Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin orta gelir tuzağına düşmemesi gerektiğine işaret ederek, "2008'den bu yana 10 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinde duruyoruz. Türkiye, ancak yeni bir reform hamlesiyle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girecektir. Bunun için bir yol haritası belirledik ve ilerleme var." dedi.

Şimşek ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria'nın katılımıyla Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi'nde, 2016 OECD Türkiye Ekonomik İnceleme Raporu'nun tanıtım toplantısı yapıldı.

Raporun tanıtımının Gaziantep'te yapılmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Şimşek, kentin, Türkiye'nin ihracatı açısından önemine dikkati çekti, Ortadoğu'nun da önemli üretim üslerinden biri olduğunu söyledi. Başarının sadece büyümeyle ilgili olmadığına, iç huzur ve iç barışın da önemli olduğuna işaret eden Şimşek, "Gaziantep, 350 bin Suriyeli misafirimiz, kardeşimiz, Türk, Kürt kardeşlerimiz doğudan batıdan birçok insanın aslında bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı, ürettiği, istihdam sağladığı, ticarette sanayide bütün alanlarda hakikaten hızlı ilerlemenin sağlandığı bir ilimiz." diye konuştu.

Hükümetlerin reform gündemi, programı ile OECD'nin gündeme getirdiği hususların, politika önerilerinin büyük oranda örtüştüğünü belirten Şimşek, OECD'nin sadece bir think-thank kuruluşu olmadığını, aslında dünyanın sorunlarına çözüm üretecek somut politika önerileriyle standartlar koyduğunu ifade etti. Dünya genelinde matrah aşındırılması, büyük şirketlerin vergi kaçırması meselesi bulunduğunu anımsatanŞimşek, OECD’nin bu konuda çok başarılı bir projeyi, eylem planını hazırladığını ve bunun uygulamaya konulduğunu kaydetti.

Türkiye'ye yönelik raporun iki ana teması bulunduğunu anlatan Şimşek, bunları imalat sanayinin güçlendirilerek büyümenin yeniden dengelenmesi ile küresel değer zincirine entegrasyonun güçlendirilmesi olarak sıraladı. Dünya ekonomisinin büyümesinin bazı nedenlerle sınırlandığına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin ise ciddi sorunların yaşandığı bir coğrafyada iyi performans ortaya koyduğunu söyledi.

Şimşek, küresel krizin hemen sonrasında Türkiye'nin 2010-2015 döneminde yüzde 5,2 büyüdüğünü belirterek, "Küresel krizden hemen sonra çok hızlı büyüdük. Aşırı ısınma sorunu yaşanmaya başlarken, o zaman bir miktar frene bastık. Çünkü amaç sürdürülebilir yüksek büyüme. Eski Türkiye, çok yüksek büyüme dönemleri sonrasında çok yüksek daralma dönemleri yaşadı. İlk defa çok yüksek büyüme döneminden sonra bir miktar yumuşak inişi ve makul, ılımlı büyümeyi sürdürebildik. Bu da politika çabası gerektiriyordu." diye konuştu.

OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkenin Türkiye olduğunu anımsatan Şimşek, Türkiye'nin reformlar sayesinde orta alt gelirli bir ülke olmaktan çıkarak, orta üst gelirli bir ülke konumuna geldiğini belirtti. Şimşek, "Fakat sorunlar var ve bu sorunları çözmemiz lazım. O nedenle hala sabah kalkıyoruz, akşam oturuyoruz, yapısal reformdan bahsediyoruz. Çünkü Türkiye'nin hala düşük verimlilik, düşük tasarruf, düşük katma değer sorunları var. Bu sorunları aşmanın kolaycı bir yolu yok. Bir kanun geçirerek milletin verimliliğini artıramayız, bilgi yoğun, teknoloji yoğun daha fazla ürün üretemeyiz. Çok ciddi yapısal dönüşüm gerekir, bunun farkındayız. O nedenledir ki çok kapsamlı bir yol haritası açıkladık. Bunu inşallah uygulayacağız." ifadelerini kullandı.

