Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı il ve ilçelerde terör olayları nedeniyle ekonomik kayıp yaşayan esnafın mağduriyetinin giderilmesiyle ilgili alınabilecek tüm tedbirlerin ele alındığını belirterek, "Mağduriyetlerin giderilmesi için esnaf kardeşlerimizle ilgili adımlar atılacaktır. Vergi borçları, prim borçlarının ertelenmesinden birçok alana kadar buradaki mağduriyetlerin giderilmesini sağlayacak olan adımlar atılmıştır" dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıda ele alınan konulardan birinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan terör olayları olduğunu söyledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı il ve ilçe merkezlerinde yaşanan terör olayları ve terörle mücadele kapsamında mağdur olan vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesiyle ilgili alınacak tedbirlerin detaylı şekilde değerlendirildiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Kararlarımızı aldık, yarın grup toplantısında Sayın Başbakanımız bunları teferruatlı olarak kamuoyuyla paylaşacak. Öncelikle Sur başta olmak üzere birçok ilçemizde, ilçe merkezlerinde ticaret yapan esnaf kardeşlerimiz, maalesef terör örgütünün acımasız hendek kazması, bomba patlatmaları, hendeklerle vatandaşları baskı altına almaları sonucu oluşan atmosferde çok ciddi ekonomik kayıplar ve mağduriyetler yaşamışlardır, yaşamaktadırlar. Bunların giderilmesi için her türlü tedbir konuşuldu. Bu tedbirler en kısa zamanda kapsamı ve süresi belirlenmiştir. Bunlar bu şekilde bu mağduriyetlerin giderilmesi için esnaf kardeşlerimizle ilgili adımlar atılacaktır. Vergi borçları, prim borçlarının ertelenmesinden bir çok alana kadar, buradaki mağduriyetlerin giderilmesini sağlayacak olan adımlar atılmıştır."

-Terörden etkilenen öğrenci sayısı 80 bin

Kurtulmuş, terör olaylarının yaşandığı bölgedeki eğitim konusuyla ilgili olarak, 4 ilçede eğitime ara verilmek durumunda kalındığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bu dört ilçedeki eğitimden etkilenen öğrencilerimiz yaklaşık 80 bin civarındadır. Ayrıca 7 bin 500 civarında öğretmenimiz bu süreçten etkilenmiştir. Dolayısıyla öğrencilerimizin hiçbir saat bile kaybı olmadan eğitimlerindeki boşluklar, terör baskıları oluşan bu ortamda eğitim alamadıkları günler telafi edilecek. Bildiğiniz gibi 180 günlük yıllık eğitim mecburiyeti var. Bu 180 gün ara tatillerde gerekli zaman aralıklarında telafi edilecek. İlave dersler verilecek, ilave kurslar verilecek. Hiçbir evladımızın eğitiminde en ufak bir aksama olmadan ayrıca sınavlarıyla ilgili de en ufak aksama yaşamadan bu süreç telafi edilecektir."

Terör olayları dolayısıyla evlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşların durumuna da değinen Kurtulmuş, "Bunlarla ilgili başta ilgili valilikler ve ilgili kaymakamlıklar olmak üzere zaten şu anda bazı destekler verilmektedir. Bu desteklerle ilgili çalışmalarımız yapıldı. Özetle şunu ifade etmek istiyorum, terör ortamından etkilenen ve 12 ilçemiz başta olmak üzere etkilenen vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldığı mağduriyetlerin giderilmesi için bütün titizlikte çalışmalar yapılmış ve inşallah bunlar giderilecektir" ifadesini kullandı.

Toplantıda, dış politikadaki gelişmelerin de ele alındığını anlatan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun bu kapsamda her konu başlığıyla ilgili uzun sunum yaptığını kaydetti.

Dış politika kapsamında değerlendirilen konulardan birinin Libya'daki gelişmeler olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Bunlardan bir tanesi, Libya'da iki farklı tarafın, iki farklı tarafın arasındaki birleşme konusunda atılan adımlarda gelinen noktadır. Bizim açımızdan da sevindirici noktadır. Libya'da bir hükümet kurulması, ortak hükümet kurulması konusunda önemli adımlar atılmıştır. Türkiye de bu sürece bildiğiniz gibi başından beri olumlu destek vermektedir" şeklinde konuştu.

