Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, yılın ilk enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında enflasyon tahminlerini açıklarken, "2015 yılı sonunda son 45 yılın en düşük enflasyonunu görebiliriz" dedi. Başçı ayrıca soruları yanıtlarken TCMB Para Politikası Kurulu'nu (PPK) 24 Şubat yerine 4 Şubat'ta toplayabileceklerini belirtti.
Başçı, enflasyonun 2015 sonunda, orta noktası yüzde 5,5 olmak üzere yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 aralığında, 2016 yılında ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,2 ile yüzde 6,8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Orta vadeli tahminlerini oluştururken, enflasyon görünümünde sağlanan iyileşmenin kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım sergileyeceklerini dile getiren Başçı, getiri eğrisini yataya yakın tutarak para politikasındaki sıkı duruşu sürdürecekleri bir çerçeveyi esas aldıklarını bildirdi.
Alınan makro ihtiyati tedbirlerin de katkısıyla yıllık kredi büyüme oranının geldiği makul seviyelerde istikrar kazanacağı bir çerçeveyi esas aldıklarını da belirten Başçı, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2015 yılı sonunda yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 aralığında, orta noktası yüzde 5,5, 2016 yılı sonunda ise yüzde 3,2 ile yüzde 6,8 aralığında, orta noktası yüzde 5 gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörüyoruz. Sonuç olarak, ekim enflasyon raporunda yüzde 6,1 olan 2015 yıl sonu enflasyon tahminimizi, 0,6 puan aşağı yönlü güncelleyerek, yüzde 5,5'e çektik."
Bu güncellemenin, petrol fiyatlarından kaynaklandığını belirten Başçı, 2014 yılına göre enflasyonda bekledikleri belirgin düşüşte, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam edeceğine ve gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına döneceğine dair öngörüleri ile gerileyen petrol fiyatlarının belirleyici olduğunu bildirdi. Başçı, enflasyonun 2015 yılı içindeki seyrinde ise baz etkilerinin belirleyici olacağını ifade etti.
Ağustos ayına kadar baz etkilerinin yıllık enflasyonu düşürücü yönde, yılın geri kalanında ise artırıcı yönde olacağını tahmin ettiklerini aktaran Başçı, "Bu çerçevede yıllık enflasyonun yılın üçüncü çeyreğine kadar düşüşünü sürdüreceğini, son çeyrekte ise baz etkisiyle bir miktar yükselerek yüzde 5,5 seviyesine geleceğini öngörüyoruz" diye konuştu.
- Faiz indirim sürecini Ocak'ta başlattık
Başçı, enflasyondaki düşüş eğiliminin bu aydan itibaren hız kazanacağını belirterek, "O nedenle faiz indirim sürecini de ocak ayından itibaren başlattık. İndirim süreci boyunca da temkinli yaklaşımımızı korumamız halinde 2015 sonunda son 45 yılın en düşük enflasyonunu gerçekleştirmemiz mümkün görünüyor" dedi.
Başçı, para politikasında temkinli bir yaklaşım sergilediklerini söyledi. Bu yaklaşımın olumlu sonuçlarını almaya başladıklarını ifade eden Başçı, "Enflasyondaki düşüş eğilimi bu aydan itibaren hız kazanacaktır. O nedenle faiz indirim sürecini de ocak ayından itibaren başlattık. İndirim süreci boyunca da temkinli yaklaşımımızı korumamız halinde 2015 sonunda son 45 yılın en düşük enflasyonunu gerçekleştirmemiz mümkün görünüyor" diye konuştu.
Küresel iktisadi görünüm hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başçı, geçen yılın son çeyreğinde küresel para politikalarındaki ayrışmaların devam etmesi ve normalleşme sürecine dair belirsizliklerin sürmesi sonucunda finans piyasalarında oynaklık artışları gözlemlediklerini söyledi.
Başçı, bu çerçevede gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının dalgalı bir seyir izlediğini belirterek, söz konusu ülkelerin kurlarında oynaklıkların arttığını ifade etti. Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyet görünümünün bozulmasının sürmesiyle, arz yönlü faktörlerinin etkisiyle petrol fiyatlarında sert düşüşler yaşandığını anımsatan Başçı, bu gelişmeler sonucunda özellikle enerji ihracatçısı gelişmekte olan ülkelerde önemli dalgalanmaların meydana geldiğine işaret etti.
