Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bu hafta cumartesi günü merkezi İstanbul'da olacak Dünya KOBİ Forumu'nun açılışını yapacağız" dedi.

Babacan, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin (TKBB) 14. Olağan Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben'e yeni görevinde başarılar dilerken, katılım bankacılığı alanında on yıllarca görev yapan Akben'in BDDK Başkanı olarak katılım bankaları için de ayrıca önemli olduğunu ifade etti.

Dünya ekonomisinin küresel krizden henüz toparlanamadığını ve dünyada kapsamlı, sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin görülmediğini belirten Babacan, dünya ticaretine bakıldığında artış hızının kriz öncesine göre yarı yarıya düştüğünü söyledi.

Babacan, gelişmiş ülkelere bakıldığında ABD ve İngiltere'de nispeten güçlü bir büyüme olduğunu ancak Avrupa ve Japanyo'nın hala güçlü bir toparlanmayı yakalayamadığını, büyümenin hem kırılgan hem de zayıf olduğunu anımsattı.

Bir yandan Avrupa'daki zayıf tabloyu güçlendirmek için Avrupa Merkez Bankası'nın attığı genişlemeci adımlar, bir yandan da ABD Merkez Bankası'nın ne zaman faiz artışına başlayacağının belli olmamasının dünyada piyasaların son derece hareketli olduğu bir dönemin yaşanmasına neden olunduğunu anlatan Babacan, şunları kaydetti:

"Merkez bankalarının yaptıklarına ve yapacaklarına bu kadar hassas oluşunun arkasında pek çok gelişmiş ülkede gerekli yapısal reformların yapılamamış olması. Avrupa'da birçok ülke gerekli reformları yapamadı. Ayak sürüyen çok sayıda ülke ve hükümet var. Japonya'da da yapısal reform ayağı gecikiyor. Merkez bankaları bu bakıma hükümetlerin yapmadığı reformların telafisi için ortada. Bu son derece sakıncalı bir durum. Asıl büyüme potansiyel büyümenin artırılması ve reformları yapmakla mümkün. Merkez bankaları sadece hükümetler için ve diğer karar verici organlar için fırsat pencereleri açar. Bu bakıma yangın çıktığında önemli fonksiyon üstlenir. Ama itfaiye memurlarına şu binayı yeniden yap dediğiniz zaman bu mümkün değildir. Binayı yapan ustalar farklıdır. Asıl bu krizden çıkacaksa dünya ekonomisi bu yapısal reformlarla mümkündür."

Gelişmekte olan ülkelere bakıldığında yapısal reformları gerçekleştiren ülkelerin başarılı, reformları gerçekleştiremeyen ülkelerin ise sıkıntılı olduğunu belirten Babacan, şu anda gelişmekte olan ülkelerden Meksika'nın gerekli reformları uyguladığını, başarılı olduklarını ve bu ülke ile ilgili olumsuz haber duymadıklarını söyledi.

Babacan, gelişmekte olan ülkelerin gelecekteki büyüme oranlarının geçmişe göre daha düşük olacağını ve buna Çin'in de dahil olduğuna dikkati çekerek, "Geçmiş yıllarda yüzde 9-10 büyüme performansı ortaya koyan Çinin, gelecek on yıl boyunca ortalama büyüme oranının yüzde 5'lerde olacağı bekleniyor. Daha uzun vadede yüzde 1-2 büyüme oranları var. Demografik olarak nüfus yaşlanacağı için bu durum ekonomik büyümeyi şiddetli bir şekilde vuracak" dedi.

Hindistan'ın bir kaç yıl evvel kırılgan 5'li içerisinde sayıldığını anımsatan Babacan, yeni hükümetin doğru ekonomik politikalarla ve iş dünyasının bu politikaları sahiplenmesiyle yüzde 7-8 büyümenin yakalanabildiğini vurguladı.

- "Cumartesi günü Dünya KOBİ Forumu'nun açılışını yapacağız"-

Ali Babacan, G20 dönem başkanlığı süresince tüm dünyayı kapsayan reformların yapılması ve KOBİ'lere özel önem verilmesi gerektiğini söylediklerini anımsatarak, "Dünya KOBİ Forumu'nun kurulmasını önerdik. Kısmet olursa bu hafta cumartesi günü merkezi İstanbul'da olacak Dünya KOBİ Forumu'nun açılışını yapacağız. Bu bir bakıma G20 dönem başkanlığımızın kazandırdığı bir yapı. Bu yapı sürekli ve Türkiye kurucu ortak" dedi.

G20'de önemsedikleri bir diğer konunun da uygulama olduğuna işaret eden Babacan, yapısal reformların aslında bütün hükümetler tarafından iyi bilindiğini ancak uygulamaya geçemediklerini söyledi.

