Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, öncü göstergelerin, iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte güçlü seyrini koruduğuna işaret ettiği belirtildi.

Kurulun 14 Eylüldeki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,52 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,89 puan yükselerek yüzde 10,68 olduğu hatırlatıldı.

Bu dönemde enflasyonun, gıda ve enerji gruplarında yükseldiği, hizmet grubunda yüksek seviyesini koruduğu, temel mal grubu enflasyonunda giyim ve dayanıklı tüketim malları kaynaklı olarak belirgin bir artış kaydettiği belirtilen özette, bu doğrultuda çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu ve ana eğiliminin yükseldiği kaydedildi.

Özette, ağustos ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyonun 1,90 puan yükselerek yüzde 11,97 olduğu anımsatıldı. Bu gelişmede işlenmemiş gıda fiyatlarındaki olumsuz baz etkisinin yanı sıra işlenmiş gıda fiyatlarındaki grup geneline yayılan artışların belirleyici olduğuna işaret edilen özette, şunlar kaydedildi:

"Eylül ayına ilişkin öncü göstergeler, gıda yıllık enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatlarındaki bazın da etkisiyle artmaya devam edeceğine işaret etmektedir. Enerji fiyatları, ağustos ayında petrol ve diğer girdi fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak yüzde 2,03 ile yüksek bir oranda artmıştır. Böylelikle bu grupta yıllık enflasyon son 2 ayda yukarı yönlü bir seyir izleyerek yüzde 10,54e ulaşmıştır. Hizmet grubu fiyatları ağustos ayında yüzde 0,73 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu yüzde 9,40 ile yatay seyrederek yüksek seviyesini korumuştur. Bu dönemde gıda ve içecek fiyatlarındaki gelişmelerin yanı sıra turizmdeki toparlanmaya bağlı olarak yemek ve konaklama hizmetlerinde enflasyon yükselmiştir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyirde maliyet artışlarının yanı sıra genel enflasyona endeksleme davranışının etkileri de hissedilmektedir. Nitekim endeksleme davranışının güçlü olduğu eğitim hizmetleri fiyatları bu dönemde yüzde 2,79 ile yüksek bir oranda artmış, bu grupta yıllık enflasyon yüzde 10,30’a ulaşmıştır.

"İktisadi faaliyet ilk çeyreğe kıyasla güç kazandı"

Özette, temel mal grubu yıllık enflasyonunun ağustos ayında 1,22 puan artarak yüzde 11,08e yükseldiği belirtildi.

Bu dönemde, yıllık enflasyonun Türk lirasının avro karşısındaki değer kaybının yanı sıra iktisadi faaliyetteki güçlü seyrin de etkisiyle giyim ve dayanıklı mal grubu fiyatları öncülüğünde yükseldiği bildirilen özette, giyim grubunda yöntem değişikliği etkisi dikkate alındığında da enflasyonun son 2 aydır artmakta olduğunun gözlendiği kaydedildi.

Özette, dayanıklı mal fiyatlarındaki artışta mobilya, otomobil ve beyaz eşya kalemleri öne çıkarken, giyim ve dayanıklı dışı temel mallarda aylık fiyat artışlarının yavaşlamaya devam ettiği aktarıldı.

Eylül ayına ilişkin göstergelerin temel mal grubu enflasyonunda artışa işaret etmekle birlikte bu yükselişte giyim grubunun ağırlık sistemindeki yöntem değişiminin belirleyici olacağının not edildiği belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Özetle, enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır. GSYH 2017 yılı ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 5,1 artmış, çeyreklik büyüme yüzde 2,1 olmuştur. Böylelikle iktisadi faaliyetin ilk çeyreğe kıyasla güç kazandığı görülmüştür. Geçmiş dönemlere ait verilerdeki yukarı yönlü güncellemeler de iktisadi faaliyetin gücü açısından not edilmiş ve ikinci çeyrek itibarıyla talep koşullarının enflasyona düşüş yönlü desteğinin önemli ölçüde azaldığı değerlendirmesi yapılmıştır. Anılan dönemde çeyreklik büyümenin temel sürükleyicisi inşaat yatırımları ve özel tüketim başta olmak üzere yurt içi talep olmuştur. İç talebe bağlı olarak ithalattaki artış ve ihracattaki ivme kaybının etkisiyle net ihracat dönemlik büyümeye negatif katkı yapmış, yıllık büyümeye ise yüksek katkısını sürdürmüştür."