Genel olarak para politikası belirsizlikleri, iktisadi faaliyetteki yavaşlama ve petrol fiyatları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin risk primlerinin dalgalı bir seyir izlediğini belirten Başçı, bu oynaklığın Türkiye ekonomisini de etkilediğini kaydetti.
- "Büyüme oranında kademeli artış bekliyoruz"
Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki düşüşün temelde enflasyon ve dış denge açısından ekonomiyi olumlu etkileyecek olması ve para politikasındaki sıkı duruşlarının, küresel oynaklıkların Türkiye'ye olumsuz yansımalarını sınırladığını anlatan Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2014 yılı ilk çeyreğinden sonra büyümede bir miktar ivme kaybı yaşadık. Gözlemlediğimiz bu yavaşlamada olumsuz hava koşulları nedeniyle gerileyen tarım hasılasının yanı sıra jeopolitik gelişmelerden dolayı ihracatta gözlenen yavaşlama etkili oldu. Son çeyreğe dair yakından takip ettiğimiz göstergeler dış talebin zayıf seyri nedeniyle yıllık büyümenin ılım seyretmeye devam ettiğini gösteriyor. Bu yıl ise iç talebin daha fazla katkı vermeye başlamasıyla büyüme oranında kademeli artışlar bekliyoruz."
Para politikasındaki sıkı duruş ve makro ihtiyati tedbirlerin geçen yılın son çeyreğinde devam ettiğini ve çekirdek enflasyon eğilimlerinin hedeflerine uyumlu seviyelere yaklaştığını gördüklerini anlatan Başçı, ayrıca gerileyen petrol fiyatlarının enflasyondaki düşüş sürecini desteklemesiyle enflasyon beklentilerinde belirgin bir iyileşme yaşandığını söyledi.
- "Enflasyonda kayda değer düşüş süreci yaşanacak"
"2015 yılında birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesinin, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve gerileyen petrol fiyatlarının katkılarıyla enflasyonda kayda değer bir düşüş süreci yaşanacağını öngörüyoruz" ifadesini kullanan Başçı, bu çerçevede enflasyonun yüzde 5 olan hedefle uyumlu seviyelere yaklaşacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Geçen yıl sıkı para politikasını sürdürdüklerini ve bunu sıkı likidite politikası ile desteklediklerini belirten Başçı, bu çerçevede Borsa İstanbul gecelik repo faizlerini ekim ayından bu yana faiz koridorunun üst bandına yakın bir seviyede tuttuklarını kaydetti.
Başçı, 2014 başından bu yana olduğu gibi yılın son çeyreğinde de Merkez Bankası fonlamasını, ağırlıklı olarak, bir hafta vadeli repo ihaleleriyle sağladıklarını hatırlatarak, buna bağlı olarak Merkez Bankası ağırlıklı ortalama fonlama faizinin bir haftalık repo ihale faizine yakın seviyelerde seyrettiğini söyledi.
Bu ay bir hafta vadeli repo faizini "ölçülü bir adımla" yüzde 8,25'ten yüzde 7,75'e indirdiklerini ifade eden Başçı, Para Politikası Kurulu (PPK) kararında enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için temkinli bir yaklaşım izleyeceklerini belirttiklerini kaydetti.
Geçen ay düzenledikleri toplantıyla 2015 yılında uygulayacakları para ve kur politikasının ana çerçevesini paylaştıklarını anımsatan Başçı, toplantıda makro finansal riskleri sınırlamaya ve basiretli borçlanmayı desteklemeye yönelik yeni makro ihtiyati politikaları açıkladıklarını dile getirdi. Başçı, bu önlemlerin basiretli borçlanmayı destekleyerek makro finansal riskleri sınırlayacağını ve dengeli büyümeye katkı sağlayacağını değerlendirdiklerini bildirdi.
Başçı, yılın ilk çeyreğinde tüketici enflasyonunda belirgin bir iyileşme olacağını ve enflasyonun yılın ortalarında hedefle uyumlu seviyelere gerileyeceğini öngördüklerini belirtti.
Finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin artış hızlarının alınan makro ihtiyati önlemlerle sıkı para politikası duruşu neticesinde makul seyir izlemeye devam ettiğini ifade eden Başçı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yürürlüğe konulan uygulamaların katkısıyla tüketici kredilerinin geçmiş yıllara kıyasla daha yavaş büyürken ticari kredilerin daha yüksek oranda arttığının görüldüğünü söyledi.