"(Enflasyon) Nispeten yüksek"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin küresel kriz sonrasında 7,1 milyon vatandaşına iş bulduğunu, gelir dağılımının iyileştiğini, birçok bölgesindeki şoklara, iki yıl süren seçim dönemine, Avrupa'da borç ve küresel finans krizi ile Ortadoğu'daki çatışmalara rağmen büyüdüğünü, bütçede dengeyi yakaladığını, borcunun milli gelire oranını yüzde 33'lere kadar düşürdüğünü anlattı.

Dün açıklanan verilere göre, Türkiye'de cari açığın milli gelire oranla yüzde 3,7'ye gerilediğini anımsatanŞimşek, "Enflasyon yüzde 7,6. Nispeten yüksek." dedi.

OECD'nin "düşük büyüme tuzağından kurtulmak için sadece para basmanın yeterli olmayacağı" yönündeki söylemine atıfta bulunan Şimşek, dünyada siyasi ortama bakıldığında yapısal reformların hayata geçmesinin kolay olmadığı gibi imkansız da olmadığını söyledi.

Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapısal reformları başarabiliriz. Nitekim AK Parti hükümetlerinin ilk döneminde büyük dönüşüm, yapısal reformlar uygulandı ve Türkiye çok hızlı büyüdü, başarılı oldu. Şimdi neden reform? Çünkü Türkiye orta gelir tuzağına düşmemeli. 2008'den bu yana 10 bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinde duruyoruz. Türkiye, ancak yeni bir reform hamlesiyle yüksek gelir grubu ülkeler arasına girecektir. Bunun için bir yol haritası belirledik ve ilerleme var."

Bilgi ve teknoloji yoğun ürünlerin Türkiye'nin toplam ihracatındaki payının düşük olduğunu belirten Şimşek, özellikle Ar-Ge desteklerinin ticarileşmesini sağlayacak çok önemli bir reform yaptıklarını, bunun ekosisteminin bileşenlerini oluşturduklarını söyledi. Çalışmalar konusunda örneklere değinen Şimşek, öte yandan çok kapsamlı olarak hazırlanan Patent Kanunu'nun TBMM'ye gönderildiğini ve yakında yürürlüğe girmesinin beklendiğini kaydetti.

Kalkınma Bankasını katma değeri yüksek yatırımlara destek olması için yeniden yapılandırdıklarını anlatanŞimşek, girişimciliği destekleyecek, katma değeri yükseltecek bir ekosistem kurduklarını bildirdi. Şimşek, "Hazine olarak kitle fonlaması üzerinde çalışıyoruz. KOBİ'lerin finansmana erişimini sağlayacak tasarıyı bitirdik, taslak halinde Gümrük ve Ticaret Bakanımıza verdik, Başbakanlığa sundu. İlerleme var." dedi.

Şimşek, Türkiye'deki işgücü piyasasının OECD ülkeleri arasındaki en katı piyasa olduğunu, Türkiye'de çalışma çağındaki nüfus yüzde 2 civarında artarken, Avrupa'da durduğunu, bu nedenle Türkiye'nin istihdama ihtiyacı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin son 12 ayda 1 milyon 40 bin kişiye iş bulduğunu bildiren Şimşek, "İşsizlik oranı çok fazla da düşmedi. O nedenle reform yapmamız lazım. 2 ay önce özel istihdam bürolarının önünü açtık, part time çalışmayı kolaylaştırdık yani iş gücü piyasasını esnekleştirdik. Daha yapmamız gereken reformlar var ama iş gücü piyasasının esnekliği konusunda da bir miktar adım attık." dedi.