"Üçüncü çeyrekte yurt içi talebin büyümeye katkısı artacak"

Özette, öncü göstergelerin, iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte güçlü seyrini koruduğuna işaret ettiği vurgulandı.

Temmuz ayı sanayi üretimi ve ağustos ayı PMI göstergelerinin üçüncü çeyrekte bir önceki döneme kıyasla daha güçlü bir artış sinyali verdiği belirtilen özette, imalat sanayisine ek olarak hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde de yakın dönemde kuvvetli bir faaliyet gözlendiği bildirildi.

Özette, şunlar kaydedildi:

"Bu gelişmeler ekonomideki toparlanmanın sektörel yayılımının arttığına işaret etmektedir. Üretim sektörlerindekine benzer bir görünüm talep göstergelerinde de izlenmektedir. Teşviklere konu olan gruplara yönelik tüketim talebi, gücünü korurken ilk çeyrek itibarıyla zayıf seyrini sürdüren yatırımlarda ikinci çeyrekte bir miktar iyileşme gözlenmiştir. Yılın üçüncü çeyreğinde yurt içi talebin büyümeye katkısının artacağı öngörülmektedir. Kurul, iktisadi faaliyetin güçlü seyrine ek olarak takvim ve baz etkilerinin de etkisiyle üçüncü çeyrekte yıllık büyümenin oldukça yüksek bir oranda gerçekleşeceği değerlendirmesinde bulunmuştur.

İç talepteki iyileşme devam ederken, mal ihracatında sektörler geneline yayılan artışlarla net dış talep büyümeye olumlu katkı yapmaktadır. Başta Avrupa Birliği bölgesinde iyileşen büyüme görünümü olmak üzere küresel ölçekte gözlenen toparlanma eğilimi ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliği ihracatı desteklemeye devam etmektedir. Mal ihracatındaki artışların cari açıktaki bozulmayı yavaşlattığı, çekirdek cari açık göstergelerinde ise iyileşme sağladığı görülmektedir. Turizmdeki kısmi toparlanma beklentisine ek olarak, mal ihracatındaki artış eğiliminin cari dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir."

Özette, iş gücü piyasasında şubat ve mart dönemlerinde başlayan iyileşmenin haziran döneminde devam ettiği bildirildi.

Bu dönemde, tarım dışı istihdamın hizmet sektörü kaynaklı arttığı vurgulanan özette, öncü göstergelerin, ekonomideki toparlanmayla birlikte gelecek dönemde işsizlik oranlarındaki kademeli düşüş eğiliminin süreceğine işaret ettiği belirtildi.

PPK toplantı özetinde, son dönemde açıklanan verilerin, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın güç kazandığına işaret ettiğine vurgu yapıldı. "İç talepteki iyileşme devam ederken Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir." ifadesine yer verilen özette, kurulun, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirdiği kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, 3. çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin, küresel ekonomide 2. çeyreğe kıyasla daha da olumlu bir büyüme performansına işaret ettiği belirtilerek, 2017 sonu büyüme öngörülerinin yukarı yönlü güncellendiği bildirildi.

Kurulun 14 Eylül'deki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, küresel iktisadi faaliyette son dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kaynaklı bir toparlanma eğilimi gözlendiği ifade edildi.

Tüketici ve reel kesim güven endekslerindeki iyimser görünümün yanı sıra küresel finansman koşullarının elverişli olmaya devam etmesi ve emtia fiyatlarının istikrara kavuşmasının katkısıyla küresel iktisadi faaliyetteki olumlu seyrin sürdüğü belirtilen özette, "3. çeyreğe ilişkin öncü göstergeler, küresel ekonomide 2. çeyreğe kıyasla daha da olumlu bir büyüme performansına işaret etmekte olup 2017 yıl sonu büyüme öngörüleri yukarı yönlü güncellenmektedir." denildi.

Özette, son dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının politika normalleşme süreçlerine ilişkin açıklamaların, piyasalarda kısa dönemli dalgalanmalara yol açtığı, buna karşın küresel enflasyon oranlarının halen düşük düzeylerde seyretmesi nedeniyle para politikalarındaki normalleşme sürecinin ılımlı olacağı beklentisinin korunduğu bildirildi.