Bankacılık sisteminin şu anda aşırı tüketimin finansmanından, üretimin finansmanına doğru fonları kanalize etmeye başladığını anlatan Başçı, mevcut finansal koşulların ve kredi eğilim anketi sonuçlarının 2015 yılının ilk çeyreğinde ticari ve tüketici kredilerinde talep ve arz koşullarına ilişkin önemli bir değişim beklenmediğine işaret ettiğini kaydetti. Kredilerde mevcut eğilimlerin önümüzdeki dönemde de süreceğini öngördüklerini dile getiren Başçı, kredi büyümesinin makul seviyelerde kalmasının orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlamaya devam ederken, diğer yandan cari işlemler dengesindeki düzelmeyi destekleyeceğini bildirdi.
Geçen yılın dördüncü çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonun bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 0,7 puan azalarak, yüzde 8,17'ye gerilerken Ekim Enflasyon Raporu öngörüsünün altında gerçekleştiğini belirten Başçı, şöyle konuştu:
"Bu dönemde yıllık enflasyon alt gruplar genelinde azalırken en belirgin yavaşlama uluslararası petrol fiyatlarındaki keskin düşüşe bağlı olarak enerji grubunda oldu. Gıda grubu ise enflasyona en yüksek katkı yapan bileşen olmaya devam etti. Temel mal grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir oranda gerilerken, ana eğilimde yılın ikinci çeyreğinden itibaren kaydedilen iyileşme durakladı. Buna karşılık, petrol fiyatlarındaki düşüşlerin akaryakıt ile bağlantısı güçlü hizmet grupları üzerindeki etkilerini belirgin biçimde hissettik ve hizmet enflasyonu ana eğiliminde kayda değer bir iyileşme gördük."
Alınan makro ihtiyati önlemler ve para politikasındaki sıkı duruşun, çekirdek enflasyon eğilimini olumlu etkilemeye devam ettiğine dikkati çeken Başçı, 2014 yıl sonu itibarıyla çekirdek enflasyon eğiliminin yüzde 5'e yaklaştığını söyledi. Yakın dönemde enflasyon dinamiklerini etkileyen en önemli gelişmenin ise petrol fiyatlarında yaşanan belirgin düşüş olduğunu ifade eden Başçı, "Bu düşüş doğrultusunda, enerji grubunun yıllık enflasyonu önemli oranda azaldı ve yıl sonunda sıfırın altına geriledi. Düşen petrol fiyatları kaynaklı olumlu maliyet gelişmeleri aynı zamanda çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeye katkı yapıyor dolaylı olarak" dedi.
Yılın son çeyreğinde enflasyon üzerinde petrol fiyatlarının düşüş yönlü etkisini açık biçimde gözlemlediklerini bildiren Başçı, "Enflasyon beklentilerinde uzunca bir sürenin ardından belirgin bir iyileşme yaşanırken petrol fiyatlarının genel enflasyon düzeyine olumlu etkisi başta hizmetler olmak üzere birçok alt gruba olumlu yansıdı. Enflasyona düşüş yönünde katkı yapmakta olan uluslararası fiyat gelişmelerinin yanında döviz kurunun birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasının, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve para politikasında sürdürdüğümüz sıkı duruşun enflasyondaki düşüş eğilimini önümüzdeki dönemde de destekleyeceğini değerlendiriyoruz" diye konuştu.
- "İlk çeyrekte tüketici enflasyonunda belirgin iyileşme olacağını öngördük"
Başçı, özellikle yılın ilk çeyreğinde tüketici enflasyonunda belirgin bir iyileşme olacağını ve enflasyonun yılın ortalarında hedefle uyumlu seviyelere gerileyeceğini öngördüklerini dile getirdi.
2014 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyetin, Ekim Enflasyon Raporu'nda ortaya konulan görünüme kıyasla daha zayıf gerçekleştiğini belirten Başçı, GSYİH'nin üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 1,7 artarken, bir önceki çeyreğe göre büyümenin yüzde 0,4 ile sınırlı kaldığını söyledi.
