Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

ABD Merkez Bankası Fed'in faiz artışı öncesi en çok dikkat ettiği ekonomik verilerden biri de ücret artışıdır. Ancak ücretlerdeki artış Fed için sürekli tekrarlandığı kadar önemli mi?

Fed yetkilileri ekonomik hedefleri doğrultusunda ücret artışları konusunda belirsiz görüşlere sahip. İki ana amaçlarına, yani sağlıklı bir şekilde istihdam artışı sağlamak ve enflasyonda mütevazı bir yükseliş görmek için maaşların daha hızlı arttığını görmek istiyorlar. Ancak ücretler, istihdam ve enflasyon arasındaki bağlantılar pek de net değil, yani maaş artışını hızlandırmaya bel bağlamıyorlar.

Wall Street Journal'ın haberine göre klasik ekonomi modellerinde işsizlik oranı düşer, iş piyasasındaki durgunluk düşer, bu da maaşlarda yukarı doğru bir baskıya sebep olur. Maaşlar iş maliyetlerinin büyük bir kısmını oluşturduğundan maaş baskıları tüketiciye daha pahalı fiyatlar olarak geri döner. Buna karşılık büyümekte olan bir araştırma koluna göre ekonomi on yıllardır böyle işlemiyor. İnsanların ve iş dünyasının enflasyonun sabitlenmesi üzerindeki görüşüne ek olarak küresel baskı da dahil olmak üzere diğer faktörler ülke içi ücretlerin fiyatları etkilemesinden daha büyük bir etkiye sahip.

Ücretler ne kadar güvenilir bir gösterge?

Fed yönetim kurulundan Ekaterina Peneva ve Jeremy Rudd yakın tarihte yayınladıkları bir makalede 2007-2009 yılları arasında yaşanan ekonomik durgunluktan önce veya sonra tüketici fiyatı belirlenmesinde çalışanın ücretinin artışı veya azalışının büyük bir etki göstereceği konusunda pek de bir kanıt bulamamışlardır. İki ekonomist araştırmalarını “Çalışan ücretlerinin kalkınması fiyat kalkınmasından bağımsızdır” diye sonuçlandırmışlardır.

Yellen'ın açıklamaları

Fed Başkanı Janet Yellen bütün bu araştırmanın bilincinde. Mart ayında yaptığı bir konuşmada maaşlar, istihdam ve enflasyon arasında gördüğü bağlantıyı ve bu bağlantının kısa vadeli faiz oranlarıyla ilgili yaptığı planlara oturduğunu açıkladı; “Maaşlardaki gidişat fiyat enflasyonu gerçekten yüzde 2'ye çıksa ve işgücü piyasası şartları tasarlandığı gibi ilerleme kaydetmeye devam etse bile oldukça belirsiz. Ne gelecekteki verimlilik artışının süratinden ne de zamanla gerçek maaş gelişiminin süratini etkileyecek küresel rekabet, teknolojik değişimler, sendikalaşma eğilimleri gibi diğer faktörlerden emin olabiliriz. Fed’in kontrolü dışında olan bu faktörler, en az son on beş yıllık sürede gerçek maaşların verimlilik artışına ayak uydurmakta neden başarısız olmuş olduğunu açıklar nitelikte. Bunun gibi nedenlerden dolayı nominal ücretlerde nasıl bir büyüme oranının istikrarlı tüketici fiyat enflasyonu ile birbirini destekleyeceğinden asla emin olamayız, bu belirsizlik de ücret eğiliminin Fed’in enflasyon hedefine ulaşmakta gösterdiği başarının göstergesi olarak faydasını kısıtlıyor.”

Bunların hepsi şu an önemli çünkü ücret artışının gelişim yapısı kafa karıştırıcı.

Yellen geçtiğimiz ay Kongre'de yaptığı konuşmada, ücretlerin bazı artış sinyalleri verdiğini söylemişti. Bu durum iş piyasasının tekrardan tamamen sağlıklı duruma geldiğini ve de çalışanlar için ödeme kazancı sağlayacağını göstereceğinden dolayı Fed yetkilileri bunu görmek istiyor. ABD Çalışma Bakanlığı’nın istihdam maliyet endeksi ilk çeyrekte geçen yıla göre yüzde 2.6 artmış ve 2008 yılından bu yana en büyük artışını göstermiştir.

Veriler istenen düzeyde mi?

Çalışma Bakanlığı Cuma günü ise, ekonomik durgunluk sonrası dönemin büyük bir bölümünde hayal kırıklığı yaratan süratle uyumlu olarak, ikinci çeyrekte endeksin yüzde 2 büyüme oranına düştüğünü bildirdi. Ücret büyümesindeki yükseliş tek bir kötü haberle yok olmuşa benziyor. 

Bu durum Fed’in faiz oranlarına karşı olan bakış açısına karşın karmaşa oluşturuyor. Fed yetkilileri bu yıl kısa vadeli faiz oranlarını yükseltmeyi düşünüyorlar. Ücret gelişiminin elle tutulup gözle görülemediği bir ortamda bunu yapabilecekler mi?

Mart ayındaki konuşmasında Yellen maaşların daha hızlı arttığını kanıtlayacak nitelikte bir işaret görmeden bile faiz oranlarını yükseltmeye başlamaya hazır olduğunu açık bir şekilde belirtti. “Eğer ücret büyümesi, temel tüketici fiyatları ve temel enflasyon baskısı göstergeleri üzerine olan göstergeler zayıflamış olsalardı federal fonlama oranlarını arttırmak doğru olmazdı” diye ekledi.

Yellen’in duruşundan anlaşılacağı üzere cuma günü açıklanacak istihdam maliyet verisi Fed’in kısa dönemli faiz oranlarını yükseltmekle ilgili uzun süredir devam ettirdiği tartışması için bir engel olmayacak. Görünüşe göre maaşlar durgun kalacak fakat kesin bir gerilemeye uğramayacak. Yellen bu ikisinin gerçekleşmesi halinde harekete geçmeyeceğini belirtmişti. Yine de bu durum yetkililer için yeni şüpheler doğuruyor ve işgücü piyasasında neredeyse tam istihdamın sağlanması ve enflasyon oranının yüzde 2'ye doğru çıkmasıyla oluşmasını istedikleri güvenin oluşturulmasına katkıda bulunmuyor.

Eylül ayındaki toplantı böylece Fed ve piyasaları bir çekişmeye sokuyor. Yetkililer bütün bunları bir mantık çerçevesine oturtmak adına daha yavaş davranabilirlerdi. Bununla beraber yine de başka göstergeler çıkıp raporları görmezden gelmelerini sağlayarak, onları sıkılaşmaya itebilir. Önümüzdeki Cuma yayınlanacak istihdam verisi ve beraberinde getirdiği ortalama ücret artışı göstergeleri artık ekonominin gerçekten iyiye gittiğini gösteren bir kanıt arayış içinde olan Fed için artık daha önemli hale geliyor.