Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Maliye Bakanı Naci Ağbal, ekonomik göstergelerde genele yaygın iyileşme olduğunu söyledi.

Ağbal, merkezi yönetim bütçesinin eylülde 6,4 milyar lira, ocak-eylül döneminde ise 31,6 milyar lira açık verdiğini bildirdi.

Ağbal, "Ocak-Eylül 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2017 Yılsonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı" konulu basın toplantısında, eylül ayı merkezi yönetim bütçe açığının geçen yılın aynı ayıyla kıyaslandığında 16,9 milyar liradan 6,4 milyar liraya gerilediğini ifade etti.

Bütçe giderlerinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 artışla 54,4 milyar lira olduğuna işaret eden Ağbal, faiz hariç bütçe giderlerinin yüzde 1,6 azalışla 46 milyar lira, faiz giderlerinin 8,4 milyar lira, bütçe gelirlerinin yüzde 32,9 artışla 48 milyar lira, vergi gelirlerinin ise yüzde 35,5 artışla 41,8 milyar lira olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Ağbal, ocak-eylül dönemine ilişkin bütçe açığının ise 31,6 milyar lira olduğunu belirterek, bütçe giderlerinin 488,2 milyar lira, faiz hariç giderlerin 441,6 milyar lira, faiz giderlerinin 46,6 milyar lira, bütçe gelirlerinin 456,6 milyar lira, vergi gelirlerinin ise 385,3 milyar lira olduğunu açıkladı.

Yılın başında bütçe açığı hedefi olarak 47 milyar liralık hedef belirlediklerini anımsatan Ağbal, "En son Orta Vadeli Program'da revize ettiğimiz yıl sonu bütçe açığı hedefi ise 61,7 milyardı. Dolayısıyla 9 ayda gerçekleşen bütçe sonuçlarımız, revize edilmiş bütçe açığı hedefimizin yarısı düzeyindedir. İnanıyorum ki önümüzdeki aylarda bütçenin gelir tarafında daha ılımlı bir gelişme kaydedeceğiz. Bu anlamda bütçe gelir performansımız artacak. Harcamalarla ilgili gerekli çabaları göstermek suretiyle harcamalarımızı kontrol altında tutacağız. Umut ediyorum ki yıl sonunda bütçe açığı bu yılki hedefimizden daha düşük şekilde gerçekleşecek." değerlendirmesinde bulundu.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye'nin 2018 yılı merkezi yönetim bütçe giderlerinin 762,8 milyar lira, bütçe gelirlerinin 696,8 milyar lira, vergi gelirlerinin 599,4 milyar lira, bütçe açığının ise 65,9 milyar lira olarak öngörüldüğünü bildirdi.

Ağbal, "Ocak-Eylül 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2017 Yılsonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı" konulu basın toplantısında, 2018 bütçesinin AK Parti hükümetleri tarafından hazırlanan 16. bütçe olduğunu ifade etti.

Naci Ağbal, 2018 bütçesinin, Orta Vadeli Program'da (OVP) açıkladıkları ekonomik, mali ve sosyal hedeflere uyumlu olacak şekilde hazırladıklarını dile getirerek, Türkiye'nin 2018 yılı bütçe giderlerinin 762,8 milyar lira, faiz hariç giderlerinin 691,1 milyar lira, bütçe gelirlerinin 696,8 milyar lira, vergi gelirlerinin 599,4 milyar lira, bütçe açığının 65,9 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 5,8 milyar lira olarak öngörüldüğünü aktardı.

Bu hedefler doğrultusunda 2018 bütçe açığının, milli gelire oranının yüzde 1,9 olmasını öngördüklerini dile getiren Ağbal, gelecek yılın bütçesinin, bundan önceki bütçelerde olduğu gibi ekonomik büyümeyi, istihdamı ve vatandaşa hizmeti esas alan bir bütçe olacağını söyledi.

Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmayı ve her bir vatandaş için ulaşılabilir kılmayı hedeflediklerini anlatan Ağbal, merkezi yönetim bütçesinden 2018'de sağlığa 127 milyar lira kaynak ayırdıklarını dile getirdi. Ağbal, 2002'de yüzde 11,3 olan sağlık harcamalarının bütçe içindeki payını da 2018'de yaklaşık yüzde 17'ye yükselttiklerini açıkladı.

Özel sektörün yenilikçi ve üretken yapılarını destekleyecek alt yapı yatırımlarına 2018'de de kaynak ayırmaya devam edeceklerine işaret eden Ağbal, geçen yıla göre yatırım ödeneklerini yüzde 10 artırarak 85 milyar liraya çıkaracaklarını dile getirdi. Ağbal, 2002'de yüzde 5,5 olan yatırım harcamalarının bütçe içindeki payını 2018'de yüzde 11,2'ye çıkacağını anlattı.

Ağbal, söz konusu dönemde faiz harcamalarının bütçedeki payı yüzde 43,2'den yüzde 9,4'e inerken eğitim,sağlık ve altyapı harcamalarında tüm oranların iki katına çıktğına dikkati çekti.

- Kamu yatırımlarında ulaştırma ilk sırada

Kamu yatırımlarında en yüksek payın 25,5 milyar lira ile ulaştırma sektörüne ayrıldığını dile getiren Ağbal, eğitim yatırımları için 14,3 milyar lira, tarım sektöründeki yatırımlar için 10,1 milyar lira, sağlık sektöründeki yatırımlar için 8,5 milyar lira kaynak tahsis edildiğini söyledi.

Ağbal, merkezi yönetim bütçesinden yapılan harcamaların toplamda 85,1 milyar lira olduğuna dikkati çekerek, kamunun 2018 yılında toplam 141 milyar lira yatırım harcaması yapacağını ifade etti.

Kamunun 2018'de yapacağı yatırımlarla büyümeye ciddi anlamda destek vereceğini belirten Ağbal, "Hükümetlerimiz döneminde ekonomik büyüme sayesinde elde ettiğimiz refah artışını sosyal yardım programlarımızla toplumun tüm kesimlerine ulaştırmaya devam ediyoruz. Sosyal yardım programlarını artırdık, çeşitlendirdik. 2018'de merkezi yönetim bütçesinden sosyal harcamalara 50,8 milyar lira doğrudan doğruya sosyal devlet uygulamaları kapsamında kaynak ayırdık." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, 2018 itibarıyla bütçeden tarıma ayrılan kaynağın yaklaşık 30 milyar lira olacağını açıklayarak, bunun yaklaşık 15 milyar lirasının tarımsal destekleme programları, 10 milyar lirasının tarım yatırımları, yaklaşık 5 milyar lirasının ise tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, ihracat ve tarımsal KİT'lerin finansmanı için tahsis edileceğini kaydetti.

