Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Fed, politika yapıcılar faiz artırımına gittiğinde, yoğun bilanço genişlemesinin maliyetleri ile başa çıkmak zorunda kalacak.

ABD merkez bankasının daha önce görülmemiş büyüklükteki teşviklerden çıkış stratejisi, başlaması ile birliktei finans sistemi yoluyla büyük dalgalanmalar yaratacak gibi görünüyor. Bu dalgalar ekonomiyi, faiz artışlarının yeni regülasyonlarla çerçevesi daraltılan ve Fed'in tahvil alımları ile nakite boğduğu bankacılık sistemi yoluyla yayılacağından, geçmişteki sıkılaştırma çevrimlerinde olduğundan daha hızlı vurabilir.

Soru, bunun ekonomi için ne anlama geldiği ve Fed Başkanı Janet Yellen'ın sıkılaştırmanın hızı konusundaki hesaplamasını nasıl değiştireceği şeklinde. Yeni finansal yapının kurulumunun anlaşılması, ekonomide ince ayar yapmaya çalışan politika yapıcıları ve sarsıntılı seyreden piyasalarda dolaşan yatırımcılar için çok önemli olacak.

Uluslararası Para Fonu'nda (IMF) 2005-2009 döneminde merkez bankacılığı ve para ve Döviz operasyonları bölümlerini yöneten Peter Stella, "Finansa sisteminin nasıl işlediği ile ilgili insanların anlamadığı ve 2008'den önce gerçekten de anlama ihtiyacı duymadıklar üç ya da dört nokta var," dedi ve "Hala bunları anlamıyorlar. Bu nedenle sanırım sıkılaştırma başladığında çok fazla volatilite riski var" şeklinde görüş bildirdi.

Yeni Araçlar

Yellen ve Federal Açık Piyasa Komitesi'ndeki çalışma arkadaşları, 2008'in sonlarından bu yana sıfır seviyesi yakınında tuttukları faizi arıtırıp artırmamayı görüştükler iki gün srecek toplantıyı Perşembe günü sonlandıracaklar. Eğer harekete geçerlerse ya da geçtikleri zaman, bu öncekiler gibi olmayacak ve faizleri yükseltmek için yeni araçlar kullanacaklar.

Geçmişte merkez bankası fed fonları faizini (gösterge faiz), politika yapıcılarıın New York Fed'in işlem sırası yoluyla piyasaya banka rezervleri enjekte ederek ya da çekerek, seçtikleri bir hedef seviyede ya da onun yakınında tutarlardı. B işlemlerde kullanılan para miktarı küçüktü ve Fed istemem oranı tutturmakta oldukça iyiydi. Artık değil.

Parasal genişleme (QE) olarak adlandırılan ve 2008-2014 arasında Fed'in ekonomiyi desteklemek için tahvil alımı yaparak üç turda gerçekleştirdiği program ile birlikte, bankalar, Fed'e tahvil satan yatırımcıların yatırdıkları para ile adeta nakite boğuldu. Bu durum, bankaların Fed'de tuttukları zorunlu karşılıkların 2.6 trilyon dolar artmasına neden oldu. Bu ayrıca Fed'in bilançosunun 4.5 triilyon dolra genişlemesine de neden oldu. Bu kriz öncesi seviyelerin beş katıydı.

İşlem masasından sorumlu New York Fed yetkilisi Simon Potter, Nisan ayındaki konuşmasının ardından sorulara verdiği yanıtta, "Faiz artırımı başladığında ne olacağını bilmiyoruz," dedi ve "İlk noktada faizi artırma kabiliyetine sahip olduğumuzdan oldukça eminiz1 şeklinde konuştu.

Piyasalardaki Aşırı Para

Çok fazla nakit olması ve bankaların fed fonları piyasasından borçlanma için fala ihtiyaç duymaması ile birlikte, Fed fed fonları faizini kriz öncesi yaptığı şekilde yükseltme kabiliyetini kaybetti. Fed ayrıca şimdi kendi bilançosunu daraltacak ve aşırı rezervleri azaltacak bir hareket olan yatırımcılara tahvilleri geri satma hareketine de karşı bir karar aldı.