Beşeri sermayenin kalitesinin artırılması ve yargı reformunun önemine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu ayın 20'sinde istinaf mahkemeleri devreye girecek. Anlaşılması için söylüyorum, bölgesel düzeyde Yargıtay, Danıştay gibi mahkemeler. Davaların yüzde 80'i yerelde tamamlanmış olacak. Hızlanmış olacak çünkü birçok mahkeme kurduk, atamaları yaptık, devreye giriyor. Şu anda Yargıtay'da 1 milyon 250 bin, Danıştay'da belki 250 bin dosya var. 1,5 milyonun üzerinde... Bu dosyalar orada birikmesin, adalet gecikmesin, hızlansın diye bu reformu yaptık, şimdi uygulama başlayacak. Bu yetmez. Bilirkişi, bunun da reformunu Meclis'e gönderdik. Bu da yetmez. Uyuşmazlıkların mahkemeler dışında, aslında aracı, bir tür dışarıda uzlaşma mekanizmasını devreye sokuyoruz. İstanbul Tahkim Merkezi'ni kurduk. Bütün bunlar inanıyorum ki yargıyı hızlandıracak ve adaleti daha iyi bir şekilde sağlayacak."

Yatırım ortamının iyileştirilmesinin en önemli konu başlıklarından biri olduğuna işaret eden Şimşek, şirket tasfiye ve kuruluşlarının hızlanması gerektiğini, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde Türkiye'nin 189 ülke arasında 55'inci sırada bulunduğunu, ancak bunun iyi bir sıra olmadığını söyledi.

Şimşek, yatırım ortamını iyileştirecek yeni bir reform paketinin dün Meclis tarafından kabul edildiğini ve bunun devamının geleceğini belirterek, "Bu devam eden bir süreç, hiçbir zaman bitmez. Şu anda Gelir Vergisi Reformu Mecliste. Vergi Usul Kanunu taslak halinde var. Bütün bunları hızlandırmamız lazım. Aslında siyasi irade var. Meclisimiz maalesef yavaş çalışıyor. Meclis'in kendi İçtüzüğünü değiştirmemiz gerekecek." diye konuştu.

Eskiden okullaşma yeterliyken bugün becerilerin ön planda olduğuna işaret eden Şimşek, özellikle "Endüstri 4.0"ın önemini vurgulayarak, eğitim konusunda kapsamlı reform programı hazırlandığını anımsattı.

Teknolojiye ağırlık verildiğini, ancak bunun tek başına yeterli olmadığını, öğretmenlerin eğitimi ve eğitimde özel sektörün payının artırılmasının da kritik olduğunu ifade eden Şimşek, öte yandan şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele konusunda da ciddi çalışmaların bulunduğunu kaydetti.

Şimşek, Türkiye'nin önemli şokları atlattığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Kredi hacmi yüzde 30'larda büyürken, şimdi yüzde 10'un altına inmesine rağmen... Lira, son bir kaç yıldır ciddi bir şekilde, diğer gelişmekte olan para birimleriyle birlikte değer kaybetmesine rağmen bankacılık sektörüne bakıyorsunuz, sermaye yeterlik oranı yüzde 15,5. Bugün Basel 3'ü uygulasanız Türkiye'nin sermaye anlamında çok ciddi bir fazlası var. Şoklara karşı direncini artırıyor. Varlık kalitesi iyi çünkü takipteki kredilerin toplam kredilere oranı hala yüzde 3,3'lerde. Bu, burada durmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Güllük gülistanlık değil, yapılacak çok iş var, çok reform var."

"OECD partner, raporu rehber"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, OECD'nin raporunda da temas edildiği üzere AB ile entegrasyonun derinleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Bazı yerlerde aykırı seslerin yükseldiği bir dönemde Türkiye'nin Gümrük Birliğinden kazançlı çıktığını anlatan Şimşek, "O nedenle biz şimdi AB'ye diyoruz ki, sizinle bizim ticaret hacmimiz yıllık 158 milyar dolar. Gelin bunu çok rahat bir şekilde 10 yılda 300 milyar dolara çıkartalım. Gelin bu Gümrük Birliğinin içine hizmetleri, kamu alımlarını ve tarımı koyalım. Yani Gümrük Birliğini upgrade edelim, derinleştirelim ve Türkiye'yi bir anlamda esas bir unsur haline getirelim. İnşallah bunu da başaracağız." dedi.

