Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Hızlı ekonomik gelişim sayesinde "dünyanın fabrikası" olarak anılan Çin, bunun bedelini başta halkın sağlığı tehdit eden hava kirliliği ve iş kazaları olmak üzere ağır ödüyor. 

Çin, son yıllarda standartların üzerinde baş döndürücü hızla birçok alanda "en"lerin ülkesi olma özelliğini pekiştirirken, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline geldi. 

Ancak, durmaksızın tüten fabrika bacaları ve aşırı çalışma saatleri sayesinde yakalanan bu ekonomik kalkınma ivmesinin faturası giderek ağırlaşıyor.

Baş döndürücü ekonomik gelişimin kazanımları nedeniyle bu dönemde "Çin Rüyası"nı tecrübe edenler, alarm seviyesindeki hava kirliliğinde nefes almaya çalışıyor. Sokaklarda maskeyle dolaşmak zorunda kalan Çinlililer, torunlarının geleceğinden büyük endişe duyuyor. Sosyal medyada paylaşılan haberler ve görseller de dünyanın dört bir yanında görenleri hayretler içerisinde bırakıyor.

Çin'in başkenti Pekin'de havadaki zararlı parçacık miktarını ölçen PM 2,5 oranı, hafta başında 600'ü aşarak, Dünya Sağlık Örgütü'nün hava kirliliğinde kabul ettiği güvenilir eşik olan 25 değerinin 24 katına çıktı.

Çevre Koruma Bakanlığı da bu sene en yoğun hava kirliliğinin yaşandığı Pekin'de, 2 binden fazla fabrikaya üretime ara vermeleri talimatı verdi. Ancak bazı dönemlerde kapatılan fabrikalar da üretime yeniden başladığında kayıp zamanı telafi etmek için fazladan çalıştığından "tasarruf edilen kirlilik" sonrasında "faiziyle" geri dönüyor. 

Devlet Başkanı Şi Cinping'in "İklim Konferansı"na katılmak üzere Paris'te bulunduğu sırada rekor seviyeye çıkan kirlilik, sosyal medyada "ironik" olarak nitelendirilirken, Şi'inin geçen yıl Pekin'de çok sayıda ülke liderinin ağırlandığı Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesindeki "kurgulanmış mavi gökyüzüne" atfen sarf ettiği "Umarız APEC mavisi, bundan sonra da devam eder" sözüne göndermeler yapıldı.

Çinli yetkililer, uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapılacağı sırada "gökyüzüne atılan fişekler marifetiyle" hava kirliliğini dönem dönem dağıtma yoluna gitse de bu, soruna kalıcı bir çözüm sunmaktan öte kirli hava kütlesinin "hızla" ülkenin başka kesimlerine doğru taşınmasına yol açıyor. 

Çin'in "hız takıntısı" sorunlara yol açıyor

Çin'in hızlı ekonomik gelişimi sağlamadaki "hız takıntısı" da sorunları beraberinde getiriyor. 

Ülkenin en iddialı olduğu alanlar arasında yer alan yüksek hızlı tren üretimi Çin'in gururu olmaya devam ediyor. Ancak, Cıciang eyaletinin Vıncou kentinde 2011 yılında yaşanan ve 40 kişinin ölümüne yol açan hızlı tren kazası sonrası, hızlı tren üretimlerine dair kaygıları ortaya çıkmıştı.

Bunun yanında ülkede 43 saatte köprü, 19 günde 57 katlı gökdelen yapılabilirken, özellikle madencilik, sanayi ve inşaat sektörlerinde iş güvenliği önlemlerinin ve denetimlerinin yetersizliği, yılda binlerce işçinin yaşamını yitirmesine neden oluyor. 

Liman kenti Çingdao'da 22 Kasım 2013'te devlet enerji şirketi Sinopec'e ait petrol boru hattında meydana gelen patlamada 63 kişi ölmüş, 156 kişi yaralanmıştı. Güvenlik ihmalinin yol açtığı kazada maddi hasarın 751,7 milyon yüen (117,53 milyon dolar) olduğu bildirilmiş, 14 yetkiliye beş yıla kadar hapis cezaları verilmişti. 

Kazadan sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin'de güvenlik standartları sorgulanmaya başlanmıştı. Ülkenin kuzeyinde Tiencin Limanı'nın depo bölümünde Ağustos ayında meydana gelen patlamada da 160 kişi hayatını kaybetmişti.

Ekonomik uçurum artıyor

Ekonomik araştırma dergisi Hurun'un 15 Ekim'de açıkladığı verilere göre, Çin'de "Dolar Milyarderi" sayısı 596'ya ulaşarak, dünya genelinde birinci sıraya oturdu. 

Ancak, Çin'in kalkınmış doğu sahilleriyle iç ve batı kesimleri arasında gelir eşitsizliği de artmaya devam ediyor. 

Başbakan Li Kıçiang, Mart ayında yaptığı konuşmada, ülkede hala en az 200 milyon kişinin yoksul olduğunu açıklamıştı.