İngiltere Başbakanı Theresa May’in, Boris Johnson’ı Dışişleri Bakanı ataması, yeni liderin sağduyusu konusunda soru işaretleri yarattı.
David Cameron’dan dün görevi devralarak İngiltere’nin 2. kadın başbakanı olan May, yeni bakanlar kurulunu ilan etmeye başladı. May’in atadığı ilk bakanlardan biri, eski Londra Belediye Başkanı ve ülkenin AB’den ayrılması için yürütülen kampanyanın en önemli figürü Boris Johnson oldu. Adı Cameron sonrasında başbakanlık için de geçen Johnson, İngiltere’nin yeni dışişleri bakanı olarak atandı.
- İki hafta önce alay etmişti
May’in, iki hafta önce partili liderliği için adaylığını açıkladığı konuşmasında Johnson’la ilgili kullandığı "Boris Avrupa’da müzakere yürüttü. Hatırladığım kadarıyla Almanlarla yaptığı son anlaşmanın ardından ülkeye az kullanılmış 3 TOMA'yla dönmüştü." sözleri nedeniyle herkesi şaşırttı. May’in, bu kadar kısa süre önce "alay ettiği" Johnson’ı ülkenin en önemli bakanlıklarından birine ataması, İngiltere’deki siyasi kafa karışıklığının göstergesi olarak yorumlandı.
ABD Başkanı Barack Obama ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil birçok ülkenin lideriyle ilgili hakarete varan açıklamalarıyla tartışma yaratan Johnson’ın, İngiltere’de, ülkenin dünyayla ilişkilerinden sorumlu Dışişleri Bakanlığı için en yanlış isim olduğu görüşü hakim.
Türkiye yakın tarihinin tartışmalı isimlerinden, Osmanlı Devleti döneminde Damat Ferit Paşa kabinesinde görev yapan Ali Kemal Bey’in torununun oğlu da olan Johnson’ın yeni görevi, İngiliz basınında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
- May'in imajı yıkıldı
Guardian gazetesi köşe yazarı George Monbiot, Johnson’ın yeni görevinin, Başbakan May’in “sağduyunun ve ılımlılığın sesi” imajını yıktığını dile getirdi.
Daily Mirror gazetesinin editörü Kevin Maguire de Johnson’ın liderlerine ve halklarına hakaret ettiği ülkeleri bakan olarak ziyaretinin ilginç olacağına dikkati çekti.
Ana muhalefetteki İşçi Partisinin milletvekillerinden Kevin Brennan, "Johnson’ın dışişleri bakanı yapılması Roma imparatoru Caligula’nın atını senatör ilan etmesinden bu yana en sıra dışı atama." değerlendirmesini yaptı.
- Dünya liderlerine hakaret
8 yıl Londra Belediye Başkanlığı yapan Johnson, icraatlarından çok gafları ve sıra dışı uygulamalarıyla gündeme geldi.
Johnson, geçen aylarda İngiltere’yi ziyaret ederek David Cameron’ın AB’de kalma kampanyasına destek açıklayan Obama’nın ailesinin "Kenya kökeni"ni hatırlatmış ve bu nedenle Britanya İmparatorluğuna düşman olabileceğini iddia etmişti.
ABD'nin Başkan adaylarından Hilary Clinton için de "akıl hastanesinde çalışan sadist bir hemşireye benziyor." diyen Johnson, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili de Spectator dergisinde ağır hakaretler içeren bir "şiir" kaleme almıştı.
- Türkiye ile ilgili açıklamaları
Johnson, baba tarafından aile bağları olan Türkiye ile ilgili görüşleri de tutarlılıktan uzak. 2006'da BBC'nin hazırladığı bir belgeselde Türkiye'nin AB'ye üye olması gerektiğini savunan Johnson, "Bizim kuşağımızın sadece Roma İmparatorluğu'nun iki parçasını bir araya getirmek için değil, aynı zamanda İslam dünyası ile Hristiyanlık arasında bir köprü kurmak için tarihi bir şansı olduğuna inanıyorum." demişti. Türkiye'nin Müslüman kimliği nedeniyle AB dışında tutulmasının yanlış olacağını belirten Johnson, bunun İslam dünyasına da verilecek en kötü mesaj olacağını dile getirmişti.
Ancak Johnson, İngiltere'deki AB referandumu sırasında Türkiye ile ilgili görüşlerini radikal biçimde değiştirdi. Johnson, İngiltere'nin AB'de kalmasının, birliğe üye olacak Türkiye'den 77 milyon Türkün buraya akın etmesi anlamına geleceğini savundu.
Johnson, referandum süresince Sunday Times gazetesine verdiği röportajda, "Türkiye'nin taraftarıyım ama 77 milyon Türk'ün ve Türk kökenlinin buraya herhangi bir kontrol olmadan geleceği bir durumu hayal edemiyorum. Bu gerçekten çılgınca." ifadelerini kullanmıştı.
- May de Türkiye'nin AB üyeliğine karşıydı
İngiltere'nin yeni başbakanı May de referandum sürecinde Türkiye'yle ilgili benzer açıklamalar yapmıştı. "AB ile üyelik müzakeresi yürüten ülkeler arasında Arnavutluk, Sırbistan ve Türkiye de var." diyen May, şu görüşleri dile getirmişti: "Bunlar nüfusu yoksul ve örgütlü suç, yolsuzluk, bazen de hatta terör gibi ciddi sorunları olan ülkeler. AB’nin bütün yeni üyelerine aynı hakları vererek genişlemeye devam etmesi gerçekten doğru mu diye kendimize sormamız lazım. AB'nin İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerin karada sınırdaşı olmasını düşünmenin zamanı mı diye sormalıyız kendimize?"
- Johnson'dan PKK sempatizanına destek
İngiltere'nin yeni dışişleri bakanı Johnson, terör örgütü PKK ile ilgili sözleriyle de tartışma yaratmıştı. PKK'ya katılmak için İngiltere'den ayrılmaya teşebbüs eden 18 yaşındaki Silan Özçelik'in geçen kasım ayında çıkarıldığı mahkemece 21 ay hapse mahkum edilmesi üzerine Johnson, "Ben PKK ve Peşmerge ile duygudaşlık içindeyim. Umarım hukuk sistemimiz bunu yansıtır ve saçma bir ceza almayıp anlamlı bir muamele görür." ifadelerini kullanmıştı.
Johnson, 2015 yılı başında da Irak'a, bölgede peşmergelere eğitim veren İngiliz askerlerinin bulunduğu üssü ziyaret etmişti. Johnson, burada elinde tüfekle peşmergeler ile verdiği pozlarla gündeme gelmişti.
23 Haziran’da yapılan AB referandumuna giden süreçte ülkenin AB’den ayrılması için yürütülen kampanyanın liderliğini yapan Johnson, kampanya sırasında kaleme aldığı bir yazıda AB'yi Hitler'e benzetmesiyle de tepki çekti.
1964’e New York’ta doğan Johnson, İngiltere’nin prestijli koleji Eton’da, ardından da Oxford Üniversitesinde klasik diller eğitimi gördü. Gazeteci olarak Times ve Daily Telegraph'da çalışan Johnson, 2001’de Muhafazakar Parti’den milletvekili oldu. Cameron’ın gölge kabinesinde de yer alan Johnson, 2008’de Londra Belediye Başkanı seçilmişti. Johnson, 2 dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra görevi mayıs ayında Sadık Han'a devretti.
AA