Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: ABD'nin kapımızı çalacağına inanıyorum

Erdoğan: ABD'nin kapımızı çalacağına inanıyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'nin Suriye için kapımızı çalacağına inanıyorum" dedi

Giriş: 18 Mayıs 2017, Perşembe 08:28
Güncelleme: 18 Mayıs 2017, Perşembe 08:29

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ardından Türk Büyükelçiliği’ne geçti ve aralarında Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli’nin de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Geçen pazartesi günü, tam 36 saat sürdü. Nasıl mı? Kısaca aktarayım... Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çin ve ABD ziyaretlerine katılanlar için dünya turunda ilk durak malum, Çin’in başkenti Pekin’di. Türkiye’den geçen hafta cuma sabahı yola çıkılmış, Ankara’ya göre 5 saat ilerideki Pekin’e yaklaşık 8 saatlik bir uçuşla cumartesi sabaha karşı varılmıştı. Doğu ile Batı’yı çok katmanlı modern bir İpek Yolu ile bağlama projesi olan Kuşak ve Yol Zirvesi kapsamında, Cumhurbaşkanı, başta Çin ve Rusya devlet başkanlarıyla olmak üzere önemli görüşmeler yaptı. Ardından, 15 Mayıs Pazartesi günü 15.30 sularında CAN ve TUR uçakları Pekin’den Washington’a doğru havalandı. Doğuya doğru, Kuzey Buz Denizi, Alaska ve Kanada üzerinden Washington’a 14 saat uçuldu. Pekin’e göre 12 saat gerideki Washington’a varıldığında tarih 15 Mayıs Pazartesi’ydi, saatlerse henüz 17.30’u gösteriyordu. Bu arada Erdoğan, Putin ve Şi Cinping’in yan yana fotoğrafları Washington’a daha hızlı ulaşmış, “Türkiye’nin farklı seçenekleri”- nin de yorumlandığı kimi yazılarla Amerikan basınında yerini almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Mayıs Salı günü öğle saatlerinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump ile yaptığı, 20 dakikası baş başa toplamda 2 saat 45 dakikalık görüşmenin ardından, gazete genel yayın yönetmenleri ve köşe yazarlarının sorularını yanıtladı. 22.00 sularında uçaklar, Washington’a göre 7 saat dilimi ilerideki Türkiye’ye doğru, bu kez yaklaşık 10 saatlik bir yolculuk için havalandığında, “Saat kaç?” zor sorulardan biri haline gelmişti...

Zaten Washington şu ara zor sorulardan geçilmiyor. Beyaz Saray’ın kafası karışık. Başkan Trump hakkında, görevden aldığı eski FBI Direktörü’nün iddialarıyla ilgili soruşturma isteniyor. Öte yanda Suriye meselesi, başta Türkiye olmak üzere ABD ve dünya için en zor soruları üretmeye devam ediyor. Bu atmosferde, tarihi zirvenin ardından gazetecilerle Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde gerçekleştirdiği sohbette, Cumhurbaşkanı Erdoğan söze Trump ile buluşmayı özetleyerek başladı:

‘ABD RAKKA KONUSUNDA KARARINI VERMİŞ’

“Değerli arkadaşlar, bugün 12.30 itibarıyla Sayın Başkan Trump ile görüşmemiz oldu. İkili görüşmemizi müteakiben basın açıklaması yaptık. Sonra da heyetlerarası görüşmeye geçtik. Bu aynı zamanda çalışma yemeği idi. Toplam olarak 2 saat 45 dakika sürdü. Ama maalesef bazı medya organlarının ‘Görüşme kısa sürdü’ gibi nahoş bir yaklaşım peşinde olduklarını da gördük. Sonra, gerçeğin çarpıtılması karşısında tavır göstermemize de kızıyorlar. Sen dürüst ol, canımı ye! Ama sen dürüst olmazsan, kusura bakma, tavrı her zaman görürsün! Bizler Çatladıkapı mahallesinin muhtarı değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’yız, ülkemizi temsilen burada bulunuyoruz...”