- "Reel sektöre 37 milyar lira kaynak sağlanacak"

Reel sektör desteklerine 2018 yılında da devam edileceğini dile getiren Ağbal, son üç yılda reel sektöre farklı kanallardan destek sağladıklarını anlattı. Ağbal, bu kapsamda, gelecek yıl reel sektöre doğrudan nakit destek olarak 37 milyar lira kaynak kullandırılacığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"2008'den bu yana sosyal güvenlik kurumlarına iş verenlerimizin ödemek durumunda olduğu işveren sigorta primlerinin 5 puanını devlet olarak biz karşılıyoruz. 2018'de 5 puan desteğine devam ediyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken prim olarak özel sektörün ödeyeceği 20 milyar lirayı devlet olarak biz üstleneceğiz. Kredi Garanti Fonu, özel sektörün, reel sektörün krediye erişiminin önündeki engelleri kaldırdı ve bu dönemde ciddi anlamda kredi genişlemesi yaşadık. Kredi Garanti Fonu üzerinden 350 bin işletmeye 196,7 milyar lira kefalet sağlanmış durumda. Kredi Garanti Fonu uygulamaları kapsamında bugüne kadar oluşturulan kredi hacmi 219 milyar liraya ulaştı. Kredi Garanti Fonu'ndan kullandırdığımız tüm kefalet tutarı üzerinden 2018'de bütçemizde 3 milyar lira kaynak ayırdık. Bu tutar reel sektörümüzün karşılaşacağı kredi risklerinin teminatı olarak devlet tarafından karşılanmış olacak."

Maliye Bakanı Naci Ağbal, global ekonomideki olumlu gidişatın, Türkiye ekonomisindeki büyüme hedeflerini de destekleyen bir görünüme sahip olduğunu belirterek, "Ekonomide yakalanan olumlu gelişmeler sayesinde 2017 sonu itibarıyla Türkiye ekonomisi yüzde 5,5 gibi yüksek bir büyüme oranını yakalayacak." dedi.

Ağbal, Bakanlıkta, Ocak-Eylül 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2017 Yılsonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında düzenlediği basın toplantısında, küresel ekonominin, Türkiye ekonomisindeki büyümeyi destekleyen bir görünüme sahip olduğunu söyledi.

Ağbal, global ekonomik konjonktürün Türkiye'nin lehine olduğunu, küresel üretim ve yatırım trendi yukarı yönlü, global finansal koşullarınsa nispeten elverişli olduğunu aktardı.

Ağbal, 2017'nin küresel ekonominin toparlandığı bir yıl olma özelliği taşıdığını bildirerek, "Küresel büyüme oranının bu yıl yüzde 3,6 olması bekleniyor. Bu oran son 6 yılın en yüksek küresel büyüme oranı. Küresel ekonominin gelişmekteki olan ülkelerdeki ekonomik canlanmayla 2018'de yüzde 3,7 büyümesi beklenmektedir. Gerek bu sene gerek gelecek sene global ekonominin, Avrupa ekonomilerinin canlanması ve olumlu gidişatı Türkiye ekonomisindeki büyüme hedeflerimizi de destekleyen bir görünüme sahip." diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin geçen yıl önemli sınavlardan geçtiğine işaret eden Ağbal, ekonominin temellerinin sağlam olması, güçlü bankacılık sistemi ve mali disiplin sayesinde Türkiye'nin güçlü büyüme trendini bu dönemde de sürdürmeyi başardığını, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kısa süreli bir yavaşlamanın ardından para politikası ve mali alanda hükümet tarafından alınan tedbirlerle güçlü büyüme trendinin yeniden yakalandığını anlattı.

- "Genişlemeci para politikası uyguladık"

Para politikası ve makro ihtiyati tedbirlerle konjonktüre uygun genişlemeci bir para politikası çerçevesini uygulamaya koyduklarını ifade eden Ağbal, şöyle konuştu:

"Finansal piyasalardaki oynaklığı giderecek şekilde para politikası tedbirlerini arka arkaya aldık. Konut sektöründe, mobilya ve beyaz eşya sektöründe geçici vergi indirimlerini devreye soktuk. Yatırım üretim ve ihracatı teşvik edecek şekilde vergi indirimlerini devreye aldık. Vergi ve prim yapılandırması yaptık, özellikle ocak, şubat ve mart aylarına ilişkin sosyal güvenlik prim ödemelerini de 2017'nin son çeyreğine erteledik. İşletmelerimizin krediye erişimini sağlamak üzere Kredi Garanti Fonunu ve KOSGEB desteklerini uygulamaya soktuk. Ekonomide büyümeyi destekleyecek şekilde yeni teşvik unsurlarını yine bu dönemde getirdik. Yatırım, üretim ve istihdam üzerindeki vergi yüklerini ya kaldırdık ya da azalttık. Yapısal reform niteliğinde önemli yasal düzenlemeleri yine bu dönemde Meclisten geçirdik. Bu kapsamda katma değeri yüksek yatırım, üretim ve ihracatı desteklemek amacıyla Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Kanunu, Patent Kanunu, Taşıma Teminat Kanunu, Uluslararası İş Gücü Kanunu ve Ar-Ge Kanunu yine 2016-2017 yıllarında darbe girişimi sonrası dönemde arka arkaya çıkardık. Yurt içi tasarrufları artırmak amacıyla bireysel emeklilik sitemini otomatik katılımı da yine bu dönem başladık."

Ağbal, Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir şekilde toparlandığını vurgulayarak, ilk yarı büyüme performansıyla Türkiye'nin G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'dan sonra en hızlı büyüyen üçüncü ülke olduğunu, üretim, yatırım, ihracat ve istihdama yönelik hemen hemen tüm göstergelerde genele yayılan iyileşmenin devam ettiğini söyledi.