- "Suriye'deki tarafların varlık sebebi, DAEŞ kılıfıdır"

Kurtulmuş, toplantıda ele alınan bir başka konunu da Suriye meselesi olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

"Aşağı yukarı Suriye'nin her yerindeki her denge değişikliği Türkiye'ye de birinci derece etki yapıyor. Bildiğiniz gibi en başka mülteciler meselesi olmak üzere ilgili bütün alanlarda Türkiye'yi etkiliyor. Suriye'deki gelişmeler maalesef aşağı yukarı dünyanın bütün ordularının bütün güçleriyle geldiği ve savaşın bir tarafına katıldığı safhaya gelmiştir. Önce iç savaş şeklinde başlayan, daha sonra terör örgütlerinin eliyle bir takım vekalet savaşları şekliyle yürütülen savaşlar, artık doğrudan ülkelerin müdahil olduğu, hava kuvvetleriyle, deniz kuvvetleriyle bölgedeki hatta fiilen asker bulundurmakla müdahil oldukları bir savaş haline gelmiş ve çok taraflı bir nitelik kazanmıştır.

Bu çerçevede özellikle Türkiye'nin yakın coğrafyasında, Bayırbucak Türkmenlerini de etkileyen, bir taraftan rejim güçlerinin saldırıları diğer taraftan Rus savaş uçaklarıyla yapılan saldırıların da kayda değer şekilde son zamanlarda arttığını görüyoruz. Sadece bir rakam vermek için söylüyorum, Suriye'deki bütün tarafların orada varlık sebebi, meşrulaştıran kılıf DAEŞ kılıfıdır. Rusya'nın son zamanlarda yapmış olduğu sortilerden bahsedersek, 4 bin 198 uçuştan sadece 391'i DAEŞ mevzilerine yönelik saldırılar olmuştur. Geri kalanı ise birçoğu Türkiye'ye yakın bölgelerde bulunmak üzere ılımlı muhaliflerin mevzileri ve hatta sivil vatandaşların alanları olduğu bilinmektedir.

Dolayısıyla bu çerçevede Suriye'de artık biliyorsunuz görüşmeler de başladı hem Riyad'da hem New York'ta görüşmeler başladı, ümit ederiz k en kısa zamanda Suriye'de artık kimin niçin, hangi amaçla savaştığının belli olmadığı bu süreç sona erer, Suriye halkına bedel ödetilmekten vazgeçilir, Suriye'de halkın istediği istikamette demokratik katılıcı sistemin kurulması mümkün olur. Türkiye bu noktada da demokratik bir Suriye'nin inşası noktasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir."

- Başika'daki Türk askeri varlığı

Dış politikayla ilgili ele alınan üçüncü konunun ise Başika'daki Türk askerin varlığıyla ilgili gelişmeler olduğunu anlatan kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Oradaki Türk askerinin varlığı Musul Ulusal Muhafız Kuvvetlerinin eğitilmesiyle ilgili varlıktır. Son zamanlarda orada çok yakın noktaya kadar gelen DAEŞ tehdidinden oradaki insanların korunması, bizim askerlerimizin korunması için de oraya ilave bir güç kaydırılması yapılmıştı. Maalesef kamuoyunun bu konuya çok abartılı şekilde yaklaşması ve özellikle Irak Merkezi Hükümetince bazı olağanüstü hassasiyetlerinin oluşması, konunun uluslararası alana taşınmasına neden oldu. BM ve Arap Ligine taşınmasına neden oldu.

Türkiye bu hassasiyetleri göz önünde bulundurarak ve DAEŞ'in de bizim üslerimize karşı yakın tehdidini her an gözetleyerek oradaki birliklerimiz belli bir noktaya, yine Irak'ın kuzeyinde belli bir noktaya çekildi. Bunun üzerine de zaten Irak merkezi hükümetinden de Türkiye'nin bu adımının olumlu karşılandığına dair açıklamalar yapılmış oldu. Böylece Başika olayından kalkarak Irak Merkezi Hükümeti ile Türkiye arasında bir sorun ve gerilim yaşanmasını isteyen çevrelerin istekleri olmamış oldu."


AA