‘TERÖR ÖRGÜTÜYLE İŞBİRLİĞİNİZİ SAĞLIKLI BULMUYORUZ DEDİK’

“Malumunuz, baş başa görüşmenin ardından bir basın açıklaması yaptık, akabinde de çalışma yemeğinde bölgedeki gelişmeler dahil tüm konuları ele aldık. İki ülke münasebetlerini masaya yatırdık. Gerek PKK-YPG, gerek FETÖ; tüm bu meseleleri ele aldık.

Görüşmemizde özellikle Sayın Trump’ın ‘Geleceğe yönelik sizlerle iyi işler yapacağız. Bu konuda kararlılığımız var’ ifadesini önemsiyorum. Suriye’deki, Irak’taki konulara gelince, ABD Rakka konusunda kararını vermiş durumda. Bizim de kendilerine söylediğimiz şey şu: Mevcut durumda, böyle bir yaklaşımı benimseyemeyiz, kesinlikle sizlerle beraber olamayız. Rakka’da terör örgütüyle işbirliğinizi sağlıklı bulmuyoruz.”

‘SALDIRI OLURSA KİMSEYE SORMAYIZ’

“Kendilerine şunu da açıkça ifade ettik: YPG ve PYD’den Türkiye’ye herhangi bir saldırı olursa, hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız. Nitekim biz Rai’de zaten bunları yaptık, Cerablus’ta, El Bab’da yaptık. Türkiye ne yapabileceğini ortaya koydu. ‘Bırakın terör örgütlerini, gelin terörle mücadeleyi beraber yapalım’ dedik. Maalesef buna yanaşmadılar. ‘Münbiç’i boşalttık’ dediler ama böyle bir şey olmadı. Nitekim hâlâ oradalar. Mümbiç’te, Rakka’da DEAŞ’ı bitirdiğiniz zaman oralara kim yerleşecek? Oraların yerli halkı kim? Araplar. Peki oraları siz Kürtlerle mi dolduracaksınız? O zaman Araplarla Kürtleri vuruşturacaksınız demektir.”

‘KUŞAK OLUŞTURULMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

“Temenni ederim ki gerek Münbiç, gerek Rakka’da terörle mücadele isabetli bir adımla bitsin, tamamlansın. Türkiye olarak biz de kendi sorumluluk alanımızda terörle mücadele için gerekenleri yapacağız. Terör örgütlerine içeride de dışarıda da nefes aldırmayacağız. Bir kuşak oluşturulmasına müsade etmeyeceğiz. Kararlılığımızı sürdüreceğiz. Ayrıca ekonomik konuları, FETÖ ile ilgili süreci konuştuk. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte gerek arkadaşlarımızla, gerekse güvenli hattan bizzat kendisiyle konuşmak suretiyle temasta olmak konusunda mutabık kaldık.”

‘SÖZLER YERİNE GETİRİLMEZSE BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ’

- Sayın Trump ile 3 kez telefonla görüşmüştünüz. Beyaz Saray’daki baş başa ilk görüşmede nasıl bir izlenim edindiniz?

Bildiğiniz gibi, diplomasiden gelen birisi değil. İş dünyasından gelen bir insan olması hasebiyle pratik bir havası var. Ben kararlı bir havada gördüm kendisini. Görebildiğim kadarıyla düşündüklerini söylemekten çekinmeyen, net bir insan.

- Türkiye, YPG ile ABD’nin ortak adımlarına başından beri karşı. Amerikan tarafı, YPG ile ilgili size bir güvence verdi mi? Bu konuda bir garanti aldık mı?

Güvence verme hususu, baştan beri dile getirdikleri bir şey. Önemli olan, fiiliyatta neler olacağına bakmamızdır. Afganistan’da ve Irak’ta yaşanan olumsuzları gördük. Benzer olumsuzlukların tekrarlanmasını arzu etmeyiz.

- Daha önceki bir açıklamanızda, ‘müttefikliğin gereği yerine getirilmezse kendi göbeğimizi kesmek durumunda kalabileceğimize’ işaret etmiştiniz...

Bizim tavrımız net: O koridorda ülkemize yönelik bir tehdit olursa buna müsade edemeyiz.

- Söyledikleriniz bir ihtiyat payı da içeriyor gördüğümüz kadarıyla. Yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmazsa, verdikleri güvenceler hayata geçmezse, nasıl hareket edeceğiz?

