Erdoğan: Enflasyonla mücadele üzerinde 'hassasiyetle' duruyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısına katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan detaylar şöyle:
Sürdürülebilir kalkınma ve verdiğiniz mücadeleyi tebrik ediyorum. Geçtiğimiz 14 yılda ülkemizi 3 kat büyüterek başarılı bir performans ortaya koyduğumuza inanıyorum. Ülkemizin nereden nereye geldiğinin en büyük şahidi sizlersiniz. Bugün de özel sektörün lokomotifliğini çok önemsiyoruz. Devleti düzenleyici ve denetleyici rolleri dışı içinde tutarak özel sektörümüzün önünü açıyoruz.
3 Kasım 2002 tarihi iş dünyamız için bir miladdır. Türkiye istikar ve güven kavramını yerine getirdiği sürece her alanda kazanmıştır. Ekonomik kriz dünyayı kavururken ben tek şey söylemiştim, bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek demiştim. Nitekim aynen dediğim gibi de oldu. Son birkaç yılın hepimiz için zorlu geçtiğini biliyorum. Kimse bana Gezi olaylarının birkaç ağaç için olduğunu söyleyemez, kimse bana bölücü terör örgütünün masum amaçlar taşıdığını söyleyemez. 15 Temmuz'un bu milleti esir almayı yönelik bir eylem olduğunu söylemeyen varsa aklından şüphe ederim.
En kötüsü geride kaldı. Bunca saldırıya rağmen ayakları üzerinde dimdik duran Türkiye'nin önünde aydınlık bir gelecek vardır. Biz o 16 Nisan kampanya yoğunluklarına rağmen Kuveyt'te 4.5 milyar dolarlık havalimanın temel atma törenini Limak'la beraber yaptık. Arkasından Hindistan, Rusya, Çin ve en son Amerika seyahatimiz oldu. Durmadan koşarak dünyadaki Türkiye'nin yerini, konumunu güçlü kılmanın gayreti içerisinde olacağız. Demokraside yeni atılımların hazırlıklarını yapıyoruz. Çalışan üreten yenilik peşinde olan girişimcilerimiz yeni dönemin en muhtemel insanları olacaktır.
Ülke ve millet olarak büyüklüğümüz bir defa farkında olmalıyız. Biz büyük bir milletiz. Bu büyüklük altından kalkmamız gereken sorunların büyük olduğu anlamına gelmektedir. Yıllık ortalama büyüme oranımızın yüzde 6'nın altına düşmemesi gerekiyor.
İhracat rakamlarımız artmaya başladı. Mayıs ayı ihracatının yüzde 10'un üzerinde artmasını bekliyoruz. Başlattığımız ihracat seferberliğinin meyvelerini yavaş yavaş alıyoruz. Rusya'da yaşadığımız talihsizlikler bizi yeni kapılara yöneltmiştir. Hem Rusya'yla ilişkilerimizi düzenliyor hem de yeni pazarlar arıyoruz.
23 ilimizi kapsayan Cazibe Merkezleri Programıyla seferberlik başlatıyoruz. Yüksek katma değerli ürünlerin ülkemizde üretilmesine önem veriyoruz. Bu projenin bir diğer kazanımı da kendi devlerimizi kendi AR-GE yapımızı ortaya çıkaracak olmasıdır. Enflasyonla mücadele üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konudur.
TEKER TEKER SORACAĞIM
İşsizlik oranındaki artış en önemli sorunumuz olmuştur. İstihdamda seferberlik sözü verenleri takip ediyoruz. Bu sözlerin ne kadar yerine getirildiğini teker teker soracağım. Mali disiplin en başından beri taviz vermediğimiz bir birimdir. Bütçe açığı ve cari açığı korumayı da yeni dönemde sürdüreceğiz. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir yerde girişimcilerimizi yatırıma yöneltmek olmuyor.
Yatırımlarımız için ilave kaynak arayışını sürdürüyoruz. Türkiye Varlık Fonu'nu hayata geçirerek kolları sıvadık. Yurtdışından ülkemize yatırım kişi de bir başka kaynaktır. Bütün bu imkanları değerlendirmenin peşindeyiz. Diğer ülkelerle oluşturduğumuz ekonomik işbirliği platformlarını geliştirmek için görüşüyoruz. AB ile ilişkilerimizden yola çıkarak Gümrük Birliğimizi güçlendireceğiz.
AB AÇIKLAMASI
AB dediğimiz zaman Avrupa Birliği kapısını gönlünü herşeyi açmış da Türkiye içeriye mi girmemiş? 54 yıldır bu ülkeyi afedersiniz kapısında sürüm sürüm süründüren bir Avrupa Birliği var. Hepsini aldılar, peki Türkiye'nin günahı ne de almıyorsunuz?
Bu gerçekleri lütfen görelim ve Türkiye'ye en son yaşadıklarımızı, şu yaptıklarını gördünüz. Türkiye sıradan bir ülke değil. Türkiye kapı kolu değil. Bizim bir haysiyetimiz var. Haysiyetimizle oynanmasına müsade etmeyiz. Eğer bizi alacaklarsa girelim.
Fransa'da Sarkozy geldi, Almanya'da Merkel geldi. Bir karar alındı, liderler zirveye alınmayacak dendi. Çok daha çirkini, fasılları 35 fasıla çıkardılar. Aç kapa yapıp kapayı kaldırdılar. Açılış yapılabilir ama kapanış olmayacak dediler.