Maliye Bakanı Ağbal, "Bugün Türkiye ekonomisi gerek üretim, gerek yatırım, gerek tüketim gerekse dış ticaret kanalında bütün göstergelerinde genele yaygın bir güçlü büyüme trendini görüyoruz. 15 Temmuz alçak darbe girişimi sonrası dönemde, 2017 yılına ilişkin son derece karamsar ve gerçek dışı bütün tahminleri alt üst ederek Türkiye ekonomisi bir defa daha temellerinin sağlam olduğunu, büyüme potansiyelinin güçlü olduğunu ortaya koydu. Bu hepimiz açısından son derece sevindirici." diye konuştu.

- "İstihdam piyasasında olumlu gidişi teyit eden rakamlar"

Ağbal, istihdamda da büyük bir iyileşme yaşandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"2007 yılından sonra Türkiye ekonomisi bugüne kadar yaklaşık 8 milyona yakın insana iş, aş verdi. Son bir yılda da 1 milyonun üzerinde bir istihdamı yakaladık. TÜİK tarafından temmuz ayına ilişkin istihdam rakamları da açıklandı. İstihdam piyasasında olumlu gidişi teyit eden rakamlar ortaya çıktı. Geçen sene temmuzdan bu sene temmuza kadar 1 milyon 122 bin ilave istihdam sağlandı. Burada istihdamdaki artış bütün sektörlerde var. Tarım sektöründe 294 bin, sanayi sektöründe 109 bin, inşaat sektöründe 140 bin, hizmetler sektöründe 577 bin ilave istihdam sağladık."

İşsizlik oranının da temmuzda değişim göstermeyerek yüzde 10,7 seviyesinde gerçekleştiğini belirten Ağbal, iş gücüne katılım oranının geçen yıl temmuzda yüzde 52,7 iken bu sene yüzde 53,7 olduğunu bildirdi. Ağbal, iş gücüne katılım oranının 1 puan artmasına rağmen oluşturulan 1 milyon 122 bin istihdamla işsizliğin aynı seviyede tutulmasının önemli olduğunu ifade etti.

- 2017 sonu büyüme beklentisi

Ağbal, 2010 sonrası dönemde ortalama yüzde 6,6 büyüyen Türkiye ekonomisinin önümüzdeki süreçte de büyümeye devam edeceğini vurgulayarak, "Ekonomide yakalanan olumlu gelişmeler sayesinde 2017 sonu itibarıyla Türkiye ekonomisi yüzde 5,5 gibi yüksek bir büyüme oranını yakalayacak." dedi.

Bu yıl büyümede yakalanan güçlü performansın önümüzdeki üç yıllık dönemde de aynı şekilde devam ettirmeyi en önemli hedef olarak Orta Vadeli Program'da (OVP) belirlediklerini anlatan Ağbal, OVP döneminde güçlü büyüme ile sürdürülebilir kamu maliyesi hedeflerinin birbirlerini desteklemeye devam edeceğini, kamu kesimi genel dengesi trendinin güçlü büyüme hedefini gözeterek ekonomik ve finansal istikrarı destekleyeceğini ve güçlü kamu maliyesi çerçevesi daha da iyileşeceğini aktardı.

OVP'de bütçe ile ilgili hedefleri hatırlatan Ağbal, maliye politikasının, bu dönemde ekonomik büyümeye destek olacağını, ekonomik ve finansal istikrarı güçlendireceğini belirtti.

Mali imkanları kullanmak suretiyle beşeri sermayeyi bu dönemde destekleyeceklerine işaret eden Ağbal, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar yoluyla sosyal devleti bu dönemde güçlendireceklerine dikkati çekti.

Ağbal, kamu harcamalarında etkinliği ve verimliliği, kaynakların kullanımında tasarrufu öncelikli alanlar olarak kullanmaya devam edeceklerini ifade etti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2018 yılı bütçesinde en büyük payın 134 milyar lira ile eğitime ayrıldığını belirterek, "Böylece bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 18'ini tek başına eğitime ayırıyoruz. Başka bir ifadeyle toplanan her 100 liralık verginin 22 lirasını doğrudan doğruya eğitime harcayacağız." dedi.

Ağbal, Bakanlıkta, "Ocak-Eylül 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2017 Yıl Sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı" konulu basın toplantısı düzenledi.

AK Parti hükümetlerinin uygulamaya koyduğu bütçelerin en önemli özelliklerinden birinin, bütçeden faize harcanan kaynakları azaltırken vatandaşlara hizmet olarak yansıyacak kaynakları artırmak olduğuna işaret eden Ağbal, AK Parti'nin 2002'de iktidara geldiğinde bütçenin yüzde 43,2'sinin doğrudan faiz harcamalarına gitmesine karşın bu oranın sürekli aşağı çekildiğini söyledi.

"Bütçeler, faiz bütçesi olmaktan çıktı, hizmet bütçesine bu dönemde kavuştu." diyen Ağbal, 2018'de bütçeden faize giden harcama oranını yüzde 9,4 olacak şekilde düzenlediklerini bildirdi.

Ağbal, eskiden bütçenin yarısı faize giderken, artık yüzde 90'dan fazlasının doğrudan doğruya vatandaşa hizmet olarak gideceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"2002'de toplanan her 100 lira verginin 86 lirası faiz harcamalarına gidiyordu. 2018'de toplayacağımız her 100 liralık verginin 12 lirası faize, 88 lirası vatandaşa hizmet olarak gidecek. Ekonomide yakaladığımız sürekli ve güçlü büyüme trendi, ekonomik ve siyasi istikrarla güçlü kamu maliyesi dengelerinin birbirlerini desteklemek suretiyle bir taraftan borçlanma ihtiyacını düşürürken diğer taraftan kamunun reel borçlanma maliyetlerini önemli ölçüde aşağı çekti. Bu sayede faize giden kaynaklar da hızla aşağı indi. Faiz harcamalarının temel itici gücü, ekonomide ve siyasette sağladığımız istikrar. Güçlü hükümetler, güçlü bütçeler ve sağladığımız istikrar sayesinde, Türkiye ekonomisi sürekli şekilde büyüdü. Büyümeyen bir ekonomide, siz istediğiniz kadar bütçe yapın, bütçe açıkları artar. Ekonomi büyüdüğü için bütçe açıklarının aşağı gitmesi o kadar önemli."

Kamu maliyesi dengelerinde ihtiyatlı, ülke ihtiyaçlarına uygun çerçevede üretilen maliye politikalarıyla borçlanma ihtiyacının aşağı indiğini dile getiren Ağbal, az borçlanan ülkenin az faiz ödeyeceğini söyledi.