Babacan, şöyle konuştu:

"Türkiye olarak nasıl yapısal reformları uygulamak için bir takvim belirlediysek, eylem planları açıkladıysak, G20 ülkeleri de reformlarını yazsın ve G20 masasına koysun. Bazı ülkeler 'bunlar kendi iç işimiz niye bunları G20 masasına koyalım ki' dediler. Ama sonrasında bütün ülkeler bunu kabul etti. Biz yapısal reformların gerçekleşmesi için bir takip mekanizması oluşturduk. Karar metnine de hesap verileceğini yazdık. 20 üye bu reformları gerçekleştirilirse OECD ve IMF hesaplamalarına göre tüm dünya ekonomisine 2018 yılı itibarıyla yüzde 2'lik artı bir büyüme kazandıracak. Türkiye ekonomisi dünya ekonomisinin yüzde 1'i. Demek ki 2018 yılı itibarıyla bu reformlar yapılırsa iki Türkiye kadar bir büyüklüğü dünya ekonomisine kazandıracağız."

G20'de yatırımlar konusunu ayrıca ele aldıklarını ve özel sektörün önünün açılması için çalışmalar yaptıklarını anlatan Babacan, kamu altyapı yatırımlarına daha fazla kaynak ayrılması konusunun da görüşüldüğünü ifade etti.

Kamu özel ortaklığı projelerine önem verdiklerini söyleyen Babacan, özel sektör kaynaklarının ve aynı zamanda o devlet fonlarının, emeklilik fonlarının, reasürans firmalarının fonlarını daha çok altyapı projelerine nasıl yönlendirebileceklerini çalıştıklarını anlattı.

Bunun için güvenin, öngörülebilirliğin ve sağlam bir hukuk çerçevesinin gerektiğinin altını çizen Babacan, hukuk çerçevesi ve standardizasyon açısından da Dünya Bankası'yla beraber çalıştıklarını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi'ni gelecek bir kaç hafta içerisinde açıklayacaklarını bildirdi.

Babacan, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin (TKBB) 14. Olağan Genel Kurul toplantısında, Norveç, Arabistan gibi ülkelerin devlet fonlarının kamu altyapı yatırımları konusunda daha hevesli olacağına inandıklarını kaydetti.

Bununla ilgili B20 altında bir çalışma grubu kurduklarını aktaran Babacan, bu konuda yıl sonuna kadar önemli açılımlar yapmayı planladıklarını dile getirdi.

İslami finansman tekniklerinin dünyada yaygınlaşması için karar aldıklarını dile getiren Babacan, ilk defa şubat ve nisandaki G20 Bakanlar Komitesi'nin sonuç bildirgesinde varlık bazlı finansman metotlarına özel vurgu yapıldığını, dolayısıyla ilk defa G20 ülkelerinin tamamının faizsiz finans sistemini bir bakıma desteklemesi, benimsemesi ve daha çok kullanmasıyla alakalı ortak bir karar almasını sağlamış olduklarını ifade etti.

Babacan, son küresel krizin faizsiz finansman metotlarının diğer metotlara göre daha güvenilir, daha istikrarlı ve daha sağlam finansman teknikleri olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Müşareke gibi ortaklığa dayanan modellerde risk yönetimi açısından daha olumlu sonuçlar görüldüğüne işaret eden Babacan, bir çalışma yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Katılım Bankaları Birliği'nden de rica ettik. Dedik ki müşarekeyi daha cazip hale nasıl getirebiliriz. Kamu kuruluşlarına çalışmaları için talimat verdik. Müşareke ülkemizde yaygınlaştıkça, özellikle risk yönetiminde ekonominin daha çalkantılı olduğu dönemde mali piyasalarımızın, finans sistemimizin çok daha sağlam bir duruş sergileyeceğine inanıyoruz."

- "2014 özel bir yıl oldu, istatistiklerin buna göre okunması gerek"-

Babacan, katılım bankacılığının bankacılık sektörünün üzerinde büyüdüğünü belirterek, "Trend iyi ama nereden bakacak olursak olalım yinede toplam aktif büyüklüğü ve kredi büyüklüğü içerisinde yüzde 5'lik bir payı var" dedi.

Geçen yılın sıkıntılı bir yıl olduğunu, bir katılım bankasının bilançosunun küçüldüğünü ve iş hacminin yarı yarıya düştüğünü anımsatan Babacan, dolayısıyla sektörün toplam büyüklüğüne bakıldığında 2014'ün biraz yanıltıcı sonuçlar verdiğini, bunun genel trendi bozan bir şey olmadığını, 2014'ün özel bir yıl olduğunu, istatistiklerin buna göre okunması gerektiğini söyledi.

Sektöre girecek kamu katılım bankalarına pastayı büyütmelerini söylediklerini bildiren Babacan, 3 kamu bankasının toplam bankacılık sektöründe 3'te 1'lik bir ağırlığı olduğunu kaydetti.