Milli gelir bileşenlerinin üretim yönünden incelediğinde, olumsuz hava koşulları nedeniyle tarım katma değerinde yaşanan daralmanın milli gelirin düşük oranlı büyümesinde önemli bir faktör olduğunu anlatan Başçı, harcamalar yönünden ise üçüncü çeyrekte nihai yurt içi talebin ilk yarıdaki düşüşünü telafi ederek, 2013 yılı son çeyrek seviyesinin bir miktar üzerine çıktığını kaydetti.
Özel tüketim harcamalarında iki çeyrek aranın ardından görülen güçlü toparlanma ve uzun süredir zayıf seyreden özel kesim yatırımlarının makine teçhizat yatırımları kaynaklı artmasının dönemlik büyümeyi desteklediğini ifade eden Başçı, ihracatın göreli olarak zayıf seyrinin bu dönemde büyümeyi sınırlayıcı rol oynadığını bildirdi.
2014 yılı Ekim-Kasım döneminde önceki çeyrek ortalamasının altında olan sanayi üretiminin, aralık Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ve İktisadi Yönelim Anketi (İYA) göstergelerinin gerilemesiyle uyumlu olarak, yılın son çeyreğinde dönemlik bazda azalabileceğini düşündüklerini bildiren Başçı, 2014 yılının son çeyreğine dair verilerin tüketim talebinin bir önceki çeyreğe göre artış gösterdiğine, makine-teçhizat yatırımlarında ılımlı bir seyre, inşaat yatırımlarında da toparlanmaya işaret ettiğini kaydetti.
-"İç talepteki toparlanma ılımlı şekilde devam edecek"
Yılın son çeyreğinde iç talepteki toparlanmanın ılımlı şekilde devam edeceğini tahmin ettiklerini belirten Başçı, "Dış talep ise Avrupa ekonomisinde gözlenen yavaşlama ve çevre ülkelerdeki jeopolitik gelişmeler nedenleriyle zayıf seyrini koruyor. Zayıf dış talep ihracat büyümesini sınırlandırırken, ihracat büyümesinin ithalat büyümesi üzerinde devam etmesi ekonomideki dengelenme sürecini destekliyor. Ayrıca düşen petrol fiyatları ithalat bedellerini azaltarak cari dengeye olumlu katkı veriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bu yıl iç talebin ılımlı şekilde toparlanmasını, dış talebin ise zayıf seyrini korumasını beklediklerini ifade eden Başçı, hava ve yağış koşullarına bağlı olarak tarım katma değerinde beklenen düzeltmenin büyümeyi destekleyecek faktör olacağını söyledi.
Dış talep koşullarının büyüme üzerinde aşağı yönlü risk unsuru olarak önemini koruduğunu vurgulayan Başçı, "Bu çerçevede, 2015 yılında talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecini destekleyeceğini değerlendiriyoruz. Büyüme kompozisyonunun yurt içi nihai talep lehine değişmesini beklememize rağmen, dış ticaret hadlerindeki iyileşme ve makro ihtiyati tedbirlerin katkılarıyla cari açıktaki iyileşmenin sürmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının önemli rol oynadığına dikkati çeken Başçı, 2014 yılı son çeyreğinde petrol ve ithalat fiyatları görünümünün Ekim Enflasyon Raporu'nda öngörülen patikanın oldukça altında gerçekleştiğini, bu nedenle ortalama petrol ve ithalat fiyatları varsayımlarını önemli ölçüde aşağı yönlü şekilde güncellediklerini anlattı. Bu gelişmelerin doğrudan ve dolaylı etkileri neticesinde, bir önceki rapora göre 2015 yıl sonu enflasyon tahmininde aşağı yönlü 0,6 puan güncelleme yaptıklarına işaret eden Başçı, şunları kaydetti:
"Gıda fiyatlarında 2015 yıl sonu enflasyon varsayımımızı ise yüzde 9 olarak koruduk. Orta vadeli tahminlerimizi üretirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmalarıyla uyumlu olacağı bir görünümü esas aldık. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2015- 2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel aldık. Bu çerçevede, dönem boyunca sıkı bir maliye politikası duruşu sergileneceğini ve faiz dışı harcamaların milli gelire oranının kademeli olarak azalacağını varsaydık."
- PPK daha erken toplanabilir
Başçı, yılın ilk enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.
Başçı, ocak enflasyonunun öngörülenden çok fazla düşmesi halinde Para Politikası Kurulu'nu (PPK) toplamak için 24 Şubat'ı beklemeyebileceklerini belirterek, "Bu parametreleri ayarlamak gerekiyor. Reel faiz çok yüksek kaldı, mesela fonlama faizi, onu enflasyonun hafif üzerine çekebiliriz. 24'ünde yapacağımız işi 4'ünde yapmış olabiliriz. Böyle bir esnekliğimiz de var" dedi.
