Bloomberght
Bloomberg HT Haberler TCMB'nin 2016 Yılı Para ve Kur Politikası Sunumu

TCMB'nin 2016 Yılı Para ve Kur Politikası Sunumu

TCMB'nin sunumunda, faiz koridoru 1 haftalık repo faizi yakınında daraltılacağı kaydedildi

Giriş: 09 Aralık 2015, Çarşamba 13:35
Güncelleme: 09 Aralık 2015, Çarşamba 13:53

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca (TCMB), kamu maliyesindeki gelirler ve harcama politikalarındaki görünüme bağlı olarak enflasyonun yüzde 5 hedefine orta vadede ulaşacağı değerlendirmesinde bulunuldu.

Merkez Bankası'nın 2016 Yılı Para ve Kur Politikası Sunumu, Banka'nın internet sitesinde yayımlandı.

Sunuma göre, 2016-2017 yılları için olduğu gibi 2018 yılı enflasyon hedefi de Orta Vadeli Program (OVP) hazırlık sürecinde hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlendi.

Belirsizlik aralığı, önceki yıllarda olduğu gibi her iki yönde 2 yüzdelik puan olarak korundu. Enflasyonun yıl içinde üçer aylık dönemlerin sonu itibarıyla yıl sonu hedefinden 2 yüzdelik puandan fazla farklılaşması durumunda, sapmaya yol açan nedenler ile hedefe ulaşılması için alınan ve alınması gereken önlemler enflasyon raporu aracılığıyla kamuoyuna açıklanacak. Gerçekleşen enflasyonun yıl sonunda belirsizlik aralığının dışında kalması durumunda ise hükümete açık mektup yazılacak.

Enflasyonun hedefle uyumlu seviyelerde tutulması amaçlanırken finansal istikrarın gözetilmeye devam edileceği belirtilirken, iletişim politikasının da destekleyici bir araç olarak kullanılacağı bildirildi.

- "Bankacılık sektörünün direnci arttı"

Sunumda, yapılan düzenlemelerle, bankacılık sektörüne önemli bir güvence sağlandığı ve sektörün olası dış finansman şoklarına karşı direncinin artırıldığı anlatılırken, "Önümüzdeki dönemde de makrofinansal riskleri sınırlamaya ve basiretli borçlanmayı desteklemeye yönelik makroihtiyati politikalar uygulanmaya devam edilecektir. Ayrıca, faiz politikasının operasyonel çerçevesinde kademeli bir sadeleşmeye gidilebilecektir. Sadeleşme süreci boyunca fonlama kompozisyonunda para politikasında gerekli görülen sıkılık derecesini koruyucu yönde ayarlamalar yapılacaktır" ifadelerine yer verildi.

Makroihtiyati önlemler ve para politikasındaki sıkı duruşun 2015 yılında enflasyonun yükselişini sınırladığı belirtilen sunumda, "2015 yılı genelinde başta petrol olmak üzere döviz cinsinden ithalat fiyatları da enflasyonu sınırlayıcı yönde etki yapmıştır. Buna rağmen gıda fiyatlarındaki yüksek seyir ve döviz kurundaki değer kaybının gecikmeli etkilerine bağlı olarak yıl boyunca enflasyon hedefinin belirgin olarak üzerinde seyretmiştir" değerlendirmelerine yer verildi.

- "Enflasyon orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşacak"

Sunumda, gelecek dönem yurtiçi ve küresel piyasalara ilişkin belirsizliklerin döviz kuru üzerindeki etkileri ile gıda fiyatlarındaki seyrin yanında, ücret gelişmelerinin enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerindeki yansımalarının enflasyon görünümü açısından belirleyici olacağı bildirildi.

Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesine de atıfta bulunulan sunumda, şunlar kaydedildi:

"Enflasyonun birikimli döviz kuru etkilerine bağlı olarak bir süre daha mevcut düzeylere yakın seyredeceği, sonrasında ise azalma eğilimine gireceği tahmin edilmektedir. Kamu maliyesindeki gelirler ve harcamalar politikalarındaki görünüme bağlı olarak enflasyonun yüzde 5 hedefine orta vadede ulaşacağı değerlendirilmektedir.

