Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, TOBB ile Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI) iş birliğiyle Asya-Pasifik Ekonomi Zirvesi gerçekleştirildi.

Zirve kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Asya-Pasifik Bölgesi’nin, dünya nüfusunun yüzde 40’ını, küresel ticaret hacminin yüzde 30’unu ve dünya ekonomik büyüklüğünün yüzde 23'ünü kapsadığını söyledi.

Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisindeki büyümenin yüzde 60’ını, Asya-Pasifik ülkelerinin sağladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“2018 büyüme ortalaması yüzde 5,6, 2019 beklentisi yüzde 5,4. Aynı dönemde küresel büyüme yüzde 4 civarında. Yani Asya-Pasifik, dünyanın geri kalanından daha hızlı büyümeye devam edecek görünüyor. Yine bölgenin küresel ticaret hacmi içinde payı, 10 sene önce yüzde 28 iken, şimdi yüzde 30’a ulaştı. Yılda 5,2 trilyon dolar ithalat yapıyorlar. Bizim buradan aldığımız pay sadece 12 milyar dolar, yani ancak binde 2,4. Öte yandan Asya-Pasifik ülkeleri, yılda 470 milyar dolar uluslararası yatırım yapıyorlar. Bize gelense yılda 1 milyar doları bile bulmuyor. Bugüne kadarda bu ülkelerden ancak 7 milyar dolar FDI çekebilmişiz. Yani ne Asya-Pasifik bizim radarımızda ne biz Asya-Pasifik’in radarına girmişiz. İşte bu tabloyu değiştirmek, eksenimizi genişletmek istedik.”

Şu an Türkiye’nin ihracat menzilinin yaklaşık 2 bin 900 kilometre olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, Meksika’nın ihracat menzilinin 4 bin kilometre, Brezilya’nın ise 5 bin kilometre, hatta İsrail’in bile ihracat menzilinin 5 bin 600 kilometre olduğunu, ufku genişletmek, menzili artırmak gerektiğini vurguladı.

Hisarcıklıoğlu, daha gidecek çok yolun bulunduğunu anlatarak, “Yıllar önce bir Dünya Bankası raporunda, Türkiye’de aynı firmalar, aynı malları, aynı pazarlara satıyorlar diyordu. Yıllar geçti durum hala aynı. Yeni pazarlara açılma hamlesine de ihtiyacımız var. İşte bu tabloyu değiştirmek istiyoruz. Bu çerçevede, Asya’nın en büyük iş dünyası örgütü Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu ile iş birliğine gittik. Bu konfederasyon, 28 ülkeden yaklaşık 3 milyon şirketi temsil ediyor.” diye konuştu.

- “Asya-Pasifik Ekonomi Zirvesi’nin Türkiye’de yapılmasının önemi büyük”

Hisarcıklıoğlu, Türkiye olarak, Asya-Pasifik Bölgesi’ndeki iş adamlarıyla, güçlü bir ekonomik entegrasyon istediklerini belirterek, “Küresel ekonomi için Asya-Pasifik Bölgesi'nin büyüyen önemini dikkate alıyoruz. Bundan herkesin kazanacağı sinerji ortaya çıkarmak için çalışıyoruz. Bölge ülkeleriyle Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler, olması gereken düzeyde değil. Asya-Pasifik bölgesinin ihracatımız içinde payı yüzde 7, ithalatımız içindeki payıysa yüzde 24. Yatırımlarda da benzer bir tablo söz konusu.” ifadelerini kullandı.

2000-2017 döneminde Türkiye’ye, 150 milyar dolar uluslararası yatırımın geldiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

