Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Uluslararası piyasa uzmanları bu yıl içerisinde gelişen ekonomilere yönelik küresel sermaye akışlarının güçleneceğini belirterek, Türkiye’nin olumlu görünümden faydalanabileceğini söyledi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan uluslararası sermaye hareketlerini inceleyen ve merkezi Londra'da bulunan Cross Border Capital Direktörü Michael Howel, “2017 yılında gelişen ekonomilere güçlü bir sermaye akışı bekliyoruz. Örneğin genel olarak Çin ekonomisi yeniden yükseliyor. Bu ABD’de yaşananlardan kaynaklanan endişeleri dengeliyor. Elimizdeki veriler bunu destekliyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin gelişen ekonomilere yönelik güçlü sermaye akışından yararlanabileceğini belirten Howell, “Türkiye’ye sermaye akışlarına baktığımızda, örneğin ocak ayında sermaye akışında önemli bir bozulma görmüyoruz. Geçen yılın yaz aylarından bu yana çok az bir bozulma mevcut, dramatik bir seviyede değil. Son 2 yıldır Türkiye’ye olan sermaye akışı, sermaye çıkışına kıyasla çok daha güçlü seviyede. Türkiye’nin gelişen ekonomilere yönelen sermaye akışından faydalanmaması için bir gerekçe yok. Fırsatlar mevcut. Gelişen ekonomilere genel bir sermaye akışı varken bu durumdan yararlanmak çok daha kolay.” değerlendirmesinde bulundu.


- “Gelişen piyasa Borsaları yıllık yüzde 20 değer kazanacak”

Gelişen piyasalara yönelik sermaye hareketlerinin özellikle hisse senedi piyasalarına odaklandığını belirten Howell, “Önümüzdeki iki yıl boyunca gelişen ülkelerin borsalarının yıllık yüzde 20 oranında değer kazanmasını bekliyoruz. Bu iki yıllık bir sürede toplam yüzde 40 artış anlamına geliyor.” şeklinde konuştu.

Merkezi Londra'da bulunan BlueBay Varlık Yönetimi'nin Kıdemli Ülke Stratejisti Timothy Ash ise küresel belirsizliklerin artması, Avrupa’daki seçim döngüsü gibi faktörler nedeniyle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin sermaye akışlarından faydalanmaya devam edebileceğini söyledi.

-“Türk lirasının güçlü bir ivme kazandığını görebiliriz”

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ash, Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinden bu yana ABD’nin korumacı ekonomik politikalarının özellikle gelişmekte olan ekonomilerin performansına ilişkin endişe yaratmasına rağmen, büyük resimde artan küresel belirsizliklerin bir kez daha kar getirisi yüksek olan gelişen ekonomileri yatırımcılar nezdinde cazip kılabileceğini belirtti.

Ash, “Giderek farklılaşan Arjantin, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye, Rusya, Güney Afrika gibi gelişen piyasa ekonomilerinin tek bir hikaye ile temsil edilemeyeceği kabul görüyor. Görülüyor ki Türkiye sermaye akışlarında yararlanmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin makro ekonomik görünümünün halen yatırım yapılabilir seviyede olduğuna dikkati çeken Ash, “Türkiye hikayesi temel perspektife bakıldığında 2003’tekinden daha iyi durumda mı? Evet. Referandumdan sonra, güvenlik riskleri azalırsa, Türk lirasının güçlü bir ivme kazandığını görebiliriz.” dedi.

Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IFS) küresel sermaye akışlarına ilişkin yayımlandığı son raporunda gelişen piyasalara 2017 yılından Çin hariç yaklaşık 70 milyar dolar seviyesinde sermaye akışının gerçekleşebileceği öngörülmüştü.

AA