2015 yılının son çeyreğinde politika duruşu enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici yönde belirlenmiştir. Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredilerin yıllık büyüme hızlarının makul düzeylerde seyretmesi ve ticari kredilerin tüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir hızla büyümeye devam etmesi ekonomideki dengelenme sürecine katkıda bulunmaktadır.

Cari işlemler dengesinin iyileşmeye devam etmesi beklenmektedir. Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve dış talepte Avrupa Birliği kaynaklı toparlanmanın 2016 yılında cari dengeye olumlu yansıyacağı değerlendirilmektedir."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca (TCMB), gelecek dönemde Merkez Bankası fonlamasının temel yönteminin bir hafta vadeli repo ihaleleri olacağı, faiz koridorunun bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik hale getirileceği ve daraltılacağı bildirildi.

Sunuma göre, 2015 yılı başından itibaren gözlenen birikimli döviz kuru hareketleri ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıkların enflasyon üzerindeki etkilerini sınırlamak amacıyla Banka yıl genelinde sıkı para politikası duruşunu devam ettirdi. Likidite ihtiyacını temel olarak bir hafta vadeli miktar repo ihalesi ile fonlamakla birlikte marjinal fonlamanın payı mart ayı ortasından itibaren giderek artırıldı.

Sunumda, gelecek dönemde Merkez Bankası fonlamasının temel yönteminin bir hafta vadeli repo ihaleleri olacağı, faiz koridorunun bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirileceği ve daraltılacağı, TCMB nezdinde gerçekleştirilen işlemlerin teminat koşullarının sadeleştirileceği belirtildi.

Bir hafta vadeli repo ihalelerinin, miktar ihalesi yöntemiyle gerçekleştirileceğinin belirtildiği sunumda, şu ifadelere yer verildi:

"Açık Piyasa İşlemlerine taraf olan her bir kuruluşun bir hafta vadeli miktar ihale yöntemiyle gerçekleştirilen repo ihalesine verebileceği toplam teklifin üst sınırı 28 Eylül 2015 tarihinde uygulanmaya başlanan yöntemle hesaplanmaya devam edilecek. Bu çerçevede, her bir bankanın ihaleye verebileceği maksimum teklif oranı, son iki yükümlülük tarihine ait, bankanın tesis etmesi gereken ortalama Türk lirası zorunlu karşılık tutarı içindeki payının yüzde 98'i ile piyasa yapıcısı her bir bankanın Hazine ihalelerinde satın aldığı ve itfa edilmemiş Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) tutarlarının tüm piyasa yapıcısı bankaların Hazine ihalelerinden satın aldığı ve itfa edilmemiş toplam DİBS alım tutarı içindeki payının yüzde 2'sinin toplamının iki katı olarak belirlenecek. Banka bazında bu şekilde belirlenen limitler iki tesis dönemi boyunca geçerli olacak. Limitler dört haftada bir yenilenecek ve her yeni dönemin başlangıcına tekabül eden rezerv tesis döneminin ikinci iş günü bankalara TCMB Ödeme Sistemleri İhale Sistemi aracılığıyla bildirilecek."

Söz konusu sunuma göre, TCMB, bir haftalık repo ihalesi bilgi ve sonuçlarını veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan etmeye devam edecek. Gerek duyulmayan günlerde ihale açılmayabileceği gibi, koşulların gerektirmesi durumunda vadesi 91 günü aşmayacak şekilde geleneksel yöntemle repo ihaleleri açılabilecek. Gerekli görülmesi halinde geleneksel ihale yöntemi ile bir hafta vadeli "gün içi repo ihalesi" düzenlenebilecek. Gün içi repo ihalelerine verilebilecek toplam teklif miktarı ilan edilen ihale tutarı ile sınırlı olacak.