“Asya-Pasifik ülkelerinin buradaki payı sadece yüzde 5, yani 7 milyar dolar. TOBB olarak, CACCI üyelerini, stratejik ortak kabul ediyoruz. Vizyonumuz, Asya-Pasifik Bölgesi'ndeki iş dünyasıyla, Türk iş alemi arasında, güçlü ve kalıcı ekonomik entegrasyon sağlamak. CACCI Konferansı'na Türkiye'nin ev sahipliği, Asya-Pasifik Bölgesi ülkelerinin iş dünyası çatı örgütleriyle, şirketlerinin, ilk defa bizlerle bir araya gelmesini mümkün kıldı. Böylece Türkiye’nin bölgedeki görünürlüğü artacak. Bugüne kadar istediğimiz ölçüde kuvvetli ekonomik ilişki kuramadığımız, Asya ülkelerine yakınlaşmamıza yardımcı olacak. Zira 21. yüzyılın bir Pasifik Yüzyılı olması öngörülüyor. Akdeniz, eski dünyanın okyanusuydu. Atlantik, bugünün okyanusu. Pasifik ise geleceğin okyanusu. Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi, Uzak Asya’ya kayıyor. Yani Pasifik Yüzyılına girmiş bulunuyoruz. Bir tarafta Japonya ve Kore gibi inovasyon ve teknoloji devleri, diğer tarafta Pakistan, Endonezya, Vietnam, Filipinler gibi yükselen pazarlar… Her türlü ürünün, farklı kalite ve ölçeklerde üretildiği bir bölge. 3 milyarın üzerinde tüketicisiyle, en büyük küresel pazar burada. Gerek ekonomik büyümeler gerek mal ve hizmet ithalat artışı, dünya ortalamasının üzerinde bulunuyor.”

Asya-Pasifik Bölgesi’nin, dünya ekonomisinin gidişatını belirleyici bir güce sahip olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, dünya dengelerinin değiştiği bu dönemde, Asya-Pasifik Ekonomi Zirvesi’nin Türkiye’de yapılmasının öneminin büyük oluğunu söyledi.

- “Yeni iş birliği ve ortaklıklar kurmayı hedefliyoruz”

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin 100 milyar dolar mal, 43 milyar dolar hizmet ihracatına sahip olduğunu, İtalya ile Çin arasında en büyük sanayi üretim kapasitesini kurmuş bir ülke konumunda bulunduğunu belirterek, “Türkiye, Avrupa Birliği’nin 6. büyük tedarikçisi haline gelmiş bir ülke. Türkiye’nin bu büyük potansiyelini, Asya-Pasifik iş dünyasına göstermek istiyoruz. Aramızdaki ticareti ve yatırımları artırmayı, yeni iş birliği ve ortaklıklar kurmayı hedefliyoruz.” dedi.

Seçtikleri 5 temel alanda ortak çalışma yaptıklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birincisi kadın ve gençlerin girişimciliğinin geliştirmesi. Zira zenginliği getiren girişimciliktir. Türkiye son 10 yılda özellikle kadın girişimci artışında çok başarılı oldu. Bu konuda büyük emek veren Kadın ve Genç Girişimci Kurullarımızı tebrik ediyorum. 10 yıl önce sadece 75 bin olan kadın girişimci sayısını, bugün 110 bine çıkardık. Yani 85 yılda sağlanan rakamın yarısı, son 10 yılda geldi. İkinci konu, sağlık, eğitim, turizm, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörlerinde birlikte çalışma fırsatlarının değerlendirilmesi. Özellikle sağlık, eğitim ve turizm, ülkemizin hızla gelişen sektörleri, burada büyük iş potansiyelimiz var. Bilgi-İletişim ise 21. asrı şekillendiren teknoloji. Gelecekte 2 tip ülke olacak, teknoloji üretenler ve başkalarının ürettiğini para verip alanlar. Biz ilk grupta olmak istiyoruz

Üçüncü konumuz, gıda, tarım, su, enerji ve çevre alanlarında iş birliği. Tüm bunlar, yaşamın devamı için kritik önemde. Hatta ilerde, milli güvenlik sorunu hale gelecekler. Dördüncü konu, KOBİ’leri geliştirmeye yönelik ortak çalışmalar yapılması. Zira ekonomilerin temek direği KOBİ’ler. Dinamizm, inovasyon, piyasada rekabetin sağlanması, hep KOBİ’lerle mümkün. KOBİ’lerimiz arasında iş birliği ve ortaklık kurmayı konuşacağız. Beşinci ve son konumuz, ticareti kolaylaştırma, böylece aramızdaki ticari engellerin tespiti ve bunların kaldırılması. Günümüzde küresel ekonomiye en büyük tehdit, korumacılık ve engeller. Bundan en büyük zararı da bizim gibi gelişen ülkeler görüyor. Ticaretin artması, refah ve kalkınmayı sağlar. Ticaret yapan, savaşı konuşmaz, birbirine kötü bakmaz. Bu nedenle, ülkeler arasındaki ticaretin gelişmesi, küresel barışa giden en kısa yoldur.”