Ağbal, siyasi ve ekonomik istikrarın olduğu, ekonomisi ve bankacılık sistemi sağlam bir ülkede borçlara ödenen reel faizinin aşağı ineceğine dikkati çekerek, "Bizim faiz giderlerimizi aşağı çeken en önemli faktörlerden bir tanesi de, 1990'lı yıllarda yüzde 25'lere kadar çıkan reel faiz ödemelerinden şimdi yüzde 2'lere kadar düşen reel faiz ödemelerine geldik. Bu da bizim faiz giderlerimizi aşağı çekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Her 100 liralık verginin 22 lirası eğitime harcanacak"

Gelecek yılın bütçesinde, bundan önceki yıllarda olduğu gibi en büyük payı eğitime ayırdıklarının altını çizen Ağbal, bu alandaki ödeneği 2018'de 134 milyar liraya çıkardıklarını, böylece bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 18'ini tek başına eğitime aktardıklarını bildirdi.

Ağbal, 2018'de toplanan her 100 liralık verginin 22 lirasını doğrudan eğitime harcayacaklarını belirterek, "Eğitim harcamalarında gerek öğrencilerimize gerek öğretmenlerimize gerekse eğitim ortamına yönelik çok önemli harcama programlarını uygulamaya koyduk, bunları uygulamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Gelecek yıl 2 milyon öğrencinin faydalanacağı burs ve öğretim kredisi için 11,2 milyar lira kaynak ayırdıklarını anlatan Ağbal, 1 milyon 400 bin öğrencinin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardım programına bütçeden 3 milyar 400 milyon lira kaynak sağladıklarını dile getirdi.

Ağbal, özel okullara giden öğrencilere maddi destek vermeye başladıklarını anımsatarak, bu kapsamda 2018'de 335 bin öğrenciye destek sağlayacaklarını, bunun için 1 milyar 500 milyon lira kaynak ayırdıklarını belirtti.

AK Parti hükümetlerinin üniversite harcını kaldırdığına değinen Ağbal, 2 milyon 400 bin üniversite öğrencisinin 2018'de de harç ödemeden üniversiteye gidebileceğini, bu öğrenciler adına üniversitelere bütçeden 600 milyon lira kaynak ayıracaklarını kaydetti.

Ağbal, pansiyonlarda barınan 341 bin öğrenci için bütçeden 1 milyar 100 milyon lira ödenek ayrıldığını, 18 milyon öğrencinin ders kitaplarına ücretsiz eriştiklerini, bu hizmet için 2018 bütçesinden yaklaşık 600 milyon lira kaynak sağlandığını söyledi.

Dershanelerin kaldırıldığını hatırlatan Ağbal, öğrencilerin takviye eğitim ihtiyacı için okul bünyesinde hafta içi ve hafta sonlarında takviye kurs kapsamında bütçeye 1,6 milyar lira ilave kaynak koyduklarını bildirdi.

AK Parti hükümetleri döneminde engelli ve dezavantajlı vatandaşlara, daha önceki dönemlerde hiç olmayan yeni programlar başlattıklarını dile getiren Ağbal, bunlardan birinin de engelli çocuklarının eğitim giderlerinin devlet olarak karşılanması olduğunu ifade etti.

Ağbal, yaklaşık 380 bin engellinin eğitim hizmetten yararlandığının belirterek, "Bu eğitim hizmeti için bütçemizde gelecek sene 2,6 milyar lira kaynak ayırdık." dedi.

- "Burs ve kredi tutarını 2018'de 470 liraya çıkardık"

Yükseköğretime de bütçeden her sene artan ölçüde kaynak koyduklarını ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:

"Artık üniversitesi olmayan ilimiz yok hatta artık bazı büyük ilçelerimize de üniversitelerimizi kurduk. Türkiye'de gerek ilköğretimde gerek ortaöğretimde ve özellikle de yükseköğretimde eğitime girişi önemli ölçede artırdık. Üniversite ve fakülte sayılarıyla kontenjanlarında olağanüstü artışlar yaptık. Bütün bu büyümeyi, geliştirmeyi, hizmete erişimi sağlamak amacıyla bütçeden her sene daha fazla kaynak ayırmaya başladık. Yükseköğretime, merkezi yönetim bütçesinden ayırdığımız kaynak 2002'de 3,6 milyar liraydı, gelecek sene bu rakam 41,7 milyar liraya çıkıyor. Bütçeden yükseköğretime ayırmış olduğumuz kaynağı da neredeyse bütçe içindeki pay olarak 2 kat artırmış olduk, nominal olarak baktığınız zaman da yaklaşık 15 kat artış söz konusu. Bundan sonraki dönemde de yükseköğretime, Ar-Ge'ye, inovasyona bütçeden çok daha fazla kaynak ayırmaya devam edeceğiz."

Ağbal, kalkınmanın ve büyümenin itici gücünün, nitelikli, beşeri sermaye olduğuna işaret ederek, bunu sağlamak için bütçenin temel kaynak olmaya devam edeceğini söyledi.

Yükseköğretim öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarını 2018'de 425 liradan 470 liraya çıkardıklarını vurgulayan Ağbal, 2002'de 188 bin olan yurt kapasitesini, 2017'de artan standartlarla 619 bine çıkardıklarını anlattı.

Son iki yılda 165 bin öğrenci için ilave yurt imkanı verdiklerine dikkati çeken Ağbal, 2018'de açacakları yeni yurtlarla toplam yurt kapasitesinin 711 bini aşmasını hedeflediklerini, bu çerçevede de yurtlar için bütçeden ayırdıkları kaynağı 2017'ye göre yüzde 22,5 artırarak 13,9 milyar liraya çıkardıklarını dile getirdi.

Ağbal, yükseköğretim öğrecilerinin, artan standartlarla Yurtkur'un yurtlarından daha fazla istifade etmelerini istediklerini belirtti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2018 yılında özellikle savunma ve güvenlik birimlerinin ihtiyacı olan modernizasyon harcamaları için bütçeden ilave 18,7 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildirdi.

Ağbal, Bakanlıkta düzenlediği "Ocak-Eylül 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2017 Yıl Sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı" konulu basın toplantısında, gelecek yıl bütçe gelirlerinin bu yıla göre yüzde 13,9 artarak, 696,8 milyar lira olmasını beklediklerini söyledi.