OECD raporlarının önemine işaret Şimşek, OECD'nin Türkiye'nin partneri olduğunu, raporunun da rehber niteliği taşıdığını vurguladı. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"OECD bizim partnerimiz. Çünkü yapıcı. Sadece mevcut durum değerlendirmesi değil, sadece ekonomiye ilişkin önümüzdeki dönemin tahminleri değil. Bunları herkes yapıyor. IMF de Dünya Bankası da yapıyor. OECD'nin farkı, çok ciddi birikime dayalı, çok kaliteli politika önerileri var. Sadece Türkiye için değil. Bu görevi G20 olarak OECD'ye vermişiz zaten. Türkiye'nin küresel rekabet gücünü nasıl artıracağız? İşte şimdi OECD ile çalışacağız."

Şimşek, OECD'nin bundan 43 yıl önce mültecilerin entegrasyonu konusunda çok ciddi çalışma başlattığını, bu konuda en büyük birikim ve kaliteli çalışmalara OECD'nin sahip olduğunu anlattı.

"Bugün 3 milyonun üzerinde bir realite var"

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın zor olduğunu dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

"Bugün fiilen 3 milyonun üzerinde, 'misafir' dediğiniz, başkalarının 'mülteci' dediği bir realite var. 900 bin civarında okuma, eğitim çağında çocuk var. Bu çocuklara eğitim veremezsek, çalışma çağındakilere beceri kazandırıp iş hayatına kazandıramazsak ne dünya ne Türkiye güvendedir. Bu insanlara bir gelecek bahşetmemiz, çabalamamız lazım. Bu sorun basit bir sorun değildir, birlikte çalışmayı gerektirir. Bu sorun sadece Türkiye'nin sorunu değildir. Avrupalı dostlarıma hep söyledim, 'böyle uzaktan ahkam kesmeyin'. Bu sorun terör sorunu olduğu gibi küresel bir sorundur. 'Benim terörist iyi, senin terörist kötü' yaklaşımları işe yaramaz. Bizim gerçekten samimi olmamız lazım hem terörle hem de küresel sorunlarla mücadele ve küresel iş birliği konusunda."

Şimşek, dünyanın zor günlerden geçtiğini, ama ümitsiz olunmaması gerektiğini dile getirerek, OECD gibi yol gösteren kuruluşların bulunduğu Türkiye'de güçlü bir irade ve en önemlisi siyasi istikrar bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin bu noktaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve başbakanlar sayesinde geldiğine dikkati çeken Şimşek, "Cumhurbaşkanımızın liderliği olmasaydı, 2000'li yıllar sonrasında Türkiye iflasın eşiğinden bu noktaya gelmezdi. Aynı çabayla, aynı tutkuyla, bu reformlara dört elle sarılacağız, uygulama devam edeceğiz. İlerleme var, sakın gözden kaçırmayın, sakın kötümser olmayın. Zor bir dönem ama bu zorlukları aşacak irademiz var." değerlendirmelerinde bulundu.

"Değerli dostum" şeklinde hitap ettiği Gurria'ya, Paris'ten bir raporun lansmanı için Halep'e 110 kilometre uzaklıktaki Suriye sınırına eşiyle gelip fikirleriyle yapıcı eleştirilerini paylaştığı ve memleket meselelerini tartıştığı için teşekkür eden Şimşek, kendilerini Gaziantep'te ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şimşek, OECD'nin raporunu hazırlayan ekonomi ekibi ile yerel yöneticilere de teşekkür etti.

Şimşek'in konuşmasının ardından OECD Genel Sekreteri Gurria, esprili şekilde "Bir Batman'ın elindesiniz. Bir melek ve Batman var burada. Dolayısıyla her şey düzelecek, merak etmeyin." ifadesini kullandı.

AA