Fed'in faiz artırımı Euro'yu durduramadı
Fed'in, bu yıl 3 faiz artırımı yapması ve bilançosunu küçültmeye başlamasına karşın euro, dolar karşısında değer kazandı
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu yıl yaptığı 3 faiz artırımı ve bilançosunu küçültmeye başlaması avronun dolar karşısında değer kazanmasına engel olamadı.
Fed'in parasal genişlemeye son vermesi ve faiz artırımı sinyali vermeye başladığı 2014'ten 2016'ya kadar geçen sürede 3 yıl üst üste değer kaybeden euro/dolar paritesi, Fed'in bu yıl 3 faiz artırımı yapmasına karşın değer kazanmayı başardı.
Bu yıla 1,05 seviyelerinden başlayan ve piyasalardaki genel kanı olarak bire bir olması beklenen euro/dolar paritesi, yaşanan gelişmeler ve açıklanan ekonomik verilerin etkisiyle yükselişe geçti ve 1,21 sınırına kadar yükseldi. Yıl başından bu yana yüzde 12,6 değer kazanan paritede analistler, yükselişlerin devam edebileceğini kaydetti.
Fed bu yıl politika faizini 3 kez artırarak yüzde 1,25-1,50 aralığına çıkarırken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmedi. ECB varlık alım programını aylık 80 milyar avrodan 60 milyar avroya indirerek Aralık 2017 sonuna kadar aylık 60 milyar euro seviyesinde devam edeceğini açıklamıştı.
Analistler, Euro Bölgesi'ndeki siyasi belirsizliklerin azalması ile Euro Bölgesi büyüme beklentilerinin yukarı yönlü revize edilmesinin euroyu güçlendirdiğini, Fed'in faiz artırımları ve gelecek yıla ilişkin faiz artırım beklentilerinin piyasalar tarafından çok fazla fiyatlanmamasının da doların diğer gelişmiş ülke para birimlerine karşı değer kaybetmesine neden olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin dış ticaret yapısının euro/dolar paritesinin güçlenmesini ister"
Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, avronun doları karşısındaki hak ettiği seviye konusunda çeşitli çalışmaların olduğunu, uluslararası kuruluşların avronun doları karşısında hak ettiği değer olarak 1,20 seviyesinin üzerini işaret ettiğini kaydetti.
Yılmaz, geçen yıl euro/dolar paritesinin 1,05 seviyesi civarındayken kamuoyunu uyardıklarını anımsatarak, "Paritenin 1,05 değerine geldiği zaman Avrupa siyasetine yönelik belirsizlikler hat safhadaydı. Popülist dalga Hollanda ve Fransa üzerinden Avrupa Birliği'nin geleceğini tehdit ettiği için avronun piyasadaki spot fiyatı hak ettiği seviyeden kayda değer şekilde uzaklaşmıştı. Avroda ciddi bir siyasi iskonto söz konusuydu. Popülist dalganın kırılmasıyla siyasi risk primi hızlıca ortadan kayboldu ve euro, hak ettiği seviyeye doğru yaklaştı." değerlendirmesinde bulundu.
Euro Bölgesi ve ABD'de enflasyon oranlarının birbirlerine yakın olduğunun bilgisini veren Yılmaz, yıllar mertebesinde paritenin hak ettiği seviye de ciddi bir değişim göstermeyeceğini ve önemli ölçüde istikrarlı olduğunu söyledi.
Yılmaz, önümüzdeki süreçte euro/dolar paritesinin 1,20 seviyesinden işlem görebileceğini ifade ederek,Türkiye'nin dış ticaret yapısının euro/dolar paritesinin güçlenmesini isteyeceğini kaydetti.
Euro/dolar paritesinin değer kaybettiği dönemde Türkiye'nin ihracatının olumsuz etkilendiğini bildiren Yılmaz, "Geçen yıl paritenin yukarı yönlü hareketi dış ticareti pozitif destekledi. Çünkü, Türkiye'nin ithalatı doları bazlı, ihracatı ise euro bazlıdır. Türkiye, ihracatının önemli bölümünü Euro Bölgesi'ne sevk etmektedir." dedi.
Yılmaz, önümüzdeki dönemde euro/dolar paritesinde siyasi gelişmeler, ECB ve Fed'in adımlarının ile vergi reform tasarısının etkilerinin belirleyici olacağını ifade ederek şunları kaydetti:
"Avrupa'da siyasi iklimde bozulma ortaya çıkarsa euro yeniden değer kaybedebilir. Buna karşın mevcut ekonomik canlanma beklenin ötesine geçer ve enflasyonist baskılarla sonuçlanırsa ECB para politikasını normalleştirmede aceleci davranabilir. Bu durumda euro aşırı değer kazanma eğilimine girebilir. ABD tarafında vergi reformunun Fed'in öngörülenden daha fazla faiz arttırımı ile sonuçlanırsa dolar lehine paritede hareket görebiliriz."
"Değer kaybeden dolar Türkiye'nin risk iştahını destekleyecek"
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da, avronun dolar karşısında değer kazanmasının nedeni olarak, Avrupa Bölgesi için büyüme beklentilerinin sürekli olarak yukarıya güncellenmesini, ABD'nin büyüme beklentisinde ise herhangi bir olumlu revizyonun olmamasından kaynaklandığını söyledi.
Finansal piyasalarda beklentilerin seviyesinden çok beklentilerdeki değişimin önemli olduğuna dikkati çeken Kanlı, "AB ekonomisi, 2016 yılının ardından, büyük ihtimalle 2017 yılında da ABD ekonomisinden daha yüksek bir oranda büyümüş olacak. Piyasa Fed'in 2018 yılında birden fazla sayıda faiz artıracağına inanmıyor. Ekonomistlerin böyle bir beklentisi var ancak finansal enstrümanların fiyatlanması piyasanın buna inanmadığını ortaya koyuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Euro/dolar paritenin önümüzdeki yıl 1,10-1,20 bandından dalgalanmasını, yılın sonunda ise 1,15 civarlarında dengelenmesini beklediğini ifade eden Kanlı, euro cinsi ticaretin Türkiye'nin ihracatı içindeki payının, ithalata kıyasla daha yüksek olduğu, ticaret kanalından güçlü avronun Türkiye ekonomisine bir miktar olumlu etkisinin olabileceğini kaydetti.
Kanlı, güçlü euro/dolar paritesinin sermaye akımları üzerinde de olumlu katkısı olacağını belirterek, doların değer kaybetmesinin gelişmekte olan ülkeler, ve Türkiye'ye dair risk iştahını destekleyen bir durum olduğunu ifade etti.