Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

ABD Merkez Bankasının (Fed) politika faizini artırma sürecinin devam etmesine karşın, küresel tahvil faizlerindeki düşüş hızlandı.

ABD 10 yıl vadeli tahvil faizi bu hafta yüzde 2,16 ile Kasım 2016'dan bu yana en düşük seviyesine gerilerken, Almanya 10 yıl vadeli tahvil faizi yüzde 0,15 ile yılın en düşük seviyesini gördü. Japonya'nın 10 yıl vadeli tahvil faizi ise yüzde 0,01'e düşerek eksi bölgeye yaklaştı.

2015 ve 2016 yıllarında birer kez 25 baz puanlık faiz artırımına gitmesi sonrasında 2017 yılında ilk faiz artışını mart ayında gerçekleştiren Fed'in yılın ikinci yarısında en az iki kez faiz artıracağına ilişkin beklentiler yüzde 70 seviyelerinde. Buna karşın yatırımcılar özellikle gelişmiş ülke tahvili alımından vazgeçmiyor.

Analistler, genel olarak ABD Başkanı Donald Trump'ın mali politikalarına ilişkin belirsizlikler ve jeopolitik risklerin güvenilir varlık alımlarını tetiklediğini, buna bağlı olarak da gelişmiş ülke tahvillerine yatırımcı talebinin artarak devam ettiğini kaydediyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan, Fransa'da bu hafta sonu ilk turu gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ve jeopolitik gerginliklerin Japonya ve ABD başta olmak üzere gelişmiş ülke tahvillerine alım getirdiğini ifade etti.

- Kapatılan spekülatif pozisyonlar düşüşü destekliyor

Gerileyen küresel enflasyon beklentileri ve buna bağlı olarak Fed'in faiz artırma sürecine ilişkin tahminlerdeki düşüşün de tahvillere ilginin diğer bir nedeni olduğunu söyleyen Manukyan, "Özellikle enflasyon beklentilerinde yukarı ivmenin kesilmesi getirilerin yükselmesini engelliyor. Son olarak daha önce spekülatif pozisyonların aşırı olduğunu ve piyasaların kısa pozisyona yığıldığını görüyorduk, şimdi ise bu pozisyonlar kapatıldığı için alımlar artıyor ve bu da faizlerin düşüşünü destekliyor." dedi.

Manukyan, Fransa seçimi gibi “olay riski” denebilecek gelişmeler sonrası belli bir rahatlamanın piyasalara hakim olmasını beklediklerini belirterek, ancak Trump’a ve büyüme paketine olan güvenin giderek aşınması ve enflasyonda trendin sorgulanması nedeniyle kısa vadede ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 2,05 seviyesine kadar çekilebileceğini, orta ve uzun vadede ise yönün yukarıya döneceğini tahmin etti.

Kısa vadede büyüme, enflasyon ve jeopolitik gelişmelerin fiyatlanacağını aktaran Manukyan "Daha uzun vadede ise özellikle Euro Bölgesi'nin borç dinamikleri bir sorun olmaya devam ediyor. Çin de her geçen gün daha fazla kredi kullanmak zorunda olan bir ekonomi haline gelmiş durumda. Avrupa Merkez Bankasının varlık alımlarını bitirmesi veya Fed’in bilanço küçültmeye başlaması gibi adımlar yukarı trendin yeniden başlamasına neden olabilir." şeklinde konuştu.

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Araştırma Yönetmeni Orkun Gödek ise 2016 yılının kasım ayında Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte başlayan küresel tahvil faizi yükselişinin son dönemde yerini düşüşe bıraktığını ifade etti.

Fed’in para politikasına en hızlı tepkiyi veren 2 yıl vadeli tahvilde yıl başlangıcından bu yana 2 baz puan, 10 yıl vadelide 25 baz puan ve 30 yıl vadelide ise 20 baz puan düşüş görüldüğüne dikkati çeken Gödek, "Mart ayında Fed’in iki hafta gibi kısa bir sürede sağladığı iletişimle birlikte artırdığı fonlama faizine rağmen genele yayılan tahvil talebi söz konusu. Üstelik hareket ABD tahvil piyasasının da ötesine geçerek, Japonya'da Japonya Merkez Bankasının sözlü yönlendirmesine rağmen 10 yıllık tahvil faizinde yüzde sıfır seviyesinin altına gerilemesi gündeme geldi." dedi.

- "Enflasyon beklentileri geriliyor"

Gödek, aralık ayının sonunda 235 baz puana kadar yükselen ABD-Almanya 10 yıllık tahvil faizi farkının 201 baz puana gerilediğini, bunun da Euro/Dolar paritesinde yükseliş zemininin oluşmasına katkıda bulunduğuna değinerek, tahvil piyasasındaki alımların güçlenmesini sağlayan birçok sebebin bir araya geldiğini söyledi.

Fed’in faiz artırımına gitmesine rağmen haziran ayı toplantısında “bekle-gör” moduna geçebileceği ihtimalinin yüksek sesle tartışılmaya başlanması, Suriye’de altı yılı aşkın süredir devam eden iç savaşa ABD tarafından silahlı müdahalede bulunulması ile güvenli liman talebinin, artan tahvil alımlarının sebebi olarak öne çıkaran Gödek, değerlendirmesine şöyle devam etti:

"Benzer durum Kuzey Kore’nin balistik füze denemelerinin ardından Pasifik Okyanusu’nun batısına yönlendirilen ABD donanmasına ait unsurlar ile devam etti. OPEC’in arz kısıntısına gitmesine rağmen petrol fiyatlarında beklenen toparlanma gerçekleşmedi ve varil fiyatında işlemler 50-55 dolar aralığına sıkıştı. Böylece enflasyon beklentilerinde gerileme oldu ve uygulamadaki politikaların sürdürülebilirliği sorgulanır hale geldi. Trump’ın göçmen yasası ve Obamacare gibi seçim kampanyası sırasında sıklıkla dile getirdiği konularda hukuki ve politik arenada destek bulamaması ve gelecek dönem politikalarının sorgulanır hale gelmesi ile vergi reformu konusunda atılacak adımların 2018’e kalma ihtimalinin belirmesi de tahvil alımlarını destekleyen diğer faktörler."

Gödek, yeni pozisyon açılışları gündeme gelene dek bir süre daha tahvil faizlerinin aşağı yönde gitme isteğinin devam edebileceğini kaydederek, Fed’in parasal sıkılaştırmayı bilanço küçültme boyutuna taşıması ihtimali ve Trump'ın politikalarını tahvil faizlerinin tekrar yükselişe geçmesine neden olabilecek risk unsurları arasında gördüğünü dile getirdi.

AA