Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, "Bizim için yeni ama insanoğlunun 50-60 yıldır kullandığı nükleer güç santrallerini ülkemize kazandıracağız" dedi.

Bilecik Valiliği girişinde Vali Ahmet Hamdi Nayir, Belediye Başkanı Selim Yağcı ve AK Parti İl Başkanı Kadir Bayrak ile diğer ilgililer tarafından karşılanan Dönmez, Valilik ziyaret defterini imzaladı.

Burada bir süre Vali Nayir ve beraberindekilerle görüşen Dönmez, kendi memleketi Bilecik'i ziyaret etmekten büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Vali Nayir da Dönmez'in ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ziyaret anısına vazo hediye etti.

Dönmez, Şeyh Edebali Kültür Kongre Merkezi Belediye Meclis Salonu'nda Vali Nayir, AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir, Belediye Başkanı Yağcı, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş ve Belediye Başkanları ile işadamlarının katıldığı toplantıda, enerjinin sadece Türkiye için değil tüm dünyada su kadar, hava kadar önem arz ettiğini söyledi.

Enerjinin bir çok tanımının bulunduğunu ancak kendisinin hoşuna gidenin Japonca'daki "hayat" tanımı olduğunu ifade eden Dönmez, "Dolayısıyla hayatı bu kadar kuşatan bir unsuru yönetmek, onu insanlığın hizmetine sunmak da son derece önemli ve kutsal olduğunu düşünüyorum. Sık sık başka vesilelerle, başka ortamlarda da söylüyorum; aslında bakanlığımız ve biz kimsenin karanlıkta, sokakta ve yolda kalmaması için çalışıyoruz. Ancak bu tek başına yapılacak bir şey değil. Kurumlarımız var. Sadece kamu kurumlarıyla da bu hizmetler yapılmıyor. Artık özel sektör de bu hizmetleri yapıyor" dedi.

2000'li yıllardan önce bu hizmetlerin tamamı devlet eliyle ve kamu hizmeti olarak, kamu kurumları vasıtasıyla veriliyordu. Geldiğimiz noktada serbestleşerek birçok noktada yatırımcılar, özel teşebbüsçüler de bu alanda yatırım yapmaya başladı" dedi.

- "Elektrik üretiminin yüzde 75 oranında özel sektör payı var"

2000'li yıllardan önce hizmetlerin tamamı devlet eliyle ve kamu hizmeti olarak, kamu kurumları vasıtasıyla verildiğini anlatan Dönmez, gelinen noktada serbestleşerek birçok noktada yatırımcıların, özel teşebbüsçülerin de bu alanda yatırım yapmaya başladığını ifade etti.

Devletin bununla yetinmediğini, elindeki varlıkları da özelleştirdiğini bildiren Dönmez, şöyle konuştu:

"Şu anda elektrik üretim tarafında aşağı yukarı yüzde 75 oranında bir özel sektör payı var. Dağıtım şirketleri tamamen özelleştirildi. İletim devletin elinde. Elektrik ticaretinin yapıldığı ortamda da yine büyük oranda özel firmalar faaliyet gösteriyor. Dün üretimden tüketiciye kadar geçen tüm altyapı hizmetleri teknik idare anlamda tek şirket üzerinden yapılırken, bugün bunlar ayrıştırıldı ve özel sektör eliyle birçoğu işletilir hale geldi. Yalnız zaman zaman bir karışıklık oluyor. Özel sektör eliyle işletilince bu kamu hizmeti niteliğini kaybeder mi diye, asla. Devlet bununla ilgili tedbirleri aldı.

EPDK diye düzenleyici bir kurum var. Bu piyasadaki oyuncuların hangi kurallara uygun olarak davranacağını tayin ediyor ve denetliyor. Dolayısıyla her ne kadar sahipleri özel olmuş olsa bile kamu hizmeti niteliği değişmemiş oluyor. Örneğin sağlık hizmetlerinin çoğunu biz bugün özel kuruluşlardan alıyoruz. Kamu hizmeti niteliği değişiyor mu? Hayır. Hatta şimdi hükümetimiz daha ileri gitti vatandaşlarımız isterse bu kurumlardan da bu hizmetlerini alabiliyorlar. Bu noktaya bu şekilde bakmakta fayda var. Bu yapı sadece bize özgü bir yapı da değil. AB direktifleri, uygulamaları da bunu getirdi. Amaç şu, daha önce devlete mali açıdan yük olan kurumlar özel sektöre göre daha hızlı, daha dinamik, daha derinli işletilebilsin arzusuyla bunlar yapıldı. Ancak bu bir geçiş dönemi. Bu geçiş döneminde bir takım zorluklar yaşıyoruz. Tüketicideki algıyı değiştirmek de kolay değil. Bir takım aksamalar da olabiliyor. Onun için de zaten biz o firmaların şirket yöneticilerini zaman zaman uyarıyoruz, denetliyoruz ve işlerin daha düzgün gitmesi için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.

Bu hizmetlerin yaygınlığı bize, 2002 yılında Türkiye'de elektrik üretimi 31 bin megavatken bugün 75 bin megavata ulaştık. Yaklaşık 12 yılda yüzde 100'den fazla bir kurulu güç elde ettik. Bu elektrik üretim tarafında yaklaşık bu süre içerisinde 70 milyar dolar yatırım yapıldı. Bunun büyük bir kısmı da özel sektör eliyle yapıldı. Bankalar finanse etti. 50 milyar dolarlık bir finansman yükü var. Ağırlıklı olarak da Türk bankaları yaptı."

- "Enerji kaynağı olarak nükleer güç santralleri projelerimiz var"

Teknolojiyi daha rahat transfer edebildiklerini ancak tek handikaplarının enerjideki dışa bağımlılık olduğunun altını çizen Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı:

"Maalesef biz, petrol ve doğalgaz rezervleri açısından ülke ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede bir rezerve sahip değiliz. İhtiyacımızın yüzde 70'ini yurt dışından ithal etmek zorunda kalıyoruz. Otomobillerde kullandığımız petrolden, ocağımızda yaktığımız doğalgaza kadar, hatta zaman zaman kömür de ithal ediyoruz. Bunlar için de bir yılda yaklaşık 40 milyar dolar civarında yurt dışına bedel ödüyoruz. Bu yeni dönemde bakanlığımız cari açığa da olumsuz etki olan enerji ürünleri ithalatını azaltıcı bir takım tedbirler içerisinde. Uzunca süredir bu yönde çalışmalar var. Bunun için de yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik ediyoruz. Düne kadar hiç rüzgar türbini bilmezdik. Şimdi irili ufaklı derelerimizde HES santralleri kuruyoruz. Bunlarla birlikte biz dışa bağımlılığı giderek daha da azaltmış olacağız. Yeni bir enerji kaynağı olarak nükleer güç santralleri projelerimiz var. Bizim için yeni ama insanoğlunun 50-60 yıldır kullandığı nükleer güç santrallerini de ülkemize kazandıracağız. Burada temel amaç, hem sanayimizin hem ticarethanelerimizin hem de evlerimizin enerji ihtiyaçlarını kesintisiz, kaliteli ve ekonomik bir şekilde sağlamayı amaçlıyoruz."

 

AA