- Borçlanma ve borç verme koşulları

Ters Repo Pazarı'nda faiz koridoru dahilindeki gecelik vadeli faiz oranları günlük olarak ilan edilmeye devam edilecek. TCMB, bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası'nda gecelik vadede borçlanma ve borç verme faiz oranlarını ilan etmeye devam edecek. Bankalar ihtiyaç duymaları halinde limitleri ile sınırlı olmak üzere teminatları karşılığında TCMB borç verme faiz oranından borçlanabilecek, likidite fazlalığı oluşması halinde ise limitsiz olarak TCMB borçlanma faiz oranından TCMB'ye Türk lirası borç verebilecek. TCMB, mevcut uygulamada olduğu gibi Geç Likidite Penceresi borçlanma ve borç verme faiz oranlarını ilan etmeye devam edecek. Bankalar, bu çerçevede TCMB'den teminat karşılığı olmak üzere limitsiz olarak borçlanabilecek ya da TCMB'ye borç verebilecek.

Sunuma göre, Merkez Bankasının, her türlü likidite durumunu dikkate alarak BIST Repo-Ters Repo Pazarı ve Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarı'ndaki faiz oranlarını kontrol edebilmesi, likidite yönetimi araç çeşitliliğini ve operasyonel esnekliğini koruyabilmesi için teknik nedenlerle açık piyasa işlemleri portföyünde yeterli miktarda DİBS veya Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Şirketi tarafından ihraç edilen Türk lirası cinsi kira sertifikası bulundurması gerekecek. Bu çerçevede oluşturulan TCMB açık piyasa işlemleri portföyü kıymetlerinin toplam nominal 2,7 milyar liralık kısmının vadesi 2016 yılında gelecek.

Söz konusu kıymetlerin 2016'da uygun görülen aylarda, ilgili ayın ilk iş günü veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan edilecek olan DİBS veya kira sertifikaları ile yenilenmesi, alım ihalelerinin çarşamba ve cuma günleri bir iş günü sonrası valörle gerçekleştirilmesi, her bir ihale tutarının nominal en fazla 100 milyon lira olması, ihalelere ilişkin diğer hususlarda mevcut düzenlemelerin geçerli olması planlanıyor.

Ayrıca, 2015 yılında operasyonel risklerin en aza indirilmesi amacıyla nominal 9 milyar lira olarak belirlenen açık piyasa işlemleri portföy büyüklüğünün 2016 yılında da aynı seviyede kalması hedefleniyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) 2016'da da döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesinin dengelenmesi amacıyla döviz arz ve talep gelişmelerini yakından takip ederek gerekli önlemleri almaya devam edeceği bildirildi.

Merkez Bankası Kanunu çerçevesinde döviz üzerinden düzenlenen senetlerin reeskonta kabulü suretiyle Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ (Türk Eximbank) ve ticari bankalar aracılığıyla ihracatçılara 240 güne kadar vadeli ve Türk lirası olarak kullandırılan ihracat reeskont kredilerinin, vade sonunda döviz olarak geri ödenmesi özelliğiyle 2015'te de TCMB döviz rezervlerine katkı sağlayan araçlardan biri olmaya devam ettiği belirtilen sunumda, dengeli büyümeyi desteklemek amacıyla ihracat reeskont kredilerinin cari açığın azaltılmasına ve Merkez Bankası döviz rezervlerinin güçlendirilmesine katkısı da göz önünde bulundurularak, 20 Ekim 2014'te 15 milyar dolar olarak belirlenen kredi limitlerinin, 23 Ocak 2015'te 17 milyar dolara yükseltildiği hatırlatıldı.

Bu tutarın 15 milyar dolarlık bölümünün Türk Eximbank'a, 2 milyar dolarlık bölümünün ise ticari bankalara tahsis edildiğine yer verilen sunumda, aynı tarihteki değişikliklerle ihracatın yanı sıra döviz kazandırıcı hizmetlerin (turizm, sağlık, müşavirlik, yazılım ve mühendislik, taşımacılık, bakım ve onarım hizmetleri) de reeskont kredisi kapsamına alındığı ifade edildi.