Vergi gelirlerinin de yüzde 15,2 artarak 599,4 milyar liraya ulaşacağını aktaran Ağbal, vergi dışı gelirlerin ise yüzde 6,4 artışla 97,4 milyar lira olacağını dile getirdi.

Ağbal, vergi dışı gelirler kapsamında 2018 yılında hedeflenen özelleştirme gelirinin 10 milyar lira civarında olduğunu ifade ederek, "Gerek geçmiş yıllarda gerçekleştirilmiş özelleştirme gelirlerinin taksit ödemeleri gerekse bu yıl gerçekleştirdiğimiz özelleştirmelerin gelecek yıla isabet eden ödemelerini birarada tuttuğumuzda, hiçbir özelleştirme yapmasak dahi elde edeceğimiz özelleştirme geliri 6 milyar lira. Şu anda devam eden özelleştirme ihalelerimiz var. Bu sene devam edenler ve gelecek sene yapacağımız özelleştirme gelirinin toplam 10 milyar lira olmasını hedefliyoruz." dedi.

- Vergi reformları

2018 yılında vergi sisteminde de önemli değişiklikler içeren reform niteliğinde düzenlemeler yapacaklarını anlatan Ağbal, şöyle devam etti:

"Bu amaçla ekonomide katma değerli üretim, nitelikli istihdamla yatırım ve ihracatı teşvik eden, etkin, basit ve adil bir vergi sistemi için Gelir Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Vergi Usul kanunlarını yeni baştan tasarlayacağız. Çalışmalar Bakanlık düzeyinde hemen hemen tamamlanmış durumda. Gelir Vergisi Kanunu'nu Bakanlar Kuruluna bir defa sunduk, Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK) alınan kararlarla son bir defa daha sunacağız. Katma Değer Vergisi Kanunu'nda Bakanlık düzeyinde yaptığımız çalışmalar sona geldi. Büyük ölçüde bütün sektörlerin, sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini aldık, yurt dışı örneklere baktık. 2018 yılında Katma Değer Vergisi Kanunu ile ilgili tasarıyı da önce Bakanlar Kuruluna getirip, orada verilecek kararlara göre de eğer uygun görülürse Meclise sevk etmeyi düşünüyoruz. Vergi Usul Kanunu çalışmaları da hemen hemen tamam. İnşallah 2018 yılında tasarıyı Meclise sevk etmiş olacağız."

Ağbal, Bakanlık olarak İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Kanunu'yla ilgili koordinasyonu yürüttüklerini de anımsatarak, EKK'ya yeniden sunum yapacaklarını ve bu düzenlemeyi de 2018 yılında hayata geçirmeyi hedeflediklerini söyledi.

- İhracata, esnafa, çiftçiye destek

İhracatçılara bütçeden sağlanan destek için her yıl yaklaşık 1 milyar lira ödenek öngördüklerini belirten Ağbal, "2017'de bu rakamı 3 milyar liraya çıkarttık. 2018'de bu rakam 3,2 milyar lira olarak devam edecek. 2018'de ihracata başka bir kalemden daha ilave destek gelecek. Eximbank'ın ihracatçımıza daha fazla teminat, daha fazla kredi vermesi için sermayesini artıracağız. Bu sermaye artırımını karşılamak üzere 2018 yılında bütçemize ilave 1 milyar lira kaynak koyduk. 2016 yılında bütçede doğrudan öngördüğümüz 1 milyar liralık kaynağı 2018 itibarıyla 4 katına çıkarıp 4 milyar liraya çıkarmış olduk. Bu sayede ihracatçımız, yurt dışı pazarlarda çok daha rahat şekilde sigorta imkanına kavuşacak, daha fazla limit sağlanacak." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, 2018'de Cazibe Merkezleri Programı'na da bütçeden 2 milyar lira kaynak ayıracaklarını dile getirerek, KOSGEB bütçesini 2018'de yüzde 60 oranında artırarak 1,7 milyar liraya çıkardıklarını bildirdi.

2018'de Halkbank aracılığıyla kullandırılacak esnaf kredileri için faiz desteği olarak 1,5 milyar lira kaynak aktaracaklarını anlatan Ağbal, "Bu faiz desteklerinden 2018 yılı itibarıyla 450 bin esnafımız yararlanmış olacak. Devlet olarak sübvanse ettiğimiz kredinin ulaştığı hacimse 21,9 milyar lira civarında." diye konuştu.

Ağbal, Ziraat Bankası üzerinden tarım ve hayvancılık işletmelerinin finanse edilmesi için de 2,6 milyar liralık kaynak ayırdıklarını, bu çerçevede de 826 bin çiftçinin yaklaşık 40 milyar lirayı aşan kredi stokunu kullanmış olacağını ifade etti.

Bütçeden Ar-Ge harcamaları için ayrılan kaynağın yaklaşık 5 milyar lira olduğuna dikkati çeken Ağbal, "Vergi yoluyla sağladığımız, vazgeçtiğimiz vergileri söylemiyorum. Yine yurt içi tasarrufların artmasında önemli rol oynayan Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) bütçeden destek veriyoruz. 2018'de BES hesaplarına aktarılmak üzere devlet bütçesinden 4 milyar lira kaynak ayıracağız." bilgisini paylaştı.

Ağbal, 2018'de savunma ve güvenlik harcamalarına bütçeden ayrılan kaynakları da önemli ölçüde artırdıklarının altını çizerek, "Özellikle savunma ve güvenlik birimlerimizin ihtiyacı olan modernizasyon harcamaları için bütçeden ilave 18,7 milyar lira kaynak ayırıyoruz." dedi.

İktidarları döneminde kamu görevlileriyle emeklilerin mali ve sosyal haklarında ciddi iyileşme sağladıklarına işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:

"Bu dönemde personel giderlerinin bütçedeki payını artırdık. 2002'de bu pay yüzde 18 iken şu anda yüzde 28'e çıkmış oldu. Bu dönemde, emekli olan kamu görevlilerimizi hiçbir zaman enflasyona ezdirmedik. Her dönemde enflasyonun üzerinde maaş artışları verdik. 2018 de böyle bir yıl oldu. 2002 yılıyla bugünü karşılaştırdığımızda, en düşük memur maaşı enflasyondan arındırılmış şekilde reel olarak yüzde 94,6 oranında arttı. Net olan bir şey var, kamu görevlilerimiz bu dönemde enflasyonun üzerinde gelire kavuşmuş oldu. Aynı şekilde emekli aylıkları da bu dönemde reel olarak artış gösterdi. Gerek memur gerekse SSK emekli aylıklarında reel artış yaşandı. SSK emekli aylıkları reel olarak yüzde 98 oranında artmış oldu. 2018 yılı gerek kamu çalışanlarımızın gerekse emeklilerimizin bütçeden daha fazla tahsisat alacakları bir yıl olacak."

