TÜSİAD/Symes:Parası en fazla değer kaybeden ülkelerden olmamızı düşünmeliyiz
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, "Parası en fazla değer kaybeden ülkelerden olmamızı düşünmeliyiz" dedi
(Güncellendi 10:52)
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, "Parası en fazla değer kaybeden ülkelerden olmamızı düşünmeliyiz" dedi.
Symes, "Öfkeli popülizm demokratik ülkeleri etkiliyor. Zaman kısıtlı hale geldi, 4 yıldır ekonomi potansiyelin altında büyüyor" şeklinde konuştu.
Symes, "Temizlik operasyonları ekonomi aktörlerinde güven bunalimi yaratıyor. Yargıda liyakat bazında istihdam politikası uygulanması gerekir. Normalden ne kadar uzaklaşırsak normalleşmeye ulaşmamız o kadar zorlaşır. ABD'nin dünya ile ilişkilerini nasıl kurgulayacağı Türkiye için önemli. AB ile Türkiye ilişkileri çok boyutludur. İdam cezası tartışmalarını sakıncali buluyoruz" dedi.
Symes, "Bu yıl hem Türkiye hem de dünya açısından alışılmışın dışında gelişmelerle geçti. Türkiye'de yılın ilk yarısındaki çalkantıların ardından 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsü sonrası derin travma hepimizi derinden sarstı. Çevremizdeki tanıdık işaretler, kurumlar, normlar hızla değişiyor. Son 11 yıl önce büyük heyecanla başlayan AB üyelik müzakereleri fiilen durmuş vaziyette. Sıkıntılarımızı sizinle tüm açıklığıyla paylaşmak isterim. Sayın Başbakanım ekonomi konularında yatıştırıcı beyanlarınızı memnuniyetle izliyoruz ancak zamanın giderek daha kısıtlı hale geldiğini görmemiz gerekiyor. Bu yıl veriler üçüncü çeyrekten itibaren ekonomide daralmayı işaret etmeye başladı" dedi
Symes, "şsizlikte sıkıntı büyük. Sanayi üretimi gerilerken, dünyada yükselişe geçen faiz oranlarının baskısı daha fazla hissediliyor. Kurdaki yükseliş dünyadaki akışla uyum içinde. Dünyada en fazla değer kaybeden para birimlerinden biriyiz. Ekonominin işlemesini sağlayan koşulları hukuk sistemi, yargı bağımsızlığınını iyileştiremezsek ekonomiye odaklı teknik çözümler yetersiz kalacaktır" dedi
Symes, "Terörle mücadele ve darbeciliğe son verme bağlamında güvenlik kaygıları arttı. Ancak bazı OHAL uygulamaları ekonomide güven kaybına neden oluyor. OHAL'in bir an önce kaldırılmasını bekliyoruz. KHK ile yönetimin sonuna gelinmesini bekliyoruz. Türkiye'nin normalleşmeye ihtiyacı var. Güçlü ve adil bir hukuk sistemi olmadan adil bir vergi düzeni kurulmadan piyasa ekonomisini hakkıyla işletmek mümkün değildir. Acilen bir büyüme hikayesi yaratmamız gerekiyor" dedi.
Symes, "AB'nin ciddi bir kimlik krizi yaşaması içindeki dayanışmanın kırılması AB'nin dünya ekonomisinde silinip atılacak bir unsur olduğu anlamına gelmez. Türkiye'nin AB ilişkilerinin kamuoyunu dalgalandıracak bir dille sürdürülmesi ülkemizin çıkarlarına uygun değil. AB ile ilişkiler çok boyutludur. Ekonomi açısından AB ekonomi çerçevesi dışında kalan bir Türkiye'nin kalkınma hedefleri sekteye uğrayabilir. Türkiye'nin bu konularda yıllar önce verdiğ doğru karardan dönmemelidir. İdam tartışmalarını sakıncalı buluyoruz. Türkiye AB ilişkileri bir yeni güvensizlik eşiğinden geçiyor" dedi
Symes, "Ortadoğu'da mezhep çatışmaları öyle görünüyor bir süre daha ortalığı kasıp kavuracaktır. Bunun panzehiri laikliktir. Önümüzdeki yeni dönem laikliğin giderek daha önem çıkacağı bir dönem olacaktır. 90 yıl önce kazandığımız bu önemli avantajın üzerine titremeliyiz" dedi.