Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Binali Yıldırım "Maalesef birkaç saat önce bazı noktalarda trafiği durdurma ve bazı kritik binaları ablukaya alma tarzında faaliyetler gözlendi. Ve bu bağlamda tüm emniyet güçlerimiz harekete geçti. Misliyle mukabele edilecek. Hiç kimse halkın iradesini silah zoruyla yok etme gayretine izin verilmeyecek ve bu işi yapmaya kalkanlar da bedelini en ağır şekilde ödeyeceklerdir. Devletin, milletin verdiği paralarla edindiği silahları millete silah olarak doğrultanlara en ağır ceza verilecektir. Hiçbir şekilde bu iş cezasız kalmayacaktır" dedi. 

Başbakan Yıldırım, emir komuta zinciri içinde olmadığını belirterek "Şu anda herhangi çatışma, yaralanma bir rapor edilmedi. Emniyet güçlerimiz, birimlerimiz gereken tedbirleri alıyorlar ve kesin talimatımızdır, güce karşı güç kullanılacaktır. Ucunda ölüm dahi olsa gereken herşeyi yapacağız." ifadelerini kullandı. 

GENELKURMAY'DAN AÇIKLAMA

Bu arada Genelkurmay Başkanlığı'na ait mail adresinden yapılan açıklamada "ülke genelinde tüm yönetime el konulmuştur" ifadesi kullanıldı. 

ADALET BAKANI BOZDAĞ: FETHULLAH GÜLEN'İN EMİR KOMUTA ZİNCİRİNDE BİR GİRİŞİMDİR

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Habertürk TV yayınında "Sayın Başbakanımız da biraz önce ifade ettiler, bu TSK içerisindeki herkesin yakından bildiği bir grubun kalkışmasıdır. TSK'nın yaptığı bir hareket değildir. Onun kalkışmasıdır. Tabii bu yapı orada o iletişimi iyi kullandığını herkes biliyor ve orada nasıl bir durum var şu anda onun da tam bilgisine sahip değiliz. Ama bu TSK'nın emir komuta zinciri içinde yapılmış bir hareket kesinlikle değildir, onu özellikle ifade etmek isterim. Bu Fethullah Gülen'in emir komutasında yürüyen bir harekettir. Çok açık net bir şekilde gözüküyor. Buna karşı bugün hepimizin demokrasiye, hukuk devletine, insan haklarına, milletin iradesine sahip çıkma vaktidir. Ben buradan herkese sesleniyorum. Bu olay karşısında siyasi rekabet, siyasi karşıtlıklar, her şey artık bir tarafa bırakılmalı ve bu kalkışma karşısında  hukuka, demokrasiye, milli iradeye, insan haklarına hepimizin sahip çıkması gerekir. Bütün siyasi partilerin, sayın genel başkanlarını, yöneticilerini, bütün medyayı, demokrasiye inanan herkesi ben bu süreçte bu kalkışmayı yapanların karşısında milletin, domokrasinin ve hukukun yanında yer almaya davet ediyorum. Herkes sesini buna karşı mutlaka yükseltmelidir. 

Hem güvenlik güçlerimiz, hem devletin diğer birimleri görevlerinin başındadır. Şu anda belli yerlerde yapılan bu harekete karşı gereken tedbirler alınmaktadır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da bunlarla ilgili soruşturma, hukuki süreç başlatmıştır. Hukuk karşısında bunların hepsi bu yaptıklarının hesabını verecektir. 

Türkiye'de paralel bir devlet yapılanması gerçeği var. AK Parti hükümetlerinin demokrasiye, milletin iradesine sahip çıkması nedeniyle yargı eliyle başka yollarla bu iş başarılamadı, şimdi bunu başka bir yöntemle yapmak istiyorlar. Türkiye'de demokrasiyi rafa kaldırarak, anayasayı askıya alarak, meclisi kaldırarak, hükümeti indirerek bunu yapmak istiyorlar, hukuku, demokrasiyi çiğmneyerek yapmak istiyorlar. Bugüne kadar bu paralel devlet yapılanması hakkında söylediklerimizin ne kadar gerçek olduğunu ve bu yapının Türkiye Cumhuriyeti, Türk milleti ve demokrasimiz için ne büyük bir tehlike oluşturduğunun somut bir göstergesidir bu. Onun için milletin her bir ferdinin bu olay karşısında birlikte demokrasiye sahip çıkmaya ben çağırıyorum. Bu bizim hepimizin demokrasisi, bu 79 milyonun milli iradesi. Ve bunun TSK içinde çöreklenmiş ama belli bir yapıya aidiyetle hareket eden bir demokrasi ve hukuk dışı yapıya karşı müdafaası şarttır. Onun için güvenlik güçlerimiz gereğini yapıyor, hükümet işinin başındadır. Bunlara karşuı her türlü alınması gereken tedbirler neyse tereddütsüz alınacaktır." dedi.

 

HT