- “Türkiye ile Asya-Pasifik ülkeleri artık birbirine daha yakınlaşmış olacak”

Hisarcıklıoğlu, bugün burada, 28 ülkeden, 400’e yakın iş adamı, bankacı, meslek örgütü yöneticilerinin bir araya geldiğini belirterek, “İlk defa Türk iş dünyası, bu kadar geniş katılımla, Asya-Pasifik iş dünyasıyla buluştu. Onlara birbirini tanıma, böylece yeni iş ve yatırım imkanları ile stratejik ortaklıklar kurabilecekleri bir ortam sunmuş olduk. İnanıyorum ki, attığımız bu tohum tutacak, Türkiye ile Asya-Pasifik ülkeleri artık birbirine daha yakınlaşmış olacak. İki kurumumuza da özel bir tebriğim var. Asya-Pasifik bölgesindeki başarılı girişimcileri ve odalar seçilerek ödüllendirilecek. Bu kapsamda En Başarılı Oda kategorisinde, İzmir’den Ege Bölgesi Sanayi Odası, en başarılı kadın girişimci kategorisinde Ankara’dan Zeynep Erkunt Armağan, Erkunt Traktör, elemelerden geçerek finale kaldılar. Kendileriyle iftihar ediyor, inşallah kazanmalarını diliyorum.” diye konuştu.

Türk iş dünyasının gözünü biraz Doğu'ya çevirmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Bizde de Asya-Pasifik’te de potansiyel var. Bütün mesele birbirimizi keşfetmemiz. Karşılıklı ilişkilerimiz okyanusta bir damla su. Bunu geliştirebileceğimiz fırsatlar var. İş dünyalarının karşılıklı bunu değerlendirmesi lazım.” dedi.

Milli para birimleriyle ticaret yapma fikrinin olup olmadığına yönelik soru üzerine Hisarcıklıoğlu, “Bu bizlerin değil, hükümetlerin alacağı bir karar. Ülkeler kendi parasıyla ticaret yapması için çalışmalar var. Hatta anlaşma yaptığımız ülkeler de var. Bu geliştiği takdirde daha rahat alışveriş yapılacak. Dünyada herkes bu baskıdan kurtulmak istiyor.” şeklinde konuştu.

- “Her geldiğimde Türkiye’nin iktisadi olarak güçlenmesine tanıklık ediyorum”

CACCI Başkanı Jemal Inaishvili ise bu konferans ile Uzak Doğu ülkelerinin ve CACCI ülkelerinin ilgilerini Türkiye’ye çekmeyi amaçladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Ben Türkiye’nin daha da güçlendiğini görüyorum. Her geldiğimde Türkiye’nin iktisadi olarak güçlenmesine tanıklık ediyorum. Günümüzde Türkiye çok daha geniş bir coğrafyada liderlik yapıyor. Çok önemli bir rol üstleniyor. Sadece kendi bölgesinde değil, dünya ekonomisinde önemli rol üstleniyor. Bizim daha fazla Asya-Pasifik katılımına ihtiyacımız var. Ticaret ve yatırım açısından çok potansiyel var.

Ekonomik büyüme gösteren ülkelerin Asya ülkeleri olduğunu görüyoruz. Türk ekonomisi ve iş dünyası düşünüldüğünde çok akıllı iş insanlarınız var. İş dünyası ekonomik durum her ne olursa olsun bir çözüm, bir çare buluyor. Oluşan fırsatlardan Türkiye’nin yararlanması gerekiyor. Biz şuna inanıyoruz, bu konferans aynı zamanda önemli bir rol üstlenerek Türkiye’ye daha fazla ilgi gösterilmesine yardımcı olacaktır.”

Milli para birimleriyle ticaret yapma fikrinin olup olmadığına yönelik soru üzerine Inaishvili, “Gelecekte, anlaşmaların, sözleşmelerin milli para birimleri üzerinden yapıldığını göreceğiz.” yanıtını verdi.