var ve bunu sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

İşadamlarına baskı iddiası

İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı ve bağımsızlık yanlısı kampanyanın lideri Alex Salmond, Edinburgh Havaalanı'nda gazetecileri sorularını yanıtlarken Cameron'ı iş dünyası üzerinde referanduma ilişkin baskı kurmakla suçladı.

Salmond, Cameron'ın geçen hafta iş dünyası liderler ile buluşmasına atıfta bulunarak, "Tesco, Aldi, Lld gibi birçok şirket politik tartışmalara katılmadı. Sadece bir iki şirket Başbakanın korku tellallığı kampanyasına katıldı" dedi.

Öte yandan Salmond'ın da bugün İskoçya'da önde gelen işadamları ile basına kapalı görüşme gerçekleştirdiği dikkatleri çekti.

Hafta sonunda yapılan ve yayınlanan son anketlerin çoğu "bağımsızlığa hayır" diyenlerin az da olsa önde olduğunu gösterdi. Survation şirketinin anketine göre, bağımsızlığa yüzde 47 "evet", yüzde 53 ise "hayır" dedi. Panelbase şirketinin anketine göre ise yüzde 49 "evet", yüzde 51 ise "hayır" diye cevapladı. Bağımsızlığa "evet"e desteğinin önde çıktığı tek anket ise ICM adlı şirketin Daily Telegraph gazetesi için yaptığı anket oldu. Bu ankete göre, yüzde 54 "evet", yüzde 46 ise "hayır" yanıtını verdi.

İskoç halkına 18 Eylül Perşembe günü "İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı" sorusu yöneltilecek. "Evet" sonucunun çıkması halinde varlıkların paylaşımı ile ilgili Londra ile Edinburgh yönetimleri arasında yürütülecek müzakerelerin ardından İskoçya 24 Mart 2016'da Birleşik Krallık'tan resmen ayrılacak.