Ekonomistler işsizlik verisini değerlendirdi
Mart'ta işsizlik oranı yüzde 10,1 ve genç nüfusta işsizlik oranı da yüzde 17,7 ile yaklaşık 2 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşirken, uzmanlar söz konusu oranlarda mayıs ayına kadar gerilemenin sürebileceğini öngörüyor
Türkiye'de mart ayında işsizlik oranı yüzde 10,1 ve genç nüfusta işsizlik oranı da yüzde 17,7 ile yaklaşık 2 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşirken, uzmanlar söz konusu oranlarda mayıs ayına kadar gerilemenin sürebileceğini öngörüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, martta işsizlik oranı yüzde 10,1'e, 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı da yüzde 17,7'ye geriledi. Böylece hem işsizlik oranı, hem de genç nüfusta işsizlik oranı Mayıs 2016'dan bu yana en düşük seviyede gerçekleşti.
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, işsizlik oranındaki değişimin mevsimselliğin gerektirdiği şekilde belirgin düşüş yönünde olduğunu söyledi.
Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranında ise hafif bir artış görüldüğüne işaret ende Bürümcekçi, bu durumun istihdam teşvikleri ve ilk çeyrekte büyüme hızındaki artışın etkisinin azaldığını gösterdiğini ifade etti.
Bürümcekçi, işsizlik oranının mevsimsel yükseliş dönemini ocakta bitirdiğini, mayıs ayına kadar gerileyebileceği öngörüsünde bulunarak, şunları kaydetti:
"Mevsim etkilerinden arındırılmamış verilerin tarihsel gelişimine bakıldığında, genellikle işsizlik oranının yılın en düşük noktasını mayısta gördüğü, bu ayı takiben de ocak sonuna kadar yükseliş eğilimine girdiği bilinen bir gelişmedir. Yani mevsimsellik söz konusu oranların gelişiminde önemli bir belirleyici olmaktadır. Bu nedenle işsizlik oranındaki yükselişin, mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde gözlenip gözlenmediği trend açısından daha önemli bir unsur olmaktadır.
Buna karşılık, istihdamın ekonomilerin gerek genişleme gerekse daralma dönemlerinde ancak bu döngü belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra belirgin değişim gösteren bir üretim faktörü olması, bu verinin öncü bir gösterge olmaktan çok, ekonomik aktivitedeki değişimlerin hanehalkı üzerindeki etkilerini gecikmeli yansıtan bir veri olduğunu unutmamamızı gerektiriyor."
"Tarım dışı istihdamda sanayi öncülüğü geride kaldı"
Haluk Bürümcekçi, işsizlik oranlarının Mayıs 2016'dan itibaren hızlı yükseliş eğilimine girerek aralıkta yüzde 11,9 ile Mart 2010'dan bu yana en yüksek seviyeyi gördüğünü anımsattı.
Geçen yıl alınan önlemlerle ve yılın ikinci yarısında büyümede gözlenen belirgin güçlenmeyle beraber işsizlik oranlarının şubatta yüzde 9,8'e kadar gerilediğine değinen Bürümcekçi, "Mevsimsellikten arındırılmış verilerde trend açısından istihdamdaki aylık değişimlerin daha fazla bilgi içerdiğini düşünüyoruz. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye'de mevsimsellikten arındırılmış tarım dışı istihdam artışı martta 5 bin kişi azalırken, söz konusu verinin ilk çeyrek ortalaması 60 bin oldu. Buna karşılık, mevsimsellikten arındırılmış iş gücüne katılım oranının yüzde 53'e gerilemesi işsizlik oranında daha belirgin yükselişi engelleyen faktörlerden biri olarak karşımıza çıkmakta." diye konuştu.
Bürümcekçi, tarım dışı istihdamda sanayi öncülüğünün geride kalmış gibi durduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Tarım dışı sektörlerde istihdam edilenlerin sayısında martta önceki aya göre 259 bin artış görülürken, sanayide 9 bin azalış, hizmetlerde ve inşaatta ise sırasıyla 169 binlik ve 100 binlik yükseliş izlenmekte. Arındırılmış veride ise son bir yıllık dönemde gözlenen 1 milyon 42 bin kişilik istihdam artışının 701 bini hizmetler sektörü kaynaklı olurken, inşaat sektöründe 69 bin, sanayi sektöründe 376 bin yükseliş yaşandı. Geçen yıl Kredi Garanti Fonu desteklerinin etkisi ve istihdam piyasasında teşviklerle başlayan iyileşme, büyümede gözlenen güçlenmeyle hızlanmıştı.
Bu doğrultuda, ocak-aralık döneminde kümülatif istihdam artışı 1 milyon 39 bin kişiyle 2016'nın aynı dönemindeki 221 bin artışın belirgin üzerine çıktı. Bu yıl ilk çeyrekteki güçlü büyümeye rağmen, geçen yıl ilk üç ayda birikimli istihdam artışı 820 bin iken bu yıl aynı dönemde istihdam artışı 211 bin düzeyinde oldu. Bu ise devam eden istihdam teşviklerinin etkisinin daha zayıf kaldığını düşündürüyor. Öte yandan, ilk çeyrek sonrası sanayinin belirgin ivme kaybına uğradığını gördüğümüzden istihdam piyasasının da ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya paralel zayıflayacağını öngörmekteyiz."
"İşsizlik oranı bu seviyelerde taban yapabilir"
GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, mart ayı iş gücü verilerine bakıldığında, toplam istihdam içinde sanayi ve hizmet sektörünün payının arttığını, tarımın payının azaldığını, inşaatın payının ise değişim göstermediğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin geçen yılın ikinci yarısından itibaren güçlü bir büyüme performansı gösterdiğini belirten Erkan, "2017'nin 3. çeyreğinde çift hanelere gelen büyüme güçlü kalarak, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7'nin üzerinde gerçekleşmiştir. Büyüme yüzde 7'nin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranının da düştüğünü görmekteyiz. Bu kapsamda da geçen yılın mart ayında yüzde 11,7 olan işsizlik oranının bu yılın aynı döneminde yüzde 10,1'e kadar düştüğü görülmektedir." dedi.
Erkan, mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranında ise martta bir önceki aya kıyasla 0,1 puanlık artış yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Arındırılmış veride Mart 2017'ye kıyasla anlamlı bir gerileme görülüyor, bu da toplu verilerdeki iyileşmeyi teyit etmeyi açıklaması bakımından olumlu. Bu çeyrekten sonra, büyüme patikasında beklenen yavaşlama çerçevesinde işsizlik oranı da aşağı yukarı bu seviyelerde taban yapabilir. 2017’deki güçlü büyüme döneminden sonra hem ekonominin doğal büyüme patikasına geri dönmesi, hem de yükselen faizler nedeniyle şirketlerin yatırım ve istihdama ayırabilecekleri kaynakları daha çok faiz maliyetlerine yöneltmek durumunda kalabilecek olmaları istihdam artışını yavaşlatabilir. Bu kapsamda özellikle seçimden sonra uygulanacak olan ekonomi politikalarının önemli olduğunu düşünüyoruz."