Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Dün başlayan ve bu akşam TSİ 21:00'de sonuçlanacak Fed toplantısı, merkez bankasının ne yapacağının, gelecekteki faiz artırımları hakkında ne söyleyeceğine oranla daha az öneme sahip olduğu bir toplantı olacak. Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) geleneksel olarak en güvercin seslerinin şimdilerde kayda değer bir şekilde daha şahin hale gelmesi ile birlikte, politika yapıcılar muhtemelen, faiz artırımlarının daha dik bir yol izlemesinin fiyatlanması için piyasa beklentilerini yükseltmek amacıyla daha fazla çaba harcayacak.


Bu yönde bir hareket, ABD ve diğer gelişmiş ülkeler arasında artan ekonomik ve politika ayrışmasının altını çizecek ve ABD Hazine tahvillerinin ve doların göreceli cazibesini artıracak. Her iki sonucun yatırımcılar için hisse senetleri ve diğer varlık sınıflarında neticileri olacak.


Fed 26 Eylül'de 25 baz puanlık faiz artırımına gidecek. Karar, önceki politika toplantılarında dünyanın diğer taraflarındaki sorunlara bankanın reaksiyon göstermeme kararının bir teyidi olacak. Faiz artırımı, Fed'in, süregelen güçlü aylık istihdam yaratma ve tarihsel olarak düşük işsizlik maaşı başvuruları verisi ve bunların yanında Ağustos ayı raporundaki son ücret artış verileri dahil yüzde 2 enflasyon hedefini destekleyen daha geniş göstergeler setine bağlı olarak, çifte hedefini tam olarak karşılamaya yönelik devam eden ilerlemesini işaret edecek.


Merkez bankasının kararı, Fed'in Aralık 2015'te başlattığı kriz sonrası dönemin sekizinci faiz artırımı olacak olan bu adımı zaten rahat bir şekilde fiyatlamış olan piyasalar için sürpriz olmayacak. Ancak bu görüş birliği faizlerin gelecekteki seviyelerine uzanmıyor. Piyasalar Fed'in, politika yapıcıların halihazırda "noktasal grafik" yoluyla ve kısmen kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda zaten işaret ettikleri patikaya göre daha az şahin bir yol izleyeceğini düşünmeye devam ediyor.


Fed'in bu haftaki amaçlarından birinin piyasa beklentilerini biraz yükseltmek olacağı şüphesini taşıyorum. Fed bunu, ABD ekonomik ivmesine zarar vermeden yapmaya ve bunun orta vadeli istikrar ile uyumlu olmasına çalışacak.

Bu amaçla, bazı Fed yetkilileri, gelecekteki daha agresif faiz artırımları için daha güçlü bir analitik taban oluşturmak amacıyla bireysel olarak zaten açıklamalarda bulunuyorlar. Bu seslerin en göze çarpanlardan biri, FOMC'nin geleneksel olarak en güvercin üyelerinden biri olarak görülen Lael Brainard.


Brainard, Detroit Ekonomi Kulübü'nde geçen ay yaptığı konuşmada, birçokları tarafından denge seviyesindeki Fed fonları faizi (Fed'in gösterge faizi) için Kutup Yıldızı olarak değerlendirilen nötr faizin işlevsel kavramını tanımladı. Brainard, önümüzdeki birkaç çeyrekte daha iyi bir faiz politikasını yönlendirecek kısa vadeli nötr faizin muhtemelen uzun vadeli faizin üzerinde olacağını söyledi. Bu durum, mevcut piyasa beklentilerini aşan faiz artırımları için zemini güçlendirecektir.


Bu daha agresif faiz artırımı patikasının daha güçlü bir ekonomiyi işaret etmesinden ötürü, bu yöntemin uygulanması ekonomiyi rayından çıkarmamalı ve aynı zamanda risk varlılarının altından halıyı çekmemeli. Bu politika ayrıca, gerçek ve dayanıklı mali istikrarla da uyumlu olacaktır ve Başkan Jerome Powell'ın liderliğindeki mevcut Guvernörler Kurulu'nun Janet Yellen ve Ben Bernanke tarafından başkanlık yapılan önceki kurullara göre daha çok üzerinde duracağı bir konu olabilir. Bu süreçte, Fed, ABD ve diğer gelişmiş ülkeler arasında artan bir şekilde ayrışan ekonomik performansının altını çizecek.


Piyasa katılımcıları için, daha agresif faiz artırımları patikasını işaret eden daha geniş bir Fed sinyal setini göz ardı etmek gitgide daha zor hale gelecek. Fed'in politika yönlendirmesine daha da yaklaşarak, piyasanın gelecek faiz artırımları patikası için beklentileri, 2016 ve 2017'de görülen şeklin bir tekrarı ile sonuçlanacak: Bunu daha sonra doğrulayabilmek için Fed'in yönlendirmesine göre daha güvercin başla.


Bu ve bunun yanında "ticari olmayan alıcıların (uzun vadeli yükümlülüklerini tahvil alımları ile karşılayan emeklilik fonları ve Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası'nın büyük miktarlı varlık alım programlarının yayılma etkileri dahil) zamanla azalan etkisi, tüm Hazine tahvil itfalarında daha yüksek faizlere yol açacak. Bu durum ayrıca, halihazırda tarihi yüksek seviyeler yakınında bulunan ve 10 yıl vadelilerde geçen haftayı 260 baz puanda bitiren ABD ve Almanya tahvilleri arasındaki faiz farkı üzerinde de kayda değer bir baskı oluşturacak. Bu gelişmelerle birlikte birlikte, tahviller hisse senetlerinden daha fazla riskten kaçınma yatırım akışı çekecek ve dolar üzerinde olası yukarı baskı oluşturacak.


Tüm bunlar, genişleyen ekonomik ve politika ayrışmasının, yatırımcılar için hisse senetleri ve diğer varlık sınıflarında en önemli sorunlardan biri olduğunu gösteriyor. Bu durumun dünya hisse senedi piyasaları ve diğer risk varlıklarında daha da yükselişle uyumlu olabilmesi için, iki gelişme gerekli: Bunlar, aşağı taraftan yakınlaşma (ayrışmanın aşağı yönden azaltılması) ve dünyanın kalan kısmında daha güçlü büyüme. Avrupa ve Japonya, gerçek ve potansiyel büyüme oranlarını desteklemek için daha kapsamlı politika tedbirleri almak zorunda kalacak ve gelişen ekonomiler dış finansal koşullarında daha da sıkılaşmaya gidebilme ihtiyacında olacak.


Bloomberg Opinion yazar ıMuhammed A. El-Erian, aynı zamanda Pimco'nun ana şirketi Allianz SE'nin baş ekonomi danışmanlığını da yürütüyor.