TÜSİAD: Düşünce, basın, ifade ve siyaset yapma özgürlüğünü korumalıyız
-
TÜSİAD, "Teröre karşı haklı mücadelemizi sürdürürken ve halkın güvenliği konusunda tedbirler alırken düşünce, basın ve ifade özgürlüğünü, siyaset yapma özgürlüğünü korumalıyız" açıklamasını yaptı
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinden (TÜSİAD) yapılan açıklamada, "Teröre karşı haklı mücadelemizi sürdürürken ve halkın güvenliği konusunda tedbirler alırken düşünce, basın ve ifade özgürlüğünü, siyaset yapma özgürlüğünü korumalıyız." ifadeleri kullanıldı.
TÜSİADdan yapılan açıklamada, Türkiyenin siyaset ve ekonomi alanında dünyada sergilediği gücün en etkin kaynaklarının demokrasi, hukuk devleti ve özgürlükler toplumu olma nitelikleri olduğu kaydedildi.
"Son dönemde giderek artan sayıda akademisyen, siyasetçi, medya yöneticisi ve yazarının soruşturmaya uğraması ve tutuklu yargılanmasının yanı sıra uluslararası internet sitelerinin yasaklanması, özgürlükler toplumu olma özelliğimizden geriye gidiş algısı yaratmaktadır." denilen açıklamada, söz konusu uygulamaların yanı sıra adaletin herkes için eşit ve tarafsız tecelli etmediği şüphesini doğurabilecek yaklaşımların, çağdaş bir demokrasinin ayrılmaz bir ilkesi olan "adalete güven" unsurunu zedelediği savunuldu.
Açıklamada, demokratik kazanımlarda, ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere tüm özgürlük alanlarında ve hukuk devletinin üstünlüğünde geriye gidilmemesi gerektiği vurgulandı.
Teröre karşı haklı mücadele sürdürülürken ve halkın güvenliği konusunda tedbirler alınırken düşünce, basın ve ifade özgürlüğü ile siyaset yapma özgürlüğünün korunması gerektiği belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
"Cumhuriyet değerlerimiz, uluslararası rekabette yükselen yaratıcı bir toplum olmak, girişimcilik ve yatırım ortamı gibi temel milli menfaat alanlarımızda, demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları belirleyici etkenlerdir. Temel hak ve özgürlükleri doğrudan ya da dolaylı olarak kısıtlayan tüm güvenlik ve soruşturma tedbirleri, dünyada Türkiye karşıtı çevreleri güçlendirmekte ve terör ile mücadelemizi zayıflatmaktadır. Tarihimizde edindiğimiz en önemli kazanımlarımız olan demokrasimiz ve insan haklarını korumak ve yüceltmek için devletimiz ve yargı erkimizin özenli yaklaşımına daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Güvenlik ve özgürlük birbirleriyle çelişen değil birbirini tamamlayan önceliklerdir. Bu bilinç ile hareket edilmesi demokrasi değerlerimiz, milli menfaatlerimiz ve küresel rekabetteki gücümüz açısından kilit öneme sahiptir."
AA