- Ağbal bütçeyi bağladı, elektronik ortamda Başbakanlığa gönderdi

Konuşmasının ardından her sene bütçenin bağlama seremonisinin yapıldığını hatırlatan Ağbal, "Maliye Bakanlığının Elektronik Belge Yönetim Sistemi üzerinden bir sistem kuruldu. Son imzacı olarak ben imza atacağım. Burada 2018 yılı bütçesini klasik ortamda bağlayacağız ama ilk defa bir bütçeyi Başbakanlığa elektronik ortamda göndermiş olacağız." ifadelerini kullandı.

Ağbal, "2018 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun ülkemize, milletimize, vatandaşlarımıza hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Rabbim inşallah önümüzdeki dönemde de hizmet bütçeleri yapmayı bizlere nasip eder." diyerek bütçeyi bağladı ve elektronik ortamda Başbakanlığa gönderdi.

Bakan Ağbal, bütçenin hazırlanması sürecinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Ağbal daha sonra soruları yanıtladı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "torba yasa" tasarısında Kurumlar Vergisi'nin artırılmasına ilişkin, "Sadece geçici olarak yaptığımız bu düzenlemeyi imkan bulursak eski haline getireceğiz. Kalıcı bir düzenleme değil. Mali alanımız olduğu anda o vergi artışından vazgeçeceğiz." dedi.

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağbal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen torba yasa tasarısında Kurumlar Vergisi'nin artırılmasına reel sektörün tepkisinin sorulması üzerine, daha önceki yıllarda da bütçe dengesi için tedbirler alındığını, bunları yaparken her zaman için bütçe dengesinin, kamu maliyesi dengelerinin ekonomik istikrara destek vermesini gözettiklerini ifade etti.

Ağbal, bütçe açığının borçlanarak karşılandığına dikkati çekerek, bütçe açığı ne kadar artarsa özel sektörün kullandığı kredi imkanını devletin kullanacağını, o zaman özel sektörün kredi imkanının daralacağını söyledi.

Kamu maliyesi ile özel sektörün dengesinin bir istikrara işaret etmesi gerektiğini ifade eden Ağbal, "Belki bir miktar özel sektörden vergi yoluyla kaynak alacağız ama aslında bütçe dengesi sayesinde de özel sektörün bankacılık sektöründen kullanamayacağı bir kaynağı da özel sektöre bırakmış olacağız." dedi.

Ağbal, özellikle 2018-2020 arasında özel sektörün yatırım harcamalarının da artacağını varsaydıklarına işaret ederek, "O zaman özel sektörün daha fazla kaynak kullanması lazım. Kamunun, özel sektörün yerine geçip daha fazla bankalardan kaynak almaması lazım. Bunu temin etmek gerekiyor. Getirdiğimiz vergi artışının doğurduğu ilave maliyetten çok daha fazlasıyla ekonomik istikrar zaten özel sektör yatırımlarının önünü açacak." diye konuştu.

Söz konusu düzenlemenin 3 yıllık dönemi kapsayan geçici bir madde olduğunu dile getiren Ağbal, Bakanlar Kuruluna da geçici olan bu madde döneminde oranı tekrar aşağı çekebilmesi için yetki verildiğini vurguladı.

Ağbal, kamu maliyesi dengelerini gözeteceklerinin altını çizerek, "Sadece geçici olarak yaptığımız bu düzenlemeyi imkan bulursak eski haline getireceğiz. Kalıcı bir düzenleme değil. Mali alanımız olduğu anda o vergi artışından vazgeçeceğiz." ifadesini kullandı.

- "Taşeron konusunu EKK'da bir kez daha konuşacağız"

Bir soru üzerine, taşeron işçilere kadro verilmesi konusunun bugün Bakanlar Kurulunda gündeme gelmeyeceğini dile getiren Ağbal, şöyle konuştu:

"Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK) taşeron konusunu bir daha konuşacağız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bizim çalışmalarımızı beraber ele alacağız. EKK taşeron ile ilgili bir çerçeve oluşturacak. Sonra biz bu oluşturulan çerçeveyi Bakanlar Kuruluna taşıyacağız. Hükümet olarak oturacağız, karar vereceğiz. Taşeronun kamuya alınması 'aldım' demekle olmuyor. Bunun birçok parametresi var. Kapsam, istihdam statüsü ne olacak, geçiş süreci düzenlemeleri ne olacak? Buradaki taşeron firmaların durumları ne olacak? Birçok parametre var. Biz, Çalışma Bakanlığı ile farklı alternatifleri masaya getireceğiz. Her bir parametre ile ilgili değerlendirmelerimizi yapacağız. Bir taraftan çalışanlarımızın kamuya geçişinin en uygun koşullarını oluştururken, bir taraftan da kamu maliyesi ve kamu hizmet sunumu açısından da bu sistemin en elverişli olmasının yolunu açacağız. Şu ana kadar belediyeler de dahil olacak şekilde teknik çalışmalar yürüdü. Farklı kurumlarda farklı statüler, farklı çözümler var. Bunu da EKK'da ve Bakanlar Kurulunda konuşacağız."

Ağbal, 2018'de öğretmen alımı olacağını ifade ederek, kamuya kaç personel alınacağını Bakanlar Kurulunda konuşacaklarını belirtti.

Kanal İstanbul'a ilişkin bir bütçe hazırlığı olup olmadığının sorulması üzerine de bu projenin çalışmalarının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yürütüldüğüne dikkati çeken Ağbal, söz konusu proje için henüz bütçe çalışma aşamasında olmadıklarını söyledi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "torba yasa" tasarısında Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) düzenlemesine ilişkin, "İlk defa vergi sistemimizde vergi adaletini güçlendiren, ödeme ilkesini hayata geçiren yeni bir vergi sistemine geçiyoruz. Bu, verginin artışından bağımsız bir konu. Geniş toplum kesimleri de muhalefet partileri de bu düzenlemeyi, vergi adaletine ve ödeme gücü ilkesine uygun buluyor." dedi.