Küresel büyüme görünümünün daha olumluya dönmesiyle finansal piyasalarda gözlenen yüksek risk iştahı ve düşük oynaklığın, Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının güçlü seyretmesini sağladığına işaret edilen özette, şunlar kaydedildi:

"Küresel iktisadi faaliyetteki mevcut olumlu tabloya rağmen önümüzdeki döneme ilişkin aşağı yönlü riskler de bulunmaktadır. Özellikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırımı ve bilanço küçültme politikalarına dair açıklanan normalleşme sürecinin, beklentilerin ötesinde bir hızda hayata geçmesi durumunda finansal piyasalarda gözlenen yüksek risk iştahı ve düşük oynaklık döngüsünün tersine dönmesi mümkündür. Böyle bir durum, gelişmiş ülkelerde menkul kıymet fiyatlarında dalgalanmalar yaratarak büyüme eğilimini zayıflatabilecektir. Ayrıca, jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle risk iştahının azalması gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında da dalgalanmalara yol açabilecektir."

"Enflasyon görünümünde kademeli bir iyileşme beklenmekte"

Özette, küresel finans piyasalarındaki olumlu seyre paralel yurt içinde de yılın 3. çeyreğinde finansal koşulların destekleyici olmaya devam ettiği belirtilerek, bu gelişmede makroihtiyati politikalar, kamu tedbir ve teşvikleri ile Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı kredilerin genel kredi koşullarını iyileştirmesinin belirleyici olduğu bildirildi.

Toplantı özetinde, KGF teminatlı kredilerde tanımlanan üst sınıra yaklaşılmış olması ve yakın dönemde bankacılık sistemindeki arz yönlü etkilerin devreye girmesinden ötürü, kredi büyümesinin yılın 3. çeyreğinde geçmiş yılların ortalama değerlerine yakınsayarak daha ılımlı seviyelerde dengelenmeye başladığı belirtildi.

Yılın ilk yarısında meydana gelen güçlü kredi ivmesinin toplam talep ve iktisadi faaliyete yansımalarının yakından takip edildiği aktarılan özette, şu ifadelere yer verildi:

"Yakın dönemde açıklanan göstergeler, iktisadi faaliyetin yılın 2. çeyreğinden itibaren güç kazanacağı yönündeki geçmiş değerlendirmeleri teyit etmiştir. 3. çeyreğe ilişkin göstergeler, iktisadi faaliyetin güçlü seyrini sürdürdüğüne işaret etmektedir. İhracatta bir miktar ivme kaybına rağmen kuvvetli seyir devam etmekte ve iç talepte süregelen toparlanmayla birlikte yatırımlarda iyileşme sinyalleri alınmaktadır. 3. çeyrekte yıllık büyümenin takvim ve baz etkilerinin de katkısıyla oldukça yüksek gerçekleşmesi muhtemeldir. Yılın kalan döneminde, KGF desteğinin büyüme üzerindeki etkilerinin zayıflaması ve tüketim harcamalarına yönelik vergi teşviklerinin son bulmasıyla iktisadi faaliyetin daha ılımlı bir eğilim sergileyeceği tahmin edilmektedir."

Özette, iktisadi faaliyet ve işgücü piyasasına ilişkin veriler bir arada değerlendirildiğinde, bazı sektörlerde toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği desteğin azaldığının değerlendirildiği bildirildi.

Çekirdek enflasyonun geçici olarak yükselmesine yol açacak gelişmelere yer verilen özette, "Gıda grubundaki baz etkileri, beyaz eşya ve mobilya sektöründeki geçici vergi indirimlerinin ekim ayında geri alınacak olması ve giyim grubundaki yöntem değişikliği kısa vadede enflasyonda dalgalanmaya ve çekirdek enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olacak gelişmeler olarak öne çıkmaktadır. Yılın sonlarından itibaren enflasyon görünümünde kademeli bir iyileşme gözlenmesi beklenmekle birlikte bu iyileşmenin hızı ve niteliği yakından takip edilecektir." ifadeleri kullanıldı.

"Para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek"

Özette, kurulun eylül ayındaki toplantısında, sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar verdiği ve Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranını yüzde 12,25'te sabit tuttuğu anımsatıldı.

TCMB'nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği vurgulanan özette, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir. TCMB, para politikasını oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate almakta ve dolayısıyla enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı dalgalanmalardan ziyade enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklanmaktadır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.

Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir."

Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin, Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu belirtilen özette, mali disiplinin sağladığı alan kullanılarak yakın dönemde dengeleyici maliye politikasının uygulanabildiği kaydedildi.

Toplantı özetinde, döngü karşıtı maliye politikası uygulama kapasitesini güçlendirecek yapısal tedbirlerin, maliye ve para politikası eş güdümüne katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı destekleyeceği bildirildi.

AA