Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

MÜSİAD Genel Başkanı Kaan, "İş Dünyası Söyleşileri" kapsamında değerlendirmelerde bulundu. İş dünyası olarak Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nı desteklediklerini ifade eden Kaan, ülkenin güney sınırında bir terör örgütü yapılanmasının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini bildirdi.

Kaan, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu ve operasyonun ekonomiye olumsuz etki edeceğine dair oluşturulmaya çalışılan algının gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, "Afrin operasyonunun ardından, bölgenin her türlü terör unsurundan temizlenmesi ve sınır güvenliğimizin kalıcı bir şekilde sağlanması orta ve uzun vadede ekonomiye olumlu yansıyacaktır. Bu bağlamda Türk iş dünyasından beklentimiz terör unsurlarının kökünün kazınmasına yönelik bu operasyonlara tam destek verilmesi yönündedir" ifadelerini kullandı.

Geçen yıl Türkiye ekonomisi için güçlü büyüme oranlarının gerçekleştiğine işaret eden Kaan, 2017'nin tamamı için büyüme oranının yüzde 7 civarında olacağını tahmin ettiklerini aktardı.

Bu yıl ise hizmetler, sanayi, tarım ve inşaat sektörünün canlılığını sürdürmesini beklediklerini belirten Kaan, "Bilhassa imalat sanayisinde gerçekleşen yüzde 15,2'lik artışla yüzde 14,8 genişleyen sanayi sektörü önümüzdeki dönem için umut veriyor. Bu bağlamda, 2018'de Türkiye ekonomisindeki gelişmelere paralel reel ekonomiye yönelik iyimser beklentilerimizi koruyoruz." diye konuştu.

Kaan, geçen yıl Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamındaki yaklaşık 250 milyar liralık desteğin piyasaya çok olumlu etkisi olduğunu, iş dünyasına rahatlık getirdiğini ifade etti.

KGF desteğinin bir dönem daha sürdürülmesinin, ekonomi adına olumlu bir karar olacağını belirten Kaan, ancak daha sonrasında kar odaklı çalışılıp, üretim ve ihracata odaklanılması gerektiğini söyledi.

"BANKALAR MEVDUATLARININ YÜZDE 10'UNU PROJELERE AYIRMALI"

Abdurrahman Kaan, faiz yükünü azaltacak veya tamamen kaldıracak çalışmalar yürüttüklerini aktararak, şöyle devam etti:

"Hem katılım bankacılığı aktörleri hem de bizim gibi sanayicilere diyoruz ki 'Artık projelerde ortak çalışmamız lazım. Teminata dayalı, vadeli işlemler piyasası dediğimiz bu sistemden artık çıkmamız lazım.' Bütün dünya, 'konvansiyonel bankacılık sisteminin taklidi' diye tabir ettiğimiz vadeli işlemler piyasası ile faize bir şey yapacağız diye düşünüyor ama bu mümkün değil. Bundan sonra yapmamız gereken artık çok ortaklı bankalar... Bizim girişim sermayesi fonu, tarımsal yatırım fonu ve gayrimenkul yatırım fonu diye 3 projemiz var, bunların hepsi çok ortaklı yapılar. Yapacağımız şey, katılım bankalarının projelere ortak olması ve proje sahibi ile ticaret yapıp onun üzerinden kar dağıtması. Buraya getirdiğimiz sürece faize talep olmayacaktır. Talep olmayan bir şeyde de yükselme olmaz."

Kaan, bu noktada Türkiye'deki bankaların mevduatlarının yüzde 10'unu projelere ayırması önerisinde bulunarak, yaklaşık 2 trilyon liralık mevduat olduğunu, bunun 200 milyar lirası projelere ayrılabilirse hiçbir bankanın bu işten zarar görmeyeceğini söyledi.

Geçen yıl döviz kurunda çok ciddi dalgalanmalar gözlendiğini aktaran Kaan, ithal girdi oranının yüksek olduğu sektörlerde maliyet artışları gerçekleştiğini ve Döviz cinsinden borçlanmak durumunda olan özel sektör temsilcilerinin bu süreçten olumsuz etkilendiğini söyledi.

Kaan, bu gelişmelere karşı güçlü bir şekilde büyümeye devam eden Türkiye ekonomisinin, anlık sarsıntılara karşı dirençli olduğuna ve kırılganlıkların azaldığına işaret etti.

KOBİ'lere dövizle borçlanma sınırlaması getirilmesinin doğru bir önlem olduğunu belirten Kaan, "Firmalara 'Hangi para biriminden gelirin varsa, o para biriminden borçlan' çağrımızı yineliyoruz." dedi.

"İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ AYNI MOTİVASYONLA DEVAM ETMELİ"

İstihdam piyasasında rakamlara bakıldığında işsizlik var gibi gözükse de Türkiye'nin 86 noktasında bulunan MÜSİAD olarak aslında bir tek Güneydoğu Anadolu'da işsizlik gördüklerini anlatan Kaan, "Türkiye'de 15-24 yaş arasında 13 milyona yakın genç işsizlik var. Bu bizim işsizlik oranımızı yükseltiyor ama ben bunu işsizlik olarak görmüyorum. Çünkü bugün 18 yaşın altındakiler ağırlıklı olarak çalışmıyor, okuyor. Bu bakımdan ben Türkiye'de işsizlik rakamının yüzde 6'lar seviyesinde olduğunu düşünüyorum. Bir tek Batman, Mardin ve Van olmak üzere 3 ilde yüksek işsizlik var. Onun dışında Diyarbakır'da bile çok işsiz yok diyebilirim" yorumunu yaptı.

Kaan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "artı 2 istihdam seferberliği" çağrısının geçen yıl istihdama önemli bir katkı sağladığını belirterek, işsizlik oranının daha alt seviyelere çekilmesinin yolunun, bu seferberliğin aynı motivasyonla devam etmesinden geçtiğini kaydetti.

Bu bakımdan ikinci istihdam seferberliğinin çok önemli olduğunu belirten Kaan, şunları kaydetti:

"Yaklaşık 11 bine yakın üye, 50 bine yakın firmamız var. Geçen sene 250 bin istihdam demiştik. Yaptığımız anketlerde üyelerimizin yüzde 68'i mevcut istihdamını korudu ve artırdı, geri kalan kısımda durağanlık var. Şu anda bana söylenen 'adam bulamıyoruz, vasıfsız eleman arıyoruz.' Ana problem devletin verdiği en düşük maaşın çok yüksek olması. Asgari ücret bin 603 lira ama devletin en düşük maaşı 2 bin 800 lira civarında. Burada ciddi bir fark var. İkinci sorun ise işsizlik maaşı. Belli bir müddet çalışana kademeli maaş veriliyor. Bu da insanımızı çalışma ortamından uzaklaştırıyor. Büyük firmalar da maaşın düşük olduğu yere gidip ekosistemlerini kuruyor."