Türkiye'ye özgü böyle bir kararın alınmasında biz ne yapacaktık? Ne olur bizi içeri alın mı diyecektik?
Fransa da bir bakan, ismini vermeyeceğim, bana 'boşuna çabalıyorsunuz sizi almayacaklar' dedi. Biz gerçeği biliyoruz. Avrupa Birliği Bakanlığı yokken biz Avrupa Birliği Bakanlığını da kurduk.
En son konseyin aldığı karar... Bu kararı alıyorsun da ne oluyor bu kararı Rusya için de aldın.
İsviçre'de orada burada her türlü saldırı yapılacak. Benim aileden sorumlu bakanım kapılarda bekletilecek. Biz hala ne olur bizi alın mı diyeceğiz. Ben bu milletin izzetini ayaklar altına aldırmam. AB olumlu davranışlarını sürdürürlerse olumlu oluruz, AB bizim için ne kadar önemliyse biz de onlar için önemliyiz.
EĞER BİR BABAYİĞİT ÇIKARAMIYORSAK...
Dün sadece temel üretim alanlarında varlık gösteren Türkiye bugün yüksek teknolojide kendinden söz ettiriyor. Savunma sanayimizde araç gereçlerimizi bugün kendimiz üretir hale geldik. Şu anda altyapıyla ilgili olarak kendimizi en gelişmiş ülkelerle yan yana koyalım, onlarla aynı seviyeye geldik ama daha çok şeyler yapmamız lazım. Değer üreten markalara ihtiyacımız var. Yerli otomobilde arzu ettiğimiz neticeye ulaşamadığımızdan dolayı üzüntü duruyorum. TÜSİAD üyelerinden bu konuda cesaretli bir atılım bekliyorum. Eğer bu salondan bir babayiğit çıkartamıyorsak bu dükkanı kapatıp gitmemiz lazım.
Ardı ardına gerçekleştirdiğimiz bu Hindistan, Rusya, Kuveyt, Çin seyahatlerinin bir amacı var. Çin Kuşak ve Yol Forumu projesini boşuna başlatmıyor. Trilyonlarca dolar yatıyor bunu altında. Dünyanın en doğusundan ve batısından bir yol geçecek ve Türkiye orta koridorda yer alıyor. Biz Avrupa Birliği diyeceğiz tabii ama Uzakdoğu ve Asya ülkeleri sıradan değil.
Türkiye'nin payına düşenleri Sevr belgesinden çok iyi biliyoruz. Bizi bu topraklardan kazımak isteyenleri terör örgütleri bizi coğrafyamızdan kazımak isteyenlere bir cevap vermek durumundayız. Malesef sözün bittiği yerdeyiz. Bu çerçevede atılacak tüm adımlar Türkiye'yi zayıflatmayacaktır, adeta güçlendirecektir. Bizi siyasi kaos ve tehditleriyle oyalayanların asıl gayesinin bölgede fiili bir eylemde bulunmalarıdır.
Biz Gaziantep'de DEAŞ saldırısı olana kadar hep sabrettik. Orada kadınlar çocuklar öldürüldükten sonra DEAŞ'ı sildik süpürdük. Dabık denilen onların kutsal beldesine indik. Orada da kalmadık El-Bab'a kadar indik. Orada ne işiniz var dediler ama biz oradan da DEAŞ'ı attık. Münbiç'e yöneldik orasını kuşatma altına aldık. Şimdi Rakka meselesi var baktık ki Amerika Rakka meselesinde çok hassas. Biz dedik ki madem siz yapacaksınız o zaman biz yer almayız dedik. Eğer bu terör örgütleri ülkemize karşı herhangi bir tehdit oluşturursa angajman kuralları gereği gereğini uygularız.
Suriye ve Irak bizim bin yıllık arkadaşımızdır. Bugünlere sıkıntıların çilelerin içinde pişe pişe geldik. Artık 10 yıl öncesi yok. 15 Temmuz ve 16 Nisan bizim dönüm noktamızdır. Bunu kabullenmek istemeyenler de aynı çizgiye gelecektir.
OHAL AÇIKLAMASI
OHAL, sanayicilerimizin işadamlarımızın neyini engelledi? Eğer OHAL engelliyorsa oturur konuşuruz ama böyle bir şey yok. OHAL konusundaki endişelerinizi anlamakta güçlük çekiyorum. Bakınız Fransa olağanüstü hal ilan etti, 15 tane terörist ortaya çıktı ve orada OHAL ilan edildi. Ama bizde ülkemizin yıkılmasına milletimizin yıkılmasına yönelik bir operasyon yapılıyor biz hala diyoruz ki OHAL'i kaldıralım. Herkes huzura refaha kavuşana kadar biz OHAL'i kaldıramayız.
Dağlarda hala istemediğiniz kadar mühimmatlar var. Bütün bunlar ortada. Bakanlığımız güvenlik güçlerimiz her türlü mücadeleyi veriyor. Biz şu anda OHAL'i ülkemizde her şey sağlıklı yürüsün diye kaldırmıyoruz. İşadamlarımızın işlerinde bir engelleme varsa bunu konuşuruz. Geçmişte yaşananları biliyorsunuz artık Güneydoğu'daki vatandaşım gece dışarı çıkabiliyor.
Haberturk.com