Yine aynı şeyi söyleyeceğim. Sözler yerine getirilmezse o anda başımızın çaresine bakarız. Yetkili birimlerimizle konuşup gerekli adımı atarız. Ama bunların neler olacağını şimdiden söylemek doğru olmaz.

- Putin, “Kürtlerle çalışmayı sürdüreceğiz. Ancak silah vermeyi düşünmüyoruz. Türkiye’nin endişelenmesini gerektirecek bir durum yok” dedi. Tam da Trump’la görüşme başlamadan söyledi bunu...

Mesele Kürtlerle çalışıp çalışmamak değil. Önemli olan, terör örgütüyle ilişki içerisinde olunmamasıdır. Muhataplarımıza “Bunlara silah veriyorsunuz. Elimizde belgeler var. Füzelerin fotoları var” diyoruz. Kabul etmiyorlar. Biz de bunları önlerine koymaya devam edeceğiz.

TARİHİ ZİRVEDEN MESAJLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Trump’la yapacağı görüşme için önceki gün saat 19.40’ta Beyaz Saray’da idi. 2 saat 45 dakika süren tarihi zirve sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında Erdoğan, “Özellikle YPG terör örgütünün hangi ülke tarafından olursa olsun muhatap olarak alınması, bu konuda küresel düzeyde verilen mutabakata kesinlikle uygun değildir” mesajını verdi. “Erdoğan’ı ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz” diyerek sözlerine başlayan Trump ise “Türkiye ile ilişkilerimizi kimse yenemeyecek” dedi.

‘KARAR MERCİİ OLARAK TÜRKİYE DIŞARIDA TUTULAMAZ’

- Reza Zarrab davası ve ABD’de tutuklu bulunan Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı konusu gündeme geldi mi?

İkili görüşmede bunları da konuştuk. Yasal sürece işaret ediyorlar. Dışişleri ve Adalet Bakanlarımız konuyu takip edecekler.

- Trump ile tam mutabakat halinde olduğunuz, geliştirmeyi düşündüğünüz konular neler?

İkili ilişkileri daha ileri bir noktaya taşıma, ekonomik ilişkileri güçlendirme konularında kararlıyız. Ben Suriye konusunda kapımızı çalacaklarına da inanıyorum. Şu an Rakka’yı kuşatmışlar. Neler olacağını göreceğiz. Ama bölgede Türkiye arazide mutlaka olacak. Suriye’de de Irak’ta da olacak. Karar mercii olarak da Türkiye işin dışında tutulamaz. Zaten önümüzde NATO zirvesi var. Burada da terör önemli bir gündem maddesi. Bu konular orada da gündeme gelecek.

- Trump’ı Türkiye’ye davet ettiniz mi, ne yanıt verdi?

Evet, kendisini ailesiyle birlikte ülkemizi ziyarete davet ettim. O da bundan büyük memnuniyet duyacağını ifade etti, ama tabii ki tarih henüz belli değil. Biliyorsunuz, ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan, Vatikan ve İsrail’e yapacak.

‘FBI’IN ÖZEL BİR SORUŞTURMA KOMİTESİ OLUŞTURMASINI TALEP ETTİK’

- FETÖ meselesinde ABD’de bir tavır değişikliği gördünüz mü? İadesi veya sınırdışı edilmesi söz konusu olabilecek mi? En azından Başkan Trump 15 Temmuz ve FETÖ ilişkisi konusunda ikna olmuş gözüküyor mu?

Trump’ın daha farklı bir havası var. Obama’dan farklı görünüyor. Belli ki onun da zihninde bazı soru işaretleri oluşmuş durumda. Görüşmemizde onlar da İzmir’de tutuklu bulunan Amerikalı Protestan din adamı Andrew Brunson’u gündeme getirdiler. Kendilerine bu kişinin FETÖ yapılanmasıyla iltisaklı olmasından dolayı yargılanmakta olduğunu belirttik. İlgili bakanlıkların tüm bu konularla ilgili olarak karşılıklı çalışmaları hususunda mutabık kaldık. FETÖ meselesinde Amerikan yönetiminden FBI’ın özel bir soruşturma komitesi oluşturmasını, çalışma grubu kurmasını talep ettik.

- Peki onlar bu öneriye nasıl baktılar?

Kayıtlara aldılar.

Habertürk.com