Enflasyondaki gerileme ve buna bağlı olarak atılacak adımlara ilişkin sorular üzerine Başçı, şöyle konuştu:
"Ocak enflasyonu 1 puandan fazla düştü diyelim, öngörülenden çok fazla düştü. Şu anda 8,17, '7,17'nin altına düştü' diyelim. Gerçekleşti, açıklandı, herkes gördü, kani oldu. Çekirdeğe baktık iyi. 4 Şubat'ta dahi oturup parametreleri değerlendirebiliriz. 24 Şubat'ta yapacağımız toplantıya çok vakit var. 24 Şubat'ta yapmayız, 4 Şubat'ta değerlendiririz. Bu parametreleri ayarlamak gerekiyor. Reel faiz çok yüksek kaldı, mesela fonlama faizi, onu enflasyonun hafif üzerine çekebiliriz. 24'ünde yapacağımız işi 4'ünde yapmış olabiliriz. Böyle bir esnekliğimiz de var. Bunu istikrarı bozmadan, dikkatli bir şekilde yapabiliriz."
- "Bu tür toplantılar istisnai yapılır"
Bu tür toplantıların çok istisnai olduğunu ve her zaman yapılmayacağını vurgulayan Başçı, geçen yıl ocak ayında döviz kurunda ciddi bir değer kaybı olduğunu, uzun vadeli faizlerin ciddi şekilde arttığını ve bu gelişmelere karşı gerekli tedbirlerin alındığını anımsattı.
Ocak ayında enflasyonun çok sert şekilde düşebileceğine dikkati çeken Başçı, şunları kaydetti:
"Bunun ipuçlarını biz alıyoruz fakat henüz datayı kimse görmediği için biz de tam emin değiliz. Bunu kendimiz topluyoruz ama TÜİK de topluyor. Bakalım TÜİK ne topluyor, onlar nasıl bir hesap yapacaklar ve sonuçta gerçek enflasyonu onlar açıklayacaklar. Bizimki sadece bazı ipuçları, onun alt kümesi. Şubelere gidiyoruz, 21 ilde şubelerimiz var. Ekmek fiyatı kaç paraymış arkadaşlarımız halen gönderiyorlar, derliyorlar, topluyorlar diyorlar ki 'Belki inanmayacaksınız ama enflasyon ciddi bir şekilde düşebilir'. Biz de diyoruz ki 'sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer, hele bir düştüğünü görelim.'
O yüzden 50 baz puanlık bir indirim yaptık ama arkadaşların söylediği 50'nin çok üzerinde enflasyonda düşüş olabilir. Şimdi diyoruz ki eğer 1'in üzerinde düşüş olursa ben bunu kişisel, başkan olarak kendi taahhüdüm olarak söylüyorum, eğer düşüş 1 puandan fazla olursa hakikaten o zaman değerlendirmek gerekebilir. Çünkü 24'üne kadar çok vakit var."
- "Gereken tedbirleri almaya hazırız"
Finansal piyasalardaki koşulları tam bilmediklerini, Amerikan Merkez Bankasının (Fed) kararını görmekte fayda olduğunu dile getiren Başçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Daha sonra aradan geçecek günlerde gerçekten euro-dolar paritesi istikrara kavuşuyor mu, bunu bir görmek gerekir. Enflasyon hakikaten nasıl düşüyor, ne kadar düşüyor? Çekirdek enflasyon trendi nasıl, oturup bunu değerlendirmemiz gerekir. O yüzden şu anda orada atacağımız adımlarla ilgili bir şey söylemiyoruz. Enflasyondaki düşüşe uyumlu ama reel faizleri hafif artı bölgede bırakacak bir indirimi herhalde tartışırız büyük ihtimalle. Orada şu an itibariyle getiri eğrisini yatay dışında bir politika kesinlikle söz konusu değil. Getiri eğrisi yatay yani uzun vadeli faizler düşer biz ona uyum sağlarız. İkincisi koridorda da dikkatli gideriz, marjlarımızı koruruz, nereye kadar gitmemiz gerekebilir onu tartışırız. Orada ki ayarlamada yine dikkatli bir ayarlama olur.
