Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Kurtulmuş: Makro istikrarı mikro başarılarla sağlamalıyız

Kurtulmuş: Makro istikrarı mikro başarılarla sağlamalıyız

  • Numan Kurtulmuş, "Türkiye makro ekonomide istikrarı sağlamış, siyasette birçok reform gerçekleştirmiştir

Giriş: 28 Nisan 2016, Perşembe 19:37
Güncelleme: 28 Nisan 2016, Perşembe 19:38

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Türkiye geçtiğimiz 13-14 yıllık dönemi iyi bir şekilde değerlendirmiş, makro ekonomide istikrarı sağlamış, siyasette birçok reform gerçekleştirmiştir. Özellikle askeri darbelerin ve antidemokratik rejimlerin tehditlerini ortadan kaldırmıştır" dedi.

Kurtulmuş, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) desteğinde, Borsa İstanbul ile Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı iş birliğiyle Al-Iktissad Wal-Aamal Group tarafından düzenlenen 11. Türk-Arap Ekonomi Forumunun kapanış oturumunda konuştu.

Çok büyük bir türbülanstan, insanlığın belki son dönemde yaşadığı ve belki de önümüzdeki yüzyıllarda yaşayacağı çok önemli değişim süreçlerinin birisinden geçildiğini belirten Kurtulmuş, bir taraftan dünya ekonomisinin yapısal değişimlerle karşı karşıya olduğunu, bir taraftan da dünya siyasal sisteminin İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan yapısını kaybettiğini, yeni bir döneme doğru evrilme arayışı içinde olduğunu anlattı.

Tüm bu değişikliklerin, türbülans ve çatışmaların genelinde, merkez noktasında Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun içinde bulunduğu coğrafyanın bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu coğrafyanın gelecek dönemde de ekonomiden teknolojiye, siyasetten sosyal yapılara kadar birçok alandaki bu değişimlerin etkisinde kalacağını kaydetti.

Numan Kurtulmuş, "Bu değişimleri edilgen olarak mı seyredeceğiz, yoksa etken olarak Ortadoğu'daki ve bölgemizdeki bu değişim süreçlerinden etken olarak içinde yer alarak olumlu sonuçlar mı çıkaracağız? Bence esas soru budur." diyen Kurtulmuş, bölge ülkelerinde ekonomik, siyasi istikrarsızlığın had safhada olduğunu, ülkelerin bir kısmının işgal altında bir kısmının ise fiilen bölünmüş durumda olduğunu, bir kısmında iç savaşlar yaşandığını dile getirdi.

Bunların hepsini bir çözüme doğru götürmenin, hepsini bir avantaja çevirmenin Ortadoğu halklarının elinde olduğu düşüncesini taşıdığını vurgulayan Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla bu tür forumların, toplantıların bu türbülanslardan kurtulup, bunları olumlu bir şekle çevirmek için bir fırsat olduğu kanaatindeyim. Ümit ediyorum ki önümüzdeki 10 yıl bunun gerçekleştirilmesi için yeterli bir süredir. Bölgede her türlü imkanımız var. Yer altı, yer üstü kaynakları, insan gücü potansiyeli var. Gerçekten sistemin içine dahil olmaya çalışan, uzun seneler sistemin dışında bırakılan özellikle genç girişimci kitleler var. Bunlar sisteme girmek istiyor. Siyasette karar mekanizmalarının dışında bırakılan milyonlarca, belki on milyonlarca insan bu bölgede, siyasette karar mekanizmalarının, karar süreçlerinin içinde yer almak istiyor. Dolayısıyla 'Bütün bunları dinamik şekilde takip etmek ve bunlardan sonuç almak mümkün müdür?' diye düşünüyorum."

Bu çerçevede Türkiye'nin 13, 14 yıllık sürede yaşadıklarının bir model olarak değilse bile en azından ilham kaynağı olarak Ortadoğu ülkeleri ve bu bölgedeki kardeş halklar için faydalı birtakım sonuçlar çıkarılmasına vesile olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Türkiye'nin 2002'den sonra ciddi bir ekonomik ve siyasi dönüşüm sürecine girdiğini, finans sektöründen siyasal partilerine kadar, ülkedeki makro ekonomik dengelerden dış ilişkilerine kadar birçok alanda önemli değişimler katettiğini söyledi.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Biz 13-14 yıllık tecrübemizde bir kere daha şunu gördük; Bu coğrafyada ekonomik ve siyasi reformların eş zamanlı yapılması kaçınılmazdır. Şöyle bir şansımız yok; 'Önce siyasi reformları yapalım, arkasından ekonomik hedeflerimize ulaşabiliriz.' Ne Türkiye'nin ne bölge ülkelerinin böyle bir şansı var. Ekonomik ve siyasi reformları eş zamanlı olarak yapmak durumundayız. Türkiye'nin çok partili siyasi hayatı da bize bunu öğretmiştir. Geçmiş dönemlerde de örneğin rahmetli Menderes döneminde de Özal döneminde de Türkiye, ekonomik olarak atılım içerisine girdiğinde hep ekonomik reformlarla siyasi reformları eş zamanlı yapabildiği için bunlar gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bu elimizde ders olarak bulunmalıdır. Birincisi ekonomik ve siyasi reformlarının eş zamanlı olarak yapılması mecburiyeti. İkincisi ülkenin dinamik nüfusunun, yapısının toplumsal, siyasal karar süreçlerine sokulabilmesi meselesi. Türkiye bu anlamda geçtiğimiz 13-14 yıllık dönemi iyi bir şekilde değerlendirmiş, makro ekonomide istikrarı sağlamış, siyasette birçok reform gerçekleştirmiştir. Özellikle askeri darbelerin ve antidemokratik rejimlerin tehditlerini ortadan kaldırmıştır."

Türkiye'nin ekonomideki başarılarıyla makro başarılarını kalıcı hale getirmek için mikro alandaki başarıların temin edilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, gelecek 10 yıldaki temel perspektiflerinin bu olduğunu vurguladı.

Sadece makro istikrarda başarılı olmanın, makro istikrar sahibi olmanın yeterli olmadığına işaret eden Kurtulmuş, bu makro istikrarın mikro başarılarla sağlanabilmesi, taçlandırılması zarureti olduğunu, bunun yolunun da daha fazla yüksek teknoloji, daha fazla marka, patent üretimi olduğunu belirtti.

Bu çerçevede, 64. Hükümetin ekonomi politikalarının, daha önceki dönemlerdeki ekonomik politikalarına göre bir faz değişikliğine gittiğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, sözlerini, "Türkiye üretim, yüksek teknoloji, Ar-Ge ve ihracat esaslı bir ekonomik modele doğru gitmektedir. Böyle olursa Türkiye'nin 2023 hedeflerinin daha rahat tutturulması mümkündür. Futbol tabiriyle söyleyeyim; Türkiye şu anda birinci ligdedir, Play Off'a kalmıştır ama henüz Süper Lig'e çıkmış değildir. Süper Lig'e çıkabilmesi için ihracatını geliştirmesi, ekonomik yapısını değiştirmesi, yüksek teknolojilere, Ar-Ge'ye önem vermesi ve bu alandaki bütün yerli, yabancı firmaları bu alanlarda desteklemelidir" diye tamamladı.