Torba yasa tasarısında Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Kurumlar Vergisinde yapılan düzenlemenin, ortaya çıkan açığı telafi etmeye yeterli olup olmadığının sorulması üzerine Ağbal, geçen cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda maddeler görüşülürken alınan tedbirlerin bütçeye etkileri konusunda komisyon üyelerinden bilgi talebi geldiğini söyledi.

Ağbal, Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülen kamu dengelerini sağlamak üzere torba tasarıyla uygulamaya konulacak düzenlemelerin mali etkileri konusunda, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda detaylı değerlendirmelerde bulunacağını ifade etti.

Kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınmasına yönelik çalışmalarda gelinen aşamanın sorulması üzerine Ağbal, Bakanlığın kendi hazırlıklarının yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da bu konuda bir çalışma yaptığını belirtti.

Ağbal, "Öncelikle Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK), ardından da Bakanlar Kurulunda bu konuyla ilgili çalışmaları bir araya getirmek suretiyle kapsamlı bir çözüm paketini oluşturmayı hedefliyoruz. Hükümet olarak bir çerçeve düzenleme yapacağız. Teknik çalışmalar hemen hemen tamam. Şimdi her alternatifin, farklı olabilecek alt detayların ortak bir çözüme dönüştürülmesiyle ilgili çalışmalar yapılacak." dedi.

- Şehir hastaneleri projeleri için 2,6 milyar liralık ödenek

Kamu-özel iş birliğinde yapılan projelerin bütçeye yansımasına ilişkin bir soru üzerine Ağbal, bütçeden kamu-özel iş birliği projelerine taaahüt edilen ödemelerin yapılması amacıyla gerekli kaynakları ayırdıklarını hatırlattı.

Kamu-özel iş birliği projeleri sayesinde Türkiye'nin altyapı, ulaşım ve sağlık sektörlerinde çok kapsamlı ve önemli hizmetlere adım attığını vurgulayan Ağbal, gerçekleştirilen tüm kamu-özel işbirliği projelerinin toplam büyüklüğünün, ileriki yıllarda bütçelere yansımaları konusunda uluslararası standartlarla uygun bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.

Gelecek yıl Sağlık Bakanlığı bütçesinden şehir hastaneleri projeleri için 2,6 milyar liralık ödenek ayırdıklarını belirten Ağbal, bu ödeneğin bir kısmının sabit kira ödemelerinden, bir kısmının da hesaplanan değişken hizmet bedellerinden oluştuğunu kaydetti. Ağbal, şöyle devam etti:

"Bundan sonraki yıllarda da şehir hastaneleri tamamlandıkça, buradan gelen bedelleri bütçeye yansıtacağız. Burada yapmış olduğumuz ödemelere paralel olarak Sağlık Bakanlığının bütçeden doğrudan yatırım olarak ayrılacak ödenekleri de yıllar itibarıyla azalmasa bile artış oranında bir düşme olacak. Bütçe kompozisyonu olarak bakıldığında Sağlık Bakanlığının yatırım bütçesi kamu-özel iş birliği projelerinin oran olarak arttığı, doğrudan bütçeden yatırım harcamaları olarak ayrılan kaynağın nispeten azaldığı bir görünüme kavuşacak ama bu görünüm kamu mali dengeleri içerisinde sürdürülebilir ve yönetilebilir seviyelerde olacak. Zaman zaman kamu-özel iş birliğinin projelerinin bütçe içerisinde karşılanabilirliğine ilişkin birtakım tartışmalar yapılıyor. Zaten bu projelerin her birine girişirken önümüzdeki yıllara ilişkin muhtemelen ödeme aralığını tahmin ederek, hesaplayarak bunları yapıyoruz. Bu açıdan herhangi bir şekilde burada bütçenin üzerinde bir olağanüstü yükten bahsetmek mümkün olmayacak."

-Ulaştırmada garanti ödemelerine 3,6 milyar liralık kaynak ayrılacak

Ağbal, 2018 yılında ulaştırma projelerinde verilen garanti ödemeleri kapsamında 3,6 milyar liralık bütçeden kaynak ayıracaklarını ifade ederek, "Yaptığımız hesaplamalara göre ilk yıllarda böyle bir garanti ödemesi olsa bile sonraki yıllarda trafiğin hızla artması sayesinde buradaki garanti ödemeleri biteceği gibi, devlet olarak burada ilave gelir sağlayacağız." dedi.

Türkiye ekonomisinin yüksek büyüme gücünü, sürdürülebilirliğini ileriki yıllarda da devam ettirmesi halinde bütün kamu-özel iş birliği projelerinin getirdiği ilave yükümlülüklerinin karşılamanın ötesinde, büyüyen ekonominin ödemeleri tersine çevirip kamuya ilave gelir sağlayacağına işaret eden Ağbal, "Büyüyen Türkiye ekonomisi hikayesini, gerçekliğini, 2023 hedefleri bağlamında gelecek senelerde de hiçbir şekilde taviz vermeden devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ferrari alıyorsanız, 6 bin liralık ilave vergiyi de vereceksiniz"

Ağbal, Motorlu Taşıtlar Vergisinde (MTV) yapılan değişikliğe ilişkin eleştirilere ilişkin de bu konuyla ilgili komisyonda yeterli derecede tartışmaları yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Muhalefet partisi milletvekilleri de dahil olmak üzere herkesin son derecede olumlu karşıladığı bir yeni sistem değişikliği var. Bu sistem değişikliğini, 2018 yılındaki MTV artışlarından bağımsız olarak değerlendirmemiz lazım. Mevcut MTV sisteminde aracın değeri ne olursa olsun, motor silindir hacmi aynı ise aynı miktarda vergi ödüyorsunuz. Örneğin 2017 yılında 1600 cc, vergili değeri 70 binin altında bir araç aldınız, siz buna bin 35 lira vergi ödüyorsunuz, öbür tarafta vatandaş diyor ki 'Ben Ferrari alacağım, ben de aynı parayı ödeyeyim.' İlk defa vergi sistemimizde vergi adaletini güçlendiren, ödeme ilkesini hayata geçiren yeni bir vergi sistemine geçiyoruz. Bu, verginin artışından bağımsız bir konu. Geniş toplum kesimleri de muhalefet partileri de bu düzenlemeyi, komisyonda yaptığımız görüşmeden hareketle söylüyorum, vergi adaletine ve ödeme gücü ilkesine uygun buluyor ve destekliyor."