Bunun yerine, Fed yetkilileri, merkez bankasının bilançosunu daraltmaksızın faizi artırmasına yardımcı olacak yeni araçlar tasarladı. Böylelikle Fed, elindeki tahvilleri itfasına kadar tutarak ve bunlara yeniden yatırım yapmayarak, bilançosunu yıllara yayarak küçültmeyi umuyor.

Fed'in temel yeni aracı olan gecelik ters repo işlemleri güçlü birçözüm, ancak bunun aşırı kullanımı, New York'ta Credit Suisse Securities
USA LLC ABD ekonomisi direktörü Zoltan Pozsar'a göre, finansal kriz sırasında uygulamaya koyulan yeni düzenlemelerden dolayı bankalara sorun yaratabilir.

Bu imkan, yatırımcıları Fed'e tahvil sattıklarında ortaya çıkan mevduatı çekmek ve bu parayı para piyasası yatırım fonlarına yöneltmek için için yatırımcıları teşvik ederek bankalardan rezerv çekilmesini amaçlıyor.

Gecelik ters repo yoluyla, Fed,  para fonlarından sabit faizle nakit borçlanabilir ve menkul kıymetleri teminat olarak gösterebilir ve böylelikle ertesi günkü işlemlerden çıkabilir. Bunun sonucu, Fed tahvil alarak yarattığı parayı yeniden borçlanırken, bankacılık sistemindeki aracıları azaltacak.

Mevduat Kaçışı

Sorun: Fed faiz artırımını başlattığında, bankalar mevduatlarının tam olarak ne kadarının para piyasası fonlarına gideceğinden ya da kimin parasının gideceğinden ya da bu paranın ne hızla gideceğinden emin değiller. Tüm bunlar, küresel kriz sonrası bankacılık regülasyonunun önemli bir parçası olan likidite kapsama oranı ile uyumlu kalmak zorunda kalan bankalar için önemli olacak.

St. Louis Fed ekonomisti Stephen Williamson, "Finansal regülasyonların gecelik piyasalardaki davranışları etkilediği ölçüde, bu durum bir fark oluşturcak," dedi ve "Bunlar hep hakkında düşündüğümüz şeyler" şeklinde konuştu.

Likidite kuralı, bankalrın kaçışlardan kendilerini korumak için, mevduat tabanına karşı daha fazla nakit ya da ABD Hazine tahvilleri ve kamı destekli mortgage tahvilleri gibi kaliteli varlık turmasını gerektiriyor. New York Fed ve ABD Hazine Bakanlığı'nda kriz sonrası finansal sistemin yapısı ile ilgili çalışma yapan Pozsar'a göre, bankaların yatırımcı mevduatlarına (vadeli) karşı perakende (vadesiz) mevduatlara göre daha az nakit tutmalarından dolayı, bu müşterileri tutmak için muhtemelen perakende mevduat faizlerini agresif bir şekilde artıracak.

Pozsar, "Perakende mevduatların kaçmaması için daha önce görülmemiş bir şekilde perakende mevduatlar için mücadele edecekler" dedi.

Daha Sıkı Kredi

Sonuç: Kredi, bankaların karlılıklarını korumak için  yüksek mevduat maliyetlerini borçlananlara yüklemeleri ile birlikte, önceki sıkılaştıma çevrimlerine göre çok daha pahalı olacak. Etkiler muhtemelen, Chicago'da Fitch Ratings kıdemli direktörü Justin Fuller'a göre, Fed'in ikinci ya da üçüncü artırımından sonra muhtemelen daha büyük olacak.

Fuller, "50 ila 100 baz puanlık ya da daha yüksek bir faiz artırımı ile başlandığı zaman, bankaların operasyonel perakende mevduatları için çok daha fazla rekabet görülecek" dedi ve "Tüm ülkede bankalar bunu yapacak" şeklinde görüş bildirdi.

