Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Çin Merkez Bankası, ekonominin geçen yıl 1990 yılından bu yana en yavaş büyümesini göstermesi ile birlikte, piyasaya likidite sağlamak için, bankaların rezerv olarak ayırmak zorunda oldukları nakit miktarını düşürdü.

Çin Merkez Bankası, internet sitesinden yaptığı açıklamada, zorunlu karşılık faizini, 5 Şubat'tan itibaren geçerli olmak üzere, 50 baz puan düşürdüğünü duyurdu. Böylelikle, önceki açıklamalar dikkate alındığında, zorunlu karşılık faizi yüzde 19.5'e çekilmiş oldu.

Çin Merkez Bankası, emtia fiyatlarındaki hızlı düşüşün büyümeyi destekleme ihtiyacını ortaya çıkarması ile birlikte, para politikasını bu yıl gevşeten bir düzineden fazla merkez bankasının arasına katıldı. Emlak piyasasındaki gerileme ve aşırı kapasiteden dolayı ortaya çıkan zorluklar ile bilrikte, Çin, en az 1998 yılının son çeyreğinden bu yana en büyük sermaye çıkışı ile karşılaştı.

Hong Kong'da Citigroup Inc. kıdemli Çin ekonomisti Ding Shuang, "İnidirim, temel olarak, sermaye çıkışlarının iç sistemdeki likiditeyi azaltmasından dolayı," dedi ve "Sermaye çıkışları yapısal ve uzun dönemli bir trend, bu nedenle buna uzun dönemli yöntemlerle reaksiyon göstermek gerek" şeklinde görüş bildirdi.

Singapur!da işlem gören FTSE China A50 endeks vadeli kontratları, bugün yerel saat ile 18:53'te yüzde 5.5 yukarıda seyrediyordu. Hong Kong'da işlem gören Çin hisselerini içeren Hang Seng China Enterprises Endeksi kontratları ise yüzde 1.8'lik bir çıkış gerçekleştirdi.

Çin Merkez Bankası, Kasım ayında gösterge faizi, Temmuz 2012'den bu yana ilk kez düşürerek, yeni teşviklere yönelik adımlar atan Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası'na katılmıştı. Banka, kredi maliyetini düşürürken, zorunlu karşılık faizindeki indirim, bankaların daha fazla kredi vermesine imkan sağlayacak.

Fiyat verileri ilave parasal genişleme için potansiyel olduğunu gösteriyor. Üretici fiyatları endeksi Aralık ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3.3 düştü ve 34 ay üst üste düşüş göstererek rekor kırdı.

Bugünkü hareket, daha da fazla borçlanmaya yol açabilecek büyüme yanlısı politikalara dönüşü işaret ediyor. 2009 ile 2013 yılları arasında verilen daha önce görülmemiş büyüklükteki krediler, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre, diğer ekonomilerde bankacılık krizini tetikleyebilecek büyüklükte bir borç artışına neden oldu.

Çin Merkez Bankası Başkan yardımcısı Hu Xiaolian'a göre, Çin temel olarak Döviz müdahalelerini durdurdu. Bu, Çin Merkez Bankası üzerindeki likiditeyi çekme baskısını ortadan kaldırıyor ve zorunlu karşılık faizini düşürmesi için potansiyel yaratıyor.