Bu açıdan 2018 yılında ilk defa trafiğe yeni çıkacak araçlar için yeni bir vergi sistemi getirdiklerini dile getiren Ağbal, burada yeni oluşacak değerler üzerinden vergi ödeneceğini bildirdi.

Ağbal, "Ödeme gücü ilkesine göre, vergi adaletine göre 2 milyon liranın üzerinde Ferrari alıyorsanız, 6 bin liralık ilave vergiyi de vereceksiniz. Bu vergi adaletine son derece uygun bir düzenleme." dedi.

- En düşük memur maaşı

Faiz dışı giderlere ilişkin bir soru üzerine de Ağbal, "2017 yılının ikinci 6 aylık döneminde faiz hariç giderlerdeki artış trendi aşağıya gelirken, vergi gelirlerindeki artış trendi yukarıya gelecek. Böylelikle yıl sonunda hedeflemiş olduğumuz bütçe açığını gerçekleştirmiş olacağız." ifadelerini kullandı.

Ağbal, bir soru üzerine de Ocak 2018'de en düşük memur maaşının 2 bin 830 liraya çıkmış olacağını bildirdi.

Kamuya alınacak personele ilişkin dağılımın bütçe kanununun çıkmasından sonra belirleneceğini belirten Ağbal, başta öğretmen, sağlık çalışanları alımları olmak üzere açıktan atama kontejanları dahilinde personel dağılımını yeni yılla birlikte yapacaklarını kaydetti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Adıyaman ve çevresindeki çiftçiler kooperatifleşmek, ürettikleri tütünü kooperatifler eliyle piyasaya sunmak istiyorlar. Onların önünü açacak bir düzenlemeyi de inşallah torba yasada önergeyle hayata geçireceğiz." dedi.

Ağbal, Ocak-Eylül 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2017 Yıl Sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'na ilişkin Bakanlıkta basın toplantısı düzenledi.

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağbal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alınan torba yasa tasarısında tütün konusunda önemli düzenlemeler yaptıklarına işaret ederek, bunun temel amacının yasa dışı tütün ticaretine son vermek olduğunu söyledi.

Ağbal, Adıyaman ve çevresindeki üreticilerin ürettiği tütünü kendi lehlerine daha elverişli koşullarda satmasına imkan verecek birtakım yasal düzenlemeler de yapacaklarını belirterek, "O bölgede üretim yapan çiftçimiz kooperatifleşmek, ürettikleri tütünü kooperatifler eliyle piyasaya sunmak istiyor. Bu konuyu son derece olumlu değerlendiriyoruz. Onların önünü açacak bir düzenlemeyi de inşallah torba yasada önergeyle hayata geçireceğiz" diye konuştu.

Tütün üreticilerinin ilave bir cezayla karşı karşıya kalmayacaklarının altını çizen Ağbal, şöyle devam etti:

"Burada mücadele etmek istediğimiz, alnının teriyle üretim yapan çiftçiden aldığı tütünü kayıt dışı yollarla, vergiden kaçırmak üzere yasa dışı yöntemlerle satan kişiler. Yasal yolların dışında tütün ticareti yapmak isteyenler için de bir ceza düzenlemesi getiriyoruz. Orada da önergelerle birtakım değişiklikler yapacağız ve fiilin derecesiyle ceza arasında orantı kuran, ölçülülüğü oluşturan yeni bir sistemi de önergeyle komisyona getireceğiz."

- Savunmaya tahsil edilecek kaynak modernizasyonda kullanılacak

Ağbal, Savunma Sanayii Destekleme Fonu kapsamında ilave tahsil edilecek kaynağın büyük ölçüde savunma birimlerinin yeni oluşan modernizasyon ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanılacağını vurgulayarak, "Türk Silahlı Kuvvetleri teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak üzere yeni, önemli projelere imza atıyor. Ülkemizin güvenliği için gerekli her türlü ilave projeyi de bu yolla destekleme imkanına kavuşacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti için bütçeye konulan 3 milyar liralık kaynağa ilişkin de açıklamalarda bulunan Ağbal, Mart 2017'den itibaren artan ölçüde kredi kullanımları olduğunu, bunların geri dönüşü safhasında yaşanabilecek riskleri karşılamak üzere yapılan teknik çalışmalarda bu ödeneğin öngörüldüğünü bildirdi.

- "Kamu maliyesi büyümeye destek verecek"

Yeniden değerleme oranına ilişkin bir soru üzerine de Ağbal, bunun yurt içi üretici fiyat endeksindeki değişime göre hesaplanan oran olduğunu anımsatarak, vergi kanunlarında birçok vergisel düzenlemenin yeniden değerleme oranına bağlandığını söyledi.

Ağbal, "2017 yılı için Orta Vadeli Program çalışmaları sırasında esas alınan, tahmin edilen rakam yüzde 15 civarında. Şu anda 13,26. Sonraki ay, bir daha açıklanacak rakam dolayısıyla bazdan yukarıya gelecek. Burada yapmış olduğumuz vergisel düzenlemelerde yeniden değerleme oranını, bundan önceki yıllarda nasıl esas almışsak, bu sene de aynısını esas alacağımızı düşünerek açıklamalarımızı yaptık." dedi.

Kamu maliyesinin 2014 sonrasında büyüme odaklı, genişlemeci bir görünüm arz ettiğine işaret eden Ağbal, 2018-2020 döneminde de denge itibarıyla büyümeye destek vereceğini kaydetti.

Bunu yaparken kamu maliyesinde sürdürülebilirliği esas alan bir denge trendini öngördüklerini vurgulayan Ağbal, şu ifadeleri kullandı:

"Bu, Türkiye ekonomisine güç veriyor, ekonomiye dışarıdan gelebilecek kırılganlıklar karşısında kalkan vazifesi görüyor. Yatırım, üretim, büyüme, kamu maliyesi dengeleri arasındaki ilişkileri tek taraflı okuyup da bütçe dengelerinde ortaya koyduğumuz yaklaşımı, sanki bugünden daha sıkılaştırıcı bir denge olarak görme anlayışı yanlış. Kamu maliyesi önümüzdeki 3 yıl boyunca da büyümeye destek verecek ancak bir taraftan da enflasyonla mücadelede para politikasıyla uyumlu bir çerçevede politikalar geliştireceğiz. Tedbirlerdeki değişikliğimizin bu çerçevede okunması gerekiyor."

AA