Şu an üç kadememiz var. Birincisi piyasa yapıcılarına verdiğimiz kademe, marjinal fonlama oranı dediğimiz. İkinci kademe 11,25, daha sonra 12,75 bunları nereye ayarlarsak güvenli hissederiz, kendimizi şoklara karşı daha dayanıklı hissederiz onu tartışırız ve kısa bir toplantı yaparız hızlı karar alacak şekilde. Bunu yapabiliriz tarihte istisnai olur, her zaman böyle olmaz. Çünkü şartlar, petrol fiyatlarında düşüşle birlikte bizim netice veren temkinli duruşumuz, enflasyonda gerçekten belirgin bir düşüş müjdesini sanki verecek gibi. Bu da tarihte her zaman olmayan istisnai bir karar olabilir ama merkez bankaları hiçbir zaman 'hiçbir zaman' dememeli. Her an gereken tedbirleri almaya zaten hazırız."
- "Faiz indirimlerinde görerek ilerlememiz gerekiyor"
Başçı, siyasilerin Merkez Bankasına yönelik eleştirilerine ilişkin, "Faiz indirimlerinde görerek ilerlememiz gerekiyor. Enflasyonu görelim ondan sonra adım atalım" dedi.
Merkez Bankasının faiz politikasına yönelik kararlarına siyasilerin getirdiği eleştirilere ilişkin sorular üzerine Başçı, siyasi söylemlerin dünyanın her yerinde, özellikle merkez bankalarının bağımsız olduğu yerlerde mutlaka gündeme geldiğini söyledi.
Bunların bazen alt ve orta düzeyde bazen de en üst düzeyde dile getirildiğine işaret eden Başçı, şöyle konuştu:
"Yakın zamanda takip ettim Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Çek Merkez Bankasının politikaları hakkında net bir açıklama yaptı ve 'şöyle yapmalılar' dedi. Dolayısıyla bu tür şeyler oluyor. Başka ülkelerde de oluyor. Oynaklığın çok olduğu dönemlerde de bunlar olabilir. Ama burada önemli olan şudur: Her ifadede, her söylenende bir hakikat payı vardır. Bu neden söyleniyor, bunun teknik bir sebebi var mı, altında yatan teknik sebep nedir? Burada bizim almamız gereken bir şey var mı, bunların hepsini dikkatli bir şekilde dinleriz ama otururuz arkadaşlarımızla birlikte teknik birimlerimizin değerlendirmeleri çerçevesinde enflasyonu düşürücü politika nedir, bunu ele alırız."
Türkiye'nin enflasyon hedefine yaklaştığını vurgulayan Başçı, "Biz enflasyonun düşmeye devam etmesini isteriz. O yüzde de faiz indirimlerinde görerek ilerlememiz gerekiyor. Enflasyonu görelim ondan sonra adım atalım. Bu şekilde temkinli bir politikayla enflasyonun düşmesi, reel faizlerin de buna uyum sağlayacak şekilde gerçekleşmesi mümkün" dedi.
- "Başbakanımızın tavsiyesi..."
Başçı, ekonomideki gelişmeler karşısında devlet yetkilileri ile bir araya gelme konusundaki sorulara ilişkin, bunların kanunda yazılı olduğunu söyledi. Başçı, şunları kaydetti:
"Onun dışında sıradışı bir gelişme olursa dünyada bizim telefon açıp Sayın Başbakanımızdan randevu isteyip, gidip durumu arz etmemiz mutlaka gerekir. Bizim görevimizdir diye düşünüyorum. Çünkü hükümete danışmanlık görevimiz var. Mesela en son Avrupa Merkez Bankası'nın kararı perşembe günü açıklandı. Hemen akşamına Başbakanımızdan randevu istemiştim. Davos'ta bunu bir değerlendirdik. Tavsiyelerini dinledim Başbakanımızın, benzer brifingleri Cumhurbaşkanımıza da zaman zaman vermemizin faydalı olacağını söyledi. 'Nasıl hükümeti bilgilendiriyorsanız, zaman zaman Cumhurbaşkanımıza da bu tür brifingleri vermeniz iyi olabilir' dedi. Nitekim bu geçmişte çok yapıldı."