New York'ta RBC Capital Markets LLC ABD faiz strateji müdürü Michael Cloherty'ye göre, sistemde bu kadar çok para ve çok aşina olunmayan yeni regülasyonlarla birlikte faiz artırımın yan etkileri, Fed'in ekonomiye ince ayar yapma çabalarını daha zor hale getirecek.

Cloherty, "Eski çerçeve altında, 'eğer fizi yükseltirsem, bunun ekonomiyi nasıl olumsuz etkilediği konusunda oldukça iyi bir hisse sahibim' diyebilmeniz için 100yıllık bir geçmişiniz vardı," dedi ve "Fed'in yeni dünyanın nasıl işlediğini anlaması gerçekten uzun bir süre alacak" şeklinde konuştu.

Cloherty, bankaların 2017 yılının sonuna kadar bankalardan yaklaşık 1.5 trilyon dolarlık mevduat çıkışı olabşleceğini ve bunun 625 milyar dolarlık kısmının, Fed'in gecelik ters repo imkanına koyulacak para fonlarına gidebileceğini hesapladı. Bu rakamlar en kötü drum senaryosunda sırasıyla 2.3 trilyon dolar ve 900 milyar dolara çıkabilir.

Piyasa Türbülansı

Eğer faiz artırımı olursa, piyasalar, bankaların beklenmedik mevduat kayıplarına tepki olarak, portföylerini hazırlıksız ve ani bir şekilde ayarlamaları ile birlikte, daha volatil hale gelecek.

Pozsar ve Credit Suisse'deki meslektaşı James Sweeney, 28 Ağustos tarihli raporda, "Birisi işleri düzetmeyecek," dedi. Bu analistler, üçila beş yıl sonra vadeleri dolacak ABD Hazine tahvlleri için volatilitenin artabileceğini, zira bunların bankaların likidite yükümlülüklerini karşılamak için aldıkları menkul kıymetler olduğunu kaydettiler.

2007-2012 döneminde New Yorj-k Fed'de çalışan Rutgers Üniversitesi ekonomi profesörü Todd Keister'e göre, eğer Fed vadesi dolarn tahvillerin yeniden yatırımını durdurursa ve bilançosunun daralmasına izin verirse, bu durum, rezervlerin azalmasına neden olmasına karşın, bankaların üzerindeki baskının bir kısmını hafifletebilir.

Keister, "Bankaların likidite yükümlülüğünü karşılayabilmek için potansiyel olarak tutabilecekleri varlıkların çoğu Fed tarafından tutuluyor," dedi. Tahvillerin itfasına izin verilmesi ve Hazine'yi bunun yerine kamuya tahvil ihracaına zorlamak, bankalar için diğer bir kaliteli likit varlık sağlamanın diğer bir kaynağını açacak.

Fed ayrıca, bankaların bilançolarına para pompalamanın ortaya çıkmayı bekleyen diğer bir potansiyel gizli etkisi ile mücadele etmek zorunda kalacak.

San Francisco Fed ekonomistlerinden Jens Christensen'e göre, zorluk daha da artacak, zira Fed'in rezerv enjeksiyonunun banka davranışına etkisine ilişkin verinin elde edilmesi güç.

Christensen, "Tam adıyla, parasal genişleme ,nsanları belki de miktarların nereye hareket ettiğine bakmaya zorlamalı, ancak bunu çok ender takip ettik" dedi.

Politika yapıcıların karşı karşıya bulundukları zorluk, New York'ta Barnard College ekonomi profesörlerinden Perry Mehrling'e göre,  ülkenin Fed'in piyasalara müdahalesinin görüldüğü uzun bir döneme kendini ayarladığı II. Dünya savaşı'nın sonrasını hatırlatyor.

Mehrling, "Savaş gibi bir dönemi geride bıraktık ve savaş finansmanından barış finansmanına geçmek uzun zaman alıyor," dedi ve "Burada uğraşmakta olduğumuz bu" şeklinde görüş bildirdi.