Türk Eximbank ve ticari bankalara, döviz kazandırıcı hizmetlerin finansmanı için reeskont kredisi kullandırılmasına aracılık etme imkanı getirildiği anımsatılan sunumda, ticari bankalara, sevk öncesi ihracatın finansmanı için de reeskont kredisi kullandırılmasına aracılık etme olanağı sağlandığına işaret edildi. Faktoring firmalarına temlik edilen sevk sonrası ihracat alacaklarına ilave olarak döviz kazandırıcı hizmet ve sevk öncesi ihracat alacaklarına da Eximbank ve bankalar aracılığıyla reeskont kredisi kullandırılması imkanı getirildiği ifade edilen sunumda, 5 Haziran 2015'te yapılan değişikliklerle sağlanan imkanlara da yer verildi. Sunumda şunlar kaydedildi:

"Firma bazında kredi limitleri, dış ticaret sermaye şirketleri için 300 milyon ABD doları, diğer firmalar için ise 250 milyon ABD doları olup; bu limitlerin 120 güne kadar vadeli kredi başvurularında tamamının, 121-240 gün vadeli kredi başvuruları için ise 5 Haziran 2015 tarihinde yapılan düzenlemeyle daha önceki yüzde 50 yerine en fazla yüzde 60'ının kullanılabilmesine imkan verilecek şekilde değiştirilmiştir.

Yapılan düzenleme değişiklikleriyle limitlerin artırılması ve yeni imkanların getirilmesi ile kredi talebinde bulunan firma sayısında ve bu kredilerin TCMB rezervlerine katkısında artış beklenmektedir. Bu çerçevede kredi kullanımının 2015 sonunda yaklaşık 14,5 milyar ABD doları olması ve TCMB döviz rezervlerine 15,2 milyar ABD doları katkı yapması beklenmektedir.

Kredi limitlerinin artırılması ve getirilen diğer uygulama kolaylıklarının etkisiyle kredi kullanımının 2016 yılında 15 milyar ABD dolarına ulaşabileceği, kullandırılan bu kredilerin Bankamız döviz rezervlerine katkısının ise 14,1 milyar ABD doları civarında gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir."

- Dövizde sağlıksız fiyat oluşumları

Gelecek yıl dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edileceği ifade edilen sunumda, Merkez Bankasının, geçmişte olduğu gibi, 2016'da da döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesinin dengelenmesi amacıyla döviz arz ve talep gelişmelerini yakından takip ederek gerekli önlemleri almaya devam edeceği bildirildi. Sunumda, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Piyasa derinliğinin kaybolmasına bağlı olarak spekülatif davranışlar sonucunda kurlarda sağlıksız fiyat oluşumları gözlenmesi ve aşırı oynaklık durumlarında piyasaya esnek ihaleler yoluyla veya doğrudan müdahale edilebilecektir.

Döviz ve efektif piyasalarında Merkez Bankası ile söz konusu piyasalarda işlem yapmaya yetkili bankalar arasında gerçekleştirilen döviz karşılığı efektif işlemlerine 2016'da da devam edilecektir.

Rezerv opsiyon mekanizmasının (ROM) dengeleyici özelliğini güçlendirmek amacıyla TL yükümlülükler için ROM kapsamında tutulacak dövizlerin hesaplanmasında yükümlülük tarihi itibarıyla geçerli olan döviz kurları yerine tesis başlangıç tarihinden önceki günlere ilişkin kurların ortalamasının kullanılmasına yönelik bir düzenleme yapılabilecektir.

Finansal istikrarın fiyat istikrarının ayrılmaz ön koşullarından biri olduğunun bilinciyle Merkez Bankası, ülkemiz döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için gerekli önlemleri almaya devam edecektir."

Finansal istikrara yönelik yapılan düzenlemelere de yer verilen sunumda, Merkez Bankasının, dengeli büyümeyi desteklemek ve yurt içi tasarrufları güçlendirmek amacıyla geçen yıl kasımda başladığı Türk lirası olarak tesis edilen zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamasının, faiz oranları artırılarak bu yıl da devam ettiği, Kasım 2014'ten itibaren kredi/mevduat oranındaki yükselişin yerini yatay bir seyre bıraktığı belirtildi.

AA