Merkez Bankasının kamuoyuna çok duyurmadan geçmiş dönemlerde önceki cumhurbaşkanlarına da brifing verdiğini dile getiren Başçı, "Yine olabilir, olmasına mani herhangi bir şey yok. Buna da her zaman hazırlıklıyız ne zaman uygun görürlerse" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan randevu isteyip istemediklerinin sorulması üzerine Başçı, "Hayır, oradan herhangi bir davet gelirse elbette... Biz randevu istemeye hazırız burada sizin aracılığınızla hemen isteyelim istiyorsanız. Orada her zaman brifing vermeye hazırız, herhangi bir çekincemiz yok" diye konuştu.
- "Ümitli olmak için güzel bir yıl, 2015 yılı iyi başladı"
Başçı, yılın ilk enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.
Hizmetler enflasyonunda olumlu gelişmeler yaşanırken ücret politikasında değişiklik öngörülüp öngörülmediği sorusuna karşılık Başçı, şu yanıtı verdi:
"Kamu çalışanlarına yapılan artışlar enflasyon hedefleriyle uyumlu görünüyor fakat asgari ücretteki artış bir miktar yüksek. Asgari ücretteki artış geçmiş enflasyona fazla ağırlık verilerek yapıldı anladığım kadarıyla. Yüzde 9'lar seviyesinde geçmiş enflasyon baz alınarak pazarlıklar sonucunda yüzde 12'lik nominal asgari ücret artışı kabul edildi. Bu, enflasyon yüzde 5'li seviyelere düştüğünde asgari ücretli çalışanlar için ciddi bir refah payı olacak, işverenler için de bir maliyet unsuru olacak. Bunun hizmet enflasyonu üzerinde ne kadar etki yapacağını arz-talep dengeleri belirleyecek.
Bir de fiili ücret politikası her zaman asgari ücretle aynı olmayabiliyor. Asgari ücretin üzerinde ücret alanlar var, bir de olmaması gerektiği halde asgari ücretin altında maalesef ücret alanlar var. Onların net etkisini hizmet enflasyonunun kendisinde göreceğiz. Hizmet enflasyonunu yakından izlemek gerekecektir."
- "Temkinli olmak lazım"
Döviz kurlarının çekirdek enflasyonda etkili olduğunu dile getiren Başçı, Türk Lirası'nın özellikle döviz sepetine karşı son bir yıldır oldukça istikrarlı seyrettiğini ifade etti. Başçı, oradan enflasyona olan baskıların artık ortadan kalktığını belirterek, "Yine de temkinli olmak lazım. Finansal koşullardan kaynaklanan şoklara hazırlıklı olmak gerekir. Şu ana kadar temkinli yaklaşımımız başarılı oldu" dedi.
Miktar ve fiyatlarla ilgili tedbirler konusundaki soru üzerine Başçı, Türkiye'nin bu konuda öncülük yaptığını söyledi. Başçı, "Tedbirlerin daha ziyade miktar boyutunda alınması ama fiyat konusunda da dünya fiyatları ne gerektiriyorsa uyum sağlamanın iyi bir strateji olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
- İhracatçılara tavsiye
Başçı, Avrupa Merkez Bankası kararlarının Türkiye etkilerini değerlendirirken, şunları kaydetti:
"Avrupa Merkez Bankasının nicel genişleme kararı önemli bir konu. Amerikan Merkez Bankasının beklenenden erken normalleşmesine hazırız. Elimizdeki araçlardan en etkili olan, likidite politikası. Türk Lirası likidite politikasında gerektiği kadar sıkı, hemen bir gün içerisinde olabiliyoruz. İstikrarı sağlamaya yetecek kadar sıkı hemen olabiliyoruz. Döviz likidite politikasında da dikkatli bir şekilde rezervlerimizi kaybetmeden kullanmanın yollarını biliyoruz. Her anlamda erken sıkılaşmaya hazırız.
Ama beklenenden geç sıkılaşma ihtimali her geçen gün artıyor. Beklenenden geç sıkılaşma olursa Amerikanın uzun vadeli faizlerinin düşmeye devam etmesi söz konusu. O zaman devreye hemen basiretli borçlanma tedbirlerini alıyoruz, aldık."
Bankaların ve banka dışı firmaların euro bazında şu ana kadar hiç görülmedik ucuzlukta maliyetle borçlanma imkanına kavuşacaklarına dikkati çeken Başçı, "Avrupa'ya ihracat yapan firmalarımız euro bazında borçlanmayı tercih etmeli, ABD'ye ihracat yapanlarınsa dolarla borçlanmayı tercih etmesi risk yönetimi açısından ideal kompozisyon olur" dedi.