Kira sertifikasıyla yurtdışından yeni finansman kaynaklarına kapıyı açmış olduklarını anlatan Babacan, 6,19 milyar liralık ihracın yüzde 83'ünün yabancı para cinsinden yapıldığı bilgisini verdi.

TKBB tarafından hazırlanan Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi olduğunu bildiren Babacan, söz konusu belgenin Yüksek Planlama Kurulu kararıyla devlet belgesi yapılması konusunda ortak bir karara vardıklarını, belgeyi gelecek bir kaç hafta içerisinde açıklayacaklarını duyurdu.

Babacan, sigortacılık sisteminin de faizsiz uygulamalar konusunda geliştirilmesi gerektiğini belirterek, "Fakat henüz çok dar bir alan. Bu alanın da önümüzdeki dönemde gelişeceğine inanıyoruz, her türlü desteği vermeye hazırız" dedi.

İslam Kalkınma Bankası, Endonezya ve Türkiye olarak geçen ay yaptıkları toplantıda Mega Bank'ın yol haritasını çizdikleri bilgisini veren Babacan, en önemli fonksiyonlarından bir tanesinin likidite yönetimi olacağını, bankaya bir bakıma dünyadaki tüm katılım bankalarının merkez bankası olarak çalışacak bir fonksiyon yüklemek istediklerini belirtti.

Türkiye dahil bir çok ülkede merkez bankalarının katılım bankacılığının hassasiyetlerine göre pek iş yapmadığını, merkez bankaları ile ilişkilerde tereddütler oluştuğunu anlatan Babacan, "Mega Bank eğer katılım bankacılığının ruhuna, çalışma prensiplerine uygun bir şekilde kurulursa, güçlü bir sermaye ve güçlü bir likidite yapısıyla kurulursa ki biz 'ilk baştan Türkiye olarak en az 300 milyon dolar koyarız' dedik, daha da gerekirse daha da ekleriz. Endonezya, 'Biz de hazırız' dedi. Bazı özel kuruluşlardan 'Biz de yer alabiliriz' diye öneriler var. Bunun çalışmalarını yoğunlaştırdık" diye konuştu.

Babacan, Mega Bank'ın aynı zamanda yatırım bankacılığı pozisyonu üstlenmesini de istediklerini vurguladı.

- "Kenarda hazır petrol ve doğalgaz parası varmış gibi siyasi partiler bol keseden dağıtıyor"-

Babacan, siyasi istikrarın bir ülkenin olmazsa olmazı olduğunu, siyasi istikrarın olmadığı ülkelerde ekonomik istikrarı kurgulamanın mümkün olmadığını belirterek, "Siyaset sahnesi karmakarışık ama o ülkenin ekonomisi güçlü. Böyle bir örneği dünyada kolay kolay bulamazsınız" dedi.

Türkiye'nin 12-13 yıllık dönemde istikrara alıştığını aktaran Babacan, "İstikrarın olmadığı dönemleri biraz unutmaya başladık gibi geliyor bana. Hep böyleydik gibi bir hissiyat iş dünyasında da toplumda da yaygınlaşıyor. 18-20 yaşın altındaki nesil için 2001 krizi diye bir kavram yok" diye konuştu.

Siyasi istikrar zemini gevşerse Türkiye gibi cari açığı olan bir ülkenin ekonomisindeki tablonun çok hızlı bozulacağını anlatan Babacan, şunları kaydetti:

"Bu Döviz finansmanı, öyle merkez bankasının sağlayacağı likidite ile olmaz. Gitmişsiniz kaynak bulmuşsunuz, biraz daha fazla vergi toplamışsınız, öyle değil. Yeşil döviz gerekiyor, cari açık o demek ya da renk renk eurolar gerekiyor. Cari açığı kendi paramızla finanse edemiyoruz. Öyle bir sorunumuz var. Yani cari açığımız kadar her sene taze finansman gelecek. Bir de üstüne eski dış borçları özel sektör-kamu döndürecek. Bu çark ancak güvenle döner. Güven ve istikrar zemini gevşediği anda sıkıntı hızlı büyür, ekonomik istikrar hızlı bozulur. Türkiye'nin cari açığı olduğu için bütçeyi gevşetme lüksü yok. Türkiye'nin sağlam bütçeyle bugünlere geldi."

Seçim döneminde ülkenin bütçesi yokmuş gibi açıklamalar yapıldığını, bir kenarda hazır petrol ve doğalgaz parası varmış gibi siyasi partilerin "bol keseden dağıttığını" kaydeden Ali Babacan, "Onlar yapılırsa enflasyon gelir. Ücretlere yüzde 50 zammın yapıldığı dönemler var ancak arkadan gelen enflasyon bunların hepsini silip götürdü" dedi.

TKBB Başkanı Derya Gürerk, konuşmasından sonra Babacan'a hediye takdim etti. Daha sonra sektör yetkilileriyle kamudan üst düzey yöneticiler aile fotoğrafı çektirdi.

AA