- Enflasyonda belirgin iyileşme
Erdem Başçı, enflasyonda belirgin iyileşmenin ne olduğuna yönelik soruya karşılık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Enflasyonun bir ay yüzde 5'in altında olması yetmez. Kalıcı olarak çekirdek enflasyonun yüzde 5'in altında olması şart ki enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme görelim. Kalıcı olması için 2, 3, 4 ay 5'in altında olmak zorunda. Çünkü çekirdek dışı yani enerji ve gıda dışı kalemlerde gıda bizim için biraz zor oluyor. Enerjide bir sorun kalmadı. Gıdada yüzde 12, 13, 14'leri gördük. Bu zorluk oldu. Gıda Komitesi'nde hem yapısal hem konjonktürel her türlü tedbir alınabilecek durumda. Alınacak tedbirler işe yararsa gıda tarafında da enflasyonun geçmiş yıllar olan yüzde 9'lar seviyesine düşmesi belki daha da aşağı inmesi mümkün olabilir. O zaman da belirgin bir iyileşme konusunda kendimizi daha rahat hissedeceğiz."
- Eurodaki değer kaybı
"Euroda makul bir düşüşle yaşayabiliriz" diyen Başçı, Avrupa'nın talebine Türkiye'nin ihracatının daha hassas olduğunu, Avrupa biraz canlanırsa ihracatın miktar bazında artacağını söyledi.
İhracatın dolar bazında değerinin düşeceğini ancak euro bazında tutar ve miktarın artacağını dile getiren Başçı, şöyle konuştu:
"Doların çok da fazla yükselmesini enflasyon açısından arzu etmiyoruz. O yüzden belirli bir noktaya kadar bununla yaşayabiliriz ama sertleşirse hareketler o zaman küresel düzeyde çözüm bulunması gerekir. Perşembe ve cuma günü euro dolar paritesindeki hareketlere bakın bir günlük hareketler yüzde 2'ler mertebesine geldi. Euro, dolara karşı bir günde yüzde 2 düştü. Bunlar bizim, gelişmekte olan ülkelerin yüksek diye nitelendirdiği günlük oynaklık hareketleridir. Gerekirse tedbir alırız. Günlük yüzde 2'yi arka arkaya bir kaç gün görürsek 'hemen tedbir almamız gerekir' diye düşünürüz. O yüzden dikkatli olmak gerekir. Bu kadar sert bir oynaklık kimse için sağlıklı değil."
Başçı, bir Merkez Bankasının kendi parasıyla ilgili ne söylediğinin çok büyük önemi olduğunu ifade ederek, "Onun için biz de Türk Lirası'nın değeri konusunda son derece dikkatli açıklamalar yapmak durumundayız, yapıyoruz. İstikrarın bozulmasını istemeyiz. Paritedeki istikrarın bozulmasını da istemiyiz, dünyanın selameti için" dedi.
Döviz kuruna yönelik sorulara karşılık Başçı, döviz kuruyla ilgili olarak aşırı oynaklık olmadığı sürece konuşmayı tercih etmediklerini belirtti.
Gelecekten ümitli olduğunu dile getiren Erdem Başçı, gerekli reformların hayata geçirilmesiyle bu yıldan itibaren Türkiye'nin kademeli olarak büyüme hızını arttırmasının mümkün olduğunu vurguladı. Başçı, "Ümitli olmak için güzel bir yıl, 2015 yılı iyi başladı" diye konuştu.
BOTAŞ'a döviz tedariki konusundaki soru üzerine Başçı, kuruluşa bu ay 1,2 milyar dolar civarında döviz sattıklarını, geçen ay bu miktarın biraz daha yüksek olduğunu ifade etti. Başçı, bu miktarın giderek düşeceğini, fiyat ayarlamalarıyla daha az döviz alma ihtiyacı olacağını, piyasa şartları normalleşirse piyasadan satın almasının da istenebileceğini belirtti.
Erdem Başçı, "Şu anda Türkiye için fırsatların da oldukça yüksek olduğu ama aynı zamanda oynaklığın da dünyada oldukça yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Attığımız adımların her birisini temkinli, dikkatli bir şekilde enflasyonu düşürmeye yönelik olarak atmamızda fayda var" değerlendirmesinde bulundu.
AA